Türkiye, yıllık 12 milyar dolarlık doğalgaz ithal ediyor. Karadeniz'de tespit edilen 320 milyar metreküplük rezerv sekiz yıllık doğalgaz ihtiyacımızı karşılama potansiyeline sahip. Rezervler üretime dönüştürülürse doğalgaz ithalatında 2025'te 4,5 milyar dolarlık tasarruf sağlanacak.
ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Geçtiğimiz günlerde enerji konusu Türkiye'nin gündemine oturdu. Karadeniz'de I yapılan sondaj çalışmaları sonucunda Tuna-1 (Sakarya) adı verilen alanda 320 milyar metreküp büyüklüğünde doğalgaz rezervi tespit edildiği müjdesi verildi.
Arama çalışmaları ve sonucunda tespit edilen rezervin doğrudan ekonomik katkısının yanı sıra enerjide ithalata bağımlılığı azaltması da bekleniyor. Ayrıca uzmanlar,
Türkiye'ye bu alanda kazandıracağı tecrübenin buna benzer keşiflerin önünü açması anlamında stratejik önem taşıdığını söylüyor.
Yapılan açıklamalara göre, bulunan gazın kalorifik değeri ve saflık derecesi, rezervin bulunduğu bölgenin kıyıya olan uzaklığı ve boru hattı ile mevcut dağıtım şebekesine bağlanma olanağı projeye ekonomik fizibilite sağlıyor. Öte yandan, bundan sonra yapılması planlanan sondajlar sonrasından rezerv rakamının netleşeceği, nihai rakamda yükselme veya azalma da olabileceği belirtiliyor. Gazın çıkarılma hedefi ise 2023.
TPAO tarafından yürütülmesi beklenen proje için 3-4 milyar dolarlık toplam yatırım yapılacağını varsayılıyor. Yatırımlarımın yaratacağı iş hacmi, ekonomik katkısı ve oluşturacağı bilgi birikimi dikkate alındığında, sadece harcama boyutu ile değerlendirilmemesi gerektiği düşünülüyor.
Hesaplamalara göre, 200 dolar / 1000 metreküp doğalgaz fiyatı varsayımı ile projede yaratılacak toplam ciro 64 milyar dolar. Rezervin 2023 yılından başlayarak 15 yılda tüketileceği varsayıldığında, 2025 yılında platoya ulaştığında yıllık gaz üretiminin 22,5 milyar metreküp olacağı tahmin ediliyor.
Bu da toplam doğalgaz tüketimin yüzde 40'tan fazlasının bölgeden karşılanabileceğine işaret ediyor. Hesaplamalar, doğalgaz ithalatında 2025 yılında 4,5 milyar dolar tutarında bir tasarrufu gösteriyor. Türkiye, yıllık 41 milyar dolar civarında enerji ithal ediyor.
Bu tutarın yaklaşık 12 milyar dolarını doğalgaz ithalatı oluşturuyor. Hacim olarak ifade edildiğinde, Türkiye'nin doğalgaz ithalatı 45 milyar metreküp büyüklüğünde. Yani bulunan rezerv, ülkemizin yaklaşık sekiz yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak.
Üretim miktarı hesaplanırken, Türkiye'nin 2025 yılında kadar sona erecek doğalgaz alım kontratları dikkate alınıyor. İş Yatırım uzmanları, projenin hem paçal doğalgaz alım maliyetini düşürmesinin hem de Türkiye'nin yeni kontratlarda pazarlık gücünü artıracak olmasının önümüzdeki yıllarda ülkemizde doğalgaz fiyatlarını baskılayabileceğini öngörüyor.
Bu, üretimde doğalgaz kullanan sanayi şirketlerini ve doğalgazdan elektrik üretimi yapan şirketlerin maliyetlerini olumlu etkileyebilir. Öte yandan elektrik fiyatları için önemli bir belirleyici olan doğalgaz fiyatlarında baskı oluşmasıyla serbest piyasada elektrik fiyatlarında da benzer aşağı yönlü baskı oluşturabileceği tahmin ediliyor.
Proje kapsamında yapılacak platform, boru hattı ve üretim tesisi yatırımları ve yakın gelecekteki arama faaliyetleri sonucunda yapılacak yatırımların bu alanda uzmanlaşmış Tekfen gibi taahhüt şirketlerine yeni iş olanakları yaratabileceği de düşünülüyor.
Türkiye'nin cari açığının itici gücü olarak enerji önemli bir noktada duruyor. Bulunan rezervlerin ise Türkiye'nin yıllık tüketimi baz alınarak basit bir hesap yapıldığında sekiz yıllık enerji ihtiyacını karşılayacağını belirten Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, "Tabii, işin içine çıkarım, nakliye, sondaj gibi maliyetler de girecek. Eğer bu tür kaynakların keşfinin devamı gelirse, ki bunun olma olasılığı yüksek, daha büyük faydalar sağlanacak "diyor.
İlgili saha içerisinde ilave kaynakların keşfinin de söz konusu olabileceğini dile getiren Enver Erkan, şunları anlatıyor: "Rezervin önemi iki açıdan öne çıkıyor. Birincisi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ikincisi ise Türk doğalgazının ihraç edilmesi yoluyla ülkeye döviz girişi sağlanması. Bu potansiyel avantajların derecesini belirleyecek birden fazla faktör var elbette.
Çıkarma maliyeti, işleme, sondaj, nakliye gibi çıkarılan doğalgazın maliyetini etkileyebilecek unsurlar uluslararası pazarlardaki rekabet koşulları açısından belirleyici olur. Bu maliyet faktörleri, iç ekonomi açısından oluşacak maliyet faktörlerini de belirler. Bunun cari açık için etkilerini öngörürken de başlangıçta görünür olmayan bu gibi etkenleri hesaba katmalıyız."
İşin teknik tarafına bakıldığında ise derin suda yerin altından doğalgaz çıkarmak zor ve riskli bir süreç. Yatırım aşamasına gelindiğinde tahmin edilen rakam azalabilir de artabilir de. Enerji uzmanları; geçmiş dönem örnekleri göz önüne alındığında Kıbrıs Rum Kesimi'nin ilk rezerv tahmininin daha sonra üçte birine indiğini hatırlatıyor. İsrail'in rezerv rakamı ise iki katına çıktı.
Tamamlanmış örnekler göz önüne alındığında ise İsrail ve Mısır yatırımlarının 4 milyar dolar ve süresinin dört yıl civarında olduğu biliniyor. Karadeniz 'de ise derinlik daha fazla ve jeolojik olarak ilave zorluklar var. Türkiye'de yatırım miktarı daha yüksek ve süre daha uzun olabilir. 2023 hedefinin bu anlamda oldukça iddialı olduğu düşünülüyor.
Dünya üzerindeki benzer offshore saha geliştirme projeleri dikkate alındığında, bu tür sahaların test ve geliştirme süreçlerinin 6-8 yıla yayılabildiğini belirten GER Partners Araştırma ve Strateji Direktörü Emin Emrah Danış, her projede sahanın farklı özelliklere sahip olduğunu söylüyor.
Emin Emrah Danış, "Keşfin TPAO tarafından yapılması, sahanın geliştirme süreci ve nihai yatırım kararının yine TPAO tarafından alınacak olması, rezervin ekonomiye bir önce kazandırılması yönündeki güçlü irade ve devlet desteği yatırım süreçlerinin kısaltılması ve finansman maliyetlerinin düşürülmesi açısından önemli bir etken olacak" diye ekliyor.
''Belirlenen rezervlerin bağımsız uzmanlarca teyidi şart, şayet uluslararası ortaklıklar ve finans bekliyorsak. Çünkü ancak o zaman rezervlere parasal değer biçilebilir. Yeni rezerv bulunması ancak bulunduktan sonra konuşulacak bir konu. 'Milli ve yerli' prensibi iyi ama tüketiciye halihazirda zaten dünya fiyatlarının üzerinde ulaşan 'yabancı' gazdan daha ucuza mal olacaksa anlam taşıyor.
Dünya gaz piyasalarındaki arz bolluğu, talep düşmesi ve fiyat gerilemesi uluslararası şirketleri eğer ekonomik fizibilitesi çok çok iyi değilse yeni gaz yatırımlarından uzakta tutuyor. Nitekim, Chevron, ExxonMobil, Shell birçok yatırımı ya askıya aldı ya da iptal etti. O yüzden büyük debdebe ile ilan ettiğimiz rezervlerin arkasının getirilmesi, üç hafta sonra işin unutulmaması, TPAO ve BOTAŞ'ın rekabet edebilir kapasiteler yaratması, en ekonomik şekilde varsa üretime gidilmesi büyük önem taşıyor. Bu iş, ne küçümsenmeli ne de abartılmalı.''
ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr
Geçtiğimiz günlerde enerji konusu Türkiye'nin gündemine oturdu. Karadeniz'de I yapılan sondaj çalışmaları sonucunda Tuna-1 (Sakarya) adı verilen alanda 320 milyar metreküp büyüklüğünde doğalgaz rezervi tespit edildiği müjdesi verildi.
Arama çalışmaları ve sonucunda tespit edilen rezervin doğrudan ekonomik katkısının yanı sıra enerjide ithalata bağımlılığı azaltması da bekleniyor. Ayrıca uzmanlar,
Türkiye'ye bu alanda kazandıracağı tecrübenin buna benzer keşiflerin önünü açması anlamında stratejik önem taşıdığını söylüyor.
HEDEF 2023
Yapılan açıklamalara göre, bulunan gazın kalorifik değeri ve saflık derecesi, rezervin bulunduğu bölgenin kıyıya olan uzaklığı ve boru hattı ile mevcut dağıtım şebekesine bağlanma olanağı projeye ekonomik fizibilite sağlıyor. Öte yandan, bundan sonra yapılması planlanan sondajlar sonrasından rezerv rakamının netleşeceği, nihai rakamda yükselme veya azalma da olabileceği belirtiliyor. Gazın çıkarılma hedefi ise 2023.
TPAO tarafından yürütülmesi beklenen proje için 3-4 milyar dolarlık toplam yatırım yapılacağını varsayılıyor. Yatırımlarımın yaratacağı iş hacmi, ekonomik katkısı ve oluşturacağı bilgi birikimi dikkate alındığında, sadece harcama boyutu ile değerlendirilmemesi gerektiği düşünülüyor.
Hesaplamalara göre, 200 dolar / 1000 metreküp doğalgaz fiyatı varsayımı ile projede yaratılacak toplam ciro 64 milyar dolar. Rezervin 2023 yılından başlayarak 15 yılda tüketileceği varsayıldığında, 2025 yılında platoya ulaştığında yıllık gaz üretiminin 22,5 milyar metreküp olacağı tahmin ediliyor.
Bu da toplam doğalgaz tüketimin yüzde 40'tan fazlasının bölgeden karşılanabileceğine işaret ediyor. Hesaplamalar, doğalgaz ithalatında 2025 yılında 4,5 milyar dolar tutarında bir tasarrufu gösteriyor. Türkiye, yıllık 41 milyar dolar civarında enerji ithal ediyor.
Bu tutarın yaklaşık 12 milyar dolarını doğalgaz ithalatı oluşturuyor. Hacim olarak ifade edildiğinde, Türkiye'nin doğalgaz ithalatı 45 milyar metreküp büyüklüğünde. Yani bulunan rezerv, ülkemizin yaklaşık sekiz yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak.
PAZARLIK GÜCÜ ARTACAK
Üretim miktarı hesaplanırken, Türkiye'nin 2025 yılında kadar sona erecek doğalgaz alım kontratları dikkate alınıyor. İş Yatırım uzmanları, projenin hem paçal doğalgaz alım maliyetini düşürmesinin hem de Türkiye'nin yeni kontratlarda pazarlık gücünü artıracak olmasının önümüzdeki yıllarda ülkemizde doğalgaz fiyatlarını baskılayabileceğini öngörüyor.
Bu, üretimde doğalgaz kullanan sanayi şirketlerini ve doğalgazdan elektrik üretimi yapan şirketlerin maliyetlerini olumlu etkileyebilir. Öte yandan elektrik fiyatları için önemli bir belirleyici olan doğalgaz fiyatlarında baskı oluşmasıyla serbest piyasada elektrik fiyatlarında da benzer aşağı yönlü baskı oluşturabileceği tahmin ediliyor.
Proje kapsamında yapılacak platform, boru hattı ve üretim tesisi yatırımları ve yakın gelecekteki arama faaliyetleri sonucunda yapılacak yatırımların bu alanda uzmanlaşmış Tekfen gibi taahhüt şirketlerine yeni iş olanakları yaratabileceği de düşünülüyor.
8 YILLIK İHTİYACI KARŞILAYACAK
Türkiye'nin cari açığının itici gücü olarak enerji önemli bir noktada duruyor. Bulunan rezervlerin ise Türkiye'nin yıllık tüketimi baz alınarak basit bir hesap yapıldığında sekiz yıllık enerji ihtiyacını karşılayacağını belirten Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, "Tabii, işin içine çıkarım, nakliye, sondaj gibi maliyetler de girecek. Eğer bu tür kaynakların keşfinin devamı gelirse, ki bunun olma olasılığı yüksek, daha büyük faydalar sağlanacak "diyor.
