Uluslararası Para Fonu (IMF), merkez bankalarının negatif faiz oranı politikasını reddetmemeleri ve kullanma olasılıkları düşük olsa bile araç setlerinin bir parçası olarak tutmaları gerektiğini belirtti.
IMF Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü, negatif faiz oranlarına ilişkin bir rapor yayımladı.
Raporda, birçok merkez bankasının 2012'den başlayarak negatif faiz oranı politikasını uygulamaya koyduğu hatırlatılarak, bu politikanın, birçok soruyu gündeme getirdiği ve kısmen yanlış anlaşıldığı için siyasi olarak tartışmalı bir konu olmaya devam ettiği aktarıldı.
Raporda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu krizde negatif faiz oranı politikasının yeniden öne çıktığına işaret edilerek, negatif faiz oranı politikasına geçişin para piyasası faizlerinde, uzun vadeli getirilerde ve banka faizlerinde etkili olduğu kaydedildi.
Negatif faiz oranı politikasının özellikle uzun vadeli getirilerin düşmesine önemli ölçüde katkıda bulunduğu vurgulanan raporda, banka kredilendirme hacimlerinin genel olarak arttığı ve banka karlarının bu zamana kadar önemli ölçüde kötüleşmediği belirtildi.
- "Büyümeyi ve enflasyonu desteklemiştir"
IMF raporunda, karlılık üzerinde önemli bir etkinin bulunmamasının çoğunlukla potansiyel olarak zaman içinde tersine çevrilebilecek kısa vadeli bir etki olabileceği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Negatif faiz oranı politikası muhtemelen büyümeyi ve enflasyonu desteklemiştir. Negatif faiz oranı politikasının enflasyon ve üretim üzerindeki etkileri, geleneksel faiz indirimleri veya diğer geleneksel olmayan para politikalarıyla karşılaştırılabilir. Finansal aracılığa ciddi şekilde zarar vermeden veya diğer olumsuz yan etkilere yol açmadan önce faiz oranlarının ne kadar negatife gidebileceği yanıt bulmamış bir soru olarak kalmaktadır. Ancak şu ana kadar uygulanan negatif faiz oranlarının bu sorunlu etkileri tetiklediğine dair bir kanıt olmadığından faiz oranlarını daha da negatif yönde itecek bir serbestlik söz konusu olabilir."
Raporda, bazı merkez bankalarının negatif faiz oranı politikasını benimserken, diğerlerinin buna direnmesinin kurumsal ve ülke özellikleriyle ilgili olabileceği belirtilerek, "Ayrıca, şimdiye kadarki kanıtlar merkez bankalarının negatif faiz oranı politikasını göz ardı etmemeleri ve kullanma olasılıkları düşük olsa bile araç setlerinin bir parçası olarak tutmaları gerektiğini gösteriyor." ifadesi kullanıldı.
Raporda, düşük seviyedeki nötr reel faiz oranları dikkate alındığında, olumsuz yan etkileri olmasına rağmen birçok merkez bankasının, er ya da geç negatif faiz oranı politikasını düşünmek zorunda kalabileceği vurgulandı.
IMF Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü, negatif faiz oranlarına ilişkin bir rapor yayımladı.
Raporda, birçok merkez bankasının 2012'den başlayarak negatif faiz oranı politikasını uygulamaya koyduğu hatırlatılarak, bu politikanın, birçok soruyu gündeme getirdiği ve kısmen yanlış anlaşıldığı için siyasi olarak tartışmalı bir konu olmaya devam ettiği aktarıldı.
Raporda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının neden olduğu krizde negatif faiz oranı politikasının yeniden öne çıktığına işaret edilerek, negatif faiz oranı politikasına geçişin para piyasası faizlerinde, uzun vadeli getirilerde ve banka faizlerinde etkili olduğu kaydedildi.
Negatif faiz oranı politikasının özellikle uzun vadeli getirilerin düşmesine önemli ölçüde katkıda bulunduğu vurgulanan raporda, banka kredilendirme hacimlerinin genel olarak arttığı ve banka karlarının bu zamana kadar önemli ölçüde kötüleşmediği belirtildi.
- "Büyümeyi ve enflasyonu desteklemiştir"
IMF raporunda, karlılık üzerinde önemli bir etkinin bulunmamasının çoğunlukla potansiyel olarak zaman içinde tersine çevrilebilecek kısa vadeli bir etki olabileceği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Negatif faiz oranı politikası muhtemelen büyümeyi ve enflasyonu desteklemiştir. Negatif faiz oranı politikasının enflasyon ve üretim üzerindeki etkileri, geleneksel faiz indirimleri veya diğer geleneksel olmayan para politikalarıyla karşılaştırılabilir. Finansal aracılığa ciddi şekilde zarar vermeden veya diğer olumsuz yan etkilere yol açmadan önce faiz oranlarının ne kadar negatife gidebileceği yanıt bulmamış bir soru olarak kalmaktadır. Ancak şu ana kadar uygulanan negatif faiz oranlarının bu sorunlu etkileri tetiklediğine dair bir kanıt olmadığından faiz oranlarını daha da negatif yönde itecek bir serbestlik söz konusu olabilir."
Raporda, bazı merkez bankalarının negatif faiz oranı politikasını benimserken, diğerlerinin buna direnmesinin kurumsal ve ülke özellikleriyle ilgili olabileceği belirtilerek, "Ayrıca, şimdiye kadarki kanıtlar merkez bankalarının negatif faiz oranı politikasını göz ardı etmemeleri ve kullanma olasılıkları düşük olsa bile araç setlerinin bir parçası olarak tutmaları gerektiğini gösteriyor." ifadesi kullanıldı.
Raporda, düşük seviyedeki nötr reel faiz oranları dikkate alındığında, olumsuz yan etkileri olmasına rağmen birçok merkez bankasının, er ya da geç negatif faiz oranı politikasını düşünmek zorunda kalabileceği vurgulandı.