USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Mobilya ihracatında ‘eko tasarım’ dönemi

AB’de yürürlüğe giren ‘Eko Tasarım Yönetmeliği’, mobilya sektöründe tüm süreçleri dönüştürüyor. Ürünlerin tamir edilebilir, izlenebilir ve geri dönüştürülebilir olması ihracatın yeni standardı haline geliyor. Sektör uyum sağlamazsa AB pazarını kaybedebilir.


Mobilya ihracatında ‘eko tasarım’ dönemi

Türkiye mobilya sektörü, son çeyrek yüzyılda üretim, tasarım, markalaşma ve ihracat alanlarında güçlü bir büyüme ivmesi yakaladı. Bunun sonucunda da mobilya, kağıt ve orman ürünlerinde 12 milyar dolarlık üretim hacmi ve 8 milyar dolara yaklaşan ihracat rakamıyla Türkiye, dünyanın en önemli mobilya tedarikçileri arasına girdi. Tüm mobilya kategorilerinde üretim gerçekleştiren dünyadaki dört ülkeden biri olan Türkiye’nin dünya mobilya ihracatındaki payı ise binde 8 seviyesinden yüzde 2,1’e yükseldi.

Ekonomist’in 20 Temmuz - 02 Ağustos 2025 tarihli sayısından

Dünya mobilya ihracat sıralamasında ilk 10 ülke arasında yer alan Türkiye, yüzde 80 yerlilik oranıyla sürekli dış ticaret fazlası veren bir sektör yapısına sahip. Sektörün bugüne kadar birikimli dış ticaret fazlası da 40 milyar dolara ulaşmış durumda. Türkiye’de imalat sanayi içinde faaliyet gösteren her 10 markadan biri mobilya sektöründe yer alıyor. Tüm bu veriler, üretim gücünü, potansiyelini ve küresel rekabetçiliğini ve kat ettiği mesafenin önemini gösteriyor.

Mobilya ihracatında ‘eko tasarım’ dönemi-1

2024 yılını, küresel ölçekte yaşanan ekonomik yavaşlama, jeopolitik riskler ve yüksek enflasyon gibi nedenlerle durağan bir seyirle geçiren, bu yıl da benzer risk ve sorunların etkisini yaşayan sektörde, AB Eko Tasarım Yönetmeliği’ne (Ecodesign for Sustainable Products Regulation - ESPR) uyum gündemde. AB, bu yönetmelik ile döngüsel ekonomiye geçişi hızlandırmayı ve ürünlerin çevresel etkisini azaltmayı hedefliyor. 2024’te yürürlüğe giren bu yeni yönetmeliğin, özellikle mobilya sektörü gibi üretim ve tüketim döngüsü yüksek olan sektörlerde ciddi etkiler yaratması bekleniyor. Öyle ki AB’ye ihracat yapan Türk mobilya markaları, bu kurallara uymazsa pazar kaybı riskiyle karşı karşıya kalacak.

CBAM nasıl etkileyecek?
Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) esas olarak yüksekk arbon ayak izine sahip sektörleri hedef alsa da mobilya üretiminde kullanılan metal, kumaş ve boya gibi ürünler dolaylı yoldan etkilenebiliyor. Bu düzenleme tüm üreticileri karbon ayak izini izlemeye ve azaltmaya yöneltiyor. Türkiye’nin bu süreci proaktif bir şekilde yönetmesi büyük önem taşıyor. Aksi halde, karbon maliyetleri Türkiye’nin ihracatta rekabet gücünü olumsuz etkileyecek. Bu nedenle sektör temsilcilerinin enerji verimliliği yatırımlarına hız vermesi ve üretim süreçlerinde karbonsuzlaşma konusuna odaklanması gerekiyor.
AHMET GÜLEÇ / MOSFED
 

HEDEF 12 MİLYAR DOLAR

Türkiye mobilya sektörü, 2024 yılında 4,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 213 ülkeye mobilya ihracatı yapan sektörün 2025 yılının ilk beş ayında ise 1 milyar 893 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaştığı gözleniyor. Sektörün ana hedefinin ise 2030 yılına kadar 12 milyar doları geçen bir ihracat rakamına ulaşmak ve dünya ihracat pazarından en az yüzde 3 pay almak olduğunu vurgulayan Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, en büyük ve stratejik öneme sahip pazarın Avrupa Birliği ülkeleri olduğunu belirtiyor.

Mobilya ihracatında ‘eko tasarım’ dönemi-2

AHMET GÜLEÇ / MOSFED

Son beş yıllık dönemde AB ülkelerinde yüzde 65 oranında ihracat artışı sağlandığının, 2019-2023 yılları arasında toplam 6,6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildiğinin altını çizen Güleç, “Eko tasarım yönetmeliği (ESPR), ürünlerin daha uzun ömürlü, tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir olmasını zorunlu kılıyor. Bu, mobilya sektöründe malzeme seçimi, üretim teknikleri, geri dönüşüm ve tasarım süreçlerinin yeniden kurgulanmasını gerektiriyor” diyor.

