Türkiye ekonomisi 2019'un ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 küçüldü. Ekonomi 2018'in son çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğinde de küçülmüş ve iki çeyrek üst üste küçülmeyle resesyona girdiği kesinleşmişti.
DR. ORHAN KARACA
[email protected]
Son yayınlanan veriler bu resesyonun 2019'un ikinci çeyreğinde de sürdüğünü gösteriyor. Geçen hafta, öncü göstergelere dayanarak, ikinci çeyrekteki olası büyümeye ilişkin değerlendirmeler yapmış ve bu dönemde ekonominin yüzde 1,5-2,5 arasında küçülmüş olabileceği tahmininde bulunmuştuk.
Gerçekleşme bu aralığın alt sınırında oldu. Yaptığımız değerlendirmeler de büyük ölçüde doğru çıktı. İkinci çeyrekteki küçülme yine iç talepten kaynaklandı. Yalnız iç talebin hanehalkı tüketimi ayağındaki düşüş beklediğimizden daha fazla hız keserken, yatırım ayağındaki düşüş ise beklediğimizden daha fazla derinleşti.
Geçen yılın son çeyreğinde yüzde 7,7 ve bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,8 olan hanehalkı tüketimindeki düşüş ikinci çeyrekte yüzde 1,1'e indi. Bizim hesaplarımıza göre bu düşüş büyümeye 0,6 puanlık negatif etki yaptı.
Geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 4,4, dördüncü çeyreğinde yüzde 11,6 ve bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 12,4 olan yatırımlardaki düşüş ise ikinci çeyrekte yüzde 22,8'i buldu.
Yatırımlardaki bu düşüş büyümeyi 7,1 puan aşağı çekti. Öte yandan ekonomideki küçülmenin daha derin olmasını ise yine dış ticaret ve kamu tüketimi frenledi.
İthalattaki yüzde 16,9'luk düşüşten büyümeye 3,9 puanlık, ihracattaki yüzde 8,1'lik artıştan 1,8 puanlık ve kamu tüketimindeki yüzde 3,3'lük artıştan da 0,5 puanlık katkı geldi. Dört çeyrektir büyümeyi negatif etkileyen stok değişimi de bu kez 0,1 puanlık katkıda bulundu.
Ekonomide geçen yılın son çeyreğinde yüzde 2,8 ile başlayan küçülmenin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,4'e gerilemesinden sonra ikinci çeyrekte de yüzde 1,5'e inmesi, üçüncü ya da dördüncü çeyrekte yeniden büyümeye geçilebileceği beklentisine yol açtı.
Ekonomideki sorunlar geçen yıl bu dönemde başladığı için matematiksel olarak böyle bir ihtimal var. Ancak bu ihtimalin hayata geçmesi kesin değil. Hükümetin faizleri aşağı çekerek iç talebi canlandırmaya çalışması bu konuda umutları arttırıyor.
Ancak yüksek enflasyon yüzünden tüketicinin satın alma gücünde son yıllarda yaşanan erime soru işaretleri yaratıyor. Satın alma gücündeki bu erime telafi edilmediği sürece, ekonomi resesyondan çıksa bile, eskisi gibi hızlı büyüme oranlarına ulaşılması biraz zor olacağa benziyor.
ÇEYREKLİK BÜYÜME GÜVENİLİR DEĞİL
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ikinci çeyrekte ekonomi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5 küçülürken, mevsimsel düzeltilmiş verilere göre önceki çeyrek döneme göre ise yüzde 1,2 büyüme olduğunu açıkladı.
Bu da yıllık büyümenin mi yoksa çeyreklik büyümenin mi dikkate alınması gerektiği tartışmasını yeniden alevlendirdi. Biz yıllık büyümeyi dikkate alıyoruz. Çünkü, büyük ölçüde mevsimsel düzeltme yönteminden kaynaklandığını düşündüğümüz sorunlar nedeniyle, çeyreklik büyüme verilerini pek güvenilir bulmuyoruz.
Türkiye'de çeyreklik büyüme verileri çok keskin revizyonlara uğruyor. Mesela 2018'in ikinci çeyreğine ilişkin olarak yayınlanan ilk veri yüzde 0,9 büyüme olduğunu gösteriyordu. Bu oran bir ara yüzde 0,1'lik küçülmeye kadar indi. Son durumda ise yüzde 0,2 büyümeye işaret ediyor.
Bu nedenle 2019'un ikinci çeyreği için açıklanan yüzde 1,2'lik çeyreklik büyümeye bakıp ekonomide işler düzelmiş diyemiyoruz. Çünkü bu oranın ileride negatife dönüşmeyeceğinin garantisi yok. Yıllık büyüme oranlarında ise böyle keskin revizyonlar olmuyor. Bu yüzden onları dikkate alıyoruz.