Hak-İş Genel Başkanı Arslan, kamu işçisinin 2021-2022 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını belirleyecek Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü konusunda Türk-İş ile ortak hareket ettiklerini söyledi.
Mahmut Arslan, basın mensuplarıyla sohbet toplantısında, kamu işçisinin zam görüşmeleri, ücretsiz izin ve kısmi çalışma uygulamaları, kadına yönelik şiddete dair açıklamalarda bulundu.
Kamudaki yaklaşık 650 bin işçinin mali ve sosyal haklarını belirleyecek Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü ile ilgili hazırlıklara başladıklarını belirten Arslan, şu bilgileri verdi:
"Bu iş için konfederasyonumuz bünyesinde bir komisyon kurduk. Üyemiz sendikalarla değerlendirme toplantısı yaptık, önümüzdeki hafta tekrar bir toplantı yapacağız. Türk-İş'ten süreci birlikte yürütmek yönünde teklif aldık. Bu kapsamda iki konfederasyonun heyetleri, talepleri oluşturmak için üç kez bir araya geldi. İnşallah bu birlikteliğimizi başarılı bir toplu iş sözleşmesiyle taçlandırmak istiyoruz."
Arslan, Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerinin sürdüğünü, bu süreçten en fazla çalışanların zarar gördüğünü söyledi.
İstihdamı korumak için uygulanan ücretsiz izin uygulamasının geniş bir kesimi kapsadığına dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:
"Kısa çalışma ödeneğini hak edemeyenler için planlanan bir şeyin, genele şamil edilmesi haksız bir uygulama. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanamadığı için 2 milyon 470 bin kişinin ücretsiz izine çıkarılması mantığa aykırı. Sistemin bütününe baktığınız zaman da bu olacak iş değil. Bunun, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayanlar için uygulanacağına metinde yer verilmeliydi. Sonraki süreçte bu iş kontrolden çıktı, işveren işine gelmeyen personeli ücretsiz izine çıkardı. Kısa çalışma ödeneğinde belirli şartlar var. Bu nedenle işverenler açısından ücretsiz izin daha pratik bir tercih oldu. Oysa biz buna, kısa çalışma ödeneğinden yararlanmayanlar mağdur olmasın niyetiyle destek vermiştik."
Kısmi çalışma modellerinin uygulanmasına belirli şartlarla sıcak baktıklarını vurgulayan Arslan, "Yarım gün çalışan işçiler yarım ücret alabilir ama yarım gün çalışmışsa bile, sosyal güvenlik, emeklilik ve kıdem tazminatı hakları ile işe iade ve işsizlik ödeneği gibi imkanlardan mahrum olmamalı. Kısmi çalışma yöntemleriyle çalışanların bu haklarının elinden alınacağı bir modele bizim sıcak bakmamız mümkün değil." dedi.
Arslan, kısmi çalışan işçilerin sosyal güvenlik primlerinin tam yatırılması için primin yarısının işveren, yarısının İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılandığı bir modelin uygulanabileceğini belirterek, "İlk defa işe girenlerin emekli olabilmek için 7200 gün prim ödemesi lazım. Kısmi çalışmayla emekli olmak mümkün değil. Çalışanlar için bu modelin cazip kılınması lazım. Kısmi çalışmaları teşvik edebilmek için temel bir kısım haklarının korunması lazım." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin toplumun en büyük sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Arslan, Hak-İş'e bağlı Öz Sağlık-İş Sendikasına üye Necla Demirbaş'ın Aydın'da ayrı yaşadığı dini nikahlı eşi tarafından öldürülmesiyle acı yaşadıklarını söyledi.
Hak-İş'in 200 bin kadın üyesiyle çalışan kadınların örgütü olduğunu belirten Arslan, "Kadınlar hem iş yerinde hem de evde çalışıyor. Kadınları korumak için birçok ulusal ve uluslararası düzenleme söz konusu. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 190 sayılı Çalışma Yaşamında Şiddet Ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi de bunlardan biri. 2019 yılında onaylanan bu sözleşme, Haziran 2021'de yürürlüğe girecek. Türkiye'ye yakışan, bu sözleşmeyi bir an evvel imzalaması." ifadelerini kullandı.
