Tosyalı Holding, Anadolu 500 listemizde yer alan Tosçelik ile birinci, Tosyalı Demir Çelik şirketiyle ikinci sırada yer alarak büyük bir başarıya imza attı. Anadolu 500 listesinde iki şirketle zirvede yer almaktan büyük gurur duyduklarını ifade eden Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Tosçelik ve Tosyalı Demir Çelik’in yükselişinin tesadüf olmadığını belirtiyor. Her iki şirketin stratejisinin kalbinde, Türkiye’nin üretim gücünü küresel rekabette daha yukarıya taşıma hedefinin yer aldığını söyleyen Tosyalı, sorularımızı şöyle yanıtladı:
Ekonomist’in 07 - 20 Aralık 2025 tarihli sayısından
Öncelikle listemizde ilk defa bir holdingin iki şirketi zirvede yer aldı. Tosyalı Holding’in Tosçelik ve Tosyalı Demir Çelik şirketlerinin elde ettiği bu başarıyı değerlendirir misiniz?
Anadolu 500 listesinin bu yıl bizim için ayrı bir anlamı var. Bir sanayici için yatırımını yeni tamamladığı bir tesisin faaliyete geçtiği yılda zirvede yer aldığını görmek büyük bir gurur. Üstelik listenin ilk iki sırasında Tosyalı Holding çatısı altındaki Tosçelik ve Tosyalı Demir Çelik’in yer alması, yıllardır büyük bir emekle ördüğümüz üretim kültürümüzün ne kadar sağlam temellere dayandığını bir kez daha gösterdi. Tosçelik ve Tosyalı Demir Çelik’in yükselişi tesadüf değil. Her iki şirketimizin stratejisinin kalbinde, ülkemizin üretim gücünü küresel rekabette daha yukarıya taşıma hedefi yer alıyor. Tosçelik, bugün Avrupa’nın en büyük boru üreticisi olarak Türk sanayisinin adını dünyanın dört bir yanında gururla temsil ediyor. Küresel projelerdeki güçlü konumlanmamız, sadece şirketimizin değil; Türkiye’nin üretimdeki iddiasının da bir yansıması. Dolayısı ile Anadolu 500 listesinde bu yıl elde ettiğimiz başarı bizim için sadece kurumsal bir sonuç değil; Türkiye sanayisinin neler başarabileceğinin güçlü bir göstergesi oldu. Tosyalı Demir Çelik ise İskenderun’da hayata geçirdiğimiz, Türkiye’nin son yıllardaki en büyük sanayi yatırımlarından biri olan tam entegre tesisi ile daha ilk yılında sektör dengelerini değiştiren bir üretim merkezi haline geldi. 500’ün üzerinde kalite ve ebatta ürün üretebilme kabiliyetimiz, bu tesisi hem iç pazarda hem de ihracat pazarlarında güçlü bir oyuncu yaptı. Böyle bir yatırımın ilk yılından itibaren Türkiye’nin en büyükleri arasında yer bulması, bizim açımızdan yalnızca bir finansal sonuç değil; doğru işe, doğru zamanda, doğru teknolojiyle yatırım yapmanın somut bir karşılığı.

Peki bu şirketler için 2025 yılı nasıl kapanıyor?
2024’ü küresel olarak yaklaşık toplam 7 milyar dolar ciro ile tamamlamıştık. 2025 yılı için küresel ihracatımızı 3 milyar dolara, toplam ciromuzu da dolar bazında yüzde 30’a yakın bir artışla 9 milyar doların üzerine çıkarma hedefini koymuştuk; yılı buna yakın bir seviyede kapatacağız. Toplam üretimimiz 2024’te 9,12 milyon ton olurken, 2025 yıl sonu itibarıyla bu rakamı 13 milyon tonun üzerine çıkaracağımızı öngörüyoruz. 2025 yılı küresel ticaretin jeopolitik gerilimlerle, tarifelerle zorlandığı, Çin kaynaklı arz fazlalarının piyasaları baskıladığı bir dönemdi. Böyle bir ortamda büyümeyi sürdürmek cesaret, disiplin ve istikrarlı bir vizyon gerektiriyor. Biz Tosyalı olarak, “Zor zamanda yatırım yapılır mı?” sorusuna her zaman aynı cevabı verdik: Türkiye için üretmekten, katma değer yaratmaktan ve küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye hedefinden asla vazgeçmeyiz. Bu anlayışla Tosçelik ve Tosyalı Demir Çelik, 2025’te sadece güçlü performans sergilemekle kalmadı; Tosyalı grubunun küresel büyüme stratejisinin lokomotifi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Önümüzdeki dönemde vizyonumuz açık ve net: Türkiye’yi çelik üretiminde dünyanın en güçlü merkezlerinden biri haline getirmek.

2026 büyüme hedefinizden söz eder misiniz? Ciro ve ihracatta 2026 planı nedir?
2025 yılında yurt içinde özellikle Çin’in pazara sürdüğü çok düşük fiyatlı ürünler tüm sektörü olduğu gibi bize de zorladı. Nitelikli çelik ürünlerimiz, geniş ürün portföyümüz ve uzun yıllara dayanan güçlü ilişkilerle şekillenmiş müşteri portföyümüz ile bu süreci yönetmeye çalıştık. Türkiye’nin en büyük demir-çelik üreticisiyiz. Kapasite, üretim ve nitelikli ürün açısından pazarın en güçlü oyuncusu olarak bu tür zorlu süreçleri başarıyla yönetiyoruz. Türkiye, Cezayir, Libya ve İspanya’daki yatırımlarımızla birlikte ölçeğimizi her geçen gün daha da büyütüyoruz, nitelikli ürün kapasitemizi de artırıyoruz. 3 kıtada 50’ye yakın tesisimizle yıllık toplam 15 milyon ton sıvı çelik üretim kapasitesine sahibiz. İleri teknoloji ve sürdürülebilirliğe yaptığımız yatırımların bir sonucu olarak geçen yıl dünyanın en hızlı büyüyen ilk 3 çelik üreticisinden biri olduk. Bugün itibarıyla Tosyalı olarak Avrupa’nın en büyük üçüncü çelik üreticisiyiz. 2026’da verimliliğe daha fazla odaklanarak sahip olduğumuz ölçeği çok daha iyi bir şekilde kullanacak; küresel pazardaki rekabet gücümüzü artırarak sürdürülebilir büyüme sağlamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde dünyanın ilk 20 çelik üreticisinden biri olma hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerleyeceğiz.
2026 yılında yatırım bütçeniz ne olacak?
Planlı yatırımlarımızın hepsine aralıksız olarak devam edeceğiz. Daha önce de ifade ettiğim gibi Tosyalı Demir Çelik İskenderun Tesisi’nde kapasitelerimizi adım adım devreye almaya devam ediyoruz. Yurt dışındaki en büyük yatırımımız olan Tosyalı Algérie tesisimizde devam eden 4. etap yatırımlarımız var. Ürünlerimizin katma değeri artarken düşük karbon emisyonlu yeşil çelik üretimiyle rekabet gücümüzü daha da artıracağız. Diğer taraftan satın aldığımız İspanya’nın önde gelen çelik boru üreticilerinden STS’de üretimde 12 kata ulaşan bir artış gerçekleştirdik. Burada verimliliğimizi artıracak yatırımlarımız devam edecek. Son dönemdeki en güncel yatırım hamlelerimizden birini Libya’da gerçekleştirdik. Bingazi’de, toplam 8,1 milyon ton kapasiteli dünyanın en büyük DRI tesislerini kurmak üzere Tosyalı SULB’u kurduk. Buradaki tesisimiz hem yakın bölgenin hem de Avrupa’nın yeşil çelik için HBI (Hot Briquetted Iron) ihtiyacını sağlarken Tosyalı olarak bizim global yeşil çelik üreticisi konumumuzu da güçlendirecek. Tosyalı olarak son 5 yılda sürdürülebilirlik odaklı projelerimize 6 milyar doların üzerinde yatırım yaptık. AR-GE’ye, ileri teknolojiye, döngüsel üretime, güneş ve hidrojen gibi temiz enerji kaynaklarına yönelik yatırımlarımız 2026 yılında da devam edecek.
“Uzak Doğu’nun haksız rekabetine karşı tedbirler almalıyız”
“Dünya ekonomisi 2026 yılına, jeopolitik gelişmelere yönelik beklentiler ve gümrük tarifeleriyle ilgili belirsizliklerin etkisi altında giriyor. Dünya ekonomisi pandemi sonrasındaki dönemde yaşanan birçok farklı küresel etkiyle birlikte uzun süredir güçlü büyüme rakamlarından uzak bir seyir izledi. Daha önce de ifade ettiğim gibi özellikle Çin’de oluşan arz fazlası, küresel ihracat pazarlarında dengeleri bozmaya devam ediyor. Üç yılı aşkın bir süredir Uzak Doğu’dan dünya pazarlarına yönlendirilen dampingli ürünler demir-çelik pazarına ciddi darbe vuruyor ve böyle de devam edeceği çok açık. İç pazarımızı korumak için ilgili bakanlıklarımızın aldığı tedbirleri daha da yaygınlaştırmamız gerekiyor. Uzak Doğu kaynaklı bu haksız rekabeti ele alırken sadece iç pazar odaklı değil ihracat pazarlarımızı da dikkate alan bütünsel bir yaklaşım geliştirerek tedbirler almalıyız.”