DOLAR
41,58
0,22%
DOLAR
EURO
48,63
0,49%
EURO
GRAM ALTIN
5025,67
0,50%
GRAM ALTIN
BIST 100
11151,20
-1,99%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Dalgalı piyasada risklerden nasıl korunmalı?

Artan siyasi risklerin etkisi altında kalan piyasalar, ani fiyat hareketlerine sahne oluyor. Bu kritik süreçte, çeşitlendirilmiş portföy yapısının önemine dikkat çekiliyor.


Dalgalı piyasada risklerden nasıl korunmalı?

Likiditeyi artırmanın ani şoklarda nakit fırsatı yaratarak, yatırımcıların riskini azaltabileceği de kaydediliyor.

Ekonomist’in 14 - 27 Eylül 2025 tarihli sayısından

Piyasalarda yüksek tansiyon, eylül ayının başı itibarıyla yeniden tırmanışa geçti. Ekim 2023’te yapılan CHP İstanbul İl Kongresi 2 Eylül 2025’te mahkeme kararıyla iptal edildi. Yönetim görevden alındı ve Gürsel Tekin başkanlığında yeni bir yönetim il başkanlığına atandı. Bu gelişme sonrasında, TL ve TL cinsinden değerlenen varlıklarda bir kez daha ‘şok’ fiyatlaması gerçekleşirken, yatırımcı tepkisi de sert oldu.

POZİTİF HAVA TERSE DÖNDÜ

2 Eylül’de Borsa İstanbul (BİST), 11.300’den 10.600’e sadece 45 dakika içerisinde sert düşerken devre kesici uygulamasının sınırı olan yüzde 6’ya çok yakın bir noktada gelen tepki alımlarıyla gün sonu kapanışı 10.877’den gerçekleşti.

BİST-100’ün yüzde -3,57’de kapanış yaptığı 2 Eylül günü; 9 Nisan’daki yüzde -2,13, 21 Mart’taki yüzde -7,81 ve 19 Mart’taki yüzde -8,72’den bu yana en sert günlük düşüşler arasında yer aldı. Siyasi şokun ardından 3 Eylül’de açıklanan ve beklentilerden yüksek gelen ağustos ayı enflasyon sürprizi de piyasalardaki satışın ivmelenmesine neden oldu. Yurt içi gündemin son derece yoğun, baskılayıcı, zayıf ve volatil olduğu bu ortamda, ilk şoka göre daha sınırlı da olsa rezerv kaybı, ülke CDS seviyesinde artış ve 10 yıllık tahvil getirilerinde yükseliş, BİST’teki pozitif havanın tersine dönmesine yol açtı. BİST-100, 11 Eylül’de gün içi hareketlerde 10.735’e kadar yükselse de burada tutunmayarak kapanışta 10.383’e geriledi. Böylece 26 Ağustos’taki tepe noktası olan 11.529’a göre yaklaşık yüzde 10 değer kaybetti.

Dalgalı piyasada risklerden nasıl korunmalı?-1

SATIŞ BASKISI SÜRECEK Mİ?

Siyasi cephede son olarak, 11 Eylül’de Ankara Üçüncü Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptal davasını esastan reddetti. Mahkeme kararlarının piyasalara yansımaları önümüzdeki dönemde de takip edilecek. Siyasi olayların fiyatlamalarının yatırım araçlarına etkisi de göz önüne alındığında, borsaya ilişkin son beklentiler de merak ediliyor.

A1 Capital Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, siyasi gündemin sertleşmesinin ve hukuki süreçlerin yatırımcı nezdinde yarattığı belirsizliğin, 11.600’e kadar yükselen BİST’te beklenildiği gibi önce kâr satışlarına, ardından da pozisyon değişimlerine neden olduğu analizini yapıyor.

“Belirsizlik piyasalar için net kötüdür ve satış baskısına neden olur, yukarı denemeler ise tepki niteliğinde kalır” diyen Baki Atılal; bu siyasi ve hukuki sürecinin ne kadar devam edeceğinin belirsiz olduğuna ve ons altındaki yükselişle birlikte yatırımcıların hisseden ve tahvil fonlarından altın tarafına yöneldiğine dikkat çekiyor.

Satış baskısı altındaki BİST’te bu seyrin 10.750 aşılmadıkça devam etmesini bekleyen Baki Atılal, bu durumda fibo seviyeleri olan 10.280’e ve 9.975’e dikkat edilmesi gerektiği görüşünde. Atılal; tansiyonun ya da belirsizliğin azalmasıyla BİST’in eski zirvesi olan 11.600’ü hedefleyebileceğini de öngörüyor.

Dalgalı piyasada risklerden nasıl korunmalı?-2

SİYASİ GÜNDEM İZİN VERECEK Mİ?

