Yakın gelecekte teknolojik gelişmelere yön veren ve bu teknolojileri kusursuz kullanabilen nesiller, dünyanın karar verici güçleri olacaklar. Hal böyleyken Türkiye’ye baktığımızda ise, tablo pek parlak gözükmüyor. Gelin, bu konuda açıklanan son resmi verilere birlikte bakalım:
Ekonomist’in 25 Mayıs - 7 Haziran 2025 tarihli sayısından
YAKLAŞIK 7 MİLYON GENÇ BOŞTA
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İşgücü İstatistikleri 2025 yılı I. Çeyrek: Ocak-Mart verilerini açıkladı. Genel işsizlik oranına baktığımızda 2024 ilk çeyrekte yüzde 8,8 olan işsizlik oranının 2025 ilk çeyrekte 8,2’ye gerilediğini görüyoruz. Bir önceki, yani 2024 dördüncü çeyrekte ise işsizlik oranı yüzde 8,6 olmuştu. Ancak bardağın sadece dolu tarafına odaklanarak, eksiklerimizi göremeyiz ve yaklaşan tehlikeler karşı önlem alamayız. TÜİK verilerine göre, ne eğitimde ne istihdamda yer alan gençlerin oranı yeniden yükselişe geçmiş durumda. 2024 ilk çeyreğinde 15-34 yaş arası gençler arasında “ne işte ne okulda” olanların oranı yüzde 26,6 iken, bu oran 2025 ilk çeyreği sonu itibariyle yüzde 27,7’ye çıktı. Nüfus istatistikleri üzerinden kaba bir hesaplama yaptığımızda, bugün itibariyle Türkiye’de ne herhangi bir işte çalışan ne de herhangi bir eğitim kurumunda eğitim gören yaklaşık 7 milyon genç var. Dünya hızla bambaşka bir yere doğru ilerlerken, bizim iş ve eğitim hayatı dışında kalan gençlerimizin sayısı pek çok ülkenin nüfusunu geçiyor. Bu tablo gerçekten “yenilir yutulur” bir tablo değil.

ATIL İŞGÜCÜ YÜZDE 28,5
Bu dönemde 15-24 yaş nüfus içinde ne eğitimde ne istihdamda (NEET) olan gençlerin oranı da son 3 yılın ilk çeyrekleri içinde yükseliş gösterdi. 2023 yılı ilk çeyreğinde NEET oranı toplamda yüzde 22,7, 2024’te yüzde 22 olurken, 2025’te yüzde 22,9’a yükseldi. Bu oran erkeklerde yüzde 16,1, kadınlarda ise yüzde 30,2’ye çıktı. Bu dönemde geniş tanımlı işsizlik olarak da adlandırılan atıl işgücü oranı da 2024 ilk çeyrekteki yüzde 24,8’den yüzde 28,5’e yükseldi. Atıl iş gücü oranının 2022 ilk çeyreğinde yüzde 22 seviyesinde olduğunu da hatırlatalım. Yani geniş tanımlı işsizlikte çok ciddi bir yükseliş eğilimi devam ediyor.

İŞ BULMA UMUDU AZALIYOR
Bu arada, TÜİK verilerine göre işgücüne dahil olmama nedenleri içinde potansiyel işgücü olup da “iş bulma ümidi olmayanlar” ve “işbaşı yapabilecek olup iş aramayanlar” artış gösterdi. İş bulma ümidi olmayanların, toplam işgücüne dahil olmayan nüfus içindeki oranı 2023 yılı ilk çeyreğinde yüzde 5,6 olurken, 2025 yılı ilk çeyreğinde bu oran yüzde 8,88’e yükseldi.
Ne yazık ki bu dönemde, dünya çapında eğitim almış gençlerimizin beyin göçü ile ülkeyi terk ettiğine şahit olurken; milyonlarca gencimizin ise mesleksiz, iş ve eğitim hayatının dışında kaldığını görüyoruz. Bu köşede defalarca zikrettiğim gibi, milyonlarca gencimizin iş ve akademik hayatın dışında kalıyor olması tüm diplomatik anlaşmazlıklardan, bölgesel savaşlardan ve kutuplaşma siyasetlerinden daha tehlikeli bir durum. Bir an önce çok kapsamlı bir eğitim ve istihdam reformu yapmazsak, çağın dışına savrulabiliriz.
CARİ DENGE VE BÜTÇE AÇIĞI NE ANLATIYOR?
Türkiye’nin istikrarlı bir ekonomi haline gelmesi açısından kritik önemde olan cari denge ve bütçe dengesi, son dönemde kötü bir performans sergilemiyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) yapılan açıklamaya göre, cari işlemler hesabı mart ayında piyasa beklentilerine paralel olarak 4,09 milyar dolar açık kaydetti. Analistler 2025 sonunda cari işlemlerde 19 milyar 975 milyon dolar, 2026 sonunda ise 27 milyar dolar açık bekliyor. Dolayısıyla cari açığın yıl sonunda 20 milyar dolar seviyesinde kalması, Türkiye için iyi haber diyebiliriz. Bununla birlikte mart ayında altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 1 milyar 471 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı da 4 milyar 840 milyon dolar olarak gerçekleşti.

YURTDIŞINDA GAYRİMENKUL ALIMI
TCMB açıklamasında, yıllıklandırılmış verilere göre mart ayında cari açık yaklaşık 12,6 milyar dolar olurken, ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret dengesi de 58,1 milyar dolar açık verdi. Mart ayında doğrudan yatırımlar kaynaklı net girişler 338 milyon dolar olarak kaydedilirken, yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’ye toplam doğrudan yatırımları 1 milyar 26 milyon dolar arttı. Öte yandan aynı dönemde yurt içi yerleşiklerin yurt dışındaki doğrudan yatırımları ise 688 milyon dolar artış kaydetti. Gayrimenkul yatırımları incelendiğinde, yerli yatırımcıların yurtdışındaki gayrmenkul alımlarının yabancıların Türkiye’deki alımlarını geçtiği görülüyor. Buna göre mart ayında yurt içi yerleşikler yurt dışında 227 milyon dolar gayrimenkul alımı yaparken, aynı dönemde yurt dışı yerleşikler ise Türkiye’de 149 milyon dolar net gayrimenkul alımı yaptı.

BÜTÇE AÇIĞI NE DURUMDA?
Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı, merkezi yönetim bütçesinin nisan ayında 174,7 milyar TL açık verdiğini açıkladı. Buna göre, yılın ilk 4 ayında açık 885,5 milyar TL’ye ulaştı. Böylelikle bütçe açığında yıl sonu öngörüsünün neredeyse yarısı ilk 4 ayda gerçekleşmiş oldu. Bunu da bir köşeye ‘takip edilmeli’ diye yazmak mümkün. Bu dönemde Merkezi Yönetim faiz dışı dengesi ise, aynı ayda 85,9 milyar TL açık verdi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: “2025 yılı Nisan ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 132,1 milyar TL, bütçe gelirleri 957,4 milyar TL ve bütçe açığı 174,7 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 871,5 milyar TL ve faiz dışı açık ise 85,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2025 yılı Ocak-Nisan döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri 4 trilyon 249,7 milyar TL, bütçe gelirleri 3 trilyon 364,2 milyar TL ve bütçe açığı 885,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 3 trilyon 525,1 milyar TL ve faiz dışı açık ise 160,9 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.”