Hangi yatırım fonları büyüyor?

Yatırım fonlarının büyüklüğü 7 trilyon TL’yi aştı. Son üç aylık dönemde en fazla hisse senedi fonlarının büyüklüğü artarken onu borsa yatırım fonu-kıymetli maden ve altın katılım fonları takip ediyor.

15 Ekim 2025 | 19:20

Önümüzdeki dönemde kıymetli maden ve para piyasası fonlarının büyümesini sürdürmesi bekleniyor.

GÖZDE YENİOVA SAYLAK gyeniova@ekonomist.com.tr
CEREN ORAL BALABAN coral@ekonomist.com.tr

Ekonomist’in 12 - 25 Ekim 2025 tarihli sayısından

Dünyada varlık yönetimi sektörü, son dönemde güçlü bir gelişim sürecinde. Küresel yönetilen varlık büyüklüğü sadece bir yılda 15 trilyon dolar artarak 2025 Haziran itibarıyla 147 trilyon dolara ulaştı. Özellikle Asya-Pasifik ve Avrupa bölgelerinde yatırımcı güveninin yeniden inşa edilmesiyle fon girişleri hız kazandı. Avrupa, geçtiğimiz iki yılın durgunluğundan sonra 2024’te net fon girişlerini üçe katladı.

DOLAR BAZLI BÜYÜME HIZ KAZANDI

Türkiye’de de varlık yönetim sektörü ve yatırım fonları oldukça hızlı bir büyüme ivmesinde. 2022 yılında 1,6 trilyon TL, 2023 yılında 3,2 trilyon TL olan portföy yönetim şirketlerinin yönettiği toplam varlık büyüklüğü 2024 yılında 6,9 trilyon TL seviyesine ulaşırken bugün gelinen noktada ise 11 trilyon TL’ye yaklaşmış durumda. Sektör temsilcileri, sektörün yönettiği toplam varlık büyüklüğü açısından 2025 yılının 12 trilyon TL’nin üzerinde rekor seviyelerle tamamlanacağını öngörüyor.

2022 yılında 805 milyar TL, 2023 yılında 1,8 trilyon TL büyüklüğünde olan yatırım fonları piyasası ise özellikle geçen yıl katlanarak büyüdü ve 2024 yılını 4,6 trilyon TL büyüklükle tamamladı. Son verilere göre ise yatırım fonları piyasasında toplam portföy büyüklüğü 7,4 trilyon TL’ye yükseldi. Bu tabloya dolar bazlı bakıldığında ise son beş yıllık dönemde portföy yönetim sektörünün yönettiği toplam varlık büyüklüğü dolar bazında 5,6 katına çıkarak 257 milyar dolara yükseldi. Yatırım fonları ise dolar bazında dokuz katına çıkarak 178 milyar dolar düzeyine ulaştı.

YATIRIMCI SAYISI ARTIYOR

Portföy yönetim sektöründe ve fon pazarında büyüme sürerken yatırımcı sayısı da artış eğilimini korumaya devam ediyor. Son beş yıllık tabloda; yatırım fonlarına yatırım yapan tekil yatırımcı sayısı yaklaşık iki katına çıkarak 5,6 milyonu aştı. Bu noktada 5,6 milyon tekil yatırımcının yaklaşık 200 binin kurumsal yatırımcı olduğu ve bu 200 bin kurumsal yatırımcının yatırım fonlarında ulaşılan toplam büyüklüğün üçte birini oluşturduğu bilgisi de oldukça dikkat çekici.

Beş yıl önce her bir yatırımcı hesabında ortalama yaklaşık bir adet yatırım fonu bulundururken bugün her yatırımcının portföyünde ortalama yaklaşık iki farklı yatırım fonu yer aldığı da kaydediliyor. Bu gelişmenin yanında yatırım fonlarına yatırım yapan tüzel müşteri sayısının da son beş yıllık dönemde yaklaşık iki katına çıktığına da dikkat çekiliyor.

HANGİ FONLARA İLGİ VAR?

Peki yatırım fonlarında hangi türler daha fazla öne çıkıyor? Son üç aylık verilere baktığımızda hazırladığımız tabloda da göreceğiniz üzere üçüncü çeyrekte en fazla hisse senedi fonlarının büyüklüğü artarken onu borsa yatırım fonu-kıymetli maden ve altın katılım fonları takip ediyor. Yatırımcı sayısı açısından artışa baktığımızda ise ilk sırada hisse senedi fonları yer alırken onu altın katılım fonları ve altın fonları izliyor.

TEVFİK ERASLAN / ROTA PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ

Yatırım fonları havuzunun yüzde 60’lık bölümünü serbest döviz fon kategorisinin, para piyasası fonlarının ve serbest kısa vadeli fonların oluşturduğunu söyleyen Rota Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, özellikle eylül ayında fon kategori bazında net büyümelere bakıldığında yine serbest döviz fonlarının, altın fonlarının ve para piyasası fonlarının büyümesini sürdürdüğünü kaydediyor. Son dönemde olumlu haber akışının etkisiyle birçok fon kategorisinde net büyümeler gözlemlediğini ifade eden Tevfik Eraslan, "Ancak ana resim, serbest döviz fonlarının, para piyasası fonlarının ve kıymetli maden fonlarının öne çıktığını gösteriyor" diyor. Türkiye’de geçtiğimiz bir yılda; özellikle büyüme anlamında baktığımızda ve başladığı baz itibarıyla değerlendirildiğinde en çok altın fonlarının büyüdüğüne dikkat çeken Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı da "Tabii ki bu büyümede, getirinin de payı oldukça fazla. Yine geçtiğimiz bir yılda; yatırımcı ilgisinin ise daha çok serbest fonlarda yoğunlaştığını görüyoruz. Serbest fonların içerisinde de farklı para birimlerindeki fonlar, yatırımcıların temeldeki tercihlerini oluşturdu" diyor. Bu tablonun, geçtiğimiz dönemdeki konjonktürle birlikte değerlendirildiğinde de son derece anlaşılır ve rasyonel olduğunu söyleyen Mehmet Ali Ersarı, "Çünkü hem yurt içinde oldukça yüksek hem de önceki dönemlerle kıyasladığımızda yurt dışında da görece yüksek faiz düzeyleri söz konusu. Yurt içindeki faiz düzeyi tatmin edici olmaya devam ettiği için de yatırımcılar TL tercihlerini değiştirmiyor" diyor. Geçtiğimiz bir yılda hisse senedi fonlarından çıkışlar olduğunu ancak son dönemde bu fonlara girişlerin olduğuna dikkat çeken Mehmet Ali Ersarı, önümüzdeki süreç için hisse senedi fonları tarafı için daha iyimser olduğunu belirtiyor.

ALTIN FONLARI İÇİN KATALİST NE OLABİLİR?

Yatırım fonlarında altın fonlarına yönelik bir duruma da dikkat çekiliyor. Stopaja rağmen yatırım fonlarındaki getiri düzeyi de yatırımcılar için tatmin edici olsa gerek ki şu anda yatırımcılar tercihlerini değiştirmiyor. Bu noktada altın fonlarının aslında stopaj açısından fiziki altına göre yatırımcılar için bir miktar dezavantajlı durumda olduğu belirtiliyor. Uzmanlara göre, bu dezavantajın giderilmesinin altın için yatırım tercihlerinin ‘yatırım fonları üzerinden’ yapılması ve böylelikle de aslında fiziksel altının yanı sıra altın tahvilleri üzerinden de ek getiri elde etme ve Hazine’ye kaynak sağlayan yatırımlara yönlendirme noktasında önemli bir katalist olabilir.

PAMİR KARAGÖZ / TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARI BİRLİĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“Yatırımcılar, yatırım fonlarını güvenli bir alternatif olarak görüyor”
“2023 yılı temmuz ayından itibaren faizlerdeki artış sonucu oluşan negatif piyasa koşullarının etkisiyle finansal okuryazarlığı olan bireysel yatırımcılar, bu süreçte yatırım fonlarına yöneldi. 2023 yılı sonunda 4,1 milyon olan yerli bireysel yatırım fonu yatırımcı sayısı, 1,2 milyon kişi artarak 2025 yılı ağustos sonu itibarıyla 5,3 milyona çıktı. Portföy yönetim şirketlerimiz tarafından yönetilen yatırım fonu, emeklilik fonu ve bireysel portföy yönetimi müşterilerinin toplam portföy büyüklüğü ise 2024 yılı sonuna kıyasla yüzde 46 artarak ağustos sonunda 10 trilyon TL’ye ulaştı. Bu tablo, yatırımcıların değişen piyasa koşullarına uyum sağlama konusunda yatırım fonlarını ‘güvenilir bir alternatif’ olarak gördüklerini ortaya koyuyor."