Tacirler Yatırım Araştırma Müdürü Serhan Yenigün, artan siyasi tansiyonun dinmesinin yatırımcıların yeniden TCMB’den faiz indirimlerine ve üçüncü çeyrek finansallarına yoğunlaşmasını sağlayacağını belirtiyor. Yenigün; “Hedef şirket değerlerinde son dönemde görülen yukarı revizyonlar ve 12 aylık BİST-100 hedeflerinin 15.000’lere yaklaşması nedeniyle, siyasi gündemin izin vermesi ya da yaşananların makro değerler üzerinde ciddi bir bozulma yaratmaması halinde borsada yeniden yukarı yönlü trend kanalına geri dönüş görebiliriz” diyor.

Siyasi gelişmelerin piyasa ağırlığı arttığında özellikle yakın vade için öngörü oluşturmak son derece zorlaşıyor. Bu durumda iyimser, karamsar ve baz senaryolar oluşturabileceğine işaret eden Serhan Yenigün’ün baz senaryosu ise siyasi tansiyona bağlı piyasa tedirginliğinin ekim ayına doğru azalması ve endeksin değerleme bazlı seyrine geri dönmesi.

YABANCI SATIŞLARI HIZLANIRSA NE OLUR?

Son gelişmelerin yabancı yatırımcıların başta borsa olmak üzere TL varlıklardaki pozisyonlanmasına etkisi de takip ediliyor. Nitekim uzun zaman sonra ağustos ayı ortasında yüzde 44’e yaklaşan borsadaki yabancı payı, 10 Eylül itibarıyla yüzde 38 seviyesinde bulunuyor.

Tera Yatırım Araştırma Direktörü Mehmet Bilal Bircan, 2024’te TL varlıklara ilgi daha çok sabit getirili varlıklara yoğunlaşırken, mart ayı hariç, bu yılın başından beri ise borsaya yabancı yatırımcı ilgisinin arttığını söylüyor. Ocak ve şubat döneminde BİST’te net 554,4 milyon dolar alım yapan yabancı yatırımcıların, 2025 Ocak-Ağustos döneminde toplam 2,9 milyar dolar net alım gerçekleştirdiği bilgisini veren Mehmet Bilal Bircan’a göre; yabancı yatırımcının TL varlıklara ve borsaya ilgisinin devam ettiği bir ortamda siyasi gerilimlerin öne çıkması, sadece yabancı değil yerli yatırımcı üzerinde de tedirginlik oluşturabilir.

Böyle bir durumda eğer yabancı satışları hızlanırsa; sadece borsadan değil TL varlıklardan çıkışların da söz konusu olabileceği uyarısında bulunan Mehmet Bilal Bircan, CDS primlerinde yükseliş ve borçlanma maliyetlerinde artış görülebileceğini ifade ediyor. Bircan, bu durumun beraberinde TL’nin zayıfladığı ve borsa üzerinde faiz baskısının oluştuğu bir tablo yaratabileceğini de sözlerine ekliyor.

FAİZ İNDİRİMLERİ SÜRÜYOR

TCMB, 11 Eylül’deki Para Politikası Kurulu’nda (PPK), yüzde 43 olan politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 40,5’e çekti. Ayrıca gecelik borç verme faizi yüzde 46’dan yüzde 43,50’ye, gecelik borç alma faizi ise yüzde 41,50’den yüzde 39’a indirildi. A1 Capital Yatırım Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, siyasi belirsizliklerin yoğunlaştığı bir dönemde TCMB’den faiz politikasında ani ve agresif adımlar beklemiyor. “TCMB, doğrudan siyasi gelişmelere bağlı hareket etmese de siyasi tansiyonun yükselmeye devam etmesi gibi gelişmelerin piyasa üzerindeki etkileri nedeniyle faiz politikasında ilave sıkılaşma baskısı yaratması muhtemel” diyen Baki Atılal, Komite’nin iletişim tonunu sertleştirmesini ve indirim temposunu yavaşlatmasını da olası görüyor. Baki Atılal’a göre; rezervlerdeki güçlenme TCMB’ye manevra alanı verse de politik riskler faiz kararlarının her zamankinden daha temkinli alınmasını zorunlu kılabilir, ki bu durum son gelişmeler eşliğinde tahvil fiyatlarındaki artıştan da görülüyor.

MALİYETLİ KUR HAREKETİ RİSKİ

Peki, artan riskler ve faiz indirimleri nedeniyle dolar/TL’de yükseliş eğilimi hızlanabilir mi? Dolar/TL’de kontrollü seyrin süreceği görüşündeki İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, ekim sonuna doğru 42,5 seviyesine doğru hareket etme potansiyelinin artabileceğini öngörüyor. Seda Yalçınkaya Özer, “Ancak önümüzdeki günlerde olası risk faktörlerinin 19 Mart’taki gibi yükseldiği bir ortamda TCMB’nin müdahalesinin geç olması halinde maliyetli bir kur hareketi görmemiz mümkün olabilir” notunu da düşüyor.

GCM Yatırım Araştırma Müdürü Kudret Ayyıldır’a göre ise güçlü rezerv pozisyonu sayesinde TCMB ani sıçramaları sınırlayabilecek imkâna sahip. “Orta vadede ise yönü, yabancı sermaye girişleri ve enflasyonla mücadeledeki kararlılık belirleyecek” diyen Kudret Ayyıldır, oynaklık yaşansa da yapısal adımlar atıldıkça kurda daha istikrarlı bir patika oluşacağına işaret ediyor.

