Bu dönüşümde, 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne sahip Türkiye, coğrafi avantajı ve artan yatırım potansiyeliyle bölgesel bir lojistik üssü olma yolunda ilerliyor.
Ekonomist’in 27 Nisan-10 Mayıs 2025 tarihli sayısından
Küresel ticaret koridorlarının yeniden şekillendiği 2025 yılında, lojistik sektörü siyasi gelişmeler, dijital dönüşüm, yeşil ekonomi gibi farklı dinamiklerin etkisiyle yeni bir döneme giriyor. Pandemi sonrası tedarik zincirlerindeki kırılganlıklar, Rusya-Ukrayna savaşı ve Kızıldeniz hattındaki gerilim, taşımacılık rotalarında kalıcı değişimlere yol açarken, Türkiye coğrafi avantajı ve artan yatırım potansiyeliyle bölgesel bir lojistik üssü olma yolunda ilerliyor.
Türkiye’de lojistik ve taşımacılık sektörü, 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile küresel lojistik ihracatından yüzde 2,5 pay alıyor ve dünyada 11’inci sırada yer alıyor. Hizmet ihracatının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan sektörün, payını her yıl daha da artırması hedefleniyor. 2024 yılında 115,2 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatı rakamının 38,9 milyar doları lojistik ve taşımacılık sektörünün çalışmalarıyla gerçekleşti. Ticaret Bakanlığı, lojistik ve taşımacılık sektöründeki gelişmelerin, Türkiye’nin ekonomik gücüne ve dünya ticaretindeki konumuna sağladığı katkı göz önünde bulundurarak, 2024 yılında 38,9 milyar dolar olarak gerçekleşen hizmet ihracatını, 2025 yılında 48 milyar dolara, 2028 yılında ise 78 milyar dolara çıkartmayı hedefliyor.
Ticaret Bakanlığı, stratejik taşıma koridorlarında, lojistik hizmetleri birleştirerek ölçek ekonomilerini büyütmeyi, intermodal taşımacılığı destekleyecek aktarma merkezleri oluşturmayı ve küresel ölçekte lojistik ağlar kurarak tedarik zincirlerini güçlendirmeyi planlıyor.
YAKIN KIYI STRATEJİSİ
Cushman & Wakefield I TR International’ın 2024 yılının ikinci yarısını incelediği ‘Gayrimenkul Pazarı Görünümü’ başlıklı rapora göre küresel tedarik zincirlerinin bölgesel çatışmalar nedeniyle yeniden şekillenmesinin Türkiye’yi yakın kıyı stratejileri kapsamında uluslararası yatırımcılar için cazip bir merkez haline gelmiş durumda. 2024 yılında, Fransız Saint-Gobain Weber’ın Diyarbakır’da yedinci fabrikasını açması ve Çinli elektrikli araç üreticisi BYD’nin 1 milyar dolar tutarındaki yatırımı başta olmak üzere, Chery ve SAIC Motor gibi diğer otomotiv devlerinin yeni yatırım kararları, Ganfeng Lithium’un Yiğit Akü ile 500 milyon dolar değerinde iş birliği yapması, Türkiye’nin bölgesel ve küresel tedarik zincirlerindeki artan stratejik rolünü pekiştiriyor. Bunlara ek olarak Almanya merkezli BLG Logistics ile Felix Schoeller ve Brezilya merkezli WEG S.A da yakın zamanda Türkiye’de yeni yatırımlar planladıklarını açıkladı. Türkiye’nin stratejik konumu sebebiyle uluslararası yatırımcıların ilgisinin önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor.

BİLGEHAN ENGİN / UTİKAD
Türkiye’nin transit taşımacılıkta bir üs olma potansiyeline dikkat çeken Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Bilgehan Engin, devam eden Kalkınma Yolu Projesi’nin Türkiye’ye büyük katkı sağlayacağını ifade ediyor. 2029 sonunda hayata geçmesi planlanan proje kapsamında Fav Limanı’nın Irak ile yapılan iş birliğiyle karayolu ve demiryoluyla Avrupa’ya bağlanacağını belirten Engin, “Kalkınma Yolu Projesi demiryolu taşımacılığının ülkemizin dış ticaretindeki payının arttırılması ve Türkiye’nin taşımacılık gelirlerinin artması adına önemli” diyor. Diğer taraftan lojistik pazarının büyümesi için bazı adımlar atılması gerektiğine dikkat çeken Engin, “Sektörün büyümesi için üzerinden geçen transit taşımacılığın geliştirilmesi, demiryolu yük taşımacılığında altyapı yatırımlarının artırılması, vize alım süreçlerinin iyileştirilmesi, geçiş belgesi kotalarının artırılması, sürücü eksikliğinin giderilmesi için çalışmalar yapılması, yeşil lojistik belgesi başvuru süreçlerinin kolaylaştırılması gibi öncelikle başlıklarımız var” diyor.
DEPO İHTİYACI ARTIYOR
Cushman & Wakefield I TR International’ın 2024 yılının ikinci yarısını incelediği ‘Gayrimenkul Pazarı Görünümü’ başlıklı rapora göre enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve artan ithalat maliyetlerinin artmasının imalat sektörünü olumsuz yönde etkilediği 2024 yılında fiyat dalgalanmalarına bağlı olarak talep ve üretimde kayda değer düşüşler yaşandı. Bununla birlikte A sınıfı depolarda talep artış hızındaki yavaşlamanın son çeyrekte de devam ettiği belirtilen rapora göre; 2024 yılında A sınıfı depo alanı kiralama faaliyetlerinde toplam işlem hacmi 193 bin metrekareye ulaştı. Firmaların kendi depo alanlarına yönelmesi ve sınırlı arz nedeniyle kiralama işlemleri 2023 yılına kıyasla metrekare bazında yüzde 14,2 düştü. Talep artış hızındaki azalmaya karşın mevcutta depo arzının sınırlı kalmayı sürdürmesi, enflasyon baskısı ve operasyonel giderlerin artışı sebebiyle birincil kiralarda bir önceki yıla kıyasla yüzde 23,53’lük artış kaydedildi.
2024 yılında sanayi ve lojistik yatırım işlemlerinde e-ticaret, elektronik ve perakende firmaları tarafından yapılan işlemler ön plana çıktı. Birincil lojistik kiralar, aralık ayında İstanbul’da metrekarede aylık 10,50 dolar ve Ankara’da 6,50 dolar olarak gerçekleşti. Cushman & Wakefield I TR International İcra Kurulu Üyesi Nesil Aybar, artan talep ve sınırlı arz nedeniyle depolama fiyatlarında yukarı yönlü bir baskı olabileceğini söylüyor. E-ticaret lojistiği lojistik sektörünün büyümesindeki dinamolardan biri olmaya devam ediyor. Trendyol, Hepsiburada ve Amazon Türkiye gibi büyük platformlar, dağıtım süreçlerini hızlandırmak için insansız hava araçları (drone teslimatları) ve akıllı depo sistemlerine yatırım yapıyor.
2025 yılında sürdürülebilirlik politikalarının etkisiyle yeşil lojistik yatırımları da ajandanın önemli maddelerinden biri olacak. Alternatif yakıtlı araçlar, karbon ayak izini azaltan çözümler ve yeşil sertifikalı depolama alanlarına yönelim artacak. Elektrikli ve hidrojen yakıtlı taşıma araçların sayısı artarken sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda karbon ayak izlerini azaltan taşımacılık modellerine geçiş yapan global firmaların sayısının artması bekleniyor.
RAKAMLARLA LOJİSTİK SEKTÖRÜ
- Lojistik ve taşımacılık sektörü, küresel lojistik pazarından aldığı yüzde 2,5’lik pay ile dünyada 11’inci sırada bulunuyor.
- 2024 yılı itibarıyla Türkiye’nin 115,2 milyar dolara ulaşan toplam hizmet ihracatının 38,9 milyar doları, bu sektörün katkısıyla gerçekleşti.
- Ticaret Bakanlığı, destek mekanizmalarıyla 2024’te ulaştırma ve lojistik alanına 1 milyar TL sağladı.
- 2024’te 38,9 milyar dolar olarak gerçekleşen sektörün hizmet ihracatının, 2025’te 48 milyar dolara, 2028 yılında da 78 milyar dolara ulaşması hedefleniyor.

NESİL AYBAR / CUSHMAN & WAKEFIELD I TR INTERNATIONAL İCRA KURULU ÜYESİ
“Sektör jeopolitik gelişmelerin etkisiyle şekillenecek”
"2025 yılı lojistik sektörü açısından jeopolitik gelişmelerin etkisiyle şekillenecek bir yıl olacak gibi görünüyor. ABD’nin Çin’e uyguladığı vergi politikalarının devam etmesi, üretim ve tedarik zinciri kararlarında yeniden yapılanmayı hızlandırıyor. Bu da Türkiye için önemli fırsatlar anlamına geliyor. Avrupa’ya yakınlığı, gelişmiş altyapısı ve genç iş gücüyle Türkiye, yakın kıyı (nearshoring) eğiliminde öne çıkan lokasyonlardan biri haline geliyor. Bu doğrultuda 2025 yılı, özellikle lojistik merkezleri, depolama alanları ve intermodal taşıma yatırımları açısından hareketli geçebilir. Artan talep ve sınırlı arz nedeniyle depolama fiyatlarında yukarı yönlü bir baskı olması muhtemel. Özellikle büyük şehir çevresindeki organize sanayi bölgelerinde, kira artışlarının devam edeceği öngörülüyor. Jeopolitik gelişmeler de gündemdeki yerini koruyor: Suriye’de belirsizlik sürerken, Ukrayna’da olası bir barış süreci bölgedeki ticaret rotalarını yeniden şekillendirebilir. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin lojistik bir üs olarak konumunu güçlendirebilir.”

