Türk ilaç sektörünün köklü markalarından Haver Farma, Türkiye’nin ilaç ithalatına olan bağımlılığını azaltacak üç kritik ürünü yerli olarak üretmeye odaklandı. Şirket; bu hedefi doğrultusunda doğumda zorunlu olarak kullanılan tek kaynaklı bir ürünü ve bir beslenme solüsyonunu geçen yıl piyasaya verdi. Türkiye’de ilk kez üretilecek olan bir onkoloji ilacını da AR-GE gücüyle millileştirilerek yalnızca iç pazarda değil, uluslararası pazarlarda da satışa sunmayı planlıyor.
Ekonomist’in 11-24 Mayıs 2025 tarihli sayısından
İlaç sektöründe 36 yıllık bir tecrübeye sahip olan Haver CEO’su Dr. Can Hisarlı, bu üç ürün sayesinde Türkiye’nin ilaç ithalatının azalmasına önemli katkıları olacağının altını çiziyor. Özellikle onkoloji alanında geliştirilmekte olan ürünün ilk üç yılında yaklaşık 100 milyon dolarlık potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Dr. Hisarlı, “Bu ürün, ticarileştiğinde Haver Farma’nın tarihindeki en yüksek katma değeri sağlayabilir. Diğer ürünlerde ise yıllık 10-15 milyon dolarlık ilaç ithalatının önüne geçilecek. Bunlar sadece ekonomik değil, stratejik bir kazanım. Hayati ürünlerin üretiminde dışa bağımlılığın azalması hem halk sağlığı hem de sağlık sistemimizin sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşıyor” diye anlatıyor.
35 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
1917 yılında temelleri atılan Haver Farma, 2020’de Marmara Teknokent’te kurduğu gelişmiş AR-GE merkezi ile klasik üretim anlayışını tamamen yenilemiş durumda. 40 kişilik uzman bir ekip tarafından yürütülen projelerde, sadece Türkiye için değil, ihracat potansiyeli de olan ve yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesi için çalışılıyor. AR-GE bütçesi, şirket cirosunun yüzde 5-7’si arasında seyrediyor. Bugün 35’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Haver Farma, önümüzdeki iki-üç yıl içinde 10 yeni ülkede 70’e yakın ruhsat daha almayı hedefliyor. Şirketin toplam satışları içinde ihracatın payı yüzde 15 civarındayken, bu oranın yeni ürünlerin ve coğrafyaların katkısıyla kısa sürede yüzde 30’ları bulması planlanıyor.
2024 yılında 3,4 milyar TL olan cirolarını bu yıl 4,5 milyar TL’ye çıkarmayı hedeflediklerini belirten Hisarlı, “IMS verilerine göre içerisinde bulunduğu pazarlarda eczane satışlarında 33’üncü sırada olan Haver grubu, hastane kanalında ise ampul ve flakon satışlarıyla Türkiye’nin en büyük üçüncü firması konumunda” diye ekliyor.

AVRUPA PAZARI HEDEFLENİYOR
2022 yılında Ürdün merkezli MS Pharma’dan devralınan Haver Trakya üretim tesisi, 10 milyon dolarlık ek yatırımla modernize edildi. Bugün şirketin üretim gücünün büyük kısmı bu tesiste ve bağlı şirket Osel bünyesinde gerçekleşiyor. Haver Farma’nın ürün portföyü ise ampul, flakon, serum, şurup, süspansiyon ve OTC ürünlerini kapsıyor.
Yüzde 50 kadın çalışan oranı ile sektörde örnek gösterilen bir denge yakalayan şirket ayrıca, bünyesinde bulunan kritik ilaçlar için ulusal sağlık sistemine afet dönemlerinde kesintisiz ilaç tedariki konusunda katkı sağlıyor. Haver Farma’nın önündeki en büyük hedeflerden biri, Avrupa GMP sertifikasını alarak Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelere ihracata başlamak. Can Hisarlı bu konuda, “Avrupa’da bizim gibi hayati ürünleri üretebilen çok az üretici var. Avrupa pazarında ciddi bir boşluk var ve biz bu boşluğu doldurmaya talibiz” diyor.
Halka arz sürecinde
Türkiye’nin ‘100 Yıllık Markalar Derneği’ne katılan ilk ilaç firması olan Haver Farma, hem geleneksel köklerine hem de yüksek teknolojiye dayalı gelecek vizyonuna sahip ender şirketlerden biri. Tüm büyüme ve dönüşüm planlarının bir parçası olarak, Haver Farma 2025 yılı içinde halka arz edilmeye hazırlanıyor. Ana şirket Haver Farma çatısı altında Osel ve Haver Trakya, Borsa İstanbul’da işlem görecek. Halka arzdan elde edilecek gelir; yatırım, işletme sermayesi ve finansal yapı güçlendirme olmak üzere üçe bölünecek. Halka arz oranı ise yüzde 20-25 arasında planlanıyor.