Bu soruya çok farklı yanıtlar verebiliriz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan başlayarak, Başbakan Binali Yıldırım, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek isimlerini sayabiliriz. Biz ise daha farklı bir yönden bakma tarafındayız. İddialı olacak ama ekonominin dümeninde 546 bin çek sahibi var!
Bu tanımlamayı kim yapıyor?
Boğaziçi Üniversitesi Teknopark'ta faaliyet gösteren fintech start up'ı E2B Finansal Teknolojileri şirketinin kurucusu Mürsel Karabıyık... Mühendis kökenli Karabıyık, Türkiye'de yeni nesil bir ödeme aracı olarak elektronik çek ürünlerinin kullanılacak duruma geldiğini söylüyor. Son derece de iddialı ve ekonominin elektronik çekle daha farklı bir yön bulacağını savunuyor.
Mürsel Karabıyık, şirket olarak da faaliyetleri hakkında şunları söylüyor: "Türk ticaret hayatının ödeme alışkanlıklarına uygun milli ödeme sistemleri üzerinde çalışan bir Teknopark şirketiyiz.
'Çekte vade olmaz,' 'çek ciro edilemez', 'Amerika'da, Avrupa'da çeke vade uygulanmıyor' gibi klişeleşmiş yorumları tamamen ortadan kaldıracak, dünyada bir ilk olan elektronik çek projemizi geliştirdik. Bunun yanında elektronik senet ve vadeli alacakla borç ödeme sistemleri üzerinde de çalışmaktayız."
Çek, ticari yaşamın vazgeçilmez ödeme aracı. Yapılan araştırmaya göre, kayıtlı sistemde dolaşan çek tutarı 800 milyar lira civarında. Ya kayıt altında olmayan çeklerin sayısı, tutarı? Kesin bir rakam bilinmiyor. Ancak, Mürsel Karabıyık'ın araştırmalarına göre her bir çek ortalama beş kez el değiştiriyor. Dolayısıyla neredeyse ekonomideki büyüklüğü aşan bir hacimden bahsedebiliriz.
'Karekod'lu çek uygulamasının yetersiz kaldığını ve ticari kesimin ihtiyaçlarına tam anlamıyla karşılık veremediğini savunan Mürsel Karabıyık, 6493 sayılı Kanun çerçevesinde çekin artık bir ödeme aracı olarak tanımlanması gerektiği görüşünde.
Mürsel Karabıyık, çözüm olarak Türk ticari yaşamındaki alışkanlıklara kulak vermek gerektiğini anımsatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Sorunları çözebilmek için ciro edilebilen, vadeli düzenlenebilen, teminata verilebilen ve banka müşterisi olmayanlara da ciro edilebilen bir sistem geliştirilmelidir."
Mürsel Karabıyık, keşideciye sınırsız haklar veren çeklerin kontrol altına alınması gerektiğini söylüyor. Kontrol nasıl olacak? "Bu kontrol keşideciye sınırsız çek tutarı düzenlenmesini engellemek üzerine kurulmalıdır.
Özellikle Türkiye'de ticaret hayatının alışkanlıkları arasında yer alan vadeli ticaret ve alacak hakkının ciro edilmesi kırılması zor bir dirence sahip iki özelliktir. Bu nedenle bu toprakların alışkanlıklarını eleştirmek yerine onların sesine kulak vererek çözüm üretmeliyiz" diyor.
Peki, nasıl bir sistem öneriyor? Mürsel Karabıyık, önerilerini şöyle sıralıyor:
Bu tanımlamayı kim yapıyor?
Boğaziçi Üniversitesi Teknopark'ta faaliyet gösteren fintech start up'ı E2B Finansal Teknolojileri şirketinin kurucusu Mürsel Karabıyık... Mühendis kökenli Karabıyık, Türkiye'de yeni nesil bir ödeme aracı olarak elektronik çek ürünlerinin kullanılacak duruma geldiğini söylüyor. Son derece de iddialı ve ekonominin elektronik çekle daha farklı bir yön bulacağını savunuyor.
Mürsel Karabıyık, şirket olarak da faaliyetleri hakkında şunları söylüyor: "Türk ticaret hayatının ödeme alışkanlıklarına uygun milli ödeme sistemleri üzerinde çalışan bir Teknopark şirketiyiz.
'Çekte vade olmaz,' 'çek ciro edilemez', 'Amerika'da, Avrupa'da çeke vade uygulanmıyor' gibi klişeleşmiş yorumları tamamen ortadan kaldıracak, dünyada bir ilk olan elektronik çek projemizi geliştirdik. Bunun yanında elektronik senet ve vadeli alacakla borç ödeme sistemleri üzerinde de çalışmaktayız."
Çek, ticari yaşamın vazgeçilmez ödeme aracı. Yapılan araştırmaya göre, kayıtlı sistemde dolaşan çek tutarı 800 milyar lira civarında. Ya kayıt altında olmayan çeklerin sayısı, tutarı? Kesin bir rakam bilinmiyor. Ancak, Mürsel Karabıyık'ın araştırmalarına göre her bir çek ortalama beş kez el değiştiriyor. Dolayısıyla neredeyse ekonomideki büyüklüğü aşan bir hacimden bahsedebiliriz.
'Karekod'lu çek uygulamasının yetersiz kaldığını ve ticari kesimin ihtiyaçlarına tam anlamıyla karşılık veremediğini savunan Mürsel Karabıyık, 6493 sayılı Kanun çerçevesinde çekin artık bir ödeme aracı olarak tanımlanması gerektiği görüşünde.
Mürsel Karabıyık, çözüm olarak Türk ticari yaşamındaki alışkanlıklara kulak vermek gerektiğini anımsatıyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Sorunları çözebilmek için ciro edilebilen, vadeli düzenlenebilen, teminata verilebilen ve banka müşterisi olmayanlara da ciro edilebilen bir sistem geliştirilmelidir."
Mürsel Karabıyık, keşideciye sınırsız haklar veren çeklerin kontrol altına alınması gerektiğini söylüyor. Kontrol nasıl olacak? "Bu kontrol keşideciye sınırsız çek tutarı düzenlenmesini engellemek üzerine kurulmalıdır.
Özellikle Türkiye'de ticaret hayatının alışkanlıkları arasında yer alan vadeli ticaret ve alacak hakkının ciro edilmesi kırılması zor bir dirence sahip iki özelliktir. Bu nedenle bu toprakların alışkanlıklarını eleştirmek yerine onların sesine kulak vererek çözüm üretmeliyiz" diyor.
Peki, nasıl bir sistem öneriyor? Mürsel Karabıyık, önerilerini şöyle sıralıyor:
- Kullanımı kolay, anlaşılabilir, takip edilebilir bir çek sistemi olmalı,
- Çeke yazılan tutar kayıt altında olmalı,
- Çeke yazılan vade kayıt altında olmalı,
- Vadeli çek, ciro sayısı verilerine daha sağlıklı ve etkin erişim sağlanmalı,
- İflas eden, kapanan şirketlerin kullanılmamış çek koçanlarının bankaya iade edilmesi sağlanmalı (fatura koçanlarında olduğu gibi),
- Sahte çeki ortadan kaldıran güvenlik doğrulama sistemleri uygulanmalı,
- Karşılıksız çekin yönetilebilir hale gelebilmesi için çeklere yazılan tutarlar kayıt altında olmalı,
- Çekler geçmiş verilerle değil online doğrulamalarla sorgulanmalı,
- Çek sistemine sigorta sistemi getirilmeli,
- Ekonominin önemli büyüklüğünü yöneten ve bankalar tarafından verilen çekler kayıt dışı ekonominin aracı olmamalı.