İlgili saha içerisinde ilave kaynakların keşfinin de söz konusu olabileceğini dile getiren Enver Erkan, şunları anlatıyor: "Rezervin önemi iki açıdan öne çıkıyor. Birincisi, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, ikincisi ise Türk doğalgazının ihraç edilmesi yoluyla ülkeye döviz girişi sağlanması. Bu potansiyel avantajların derecesini belirleyecek birden fazla faktör var elbette.
Çıkarma maliyeti, işleme, sondaj, nakliye gibi çıkarılan doğalgazın maliyetini etkileyebilecek unsurlar uluslararası pazarlardaki rekabet koşulları açısından belirleyici olur. Bu maliyet faktörleri, iç ekonomi açısından oluşacak maliyet faktörlerini de belirler. Bunun cari açık için etkilerini öngörürken de başlangıçta görünür olmayan bu gibi etkenleri hesaba katmalıyız."
ZOR VE RİSKLİ SÜREÇ
İşin teknik tarafına bakıldığında ise derin suda yerin altından doğalgaz çıkarmak zor ve riskli bir süreç. Yatırım aşamasına gelindiğinde tahmin edilen rakam azalabilir de artabilir de. Enerji uzmanları; geçmiş dönem örnekleri göz önüne alındığında Kıbrıs Rum Kesimi'nin ilk rezerv tahmininin daha sonra üçte birine indiğini hatırlatıyor. İsrail'in rezerv rakamı ise iki katına çıktı.
Tamamlanmış örnekler göz önüne alındığında ise İsrail ve Mısır yatırımlarının 4 milyar dolar ve süresinin dört yıl civarında olduğu biliniyor. Karadeniz 'de ise derinlik daha fazla ve jeolojik olarak ilave zorluklar var. Türkiye'de yatırım miktarı daha yüksek ve süre daha uzun olabilir. 2023 hedefinin bu anlamda oldukça iddialı olduğu düşünülüyor.
Dünya üzerindeki benzer offshore saha geliştirme projeleri dikkate alındığında, bu tür sahaların test ve geliştirme süreçlerinin 6-8 yıla yayılabildiğini belirten GER Partners Araştırma ve Strateji Direktörü Emin Emrah Danış, her projede sahanın farklı özelliklere sahip olduğunu söylüyor.
Emin Emrah Danış, "Keşfin TPAO tarafından yapılması, sahanın geliştirme süreci ve nihai yatırım kararının yine TPAO tarafından alınacak olması, rezervin ekonomiye bir önce kazandırılması yönündeki güçlü irade ve devlet desteği yatırım süreçlerinin kısaltılması ve finansman maliyetlerinin düşürülmesi açısından önemli bir etken olacak" diye ekliyor.
MEHMET ÖGÜTÇÜ GLOBAL RESOURCES PARTNERSHIP BAŞKANI "EKONOMİK ŞEKİLDE ÜRETİME GİDİLMESİ ÖNEMLİ"
''Belirlenen rezervlerin bağımsız uzmanlarca teyidi şart, şayet uluslararası ortaklıklar ve finans bekliyorsak. Çünkü ancak o zaman rezervlere parasal değer biçilebilir. Yeni rezerv bulunması ancak bulunduktan sonra konuşulacak bir konu. 'Milli ve yerli' prensibi iyi ama tüketiciye halihazirda zaten dünya fiyatlarının üzerinde ulaşan 'yabancı' gazdan daha ucuza mal olacaksa anlam taşıyor.
Dünya gaz piyasalarındaki arz bolluğu, talep düşmesi ve fiyat gerilemesi uluslararası şirketleri eğer ekonomik fizibilitesi çok çok iyi değilse yeni gaz yatırımlarından uzakta tutuyor. Nitekim, Chevron, ExxonMobil, Shell birçok yatırımı ya askıya aldı ya da iptal etti. O yüzden büyük debdebe ile ilan ettiğimiz rezervlerin arkasının getirilmesi, üç hafta sonra işin unutulmaması, TPAO ve BOTAŞ'ın rekabet edebilir kapasiteler yaratması, en ekonomik şekilde varsa üretime gidilmesi büyük önem taşıyor. Bu iş, ne küçümsenmeli ne de abartılmalı.''