Geçen yıl BiTaksi ile ‘Yılın Erkek Girişimcisi’ seçilen Nazım Salur, bu yıl da Getir ile aynı ödüle layık görüldü. Salur, Getir’i Lonra’dan başlayarak dünyaya açmaya hazırlanıyor. Nazım Salur, “Projenin en önemli özelliklerinden biri, iş modeliyle dünyada bir ilk olması.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
Dünyada 10 dakikada ürün teslim edebilen tek şirketiz. Getir’i dünyada bir başarı hikayesi yapmak istiyoruz” diyor. Hızlı tüketim, gemicilik, otomotiv, mobilya gibi pek çok farklı sektörde çalıştıktan sonra 50 yaşında teknoloji sektörüne giriş yapan Nazım Salur, mobil alanda geliştirdiği ikinci projesi Getir ile ikinci kez ‘Yılın Erkek Girişimcisi’ ödülünü aldı. Getir, insanlara ihtiyaç duydukları ürünleri 10 dakika gibi kısa bir sürede ulaştırmayı hedefleyen bir mobil alışveriş uygulaması. Yaklaşık 1.5 yıl önce kurulan Getir, bir yılda yüzde 400 büyüdü.
Ayda 100 binin üstünde siparişe ulaştı. 2017’de de en az yüzde 400 büyümeyi hedefleyen Salur, projeyi yurtdışına açmaya hazırlanıyor. Getir’in dünyada bir ilk olduğunu söyleyen Salur, “Ankara, İzmir, Antalya’dan evvel yurtdışın-da büyümek istiyoruz. İlk olarak Londra’ya açılacağız. Sadece batıda değil Dubai, Şangay gibi zamanın kıymetli olduğu, trafiğin yoğun olduğu tüm şehirlerde bu işi yapmak istiyoruz” diyor.
Salur, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Sizce geçen yıl sizi öne çıkaran, ‘Yılın Erkek Girişimcisi’ seçilmenizi sağlayan ne oldu?
Bunu anlamak için Getir’e bakmak lazım. Getir, zamanla oynayan, zamanı ana ürünü yapan bir girişim. Ben 10 dakikada bulunduğunuz yere 600 civarında ürünü getiriyorsam size aslında o ürünlerden önce sattığım şey zaman. Büyük şehir insanı için çoğunlukla zaman paradan daha önemli bir unsur haline geliyor. Biz küçük bir fark karşılığında insanların alışverişle ilgili zamandan tasarruf etmesini sağlıyoruz. Ayrıca Getir’in en önemli özelliklerinden biri dünyada bir ilk olması. Dünyada 10 dakikada ürün teslim edebilen tek şirketiz.
Bu modeli dünyaya taşımayı düşünüyor musunuz?
Ankara, İzmir, Antalya’dan evvel yurtdışında büyümek istiyoruz. 2017 içinde öncelikli maddemiz bu. İlk olarak Londra’ya açılacağız. Sadece batıda değil Dubai, Şangay gibi zamanın kıymetli olduğu, trafiğin yoğun olduğu tüm şehirlerde bu işi yapmak istiyoruz. Trafik ne kadar kötüyse bize o kadar ihtiyaç var.
Yurtdışına bir fonla mı çıkmayı planlıyorsunuz?
Değişik alternatifleri araştırıyoruz. Gideceğimiz şehirde joint venture ortaklık da olabilir, ana şirkete alacağımız bir ortakla işi komple biz de yapabiliriz. Ama şehir bazında ortaklığa daha sıcak bakıyoruz. Yurt-dışındaki işlerde de yönetim bizde olacak. Biz kimsenin kapısını çalmıyoruz. Birçok fon geliyor. Yurtdışı kaynaklı fonlar da var, yerliler de... Her türlü ortaklık bize uygun değil. Biz Getir’i satmak istemiyoruz. Biz bunu dünyada bir başarı hikayesi yapmak istiyoruz.