Colendi Menkul Değerler Analisti İbrahim Şişman’ın verdiği bilgilere göre; ilk çeyrekte enflasyon yüzde 10 seviyesindeyken dolar/TL yüzde 7, ikinci çeyrekte ise enflasyon yüzde 6 seviyesindeyken dolar/TL yüzde 5,2 arttı. “Reel faiz döngüsünün devam ettiği bu süreçte yabancı yatırımcıların TL’ye ilgisi, dolar/TL üzerinde baskıyı devam ettiriyor. 178 milyar dolar ile en yüksek seviyeye ulaşan TCMB brüt rezervleri ise bu durumun sonucu olarak karşımıza çıkıyor” diyen İbrahim Şişman, faizler düşüşe geçse bile reel faiz döngüsü devam ettikçe bu tablonun sürmesini ve ekim ayı sonunda dolar/TL’nin 42,00-44,00 bandında olmasını bekliyor.

YATIRIMCILARA KRİTİK ÖNERİLER

Önümüzdeki süreçte hem siyasi gelişmeler hem de yurt içi-yurt dışı yoğun ekonomi gündemi yatırımcıların radarında olmaya devam edecek. Bu tür zamanlarda yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmelerinin çok önemli olduğuna işaret eden GCM Yatırım Araştırma Müdürü Kudret Ayyıldır’a göre; hisse tarafında defansif sektörlere ağırlık verilebilir, altın ve döviz bazlı enstrümanlarla denge sağlanabilir, sabit getirili varlıklarla da risk azaltılabilir. TCMB’nin faiz kararlarını, FED toplantılarını, enflasyon verilerini ve CDS seviyelerini ‘yatırımcıların en yakından izlemesi gereken başlıca gelişmeler’ olarak sıralayan Kudret Ayyıldır; “Özellikle bu tür zamanlarda, yatırımlarımızın bir bölümünü risk anlayışına göre piyasalardaki değişimlerden yararlanabilmek adına likit olarak tercih etmek ya da hızlı bir şekilde likide çevrilebilecek enstrümanlarda yer alabilmek stratejik önem arz ediyor” diyor.

Destek Yatırım Araştırma Direktörü Gökhan Uskuay, TÜFE’de yıllık bazda ana eğilimin gerilemesiyle birlikte ekim ayı sonuna kadar TCMB’den 400 baz puanlık indirim bekliyor. “Piyasanın mevcut gündemi nedeniyle daha sınırlı faiz indirimi beklentisi, reel faiz seviyelerini yıl içerisinde yüksek seviyelere taşıyacağı için yatırımcılar TL yakın vade borçlanma araçlarını tercih etmeye devam edecek” diyen Gökhan Uskuay’a göre; yüksek reel faizler ve belirsizlik, hisse senedi piyasalarında tercihleri yine BİST-100 dışı momentum odaklı hisselere kaydırabilir.

Dalgalı piyasada risklerden nasıl korunmalı?-3

MEHMET BİLAL BİRCAN / TERA YATIRIM ARAŞTIRMA DİREKTÖRÜ

“Ons altında 4.000 dolar seviyeleri gündeme gelebilir”
“ABD’de istihdam verilerinin son iki aydır beklentileri karşılayamaması FED’den faiz indirim beklentilerini güçlendirirken, ons altında da yeni rekorları beraberinde getirdi. Bundan sonra da ABD ekonomisine dair gelecek veriler ve bunun paralelinde FED’in faiz indirim adımları ons altın üzerinde belirleyici olmaya devam edecek. FED’in 17 Eylül toplantısı sonrasında yıl bitmeden gerçekleşecek diğer iki toplantıda da faiz indirebileceği beklentisinin güçlenmesi ons altında 4.000 doları gündeme getirebilir. Bu senaryoda gram altında ise 5.400 TL seviyeleri görülebilir.”

Dalgalı piyasada risklerden nasıl korunmalı?-4

KUDRET AYYILDIR / GCM YATIRIM ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ

“Gram altın psikolojik seviye olan 5.ooo TL’yi aşabilir”
“Ons altın, bir yandan ABD’de istihdam verilerindeki zayıflamanın FED üzerindeki faiz indirim baskısını artırması, diğer yandan jeopolitik riskler ve ticaret politikalarına yönelik belirsizliklerin merkez bankalarının altın alımlarını desteklemesiyle tarihi zirvelerini yeniliyor. Gram altın ise dışarıda ons altının rekor yolculuğu, içeride ise dolar/TL’nin kademeli yükselişi sayesinde yerli yatırımcıların güvenli liman talebini güçlendiriyor. Yılın kalanında yeni zirve yolculuğunda ara düzeltmeler fırsat olmaya devam edebilir. Orta vadeli görünümde de 3.450 dolar ana destek ve yolculuğun daha istekli görünmesini sağlayacak referans bölge olarak izah edilebilir. Bu senaryo, gram altının da 5.000 TL psikolojik seviyesini test etmesini hatta aşmasını mümkün kılıyor.”

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL