Piyasalarda dikkatler, bugün Para Politikası Kurulu’na (PPK) çevrildi. Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından TCMB Başkanı olan Şahap Kavcıoğlu’nun yönetimindeki bu ilk toplantıda, faiz indirimlerinin başlayıp başlamayacağı merak ediliyor. Genel beklenti, bu toplantıda faizlerin sabit tutulacağı yönünde. Bunun nedeni olarak da enflasyondaki yüksek seyir ve Kavcıoğlu’nun yönetime gelmesinin ardından piyasalarla yaptığı toplantıda sıkı para politikasının enflasyonla mücadelede başarı sağlanana kadar devam edeceğini vurgulaması gösteriliyor. Uzmanlar da faiz indirimine başlamak için erken olduğu ve sıkı para politikası ihtiyacının arttığı görüşünde birleşiyor.
Ceren Oral Balaban / [email protected]
Piyasalarda tüm dikkatler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına çevrildi. TCMB, bugün saat 14.00'te Para Politikası Kurulu’nda (PPK) faiz kararını açıklayacak.
Hatırlanacağı gibi son toplantı 18 Mart’ta yapılmıştı. TCMB, 1 hafta vadeli repo faizi olan politika faizini 200 baz puan ile beklentilerin üzerinde artırarak yüzde 19’a yükseltmişti. Konsensüs beklentileri ise 100 baz puan artış yapılacağı yönündeydi. Faiz koridoru (gecelik borç alma/verme) yüzde 15,50-yüzde 18,50 bandından yüzde 17,50-yüzde 20,50 bandına çıkmış, benzer şekilde Geç Likidite Penceresi (GLP) Borç Verme faizi ise yüzde 21,50’den yüzde 23,50’ye yükselirken, GLP borç alma faizi yüzde 0’da kalmıştı.
Küresel enflasyon beklentileri ve uluslararası tahvil piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketleri üzerindeki potansiyel riskler nedeniyle TL üzerinde negatif baskıların ön plana çıkmaya başladığı ve bu durumun enflasyon görünümü açısından yukarı risk oluşturduğu analizi yapılmıştı. Bu nedenle de uzmanlar, mevcut enflasyon görünümü ve riskleri dikkate alarak TCMB’nin şahin sözlü yönlendirmesini koruyarak gerçekleştirdiği önden yüklemeli hamlenin yerinde bir adım olduğunu değerlendirmişti.
İlk değerlendirmeler böyle olsa da Naci Ağbal’ın bu toplantının hemen ardından görevden alınması piyasalar için şok etkisi yarattı. Dolar/TL’de ciddi yükselişler yaşanırken borsada da satışlar meydana geldi. Şahap Kavcıoğlu, yönetime gelmesinin ardından nisan ayı başında piyasalarla yaptığı ilk bilgilendirme toplantısında sıkı para politikasının enflasyonla mücadelede başarı sağlanana kadar devam edeceği mesajını güçlü bir dille vurguladı. Kavcıoğlu, sıkı para politikasına bağlılığın altını çizdi ve enflasyonla mücadeleyi önceliklendirmeye devam etti.
Bu nedenle 15 Nisan’daki toplantıya ilişkin piyasanın medyan tahmini; TCMB’nin politika faizinde değişiklik yapmayacağı yönünde. Bankanın kararları üzerinde en etkili unsurlardan biri olan enflasyon cephesinden son gelen veriler de iç açıcı değil. Türkiye’de tüketici fiyatları 2021 Mart’a yüzde 1,08 artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 16,19 oranında gerçekleşti. Enflasyonda artış altıncı ayda da devam etti. Petrol fiyatlarının yükselişi ve TL’deki zayıflığın yol açtığı fiyatlama eğilimlerinin enflasyonun yükselmeye devam etmesinde başlıca etkili faktörler olduğu analizi yapılıyor.
Bu noktada enflasyonda zirvenin halen görülmediği üzerinde duruluyor. Bu nedenle de bu toplantıda faiz indirimine başlamak için erken olduğu ve sıkı para politikası ihtiyacının arttığı görüşü ağırlık kazanıyor. Uzmanlar, enflasyondaki düşüşün zaten faizleri indirmek için gerekli imkanı vereceğini kaydediyor ve TCMB’nin de bu düşüşü görmeden faiz indirimine gitmemesi gerektiği noktasında birleşiyor. Yine 29 Nisan’da yayınlanacak olan yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda TCMB’nin yılsonu enflasyon tahminini olan yüzde 9,4’ü yukarı revize etme olasılığının arttığı da not ediyor.
Biz de her toplantı öncesinde yaptığımız gibi önemli ekonomistlerden 15 Nisan’daki toplantıya ilişkin beklentilerini aldık. Uzman isimlerin Ekonomist.com.tr’ye özel analizleri şöyle:
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan: Eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın Mart PPK’sında 200 baz puan faiz artırmasının akabinde, yönetim değişikliği sonrasında Şahap Kavcıoğlu yönetiminde ilk toplantı olması bakımından, 15 Nisan PPK’sında piyasalarla kurulacak olan iletişim yüksek önemde. TL varlıklarının ve piyasaların, TCMB görev değişikliği sonrasında verdiği reaksiyon para politikalarının uygulanış şekline dair oluşan bir belirsizliğin dışavurumuydu. Buna karşılık, Kavcıoğlu enflasyonun üzerinde faiz uygulamasına devam edeceğini ve para politikasının sıkı kalacağını belirterek yakın döneme ilişkin politika değişikliği olmayacağı sinyalini vermişti.
Enflasyon 2021 Mart’ta yüzde 16,2 seviyesine yükseldi ve Ağbal’ın görevden alınmasından sonra da TL yüzde 10’un üzerinde değer kaybetti. ÜFE’den, artan hammadde fiyatlarından ve TL’de meydana gelen ek değer kaybından dolayı enflasyonun artmaya devam edeceğini de göreceğiz. Erken dönem faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki riskleri daha fazla artıracağını düşünüyoruz. Sürdürülebilir büyüme için öncelikle enflasyonun halledilmesi gerekiyor. Enflasyon düşüşü zaten faizleri indirmek ve büyüme sağlamak için gerekli imkanı verecek. Bu nedenden dolayı, öngörülebilir gelecekte sıkı para politikasının devamının gerekliliğine inanıyoruz. 15 Nisan PPK’sında da faiz değişikliği olmasını beklemiyoruz.
Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler: Yeni TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, göreve geldikten sonra piyasanın erken faiz indirimi endişelerini gidermek amacıyla çeşitli defalar şahin mesajlar vermeye çalıştı. Kavcıoğlu, özetle TCMB’nin kurumsal yapısı çerçevesinde belirlenen para politikası stratejisinin korunacağını ve enflasyonun üzerinde bir politika belirlemeye devam edeceklerini söyledi. Bu açıklamalara göre, biz de piyasadaki genel görüşe paralel olarak, Nisan’daki PPK toplantısında faiz indirimi ihtimalinin ortadan kalktığını düşünüyoruz. Bu arada, son kur gelişmelerinin ardından daha önce 2021 Nisan’da kabaca yüzde 17 seviyesinde zirve yapmasını beklediğimiz TÜFE enflasyonunun artık 2021 Mayıs’ta yüzde 18’e yaklaşabileceğini hatta bu seviyeyi bir miktar aşabileceğini, çekirdek TÜFE enflasyonunun ise bu süreçte yüzde 19’u geçebileceğini düşünüyoruz. Sonrasında da, kurda ek değer kayıpları görülmese bile TÜFE enflasyonunun yılın başında yapılan öngörülerin çok üzerinde bir patikada, yüzde 17 civarı seviyelerde dengeleneceği görülüyor. Enflasyonda bu görünümün kısa vadede para politikasında bir gevşemeye izin vermediğini düşünüyoruz. Sıkı para politikası duruşunun korunmasıyla kurda ek değer kayıpları önlenirse, üçüncü çeyrek içinde, muhtemelen 2021 Ağustos ya da Eylül’de çok kademeli bir faiz indirim süreci başlatılabilir.
Yatırım Finansman Ekonomisti Erol Gürcan: TCMB’nin yüzde 19 seviyesindeki politika faizini sabit tutmasını bekliyoruz. Başkan değişimi sonrasında ilk tahminimiz ölçülü de olsa bir faiz indirimi yapılabileceği yönündeydi. Ancak bu süreçte kurda yaşanan oynaklık, kontrollü normalleşme adımlarıyla öne çıkan birikimli maliyet etkileri, emtia fiyatlarındaki yükseliş eğilimi gibi unsurların enflasyon görünümü üzerinde ciddi risk oluşturması nedeniyle bu ayki toplantıya yönelik baz senaryomuzu politika faizinin sabit tutulacağı yönünde revize ettik. Kur-emtia fiyatları kaynaklı gelişmelerin ÜFE tarafına daha hızlı, talep koşullarına bağlı olarak TÜFE’ye bir miktar gecikmeli olarak yansıması ile baz etkileri kaynaklı olarak 2021 Nisan-Mayıs aylarında enflasyonda yıl içi zirvenin görülmesi muhtemel. Zirvenin görüleceği seviyeye ve bu seviyelerin kalıcılığına bağlı olarak, baz senaryomuz olmasa da, 15 Nisan’da ya da 6 Mayıs’taki PPK toplantılarında, ölçülü de olsa bir faiz artırımının olasılık dışı olmadığını not etmekte fayda var.
Ceren Oral Balaban / [email protected]
Piyasalarda tüm dikkatler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz kararına çevrildi. TCMB, bugün saat 14.00'te Para Politikası Kurulu’nda (PPK) faiz kararını açıklayacak.
Hatırlanacağı gibi son toplantı 18 Mart’ta yapılmıştı. TCMB, 1 hafta vadeli repo faizi olan politika faizini 200 baz puan ile beklentilerin üzerinde artırarak yüzde 19’a yükseltmişti. Konsensüs beklentileri ise 100 baz puan artış yapılacağı yönündeydi. Faiz koridoru (gecelik borç alma/verme) yüzde 15,50-yüzde 18,50 bandından yüzde 17,50-yüzde 20,50 bandına çıkmış, benzer şekilde Geç Likidite Penceresi (GLP) Borç Verme faizi ise yüzde 21,50’den yüzde 23,50’ye yükselirken, GLP borç alma faizi yüzde 0’da kalmıştı.
Küresel enflasyon beklentileri ve uluslararası tahvil piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye hareketleri üzerindeki potansiyel riskler nedeniyle TL üzerinde negatif baskıların ön plana çıkmaya başladığı ve bu durumun enflasyon görünümü açısından yukarı risk oluşturduğu analizi yapılmıştı. Bu nedenle de uzmanlar, mevcut enflasyon görünümü ve riskleri dikkate alarak TCMB’nin şahin sözlü yönlendirmesini koruyarak gerçekleştirdiği önden yüklemeli hamlenin yerinde bir adım olduğunu değerlendirmişti.
ENFLASYONLA MÜCADELE VURGUSU
İlk değerlendirmeler böyle olsa da Naci Ağbal’ın bu toplantının hemen ardından görevden alınması piyasalar için şok etkisi yarattı. Dolar/TL’de ciddi yükselişler yaşanırken borsada da satışlar meydana geldi. Şahap Kavcıoğlu, yönetime gelmesinin ardından nisan ayı başında piyasalarla yaptığı ilk bilgilendirme toplantısında sıkı para politikasının enflasyonla mücadelede başarı sağlanana kadar devam edeceği mesajını güçlü bir dille vurguladı. Kavcıoğlu, sıkı para politikasına bağlılığın altını çizdi ve enflasyonla mücadeleyi önceliklendirmeye devam etti.
Bu nedenle 15 Nisan’daki toplantıya ilişkin piyasanın medyan tahmini; TCMB’nin politika faizinde değişiklik yapmayacağı yönünde. Bankanın kararları üzerinde en etkili unsurlardan biri olan enflasyon cephesinden son gelen veriler de iç açıcı değil. Türkiye’de tüketici fiyatları 2021 Mart’a yüzde 1,08 artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 16,19 oranında gerçekleşti. Enflasyonda artış altıncı ayda da devam etti. Petrol fiyatlarının yükselişi ve TL’deki zayıflığın yol açtığı fiyatlama eğilimlerinin enflasyonun yükselmeye devam etmesinde başlıca etkili faktörler olduğu analizi yapılıyor.
SIKI PARA POLİTİKASI İHTİYACI ARTIŞTA
Bu noktada enflasyonda zirvenin halen görülmediği üzerinde duruluyor. Bu nedenle de bu toplantıda faiz indirimine başlamak için erken olduğu ve sıkı para politikası ihtiyacının arttığı görüşü ağırlık kazanıyor. Uzmanlar, enflasyondaki düşüşün zaten faizleri indirmek için gerekli imkanı vereceğini kaydediyor ve TCMB’nin de bu düşüşü görmeden faiz indirimine gitmemesi gerektiği noktasında birleşiyor. Yine 29 Nisan’da yayınlanacak olan yılın ikinci Enflasyon Raporu’nda TCMB’nin yılsonu enflasyon tahminini olan yüzde 9,4’ü yukarı revize etme olasılığının arttığı da not ediyor.
Biz de her toplantı öncesinde yaptığımız gibi önemli ekonomistlerden 15 Nisan’daki toplantıya ilişkin beklentilerini aldık. Uzman isimlerin Ekonomist.com.tr’ye özel analizleri şöyle:
"15 Nisan PPK’sında faiz değişikliği beklemiyoruz"
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan: Eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın Mart PPK’sında 200 baz puan faiz artırmasının akabinde, yönetim değişikliği sonrasında Şahap Kavcıoğlu yönetiminde ilk toplantı olması bakımından, 15 Nisan PPK’sında piyasalarla kurulacak olan iletişim yüksek önemde. TL varlıklarının ve piyasaların, TCMB görev değişikliği sonrasında verdiği reaksiyon para politikalarının uygulanış şekline dair oluşan bir belirsizliğin dışavurumuydu. Buna karşılık, Kavcıoğlu enflasyonun üzerinde faiz uygulamasına devam edeceğini ve para politikasının sıkı kalacağını belirterek yakın döneme ilişkin politika değişikliği olmayacağı sinyalini vermişti.