2017 yılında iş ajandanızda neler var?
Başka hangi konulara odaklanacaksınız? Getir’in sunduğu ürünlerin yanı sıra sunabileceği hizmetler de var. Uzun vadede Getir bir alışveriş aplikasyonundan daha çok bir yaşam tarzı aplikasyonu olmayı hedefliyor. Sizin zaman ayırmak istemediğiniz ne varsa onları ayağınıza getirmek isteriz. Mesela havalimanına giderken pasaportunuzu unuttunuz, geri dönerseniz geç kalacaksınız, bu durumda biz devreye girebiliriz.
Getir 2016’da ne kadar büyüdü? 2017 için hedefiniz nedir?
Ayda 100 binin üstünde sipariş gönderiyoruz. Yoğun günlerde günlük 5 binin üzerinde sipariş alıyoruz. Yıllık büyümemiz yüzde 400'e ulaştı. 2017’de de en az yüzde 400 büyüme hedefimiz var.
İstanbul gibi bir şehirde bu kadar hızlı teslimat yapmayı nasıl başarıyorsunuz?
Getir yüzde 70 oranında teknoloji, yüzde 20 perakende, yüzde 30 lojistik şirketi. Biz yapabildiklerimizi perakende veya lojistik bilgimizle yapmıyoruz. Mobil teknolojiyi iyi kullanabildiğimiz için yapıyoruz. Öncelikle altyapımız çok iyi. İstanbul genelinde 54 depomuz var. 2017’de bu rakamı 100’e çıkaracağız. Ayrıca hem motosiklet hem de küçük araçların olduğu hibrid bir dağıtım modelimiz var. Şu anda yeni bir model üzerinde çalışıyoruz. Bayilik vermeye başladık. İlk aşamada çalışanlarımıza verdik. Bunu yaygınlaştırmayı düşünüyoruz.
Getir’de en çok ne satılıyor?
En çok su satılıyor. İlk başlarda daha çok acil ihtiyaçlar satılırken bugün günlük ihtiyaçların da çok talep gördüğünü söyleyebiliriz. Mesela süt, yumurta, soda, kaşar peyniri gibi ürünler var çok satanlar listesinde. Bunun yanı sıra kadın çorabı da iphone şarjı da alanlar oluyor.
Önümüzdeki birkaç yılda Türkiye’ye çok sayıda fon gelebileceğini ifade ediyorsunuz. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi iklimi fonların gelmesi açısından uygun mu?
Yabancı fonların gelmesi açısından Türkiye'deki ortam uygun değil. Mesela yabancı fon buradaki şirketi görmeye gelmek istiyor. Adamın karısı “Sen Türkiye’ye gitme, güvenli değil” diyor. Bu kadar basit bir nedeni var. Olduğundan misli misli kötü gösteriyorlar Türkiye'yi.
Sizin de bu gibi nedenlerle görüşmeleriniz iptal oldu mu?
Elbette, biz de yaşadık benzer olayları. Mesela burada gelip Boğaz'da yemek yemeyi, İstanbul'u seviyorlar ama gelemiyorlar. Ya da şirketleri sigorta riski gibi nedenlerle göndermiyor. Türkiye'nin daha iyi bir imaj çalışması yapması lazım. Sadece kötü haberlerle anılan bir ülke olduk. İyi yüzümüzü anlatamıyoruz. Bütün sorunlarına rağmen Türkiye güzel bir ülke. 80 milyon insan var. İnişler çıkışlar olur ama Türkiye'ye bir şey olmaz. Yurtdışına gitmek, çalışmak çok önemli ama kimse burayı unutmasın. Bugün zorluk olur, yarın düzelir. Fazla karamsarlığa gerek yok.
Geçen yıl size ödül kazandıran Bi-Taksi girişiminizde durum nedir?
