Baştürk, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede AVM'lere ziyaretlerin giderek arttığını belirterek, kapalı kaldıkları süre içinde dahi sosyal medyadan "caddelerinizi, tramvayınızı ve göletinizi" çok özledik diye mesajlar aldıklarını ve aynı ilginin normalleşmeyle de sürdüğünü vurguladı.
Açık alan alışveriş caddelerine sahip bir AVM olmanın çok büyük bir avantaj sağladığını vurgulayarak, "Doluluk oranımızı 2 kademeli değerlendiriyoruz, 11 mayıs-31 mayıs arasında AVM girişleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 70 bandında azalış gösteriyordu, ikinci normalleşme dönemi dediğimiz 1 haziran itibariyle yine kademeli olarak düşüş seviyesi yüzde 30'lara kadar geriledi." diye konuştu.
Uzun süren karantina dönemi sonrası tüketicilerin hızlıca birikmiş alışveriş ihtiyaçlarını karşılamaya başladıklarına değinen Baştürk, şunları söyledi:
"Literatürde buna rövanş alışverişi deniliyor. Özellikle teknoloji marketlerde ciro artışı yaşanmakta. Çocuk ürünleri satışında da yüzde 30 artış yaşandı. Kuaföre gidenler açısından kadın erkek müşteri segmentlerinde kadınlar lehine çok ciddi bir büyüme var. Cirolar ise açılan mağazalar bazında bir önceki yılla kıyaslandığında yüzde 75 seviyelerini koruyor. Yeme içme alanlarının tamamının açılmasıyla misafirlerimiz dikkatli bir şekilde vakitlerini cafe ve restoran alanlarında geçirmeye başladı. Aslında sektörel bazda önemli bir ayrışma olduğunu da ifade edebilirim. Eğlence alanları en ağır darbeyi alan sektör oldu açıkçası. Pandeminin farklı sektörlerde farklı yansımaları oldu."
Yeni normalle beraber 11 mayısta kapılarını açan ilk AVM’ler arasında yer aldıklarını belirten Baştürk, "Önlemler En Büyük Gücümüz ve Temassız Operasyon sloganlarıyla aldığımız önlemleri hayata geçirdik. Daha önce hiçbir örneği olmayan ve bir hekim tarafından yönetilen Hijyen ve Sağlık Yönetimi Kurulumuzu kurduk ve aldığımız kararları bu kurul ile değerlendirip uyguluyoruz. İlk açtığımız günden beri de önlemlerimizi maksimum seviyede tutuyoruz." dedi.
Baştürk, devletin bu süreçte aktif ve yol gösterici davrandığının altını çizerek, "Minumum temasla alışverişlerin tamamlanması ve sosyal mesafelerin titizlikle uygulanmasını sağlıyoruz. Bunun yanı sıra aldığımız önlemleri misafirlerimize doğru anlattığımıza inanıyoruz. Bu konuda şeffaf bir politika izledik. AVM’mize gelen misafirlerimiz bize güvenerek caddelerimize geliyor." şeklinde konuştu.
AVM'lerin kapalı kaldığı dönemdeki zararların telafisine yönelik gayret içinde olduklarına dikkati çeken Baştürk, şöyle devam etti:
"Geçen yıl Perakende Performans Yönetimi (PPY) sistemimizi hayata geçirmiştik. Bu sistem sayesinde AVM’miz içinde faaliyet gösteren mağazaların satış performanlarını günlük olarak takip ediyor ve hedefledikleri rakama ulaşmaları noktasında stratejik destek sunuyoruz. Yine bu sistem sayesinde tüm mağazalarımızı sektörel kırılımlarıyla takip edip gerekli kira desteklerini de vermeye devam ediyoruz.
Bunun yanın sıra bir takım yeni perakende oluşumlarının da AVM’lerden alanlar istediğine şahit oluyoruz. Örneğin rahat giyim sektöründen artan bir kiralama talebi gündeme geldi, yine e-ticaret şirketleri fiziki temas noktası ihtiyaçlarını da AVM’ler vasıtasıyla karşılama niyetindeler. Bir diğer olasılık ise lojistik anlamında AVM'lere yeni fonksiyonlar yüklenebileceğidir. Kısacası çok yönlü esen fırtınaların olduğu ancak fırsatların da bulunduğu bir değişim dönemine girdiğimizi ifade edebiliriz."
Baştürk, İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak kurumsal kimliklerinin yeniden tanımlamasını bugüne değin sektör içinde ayrışmak üzere atılan proaktif bir adım olarak tanımladıklarını belirterek, "2013 yılında kurulduğumuzdan bu yana zaten Türkiye’nin en büyük cadde AVM’lerinden biri olarak nitelendiriliyoruz ve bu yönümüzle gerek sektör gerek ziyaretçilerimiz nezdinde alternatif bir deneyim noktasıyız." ifadelerini kullandı.
Yeni sürecimizle temel hedefimiz bir kenti kent yapan en önemli dinamikler olan meydan, cadde, sokak algısını yeniden yükseltmek. İstanbul gibi büyülü bir şehri kapalı kapıların ardında değil açık alanlarda özgürlük duygusuyla yaşatmak; misafirlerimizin alışverişlerini yaparken kendilerini hem 60’larda, 70’lerde hem şu anın tam içinde hem de bir gelecek projeksiyonu içinde hissetmelerini sağlamak yönünde bir girişim bu.
Türkiye'de AVM kültürüne yönelik yenilikçi bakış açısına ihtiyaç olduğuna işaret eden Baştürk, "Tıpkı İstiklal Caddesi veya Bağdat Caddesi gibi köklü bir kamusal alan olmaya doğru hızla ilerliyoruz. Alışveriş kültürünü yeniden tanımladığımıza dair çok güçlü argümanlar bunlar. Ülkemizin ve kültürümüzün alışveriş merkezlerine yönelik böyle yenilikçi bir bakış açısına ihtiyacı vardı." dedi.
Açık alan alışveriş caddelerine sahip bir AVM olmanın çok büyük bir avantaj sağladığını vurgulayarak, "Doluluk oranımızı 2 kademeli değerlendiriyoruz, 11 mayıs-31 mayıs arasında AVM girişleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 70 bandında azalış gösteriyordu, ikinci normalleşme dönemi dediğimiz 1 haziran itibariyle yine kademeli olarak düşüş seviyesi yüzde 30'lara kadar geriledi." diye konuştu.
"Teknoloji marketlerine yoğun ilgi var"
Uzun süren karantina dönemi sonrası tüketicilerin hızlıca birikmiş alışveriş ihtiyaçlarını karşılamaya başladıklarına değinen Baştürk, şunları söyledi:
"Literatürde buna rövanş alışverişi deniliyor. Özellikle teknoloji marketlerde ciro artışı yaşanmakta. Çocuk ürünleri satışında da yüzde 30 artış yaşandı. Kuaföre gidenler açısından kadın erkek müşteri segmentlerinde kadınlar lehine çok ciddi bir büyüme var. Cirolar ise açılan mağazalar bazında bir önceki yılla kıyaslandığında yüzde 75 seviyelerini koruyor. Yeme içme alanlarının tamamının açılmasıyla misafirlerimiz dikkatli bir şekilde vakitlerini cafe ve restoran alanlarında geçirmeye başladı. Aslında sektörel bazda önemli bir ayrışma olduğunu da ifade edebilirim. Eğlence alanları en ağır darbeyi alan sektör oldu açıkçası. Pandeminin farklı sektörlerde farklı yansımaları oldu."
Yeni normalle beraber 11 mayısta kapılarını açan ilk AVM’ler arasında yer aldıklarını belirten Baştürk, "Önlemler En Büyük Gücümüz ve Temassız Operasyon sloganlarıyla aldığımız önlemleri hayata geçirdik. Daha önce hiçbir örneği olmayan ve bir hekim tarafından yönetilen Hijyen ve Sağlık Yönetimi Kurulumuzu kurduk ve aldığımız kararları bu kurul ile değerlendirip uyguluyoruz. İlk açtığımız günden beri de önlemlerimizi maksimum seviyede tutuyoruz." dedi.
Baştürk, devletin bu süreçte aktif ve yol gösterici davrandığının altını çizerek, "Minumum temasla alışverişlerin tamamlanması ve sosyal mesafelerin titizlikle uygulanmasını sağlıyoruz. Bunun yanı sıra aldığımız önlemleri misafirlerimize doğru anlattığımıza inanıyoruz. Bu konuda şeffaf bir politika izledik. AVM’mize gelen misafirlerimiz bize güvenerek caddelerimize geliyor." şeklinde konuştu.
"AVM'lere yeni fonksiyonlar yüklenebilir"
AVM'lerin kapalı kaldığı dönemdeki zararların telafisine yönelik gayret içinde olduklarına dikkati çeken Baştürk, şöyle devam etti:
"Geçen yıl Perakende Performans Yönetimi (PPY) sistemimizi hayata geçirmiştik. Bu sistem sayesinde AVM’miz içinde faaliyet gösteren mağazaların satış performanlarını günlük olarak takip ediyor ve hedefledikleri rakama ulaşmaları noktasında stratejik destek sunuyoruz. Yine bu sistem sayesinde tüm mağazalarımızı sektörel kırılımlarıyla takip edip gerekli kira desteklerini de vermeye devam ediyoruz.
Bunun yanın sıra bir takım yeni perakende oluşumlarının da AVM’lerden alanlar istediğine şahit oluyoruz. Örneğin rahat giyim sektöründen artan bir kiralama talebi gündeme geldi, yine e-ticaret şirketleri fiziki temas noktası ihtiyaçlarını da AVM’ler vasıtasıyla karşılama niyetindeler. Bir diğer olasılık ise lojistik anlamında AVM'lere yeni fonksiyonlar yüklenebileceğidir. Kısacası çok yönlü esen fırtınaların olduğu ancak fırsatların da bulunduğu bir değişim dönemine girdiğimizi ifade edebiliriz."
Baştürk, İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak kurumsal kimliklerinin yeniden tanımlamasını bugüne değin sektör içinde ayrışmak üzere atılan proaktif bir adım olarak tanımladıklarını belirterek, "2013 yılında kurulduğumuzdan bu yana zaten Türkiye’nin en büyük cadde AVM’lerinden biri olarak nitelendiriliyoruz ve bu yönümüzle gerek sektör gerek ziyaretçilerimiz nezdinde alternatif bir deneyim noktasıyız." ifadelerini kullandı.
"Alışveriş merkezlerine yönelik yenilikçi bakış açısı gerekli"
Yeni sürecimizle temel hedefimiz bir kenti kent yapan en önemli dinamikler olan meydan, cadde, sokak algısını yeniden yükseltmek. İstanbul gibi büyülü bir şehri kapalı kapıların ardında değil açık alanlarda özgürlük duygusuyla yaşatmak; misafirlerimizin alışverişlerini yaparken kendilerini hem 60’larda, 70’lerde hem şu anın tam içinde hem de bir gelecek projeksiyonu içinde hissetmelerini sağlamak yönünde bir girişim bu.
Türkiye'de AVM kültürüne yönelik yenilikçi bakış açısına ihtiyaç olduğuna işaret eden Baştürk, "Tıpkı İstiklal Caddesi veya Bağdat Caddesi gibi köklü bir kamusal alan olmaya doğru hızla ilerliyoruz. Alışveriş kültürünü yeniden tanımladığımıza dair çok güçlü argümanlar bunlar. Ülkemizin ve kültürümüzün alışveriş merkezlerine yönelik böyle yenilikçi bir bakış açısına ihtiyacı vardı." dedi.