İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, sektörün ihracatta üç aylık kan kaybının ardından hazirandan itibaren çok hızlı bir toparlanma dönemine girdiğini belirterek, "Temmuzda 1,8 milyar dolar çıtasını aşarak aylık ihracat rekorumuzu kırdık. Ağustosta da 1 milyar 546 milyon dolarla en fazla ihracat yapan sektör olduk." dedi.
Gültepe, basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği buluşmada hazır giyim endüstrisinin Türkiye ekonomisi için kritik öneminin salgın sürecinde bir kez daha görüldüğünü vurguladı.
Sektörün üç aylık sıkıntılı dönemin ardından hızla toparlandığını ifade eden Gültepe, şunları söyledi:
“İhracatta üç aylık kan kaybının ardından haziran ayından itibaren çok hızlı bir toparlanma dönemine girdik. Temmuzda 1,8 milyar dolar çıtasını aşarak aylık ihracat rekorumuzu kırdık. Ağustosta da 1 milyar 546 milyon dolarla en fazla ihracat yapan sektör olduk. Mayıs ayında yüzde 38,3’e kadar gerileyen kapasite kullanımımız ağustosta yüzde 68,9’a ulaştı. Depolarımızdaki stokların hızla çekilmesinin yanı sıra maske ve koruyucu giysiye yoğun talebin de katkısı ile haziran ayı ihracatımızda yüzde 25 artış kaydettik. Temmuz ihracatımız ise yüzde 8,4 artışla 1 milyar 812 milyon dolara yükseldi. Aylık ihracatta ilk kez 1,8 milyar dolar çıtasının üzerine çıkarak yeni bir rekora imza attık. Sektör olarak ağustos ayında da çok iyi bir performans gösterdik. Türkiye genel ihracatı yüzde 5,7 düşerken biz 10,9’luk artış ile 1 milyar 546 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu sonuçla 5 yıl aradan sonra ihracatta lider sektör olarak yeniden zirveye oturduk. Devletimizin de desteği ile yeni dönemin dinamiklerini en iyi şekilde değerlendirip zirvedeki yerimizi kalıcı hale getirmek için tüm gücümüzle çalışacağız. Hazır giyim sektörünün ilk 10 pazarı arasında yer alan ülkelerden İsrail’e ağustos ayında ihracatımız yüzde 39, Hollanda’ya yüzde 33, ABD’ye yüzde 30, İngiltere’ye yüzde 27, İspanya’ya yüzde 14, Fransa’ya yüzde 12, Almanya’ya ise yüzde 7 arttı. Avrupa ve ABD’den gelen siparişler önümüzdeki 4 ayın da iyi geçeceğini gösteriyor.”
İHKİB Başkanı Gültepe, salgınla birlikte tedarik zincirinin yeniden yapılandığını, tüketim alışkanlıklarında da ciddi değişiklikler olduğunu hatırlatarak, “Yeni dönemin parametreleri, ihracatımızın yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştirdiğimiz Avrupa’da Türkiye’yi avantajlı konuma getiriyor. Avrupa’nın yanı sıra ABD’de de büyük bir potansiyel var. Hedef pazarlarımız arasında yer alan ve yılda 100 milyar doların üzerinde hazır giyim ürünü ithal eden ABD’den Çin ile ticaret savaşı nedeniyle Türkiye’ye bir yönelim gözlemliyoruz. Toplam hazır giyim ihracatımız 8 ayda yüzde 12 azalırken aynı dönemde ABD’ye ihracatta yüzde 19,3’lük artış gerçekleştirdik. Gelişmeler bu ülkeye yıllık ihracatımızı en kısa sürede 1,5 milyar dolara çıkarabileceğimizi gösteriyor. Orta ve uzun vadede ABD pazarından en az 5 milyar dolar pay alabileceğimize inanıyoruz. ABD pazarındaki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için Anadolu’da ölçek ekonomisine uygun, yüksek kapasiteli ve yüksek teknolojili yatırımları teşvik etmemiz gerekiyor." değerlendirmelerinde bulundu.
Salgın döneminde talep patlaması yaşanan maske ve tulum gibi medikal ürünlerle ilgili büyük bir pazar oluştuğunu vurgulayan Gültepe, "AB bu yılın ilk yarısında Çin’den 15 milyar avro tutarında maske, tulum ve önlük gibi koruyucu giysi tedariki gerçekleştirdi. Çin’in ardından ikinci sırada olan Türkiye’nin Avrupa’ya ihracatı ise 295 milyon avroda kaldı. Eğer bu ürünlerin ihracatında ön izin ve hibe prosedürü olmasaydı, toplamda 1 milyar dolara yakın ihracatımızı üç katına çıkarabilirdik. Eğer bir aksilik olmaz ise salgının tüm olumsuz etkilerine rağmen 2020’yi ihracatta en fazla yüzde 5-7’lik bir daralma ile kapatacağımızı öngörüyoruz.” diye konuştu.
Türk moda endüstrisi olarak özellikle son yıllarda kamu otoritesinin gücünü hep yanlarında hissettiklerini bildiren Mustafa Gültepe, şunları kaydetti:
"AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, İngiltere ile esnek menşe kuralları içeren serbest ticaret anlaşması, ABD ile de tercihli ticaret anlaşması imzalanması halinde işimiz çok daha kolaylaşacak. Bunların olmaması halinde ABD’den ithal ettiğimiz pamukla üretilen hazır giyim ürünlerinde gümrük vergisi avantajı sağlanmasının alternatif olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Yatırım iştahı olan firmalarımızın özellikle Anadolu’da yapacakları yüksek kapasiteli ve yüksek teknolojili yatırımların çeşitli teşviklerle cazip hale getirilmesini bekliyoruz. Yurt içinde üretilmeyen düğme, fermuar, çıtçıt gibi bazı aksesuar ürünlerini ithal etmek durumundayız. Tam da sektör yeniden toparlanırken bu ürünlerin ithalatına ilave gümrük vergisi getirildi, kumaş ve iplikte de gümrük vergisi yükseltildi. İlave vergilerin süresi bu ay doluyor. Biz bu vergilerde süre uzatımına gidilmeyeceğini, daha önce uygulanan oranların da sektörün elini güçlendirecek şekilde gözden geçirileceğini ümit ediyoruz."
Dünyada tüketimi geometrik artan spor ve aktif giyim ham maddelerinin önemli bir kısmının Türkiye'de üretiminin bulunmadığını kaydeden Gültepe, söz konusu ürünlerdeki ilave vergi ve korunma önlemlerinin kaldırılması halinde küresel rekabette daha avantajlı olacaklarına inandıklarını söyledi. Gültepe, "Maske, tulum, önlük gibi medikal giysilerde ihracatımızı artırabilmek için iç piyasa ihtiyacının karşılanmasında sıkıntı yaratılmayacak şekilde ön izin ve hibe şartının kaldırılmasını diliyoruz. AB ülkelerinden marka satın almalarının hem finansal hem de satın alma süreci açısından desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hazır giyim yatırımlarında tek bir teşvik belgesi içinde, yapılacak enerji yatırımlarının da belge kapsamına dahil edilerek desteklenmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Gültepe, basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği buluşmada hazır giyim endüstrisinin Türkiye ekonomisi için kritik öneminin salgın sürecinde bir kez daha görüldüğünü vurguladı.
Sektörün üç aylık sıkıntılı dönemin ardından hızla toparlandığını ifade eden Gültepe, şunları söyledi:
“İhracatta üç aylık kan kaybının ardından haziran ayından itibaren çok hızlı bir toparlanma dönemine girdik. Temmuzda 1,8 milyar dolar çıtasını aşarak aylık ihracat rekorumuzu kırdık. Ağustosta da 1 milyar 546 milyon dolarla en fazla ihracat yapan sektör olduk. Mayıs ayında yüzde 38,3’e kadar gerileyen kapasite kullanımımız ağustosta yüzde 68,9’a ulaştı. Depolarımızdaki stokların hızla çekilmesinin yanı sıra maske ve koruyucu giysiye yoğun talebin de katkısı ile haziran ayı ihracatımızda yüzde 25 artış kaydettik. Temmuz ihracatımız ise yüzde 8,4 artışla 1 milyar 812 milyon dolara yükseldi. Aylık ihracatta ilk kez 1,8 milyar dolar çıtasının üzerine çıkarak yeni bir rekora imza attık. Sektör olarak ağustos ayında da çok iyi bir performans gösterdik. Türkiye genel ihracatı yüzde 5,7 düşerken biz 10,9’luk artış ile 1 milyar 546 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu sonuçla 5 yıl aradan sonra ihracatta lider sektör olarak yeniden zirveye oturduk. Devletimizin de desteği ile yeni dönemin dinamiklerini en iyi şekilde değerlendirip zirvedeki yerimizi kalıcı hale getirmek için tüm gücümüzle çalışacağız. Hazır giyim sektörünün ilk 10 pazarı arasında yer alan ülkelerden İsrail’e ağustos ayında ihracatımız yüzde 39, Hollanda’ya yüzde 33, ABD’ye yüzde 30, İngiltere’ye yüzde 27, İspanya’ya yüzde 14, Fransa’ya yüzde 12, Almanya’ya ise yüzde 7 arttı. Avrupa ve ABD’den gelen siparişler önümüzdeki 4 ayın da iyi geçeceğini gösteriyor.”
"Anadolu'ya yatırım teşvik edilmeli"
İHKİB Başkanı Gültepe, salgınla birlikte tedarik zincirinin yeniden yapılandığını, tüketim alışkanlıklarında da ciddi değişiklikler olduğunu hatırlatarak, “Yeni dönemin parametreleri, ihracatımızın yaklaşık yüzde 70’ini gerçekleştirdiğimiz Avrupa’da Türkiye’yi avantajlı konuma getiriyor. Avrupa’nın yanı sıra ABD’de de büyük bir potansiyel var. Hedef pazarlarımız arasında yer alan ve yılda 100 milyar doların üzerinde hazır giyim ürünü ithal eden ABD’den Çin ile ticaret savaşı nedeniyle Türkiye’ye bir yönelim gözlemliyoruz. Toplam hazır giyim ihracatımız 8 ayda yüzde 12 azalırken aynı dönemde ABD’ye ihracatta yüzde 19,3’lük artış gerçekleştirdik. Gelişmeler bu ülkeye yıllık ihracatımızı en kısa sürede 1,5 milyar dolara çıkarabileceğimizi gösteriyor. Orta ve uzun vadede ABD pazarından en az 5 milyar dolar pay alabileceğimize inanıyoruz. ABD pazarındaki potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebilmemiz için Anadolu’da ölçek ekonomisine uygun, yüksek kapasiteli ve yüksek teknolojili yatırımları teşvik etmemiz gerekiyor." değerlendirmelerinde bulundu.
Salgın döneminde talep patlaması yaşanan maske ve tulum gibi medikal ürünlerle ilgili büyük bir pazar oluştuğunu vurgulayan Gültepe, "AB bu yılın ilk yarısında Çin’den 15 milyar avro tutarında maske, tulum ve önlük gibi koruyucu giysi tedariki gerçekleştirdi. Çin’in ardından ikinci sırada olan Türkiye’nin Avrupa’ya ihracatı ise 295 milyon avroda kaldı. Eğer bu ürünlerin ihracatında ön izin ve hibe prosedürü olmasaydı, toplamda 1 milyar dolara yakın ihracatımızı üç katına çıkarabilirdik. Eğer bir aksilik olmaz ise salgının tüm olumsuz etkilerine rağmen 2020’yi ihracatta en fazla yüzde 5-7’lik bir daralma ile kapatacağımızı öngörüyoruz.” diye konuştu.
"Ön izin ve hibe şartı kaldırılmalı"
Türk moda endüstrisi olarak özellikle son yıllarda kamu otoritesinin gücünü hep yanlarında hissettiklerini bildiren Mustafa Gültepe, şunları kaydetti:
"AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, İngiltere ile esnek menşe kuralları içeren serbest ticaret anlaşması, ABD ile de tercihli ticaret anlaşması imzalanması halinde işimiz çok daha kolaylaşacak. Bunların olmaması halinde ABD’den ithal ettiğimiz pamukla üretilen hazır giyim ürünlerinde gümrük vergisi avantajı sağlanmasının alternatif olarak değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Yatırım iştahı olan firmalarımızın özellikle Anadolu’da yapacakları yüksek kapasiteli ve yüksek teknolojili yatırımların çeşitli teşviklerle cazip hale getirilmesini bekliyoruz. Yurt içinde üretilmeyen düğme, fermuar, çıtçıt gibi bazı aksesuar ürünlerini ithal etmek durumundayız. Tam da sektör yeniden toparlanırken bu ürünlerin ithalatına ilave gümrük vergisi getirildi, kumaş ve iplikte de gümrük vergisi yükseltildi. İlave vergilerin süresi bu ay doluyor. Biz bu vergilerde süre uzatımına gidilmeyeceğini, daha önce uygulanan oranların da sektörün elini güçlendirecek şekilde gözden geçirileceğini ümit ediyoruz."
Dünyada tüketimi geometrik artan spor ve aktif giyim ham maddelerinin önemli bir kısmının Türkiye'de üretiminin bulunmadığını kaydeden Gültepe, söz konusu ürünlerdeki ilave vergi ve korunma önlemlerinin kaldırılması halinde küresel rekabette daha avantajlı olacaklarına inandıklarını söyledi. Gültepe, "Maske, tulum, önlük gibi medikal giysilerde ihracatımızı artırabilmek için iç piyasa ihtiyacının karşılanmasında sıkıntı yaratılmayacak şekilde ön izin ve hibe şartının kaldırılmasını diliyoruz. AB ülkelerinden marka satın almalarının hem finansal hem de satın alma süreci açısından desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hazır giyim yatırımlarında tek bir teşvik belgesi içinde, yapılacak enerji yatırımlarının da belge kapsamına dahil edilerek desteklenmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.