İstanbul’da 40 bin sürücü var. Şu anda BiTaksi’ye bağlı 12 bin kayıtlı sürücü bulunuyor. Bu rakamla sektörde lideriz. Bugüne kadar 10 milyona yaklaşan yolculuk yapıldı. Geçen yıl yüzde 150 büyüdü. BiTaksi’de öncelikli hedefimiz Türkiye’de kaliteyi artırmak. Müşteri memnuniyetine yönelik iki önemli projemiz var. Diğer gündemimiz ise Anadolu’ya açılmak. Şu an Ankara’da varız. Başka şehirlere de bakacağız. Ayrıca Rusya’dan Yandex ile işbirliği anlaşmamız oldu. Onlar ileride ortak olabilirler.
"MOBİL PAZAR BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK"
Türkiye'nin geleceği ve yeni yatırımlar için sizi iyimser kılan üç önemli nedeni, gerekçeleriyle açıklar mısınız?
1- Terör olayları, ekonomide durgunluk gibi ülkenin canını sıkan pek çok olay oluyor. Bunlar elbette keyif kaçıran konular ama aynı zamanda Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusu var. Üstelik yeniliğe açık bir nüfus bu. Bizim için en önemli konulardan biri bu.
2- Özellikle genç ve dinamik nüfus ve onun mobil odaklı olması çok önemli. Herkesin cebinde mobil bir telefon var artık. Biz de orada iş yapıyoruz. Mobil telefon ekranı ülkenin kalabalık caddesi. Bizim de dükkanımız orada. Mobil penetrasyonu giderek daha da artıyor. Mobil önümüzdeki 20 yıl çok daha hızlı büyüyecek.
3- Üçüncü unsur ise uzun vadede birkaç iyi başarı hikayesinin çıkmasının ardından Türkiye'de bu işlere ciddi bir fon yaratılacağını düşünüyorum. Yeni girişimciler için fonlar çok kısıtlı. Türkiye'den çıkan başarı hikayelerinin sayısı da az. Mesela Yemek Sepeti, Gittigidiyor gibi projelerin sahipleri satışın ardından gelen parayı yaptıkları yatırımlarla sektöre geri kazandırdılar. Bu örnekler arttıkça yeni girişimlerin önü açılacak.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
asakarya@ekonomist.com.tr
Dünyada 10 dakikada ürün teslim edebilen tek şirketiz. Getir’i dünyada bir başarı hikayesi yapmak istiyoruz” diyor. Hızlı tüketim, gemicilik, otomotiv, mobilya gibi pek çok farklı sektörde çalıştıktan sonra 50 yaşında teknoloji sektörüne giriş yapan Nazım Salur, mobil alanda geliştirdiği ikinci projesi Getir ile ikinci kez ‘Yılın Erkek Girişimcisi’ ödülünü aldı. Getir, insanlara ihtiyaç duydukları ürünleri 10 dakika gibi kısa bir sürede ulaştırmayı hedefleyen bir mobil alışveriş uygulaması. Yaklaşık 1.5 yıl önce kurulan Getir, bir yılda yüzde 400 büyüdü.
Ayda 100 binin üstünde siparişe ulaştı. 2017’de de en az yüzde 400 büyümeyi hedefleyen Salur, projeyi yurtdışına açmaya hazırlanıyor. Getir’in dünyada bir ilk olduğunu söyleyen Salur, “Ankara, İzmir, Antalya’dan evvel yurtdışın-da büyümek istiyoruz. İlk olarak Londra’ya açılacağız. Sadece batıda değil Dubai, Şangay gibi zamanın kıymetli olduğu, trafiğin yoğun olduğu tüm şehirlerde bu işi yapmak istiyoruz” diyor.
Salur, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Sizce geçen yıl sizi öne çıkaran, ‘Yılın Erkek Girişimcisi’ seçilmenizi sağlayan ne oldu?
Bunu anlamak için Getir’e bakmak lazım. Getir, zamanla oynayan, zamanı ana ürünü yapan bir girişim. Ben 10 dakikada bulunduğunuz yere 600 civarında ürünü getiriyorsam size aslında o ürünlerden önce sattığım şey zaman. Büyük şehir insanı için çoğunlukla zaman paradan daha önemli bir unsur haline geliyor. Biz küçük bir fark karşılığında insanların alışverişle ilgili zamandan tasarruf etmesini sağlıyoruz. Ayrıca Getir’in en önemli özelliklerinden biri dünyada bir ilk olması. Dünyada 10 dakikada ürün teslim edebilen tek şirketiz.
Bu modeli dünyaya taşımayı düşünüyor musunuz?
Ankara, İzmir, Antalya’dan evvel yurtdışında büyümek istiyoruz. 2017 içinde öncelikli maddemiz bu. İlk olarak Londra’ya açılacağız. Sadece batıda değil Dubai, Şangay gibi zamanın kıymetli olduğu, trafiğin yoğun olduğu tüm şehirlerde bu işi yapmak istiyoruz. Trafik ne kadar kötüyse bize o kadar ihtiyaç var.
Yurtdışına bir fonla mı çıkmayı planlıyorsunuz?
Değişik alternatifleri araştırıyoruz. Gideceğimiz şehirde joint venture ortaklık da olabilir, ana şirkete alacağımız bir ortakla işi komple biz de yapabiliriz. Ama şehir bazında ortaklığa daha sıcak bakıyoruz. Yurt-dışındaki işlerde de yönetim bizde olacak. Biz kimsenin kapısını çalmıyoruz. Birçok fon geliyor. Yurtdışı kaynaklı fonlar da var, yerliler de... Her türlü ortaklık bize uygun değil. Biz Getir’i satmak istemiyoruz. Biz bunu dünyada bir başarı hikayesi yapmak istiyoruz.
2017 yılında iş ajandanızda neler var?
Başka hangi konulara odaklanacaksınız? Getir’in sunduğu ürünlerin yanı sıra sunabileceği hizmetler de var. Uzun vadede Getir bir alışveriş aplikasyonundan daha çok bir yaşam tarzı aplikasyonu olmayı hedefliyor. Sizin zaman ayırmak istemediğiniz ne varsa onları ayağınıza getirmek isteriz. Mesela havalimanına giderken pasaportunuzu unuttunuz, geri dönerseniz geç kalacaksınız, bu durumda biz devreye girebiliriz.
Getir 2016’da ne kadar büyüdü? 2017 için hedefiniz nedir?
Ayda 100 binin üstünde sipariş gönderiyoruz. Yoğun günlerde günlük 5 binin üzerinde sipariş alıyoruz. Yıllık büyümemiz yüzde 400'e ulaştı. 2017’de de en az yüzde 400 büyüme hedefimiz var.
İstanbul gibi bir şehirde bu kadar hızlı teslimat yapmayı nasıl başarıyorsunuz?
Getir yüzde 70 oranında teknoloji, yüzde 20 perakende, yüzde 30 lojistik şirketi. Biz yapabildiklerimizi perakende veya lojistik bilgimizle yapmıyoruz. Mobil teknolojiyi iyi kullanabildiğimiz için yapıyoruz. Öncelikle altyapımız çok iyi. İstanbul genelinde 54 depomuz var. 2017’de bu rakamı 100’e çıkaracağız. Ayrıca hem motosiklet hem de küçük araçların olduğu hibrid bir dağıtım modelimiz var. Şu anda yeni bir model üzerinde çalışıyoruz. Bayilik vermeye başladık. İlk aşamada çalışanlarımıza verdik. Bunu yaygınlaştırmayı düşünüyoruz.
Getir’de en çok ne satılıyor?
En çok su satılıyor. İlk başlarda daha çok acil ihtiyaçlar satılırken bugün günlük ihtiyaçların da çok talep gördüğünü söyleyebiliriz. Mesela süt, yumurta, soda, kaşar peyniri gibi ürünler var çok satanlar listesinde. Bunun yanı sıra kadın çorabı da iphone şarjı da alanlar oluyor.
