Bireysel Emeklilik Sistemi’ni (BES) ikiye katlayacak ‘otomatik katılım’, 1 Ocak tarihinden itibaren uygulanmaya başladı. Sisteme dahil olmak istemeyenler, sisteme girişten ancak iki ay sonra çıkış yapabilecek.
Bunun için öncesinde dilekçe veriliyor. Bununla ilgili ilk sonuçlar, maaşların peşin ödendiği kamu kesiminden alınacak. Özel sektörde ücretler peşin olmadığı için sistemde kalan veya çekilen oranı ancak şubat ayında görülebilecek.
Kamunun en büyük üç oyuncusunda, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank gibi üç büyük kamu bankasında başlayan bu uygulamanın ilk sonuçları ne oldu? Edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Ancak bu bilgilerin kesin sonuçlar içermediğini baştan belirtelim. Bir kere, ilk sonuçlar, moral, motivasyon açısından pek parlak değil.
Devletin bir kerelik bin lira ek ödeme ve vergi teşvikine rağmen sistemden çıkmak için dilekçe verenlerin oranı için “Yüzde 60-65’ler düzeyinde” deniliyor. Bir şirketin tepe yöneticisi, “İlk etapta gelen bu verilerin iyi olmadığı söylenebilir ama değerlendirme yapmak için çok erken” yorumunu yapıyor.
Ne beklenecek? Özel sektör şirketlerinden gelecek sonuçlar... Benzeri bir sonuç çıkar mı? Burada daha iyimser bir beklenti olduğunu belirtelim. Bir şirketin genel müdürü, “Özel sektörde bu oranın yüzde 40-50 aralığında olacağını tahmin ediyoruz” diyor.
Bu seviyeler sistem için başarı mı? Aynı genel müdür, “Evet, bence başarı. Çünkü asgari ücretin bu kadar yaygın ve gelirlerin reel olarak azaldığı bir ortamda, yüzde 50’nin altında kalmak iyi değerlendirilmeli. Genelde oran yüzde 40’ın altına düşerse de bence çok başarılıyız demektir” yanıtını veriyor.
Yine rakamlardan yola çıkalım. Bugün itibariyle BES sisteminde 6,5 milyon katılımcı 60 milyar lira civarında bir birikime sahip. Aşamalı olarak devreye giren otomatik katılımla 14 milyon çalışana hitap ediliyor.
Eğer 14 milyonun yarısı sistemde kalırsa, BES sistemindeki katılımcı sayısı ikiye katlanacak. Bir şirketin genel müdürü de bu tabloyu şöyle değerlendiriyor: “Bu durumda BES, Türkiye’nin makro tasarruf sistemine dönüşüyor.”
Bunun için öncesinde dilekçe veriliyor. Bununla ilgili ilk sonuçlar, maaşların peşin ödendiği kamu kesiminden alınacak. Özel sektörde ücretler peşin olmadığı için sistemde kalan veya çekilen oranı ancak şubat ayında görülebilecek.
Kamunun en büyük üç oyuncusunda, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank gibi üç büyük kamu bankasında başlayan bu uygulamanın ilk sonuçları ne oldu? Edindiğimiz bilgileri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Ancak bu bilgilerin kesin sonuçlar içermediğini baştan belirtelim. Bir kere, ilk sonuçlar, moral, motivasyon açısından pek parlak değil.
Devletin bir kerelik bin lira ek ödeme ve vergi teşvikine rağmen sistemden çıkmak için dilekçe verenlerin oranı için “Yüzde 60-65’ler düzeyinde” deniliyor. Bir şirketin tepe yöneticisi, “İlk etapta gelen bu verilerin iyi olmadığı söylenebilir ama değerlendirme yapmak için çok erken” yorumunu yapıyor.
Ne beklenecek? Özel sektör şirketlerinden gelecek sonuçlar... Benzeri bir sonuç çıkar mı? Burada daha iyimser bir beklenti olduğunu belirtelim. Bir şirketin genel müdürü, “Özel sektörde bu oranın yüzde 40-50 aralığında olacağını tahmin ediyoruz” diyor.
Bu seviyeler sistem için başarı mı? Aynı genel müdür, “Evet, bence başarı. Çünkü asgari ücretin bu kadar yaygın ve gelirlerin reel olarak azaldığı bir ortamda, yüzde 50’nin altında kalmak iyi değerlendirilmeli. Genelde oran yüzde 40’ın altına düşerse de bence çok başarılıyız demektir” yanıtını veriyor.
Yine rakamlardan yola çıkalım. Bugün itibariyle BES sisteminde 6,5 milyon katılımcı 60 milyar lira civarında bir birikime sahip. Aşamalı olarak devreye giren otomatik katılımla 14 milyon çalışana hitap ediliyor.
Eğer 14 milyonun yarısı sistemde kalırsa, BES sistemindeki katılımcı sayısı ikiye katlanacak. Bir şirketin genel müdürü de bu tabloyu şöyle değerlendiriyor: “Bu durumda BES, Türkiye’nin makro tasarruf sistemine dönüşüyor.”