ALTUĞ DAYIOĞLU / REPIE PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ
“Çoklu varlık stratejisine sahip fonlara ilgi olacak"

DEĞİŞKEN FONLAR DENGELİYOR Son üç ayda faizlerin gevşemeye başlamasıyla birlikte yatırımcı davranışında belirgin bir dönüşüm gözlemledik. Özellikle tahvil-bono, değerli maden ve Eurobond fonlarına güçlü bir yönelim var. ABD faizlerindeki düşüş eğilimi Eurobond tarafına da olumlu yansıyor. Sabit getirili ürünlerde oluşan sermaye kazançları bu ilgiyi destekliyor ancak piyasanın sığ yapısı nedeniyle yatırımcıların kısa vadeli haber akışlarına karşı temkinli olması gerekiyor. Bu noktada TL cinsi değişken fonlar, esnek stratejileri sayesinde yatırımcılara denge imkânı sunuyor. Yılın son çeyreğine girerken, mevduat faizlerindeki düşüşün alternatif arayışlarını artıracağını öngörüyoruz.
YENİ FIRSAT OLUŞUYOR Yatırımcıların önümüzdeki dönemde riskgetiri dengesini iyi yöneten, çoklu varlık stratejisine sahip fonlara daha fazla ilgi göstereceğini düşünüyorum. Bu yıl RePie Portföy olarak RTP kodlu serbest fonumuzda yüzde 100, RIK kodlu değişken fonumuzda ise yüzde 70’e varan getiriler elde ettik. Yatırımcıların esnek yönetim modeline sahip fonlara güveninin artığını gözlemledik. Ayrıca altın fonlarımızın son 12 aylık getirisi yüzde 70 seviyesinde. Altına olan yapısal talebin hem Türkiye’de hem globalde güçlendiği bir dönemdeyiz. Eurobond ve sabit getirili fonlarda da faiz düşüşlerinin devam etmesiyle yeni fırsatlar oluşuyor.
GÜÇLÜ PERFORMANS BEKLENTİSİ Yatırımcıların, önümüzdeki dönemde portföylerini çeşitlendirerek, farklı varlık sınıflarını dengeleyen bir portföyle enflasyonun üzerinde reel getiri sağlayan fonlara yönelmeleri sağlıklı olacaktır. Mevduatın ötesine geçmek isteyen yatırımcılar için esnek stratejili değişken fonlar iyi bir seçenek. Bu ortamda altın, döviz bazlı, değişken ve serbest fonların yatırımcı nezdinde güçlü performans göstermeye devam edeceğini düşünüyoruz.

MEHMET ALİ ERSARI / AK PORTFÖY GENEL MÜDÜRÜ
“Sabit getirili fonlar öne çıkabilir"

“1 TRİLYON TL EŞİĞİNİ AŞTIK” Ak Portföy olarak 25’inci yılımızda yönettiğimiz varlık büyüklüğünü 1,25 trilyon TL’ye ulaştırırken aynı zamanda 1 trilyon TL eşiğini aşan ilk özel portföy yönetim şirketi olduk. 30 milyar dolarlık varlık büyüklüğüyle Türkiye’nin en büyük özel portföy yönetim şirketi olmanın yanı sıra dünyanın en büyük portföy yönetim şirketleri içinde de ilk 400 arasında yer alıyoruz. Bugün yönettiğimiz 200’ün üzerinde fonla Türkiye’nin yatırım evrenin gelişiminde ve yatırım kültürünün dönüşümünde önemli bir rol oynuyoruz. Yatırım fonları tarafında (tekil olmayan) 1,2 milyon yatırımcı sayısına ulaşmış durumdayız.
TERCİHLER NASIL DEĞİŞEBİLİR? Faiz indirim sürecinin belki bir miktar yavaşlaması ve gecikmesi söz konusu olabilir. Ancak sonuçta trend değişmiyor: Türkiye’deki dezenflasyon süreci devam edecek, bunun yanında faizler de bir süre daha yüksek kalmayı sürdürecek. Bu tabloda; önümüzdeki dönemde nominal faizlerin düşüşünün çok hızlı olamayacağı öngörüsüne paralel olarak daha kısa vadeli ürünlere yani para piyasası fonlarına (PPF) ve para piyasası serbest fonlara olan ilgi devam edebilir. Yatırım davranışlarında silsile; ‘PPF’, ‘PPF’den sabit getirili ürünlere geçiş’, ‘sabit getirili ürünlerden de hisse senedi gibi daha yüksek riskli varlıklara geçiş’ şeklinde ilerler.
HİSSE SENEDİ FONLARI Faizlerdeki düşüş trendi devam ettikçe sabit getirili fonların da faiz gelirinin yanı sıra sermaye kazançları da eklenerek yatırımcılara potansiyel bir getiri sunarak öne çıkmalarını bekliyoruz. 2026 yılının ilerleyen dönemlerinde hisse senedi gibi daha riskli varlıkları bulunduran ürünlerin yatırımcıların portföylerine hızla entegre olmaya başlayacağını öngörüyoruz. Sektörümüzün ek getiri üretme noktasında özellikle hisse senedi fonlarında oldukça başarılı olduğunun da altını çizelim.