Mahmut Arslan, basın mensuplarıyla sohbet toplantısında, kamu işçisinin zam görüşmeleri, ücretsiz izin ve kısmi çalışma uygulamaları, kadına yönelik şiddete dair açıklamalarda bulundu.
Kamudaki yaklaşık 650 bin işçinin mali ve sosyal haklarını belirleyecek Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü ile ilgili hazırlıklara başladıklarını belirten Arslan, şu bilgileri verdi:
"Bu iş için konfederasyonumuz bünyesinde bir komisyon kurduk. Üyemiz sendikalarla değerlendirme toplantısı yaptık, önümüzdeki hafta tekrar bir toplantı yapacağız. Türk-İş'ten süreci birlikte yürütmek yönünde teklif aldık. Bu kapsamda iki konfederasyonun heyetleri, talepleri oluşturmak için üç kez bir araya geldi. İnşallah bu birlikteliğimizi başarılı bir toplu iş sözleşmesiyle taçlandırmak istiyoruz."
"Ücretsiz izin uygulaması kontrolden çıktı"
Arslan, Kovid-19 salgınının olumsuz etkilerinin sürdüğünü, bu süreçten en fazla çalışanların zarar gördüğünü söyledi.
İstihdamı korumak için uygulanan ücretsiz izin uygulamasının geniş bir kesimi kapsadığına dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:
"Kısa çalışma ödeneğini hak edemeyenler için planlanan bir şeyin, genele şamil edilmesi haksız bir uygulama. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanamadığı için 2 milyon 470 bin kişinin ücretsiz izine çıkarılması mantığa aykırı. Sistemin bütününe baktığınız zaman da bu olacak iş değil. Bunun, kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayanlar için uygulanacağına metinde yer verilmeliydi. Sonraki süreçte bu iş kontrolden çıktı, işveren işine gelmeyen personeli ücretsiz izine çıkardı. Kısa çalışma ödeneğinde belirli şartlar var. Bu nedenle işverenler açısından ücretsiz izin daha pratik bir tercih oldu. Oysa biz buna, kısa çalışma ödeneğinden yararlanmayanlar mağdur olmasın niyetiyle destek vermiştik."
"Kısmi çalışmanın cazip kılınması lazım"
Kısmi çalışma modellerinin uygulanmasına belirli şartlarla sıcak baktıklarını vurgulayan Arslan, "Yarım gün çalışan işçiler yarım ücret alabilir ama yarım gün çalışmışsa bile, sosyal güvenlik, emeklilik ve kıdem tazminatı hakları ile işe iade ve işsizlik ödeneği gibi imkanlardan mahrum olmamalı. Kısmi çalışma yöntemleriyle çalışanların bu haklarının elinden alınacağı bir modele bizim sıcak bakmamız mümkün değil." dedi.
Arslan, kısmi çalışan işçilerin sosyal güvenlik primlerinin tam yatırılması için primin yarısının işveren, yarısının İşsizlik Sigortası Fonu'ndan karşılandığı bir modelin uygulanabileceğini belirterek, "İlk defa işe girenlerin emekli olabilmek için 7200 gün prim ödemesi lazım. Kısmi çalışmayla emekli olmak mümkün değil. Çalışanlar için bu modelin cazip kılınması lazım. Kısmi çalışmaları teşvik edebilmek için temel bir kısım haklarının korunması lazım." diye konuştu.
"Türkiye ILO'nun 190 sayılı sözleşmesini imzalamalı"
Kadına yönelik şiddetin toplumun en büyük sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Arslan, Hak-İş'e bağlı Öz Sağlık-İş Sendikasına üye Necla Demirbaş'ın Aydın'da ayrı yaşadığı dini nikahlı eşi tarafından öldürülmesiyle acı yaşadıklarını söyledi.
Hak-İş'in 200 bin kadın üyesiyle çalışan kadınların örgütü olduğunu belirten Arslan, "Kadınlar hem iş yerinde hem de evde çalışıyor. Kadınları korumak için birçok ulusal ve uluslararası düzenleme söz konusu. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 190 sayılı Çalışma Yaşamında Şiddet Ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi de bunlardan biri. 2019 yılında onaylanan bu sözleşme, Haziran 2021'de yürürlüğe girecek. Türkiye'ye yakışan, bu sözleşmeyi bir an evvel imzalaması." ifadelerini kullandı.