Sektörde bu dönüşümü başarıyla uygulayan firmalar mevcut olmakla birlikte, 45 binden fazla üreticisi olan büyük bir sektöre sahip olduklarına işaret eden Güleç, “Bu ölçekte bir dönüşümün tamamlanması zaman alacak. Ancak sektörün büyük bir kısmı KOBİ ölçekli firmalardan oluşuyor. Bu firmaların dijitalleşme, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve tasarım süreçlerine entegrasyonu için desteklenmeleri büyük önem taşıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

‘MALZEME PASAPORTU’ ARANACAK

Malzeme pasaportları, ürün sürdürülebilirlik profili ve geri dönüştürülebilir tasarım gibi kavramlar sektörün gündeminde. Özellikle büyük üreticiler ve ihracat odaklı firmalar, ürün sürdürülebilirliği ve malzeme izlenebilirliğine odaklanmış durumdalar. ‘Malzeme pasaportları’ sayesinde ürün yaşam döngüsü belgelenip, çevresel etkileri ölçülebiliyor. Bu da ihracat pazarlarında rekabet avantajı sağlıyor. Avrupa Birliği bu konuda öncü. Ancak ABD, Kanada, İngiltere ve bazı Uzak Doğu ülkeleri de çevresel regülasyonları uygulamaya koyuyor.

Mobilya ihracatında ‘eko tasarım’ dönemi-3

DAVUT KARAÇAK / MOSDER

İHRACAT FİYATLARINA YANSIMASI

TÜİK verilerine göre 45 bin 277 üretici işletmenin faaliyet gösterdiği Türkiye mobilya endüstrisi bugün, yaklaşık 12 milyar dolarlık üretim hacmine ve 500 bin kişilik istihdama sahip. 2025’te konut kredi koşullarının gevşemesi ve ihracata dayalı siparişlerin artmasıyla sektör olarak reel bazda yüzde 6-7 büyüme ve 5 milyar doların üzerinde ihracat beklediklerini ifade eden Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Davut Karaçak, “2030 yılında sadece miktar değil aynı zamanda markalı ve sürdürülebilir üretimle dünyada daha güçlü bir ‘Türk Mobilyası’ algısı oluşturmayı amaçlıyoruz” diyor. ESPR ile ‘tasarla-üret-sat’ devrinin bitip, ‘tasarla-kullan-döndür’ devrinin başladığını söyleyen Karaçak, “Ahşap ve kompozit bileşenlerin geri sökülebilir montajı, dijital ürün pasaportu (DPP) üzerinden ham madde izlenebilirliği ve enerji-verimli üretim hatları ilk etapta öne çıkacak dönüşümler. Üyelerimizin yaklaşık yüzde 35’inde bu yönde bir hazırlık söz konusu” diyor.

Mobilya ihracatında ‘eko tasarım’ dönemi-4

İSMAİL DOĞAN / DOĞANLAR MOBILYA

YÜZDE 15’LİK MALİYET ARTIŞI

Bugün 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren ve üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu yurt dışı pazarlara yönelten Doğan Mobilya Grubu, ihracatının yüzde 10’unu AB ülkelerine yapıyor. 2023 yılında başlattıkların sürdürülebilirlik çalışmalarının, tüm yasal düzenlemelere uyum sağlayacak şekilde kapsamlı olarak sürdüğünü, kurdukları sistemler sayesinde, ESPR gibi yeni regülasyonlara hızlı ve etkin yanıt verebilecek altyapıya sahip olduklarını dile getiren Doğanlar Mobilya Grubu CEO’su İsmail Doğan, “ESPR’ın kısa vadede bazı maliyet artışlarına yol açması kaçınılmaz. Ham maddelerin sürdürülebilir kriterlere göre yeniden tanımlanması, tedarik zincirinde şeffaflığın artırılması, ürünlerin onarılabilirliği ve izlenebilirliğinin sağlanması gibi başlıklar, üretim maliyetlerini etkileyen yeni dinamikler yaratıyor. Bu etkinin yüzde 10 ila yüzde 15 arasında bir artışa neden olabileceğini öngörüyoruz” diyor.

Yıllık karbon ayak izlerini azaltma ve 2050 yılına kadar ‘sıfır karbon’ hedefine ulaşma yolunda çalışmalarından bahseden Doğan, “Bu kapsamda ilk adım olarak, işletmelerimizde kullanılan enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması amacıyla Biga’da 3 mWp ve Düzce’de 5 mWp kapasiteli GES yatırımları hayata geçirilerek devreye alındı” diyor.

ODUN FİYATLARI AB’NİN ÜZERİNDE

Öte yandan küresel düzeyde artan odun fiyatları dünya genelinde düşüşe geçti ama Türkiye’de bu artış eğilimi devam etti. Hâlihazırda dünya genelinde fabrika teslim fiyatları; Rusya ve ABD’de 30 €/ton, Avrupa’da ise 50-60 €/ton civarındayken, Türkiye’de bu rakam 90-100 €/ton seviyelerinde. Ham MDF ve yonga levha maliyetinin yaklaşık yarısı, odun fiyatlarından kaynaklanıyor. Türkiye, Avrupa ve çevre ülkeler için bir mobilya üretim üssü olma potansiyeline sahipken; ana girdi olan levha üretiminde kullanılan odunun dünya fiyatlarının oldukça üzerinde satılması, bu stratejik avantajın hayata geçirilmesini engelliyor.

Sektörün hedef pazarı ABD
ABD pazarı, Türk mobilya sektörü açısından giderek daha kritik bir konuma geliyor. Dünyanın en büyük mobilya ithalatçısı olan ABD’nin 70 milyar dolar ithalatı olduğunu, Türkiye’nin hedefinin bundan yüzde 0,5 pay almak olduğunu söyleyen Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (EMKOÜİB) Ali Fuat Gürle, sektör temsilcilerinin ABD pazarında uzun vadeli iş birliklerinin tohumlarını attıklarını kaydediyor. EMKOÜİB Başkan Yardımcısı Hikmet Güngör ise “Çin ile ABD arasında yaşanan ek vergi krizi sonrası, Amerikalı ithalatçıların alternatif tedarikçi arayışı Türk mobilyacılarına yeni fırsatlar sunuyor” diye ekliyor.

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL