Bilim insanlarına göre termit kulelerdeki havalandırma sisteminin sırrının çözülmesiyle binaların havalandırılması için kullanılan enerjinin azaltılabilir.
Atlas Dergisi'nin haberine göre New York Eyalet Üniversitesi’nden Prof. Scott Turner ve Nottingham Trent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Rupert Soar’un Afrika’nın güneybatısındaki araştırmalarına göre kuleler yeraltındaki termit yuvalarını havalandırıyor, bir nevi akciğer görevi görüyor.
Turner, hem bir araya gelen birkaç milyonlarca termitin, hem yetiştirdikleri mantarların hızla oksijen tükettiğini söylüyor.
Harvard Üniversitesi ve MIT’den araştırmacıların araştırmalarına göre yeraltındaki termit yuvaları, ince ve delikli duvarlarla birbirinden ayrılmış birçok galeriden oluşuyor. Galeriler, kulenin içindeki geniş kanallara, bu kanallar da kılcal damarları andıran, kulenin yüzeyine açılan küçük kanallara bağlı.
Gündüzleri kulenin dış kanalları, iç kısımdaki kanal ve bacalardan daha hızlı ısınıyor. Hava, dış kanallardan yükseliyor ve ortadaki bacalardan aşağıya iniyor. Bu şekilde yuvaya oksijen taşınmış oluyor.
Geceleri ise dış kanallar daha hızlı soğuyor. Kulenin içindeki sıcak hava ortadaki bacalardan yükseliyor ve kanallardan dışarı çıkıyor. Böylece içeride biriken karbondioksit dışarı atılmış oluyor.
Peki, binlerce termit nasıl koordineli bir şekilde çalışarak kendilerinden çok büyük olan bu yapıları inşa ediyor? Bu konuda ise henüz bilgiler çok yeni.
Yazı ve fotoğraflar Atlas'ta
Atlas Dergisi'nin haberine göre New York Eyalet Üniversitesi’nden Prof. Scott Turner ve Nottingham Trent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Rupert Soar’un Afrika’nın güneybatısındaki araştırmalarına göre kuleler yeraltındaki termit yuvalarını havalandırıyor, bir nevi akciğer görevi görüyor.
Turner, hem bir araya gelen birkaç milyonlarca termitin, hem yetiştirdikleri mantarların hızla oksijen tükettiğini söylüyor.
Harvard Üniversitesi ve MIT’den araştırmacıların araştırmalarına göre yeraltındaki termit yuvaları, ince ve delikli duvarlarla birbirinden ayrılmış birçok galeriden oluşuyor. Galeriler, kulenin içindeki geniş kanallara, bu kanallar da kılcal damarları andıran, kulenin yüzeyine açılan küçük kanallara bağlı.
Gündüzleri kulenin dış kanalları, iç kısımdaki kanal ve bacalardan daha hızlı ısınıyor. Hava, dış kanallardan yükseliyor ve ortadaki bacalardan aşağıya iniyor. Bu şekilde yuvaya oksijen taşınmış oluyor.
Geceleri ise dış kanallar daha hızlı soğuyor. Kulenin içindeki sıcak hava ortadaki bacalardan yükseliyor ve kanallardan dışarı çıkıyor. Böylece içeride biriken karbondioksit dışarı atılmış oluyor.
Peki, binlerce termit nasıl koordineli bir şekilde çalışarak kendilerinden çok büyük olan bu yapıları inşa ediyor? Bu konuda ise henüz bilgiler çok yeni.
Yazı ve fotoğraflar Atlas'ta