Önümüzdeki birkaç yılda Türkiye’ye çok sayıda fon gelebileceğini ifade ediyorsunuz. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi iklimi fonların gelmesi açısından uygun mu?
Yabancı fonların gelmesi açısından Türkiye'deki ortam uygun değil. Mesela yabancı fon buradaki şirketi görmeye gelmek istiyor. Adamın karısı “Sen Türkiye’ye gitme, güvenli değil” diyor. Bu kadar basit bir nedeni var. Olduğundan misli misli kötü gösteriyorlar Türkiye'yi.
Sizin de bu gibi nedenlerle görüşmeleriniz iptal oldu mu?
Elbette, biz de yaşadık benzer olayları. Mesela burada gelip Boğaz'da yemek yemeyi, İstanbul'u seviyorlar ama gelemiyorlar. Ya da şirketleri sigorta riski gibi nedenlerle göndermiyor. Türkiye'nin daha iyi bir imaj çalışması yapması lazım. Sadece kötü haberlerle anılan bir ülke olduk. İyi yüzümüzü anlatamıyoruz. Bütün sorunlarına rağmen Türkiye güzel bir ülke. 80 milyon insan var. İnişler çıkışlar olur ama Türkiye'ye bir şey olmaz. Yurtdışına gitmek, çalışmak çok önemli ama kimse burayı unutmasın. Bugün zorluk olur, yarın düzelir. Fazla karamsarlığa gerek yok.
Geçen yıl size ödül kazandıran Bi-Taksi girişiminizde durum nedir?
İstanbul’da 40 bin sürücü var. Şu anda BiTaksi’ye bağlı 12 bin kayıtlı sürücü bulunuyor. Bu rakamla sektörde lideriz. Bugüne kadar 10 milyona yaklaşan yolculuk yapıldı. Geçen yıl yüzde 150 büyüdü. BiTaksi’de öncelikli hedefimiz Türkiye’de kaliteyi artırmak. Müşteri memnuniyetine yönelik iki önemli projemiz var. Diğer gündemimiz ise Anadolu’ya açılmak. Şu an Ankara’da varız. Başka şehirlere de bakacağız. Ayrıca Rusya’dan Yandex ile işbirliği anlaşmamız oldu. Onlar ileride ortak olabilirler.
"MOBİL PAZAR BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK"
Türkiye'nin geleceği ve yeni yatırımlar için sizi iyimser kılan üç önemli nedeni, gerekçeleriyle açıklar mısınız?
1- Terör olayları, ekonomide durgunluk gibi ülkenin canını sıkan pek çok olay oluyor. Bunlar elbette keyif kaçıran konular ama aynı zamanda Türkiye'nin genç ve dinamik bir nüfusu var. Üstelik yeniliğe açık bir nüfus bu. Bizim için en önemli konulardan biri bu.
2- Özellikle genç ve dinamik nüfus ve onun mobil odaklı olması çok önemli. Herkesin cebinde mobil bir telefon var artık. Biz de orada iş yapıyoruz. Mobil telefon ekranı ülkenin kalabalık caddesi. Bizim de dükkanımız orada. Mobil penetrasyonu giderek daha da artıyor. Mobil önümüzdeki 20 yıl çok daha hızlı büyüyecek.
3- Üçüncü unsur ise uzun vadede birkaç iyi başarı hikayesinin çıkmasının ardından Türkiye'de bu işlere ciddi bir fon yaratılacağını düşünüyorum. Yeni girişimciler için fonlar çok kısıtlı. Türkiye'den çıkan başarı hikayelerinin sayısı da az. Mesela Yemek Sepeti, Gittigidiyor gibi projelerin sahipleri satışın ardından gelen parayı yaptıkları yatırımlarla sektöre geri kazandırdılar. Bu örnekler arttıkça yeni girişimlerin önü açılacak.