Enflasyon 2021 Mart’ta yüzde 16,2 seviyesine yükseldi ve Ağbal’ın görevden alınmasından sonra da TL yüzde 10’un üzerinde değer kaybetti. ÜFE’den, artan hammadde fiyatlarından ve TL’de meydana gelen ek değer kaybından dolayı enflasyonun artmaya devam edeceğini de göreceğiz. Erken dönem faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki riskleri daha fazla artıracağını düşünüyoruz. Sürdürülebilir büyüme için öncelikle enflasyonun halledilmesi gerekiyor. Enflasyon düşüşü zaten faizleri indirmek ve büyüme sağlamak için gerekli imkanı verecek. Bu nedenden dolayı, öngörülebilir gelecekte sıkı para politikasının devamının gerekliliğine inanıyoruz. 15 Nisan PPK’sında da faiz değişikliği olmasını beklemiyoruz.
"Çok kademeli bir faiz indirim süreci ağustos ya da eylülde başlatılabilir"
Gedik Yatırım Ekonomisti Serkan Gönençler: Yeni TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, göreve geldikten sonra piyasanın erken faiz indirimi endişelerini gidermek amacıyla çeşitli defalar şahin mesajlar vermeye çalıştı. Kavcıoğlu, özetle TCMB’nin kurumsal yapısı çerçevesinde belirlenen para politikası stratejisinin korunacağını ve enflasyonun üzerinde bir politika belirlemeye devam edeceklerini söyledi. Bu açıklamalara göre, biz de piyasadaki genel görüşe paralel olarak, Nisan’daki PPK toplantısında faiz indirimi ihtimalinin ortadan kalktığını düşünüyoruz. Bu arada, son kur gelişmelerinin ardından daha önce 2021 Nisan’da kabaca yüzde 17 seviyesinde zirve yapmasını beklediğimiz TÜFE enflasyonunun artık 2021 Mayıs’ta yüzde 18’e yaklaşabileceğini hatta bu seviyeyi bir miktar aşabileceğini, çekirdek TÜFE enflasyonunun ise bu süreçte yüzde 19’u geçebileceğini düşünüyoruz. Sonrasında da, kurda ek değer kayıpları görülmese bile TÜFE enflasyonunun yılın başında yapılan öngörülerin çok üzerinde bir patikada, yüzde 17 civarı seviyelerde dengeleneceği görülüyor. Enflasyonda bu görünümün kısa vadede para politikasında bir gevşemeye izin vermediğini düşünüyoruz. Sıkı para politikası duruşunun korunmasıyla kurda ek değer kayıpları önlenirse, üçüncü çeyrek içinde, muhtemelen 2021 Ağustos ya da Eylül’de çok kademeli bir faiz indirim süreci başlatılabilir.
"Ölçülü de olsa bir faiz artırımı olasılık dışı değil"
Yatırım Finansman Ekonomisti Erol Gürcan: TCMB’nin yüzde 19 seviyesindeki politika faizini sabit tutmasını bekliyoruz. Başkan değişimi sonrasında ilk tahminimiz ölçülü de olsa bir faiz indirimi yapılabileceği yönündeydi. Ancak bu süreçte kurda yaşanan oynaklık, kontrollü normalleşme adımlarıyla öne çıkan birikimli maliyet etkileri, emtia fiyatlarındaki yükseliş eğilimi gibi unsurların enflasyon görünümü üzerinde ciddi risk oluşturması nedeniyle bu ayki toplantıya yönelik baz senaryomuzu politika faizinin sabit tutulacağı yönünde revize ettik. Kur-emtia fiyatları kaynaklı gelişmelerin ÜFE tarafına daha hızlı, talep koşullarına bağlı olarak TÜFE’ye bir miktar gecikmeli olarak yansıması ile baz etkileri kaynaklı olarak 2021 Nisan-Mayıs aylarında enflasyonda yıl içi zirvenin görülmesi muhtemel. Zirvenin görüleceği seviyeye ve bu seviyelerin kalıcılığına bağlı olarak, baz senaryomuz olmasa da, 15 Nisan’da ya da 6 Mayıs’taki PPK toplantılarında, ölçülü de olsa bir faiz artırımının olasılık dışı olmadığını not etmekte fayda var.