JEPPE SKIVILD / DFDS BAŞKAN YARDIMCISI VE TÜRKİYE LOJİSTİK BAŞKANI
“Daha entegre bir ticaret ağı kurmayı hedefliyoruz”
“Kasım 2024’te Ekol International Transport’ın satın alınması, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesini destekleyen güvenilir ve verimli bir taşımacılık altyapısı sunma kabiliyetimizi güçlendiren stratejik bir adım oldu. Bugün Türkiye ve Akdeniz bölgesi, DFDS’nin küresel iş hacminin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor; bu da bu pazara olan stratejik bağlılığımızın açık bir göstergesidir. Türkiye, Avrupa ile olan ticaretinde büyük bir potansiyele sahip ve pazarın 2028’e kadar yıllık ortalama yüzde 14 oranında büyümesi bekleniyor. Bu büyümeye paralel olarak, DFDS’nin kapsamlı lojistik ağı ve ileri teknolojilerini Türkiye pazarına entegre ediyor; müşterilerimize daha rekabetçi, verimli çözümler sunuyoruz. Ekol International Transport operasyonlarının DFDS çatısı altına girmesiyle birlikte, Türkiye’deki yerel uzmanlıkla Avrupa’daki gelişmiş lojistik altyapımızı birleştirmiş olduk. Bu entegrasyon, Türkiye ile Avrupa arasındaki taşımacılığı hızlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda operasyonel verimliliği ve güvenilirliği de önemli ölçüde artırıyor. Türkiye ile Avrupa arasındaki karayolu taşımacılığı; sınır kapılarındaki yoğunluklar, sürücü vize sorunları ve operasyonel kısıtlamalar gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalabiliyor. DFDS olarak bu darboğazları aşmamızı sağlayan deneyimimiz ve kanıtlanmış bir operasyon modelimiz bulunuyor. DFDS olarak, Türkiye’nin büyüyen taşımacılık ve lojistik sektörünün ayrılmaz bir parçası olmayı ve Avrupa ile Türkiye arasında daha entegre bir ticaret ağı kurmayı taahhüt ediyoruz. 2025 yılı hedeflerimiz arasında organik büyümemizi hızlandırmak, daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmak ve mevcut operasyonlarımızı daha yüksek verimlilikle optimize etmek yer alıyor. Aynı zamanda düşük emisyonlu lojistik çözümlerimizi geliştirmeyi ve dijitalleşme yatırımlarımıza devam etmeyi planlıyoruz. Operasyonel verimliliğimizi artırarak daha çevik, müşteri odaklı bir lojistik yapısı oluşturmayı hedefliyoruz.”

DAMLA ALIŞAN / ALIŞAN LOJİSTİK CEO’SU
“Depo sayımızı 13 şehirde 30’a çıkarttık”
“2023 yılı, depo kapasitemizi artırmayı hedeflediğimiz bir yıldı. 2024 yılı da bir önceki yılın yatırımlarını büyüttüğümüz bir yıl olarak devam etti. 2025 yılı hedeflerimiz ise bir önceki seneden daha da büyük. Yeni bir yıla girmemizle beraber toplam depolama kapasitemizi, yeni açtığımız iki depomuzla yüzde 10 artırdık. 2025 yılı büyüme hedefimiz çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz bu yatırımlarla depo sayımızı toplam 13 şehirde 30’a, palet kapasitemizi 450 bine ve depolama alanımızı ise 300 bin metrekareye ulaştırmış olduk. Öte yandan kimya lojistiğindeki uzmanlığımız nedeni ile ADR’li ürün taşıma konusunda yatırım yapma ve filolarımızı bu yönde güncelleme stratejilerimizi bu yıl da sürdürüyoruz. Bu çerçevede son olarak filomuza 30 yeni ADR’li tank konteyner taşıyıcı ve 40 yeni tank ekledik. Bu yatırımımız ile bir yandan taşıma işlemi sırasında tehlikeli maddelerin doğru bir şekilde sınıflandırılmasını, ambalajlanmasını, etiketlenmesini ve taşıma araçlarında uygun şekilde yerleştirilmesini sağlarken diğer yandan taşıma işlemi sırasında oluşabilecek kazaların ve çevresel zararların önlenmesini hedefliyoruz. Alışan Lojistik olarak, teknolojik yatırımlarımızda öncelikli olarak yapay zeka (AI), otomasyon ve AR-GE alanlarına odaklanıyoruz. Bu üç teknoloji, lojistik süreçlerimizi daha verimli, hızlı ve güvenli hale getirecek ve sektörümüzdeki rekabet gücümüzü artıracağını öngörüyoruz. Yapay zeka alanında, rota optimizasyonu, talep tahminleri ve stok yönetimi gibi süreçlerde büyük gelişmeler öngörüyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımız kapsamında filo yenileme çalışmalarımız devam ediyor. Filomuzun yüzde 70’inin Euro 6 motorlu araçlardan oluştuğu bu süreçte, araç yatırımlarımızla bu oranı yüzde 90’a çıkarmayı hedefliyoruz. Ayrıca, 2030 yılına kadar karbon salınımımızı yüzde 50 oranında azaltmayı planlıyoruz.”