DOLAR
38,42
0,19%
DOLAR
EURO
43,71
0,05%
EURO
GRAM ALTIN
4069,40
-1,43%
GRAM ALTIN
BIST 100
9468,13
-0,24%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Enflasyonla mücadele sekteye mi uğruyor?

İBB operasyonları sonrasında kur üzerinde artan baskıların, TCMB’nin faiz indirim sürecini yavaşlatacağı ve enflasyon hedeflerini zora sokacağı endişeleri arttı.

28 Mart 2025 | 16:20
Enflasyonla mücadele sekteye mi uğruyor?

Önümüzdeki süreçte kurda dengelenme noktası, bunun enflasyon beklentilerine etkileri ve dezenflasyon sürecinin seyri yakından takip edilecek.

Ekonomist’in 30 Mart - 12 Nisan 2025 tarihli sayısından

Son yıllarda birçok kritik dönemeçten geçen Türkiye siyasi tarihi yine oldukça hareketli ve belirsiz bir dönemin içinde bulunuyor. Ancak siyaset cephesinde yaşanan gelişmelerin etkisi, sadece bu alanla sınırlı kalmıyor; bir yandan hukuka, demokratik hak ve özgürlüklere inancın sarsılmasına neden olurken diğer yandan da tesis edilmesi için ‘acı reçete’lerin ödendiği ekonomiye güvenin de yara alması sonucunu doğuruyor.

RİSKLER VE ENDİŞELER ARTIYOR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı olmasının yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı da olan Ekrem İmamoğlu’nun 18 Mart’ta diplomasının iptalinin ardından 19 Mart’ta gözaltına alınmasıyla başlayan, 23 Mart’ta tutuklanmasıyla yeni bir yöne evrilen süreçle birlikte hem ekonomi hem de piyasalar açısından zor ve sancılı bir dönemin kapısı aralanmış durumda.

Siyasetin gölgesinde artan belirsizliklerin yarattığı volatilitenin hisseden döviz kuruna ve altına, devlet tahvillerinden CDS’lere yatırım araçları ve göstergeleri üzerinde yarattığı çok sert fiyatlamalar sürecin zorluğunu gözler önüne seriyor. Ankara attığı somut adımlarla piyasaya ‘ekonomik programın devam ettiği’ mesajını verse de siyaset normalleşmeden piyasalardaki risk priminin geri gelmesinin çok zor olduğu kaydediliyor. Bunun yanında atılan adımların yaratabileceği riskler, ekonomide oturtulmaya çalışılan dengelerin bozulabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor.

TAHMİNLER YUKARI ÇEKİLİYOR

Siyasi hamlelerin ekonomiye maliyetinin ne olacağı sorusu, uzunca bir süre gündemin en önemli başlıklarından biri olmaya devam edecek. İBB operasyonları sonrasında kur üzerinde artan baskıların TCMB’nin faiz indirim sürecini yavaşlatacağına, bununla birlikte yıl sonu enflasyon hedeflerinin ağır bir darbe aldığına kesin gözüyle bakılıyor. ‘Büyümede yumuşak iniş’ beklentisi üzerinde aşağı yönlü risklerin arttığı kaydedilirken yabancı fon akışının yükselmeye başladığı bir dönemde siyasi belirsizliklerin yabancı yatırımcılar cephesinde de pozitif algıyı bozduğu üzerinde duruluyor. Ekonomide daha ağır bir fatura çıkıp çıkmayacağı siyasi arenadaki gelişmelere bağlı olmaya devam edecek gibi görünüyor. TCMB’nin faiz adımı sonrası kur yatışsa da piyasalar dezenflasyon sürecinin devam edeceğine ikna olmuş değil. Zaten TCMB’nin 2025 yıl sonu için koyduğu yüzde 24 enflasyon hedefine ulaşılmasının zor olduğu kanaatindeki birçok piyasa oyuncusu, son gelişmelerle birlikte kur ve enflasyon tahminlerini de yukarı çekmeye başladı. İş Yatırım; yaşanan şok sonrası 2025 yıl sonuna ilişkin enflasyon tahminini yüzde 28,5’ten yüzde 30’a, politika faizi tahminini yüzde 30’dan yüzde 35’e, dolar kuru tahminini 43,70’ten 44,5’e çıkardı. Bank of America (BofA), 2025 yıl sonu enflasyon öngörüsünü yüzde 25,7’den yüzde 28,1’e, politika faizi öngörüsünü yüzde 30,5’ten yüzde 32,5’e revize etti.

“FAİZ ARTIŞ OLASILIĞI MESAJI VERİLMELİ”

Genel beklenti, TCMB’nin nisan ayındaki PPK toplantısında faiz indirimi yapmayacağı yönünde. Bu ortamda indirimden bahsetmenin yanlış olduğuna işaret eden Trive Yatırım Araştırma Direktörü Eren Can Umut, “Bazen söylem, eylemden daha etkili olabiliyor. Piyasalara ‘faiz artış olasılığının bulunduğu’ mesajı verilmeli” diyor. Tacirler Yatırım Araştırma Direktörü Serhan Yenigün, TCMB’nin faiz koridoru üst bandını yüzde 44’ten yüzde 46’ya yükseltmesinin, ardından politika faizi olarak takip edilen yüzde 42,5 oranındaki bir hafta vadeli repo ihalelerine ara verdiğini duyurmasının ‘fiili bir faiz artırımına’ işaret ettiğini kaydediyor. TL varlıklar ve BİST açısından 2024 Kasım’dan bu yana en önemli katalistlerden biri olan ‘dezenflasyonun sürdüğü ortamda TCMB’nin faiz indirmesi ve bunun büyümeyi desteklemesi’ argümanının bu gelişmeyle bir süreliğine askıya alındığını kaydeden Yenigün, “Bu durumun ne kadar uzayacağı belirsiz. 17 Nisan’da faiz indirimi beklemek de şu aşamada rasyonel değil” diyor. Serhan Yenigün’e göre; BİST-100’de orta-uzun vadeli değerlemeler 14.000 civarında endeks hedeflerine işaret etse de faiz indirim sürecine geri dönüşün uzaması, bunun büyümeyi ve tüketimi zayıflatması durumunda hedeflerde aşağı revizyonlar görebiliriz.

“YENİ BİR KISIR DÖNGÜYE GİRİLEBİLİR”

Ekonomi yönetiminin dolardaki atağın önüne geçebilmek için 19-20-21 Mart’ta yaklaşık olarak 25 milyar doların üzerinde döviz rezervi satışı yaptığı tahmin ediliyor. Trive Yatırım Araştırma Direktörü Eren Can Umut, para birimi dünyada ‘rezerv para’ olarak kabul edilmeyen ülkeler özelinde piyasalarla uzun süre mücadele edebilecek rezerve sahip merkez bankasının olmadığına dikkat çekiyor. Eren Can Umut, “‘TCMB’nin rezervleri güçlü, kurda sert yükseliş ve oynaklık olmaz’ demek son derece yanlış. Kurda istikrarı sağlayacak en önemli unsur, riski düşük tutmak” diyor.

Eren Can Umut; TCMB’nin borsadan para çıksa dahi bunun TL mevduata gitmesini isteyeceği, TL mevduatta ve fonlarda stopaj indirimine yönelik çalışma haberlerinin bu nedenle geldiği görüşünde. Ancak Türk halkının riskten korunma güdüsüyle yoğunlaştığı enstrümanların altın ve yabancı para (dolar) olduğuna dikkat çeken Umut’a göre; bunun önüne geçilmezse enflasyon beklentilerinde bozulmayla yeni bir kısır döngüye girilebilir. Konu siyasi olduğu için TCMB’nin de yapacaklarının sınırlı olduğu notunu düşen Eren Can Umut; siyasi arenada stresin ortadan kalkmasının elzem olduğunu da sözlerine ekliyor.

PROF. DR. EVREN BOLGÜN / BEYKOZ ÜNİVERSİTESİ

“Yıl sonu enflasyonu yüzde 35’e çıkabilir”
“TCMB’nin elinde döviz kurundaki şok yükselişleri engelleyebilecek bir cephane var. Şu anda TCMB’nin elinde swap hariç 50-60 milyar dolara yakın net kullanılabilir döviz rezervi bulunuyor. Öte yandan Türkiye’de döviz kurlarının yüzde 10 değer kazanması, kabaca yıl sonunda enflasyona 5 puan ekler. Yani kurların enflasyona geçişkenliği yarı yarıya olur. Dolarda 19 Mart’taki artışların kalıcı olması ve devam etmesi halinde, yıl sonunda yüzde 30 civarında beklediğimiz enflasyon yüzde 35’lere çıkabilir. Son Orta Vadeli Program’da (OVP) hükümetin yıl sonu dolar kuru öngörüsü 42 TL idi. Ancak vadeli işlem borsasında 31 Aralık 2025 tarihli dolar/TL kontratı önceki hafta 50,25 TL’yi gördü. Siyaset yine ekonominin önüne geçti. Enflasyonla mücadele programının anlamını büyük oranda kaybettiğini söyleyebiliriz.”

PROF. DR. KÂMİL YILMAZ / KOÇ ÜNİVERSİTESİ

“Ekonomide belirsizlik dönemine girdik”
“Şu an yaşadığımız şey temelde ekonomik değil, siyasi bir kriz. Ancak ekonomi üzerinde etkileri olacak. Gerilimin yumuşaması halinde kısa vadede piyasa üzerindeki baskı hafifleyebilir. Ancak sona ermiş değil. Son bir yılda uluslararası sermaye tarafında Türkiye’ye yaklaşık 40 milyar dolarlık sıcak para girişi yaşanmıştı. Fakat 19 Mart’tan 24 Mart’ta kadarki süreçte, henüz net olmasa da bunun üçte biri Türkiye’den çıkış yaptı. Yabancılar Türkiye’ye yatırım yapmak için bir kez daha kendini beklemeye alıyor. Türkiye’deki şirketler ve vatandaşlar da ani kur atakları ihtimaline karşı, yeniden dövize yönelme eğilimi gösteriyor. Türkiye, ekonomide yeni bir belirsizlik dönemine girmiş durumda.”

0


  • ALTIN GRAM - TL 4069,4 -1,43%
  • ALTIN ONS 3294,54 -1,76%
  • BIST 100 9468,13 -0,24%
  • DOLAR/JAPON YENI 143,297 0,469%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,38775 0,15155%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 82,76 -0,2017%
  • DOLAR/TURK LIRASI 38,4202 0,1927%
  • EURO/DOLAR 1,1365 -0,2199%
  • EURO/TURK LIRASI 43,71 0,0501%
  • STERLIN/DOLAR 1,33155 -0,20236%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL