Buca'da yaşayan ve işçi olarak çalışan Şerif Çil'i (38) 2022 yılında telefonla arayan bir kişi, banka görevlisi olduğunu söyleyerek hesabından kredi çekildiğini, başka hesaplara para transfer edildiğini, bu konulardan bilgisi olup olmadığını sordu.
Çil'in böyle bir başvuru ve işlemden haberi olmadığını bildirmesi sonrası şüpheliler, kredi işleminin iptali için link göndereceklerini söyledi. Çil, kendisine gelen linke tıklayarak şüphelilerin talimatlarını uyguladı. Bir süre sonra hesabını kontrol eden Çil, 93 bin lira kredi çekildiğini ve farklı hesaplara transfer edildiğini gördü.
Banka şubesine gidince dolandırıldığını anlayan Çil, suç duyurusunda bulundu. Soruşturmanın ardından gözaltına alınan D.Z ve K.İ hakkında "kişinin kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık" suçlamasıyla dava açıldı.
İzmir 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava sonucu sanıklardan D.Z'ye 3 yıl 9 ay hapis ve 96 bin 500 lira, K.İ'ye de 3 yıl 4 ay hapis ile 21 bin 660 lira adli para cezası verildi.
"Hesaplarımı ele geçirdiler"
AA muhabirine yaşadıklarını anlatan Çil, kendisini "banka görevlisi" olarak tanıtan kişinin sözlerinden sonra paniğe kapıldığını, işlemleri hemen iptal etmek için sorgulamadan kendisinden ne istendiyse yaptığını söyledi.
Çil, şöyle konuştu:
"Size bir link göndereceğiz, işlemleri iptal edeceğiz' dedi. Ben de kendisine 'ev aldım, bankaya bir milyon borcum var, bana nasıl kredi veriliyor' diye sordum. O da 'iptal etmemiz için bana yardımcı ol' dedi. Gönderilen linke girdim, hesapları ele geçirdi, kredileri iptal edeceğine onaylayıp onaylayıp o hesaplara göndermiş."
Olay sonrası aile ilişkilerinin bozulduğunu, eşiyle ayrılma noktasına geldiğini ifade eden Çil, bankaya olan kredi borçlarını ödeyemediğini belirtti.
Uzun bir sürecin ardından haklılığını kabul ettirdiğini belirten Çil, bankanın kredi borcunu iptal etmesini beklediğini, ayrıca manevi tazminat davası açacağını kaydetti.
Avukat Ali Onar da internet bankacılığının yaygınlaşmasıyla birlikte bilişim yoluyla dolandırıcılık olaylarının arttığına işaret etti.
Müvekkilinin başına gelen durumda bankanın da sorumluluğunun olduğunu, teyit alınmadan işlem yapıldığını öne süren Onar, "Asgari ücretle çalışan bir işçinin çok kısa bir süre içerisinde hesaplarından maaşının kat kat fazlası kredi çekilmesi ve bu çekilen kredilerin başka hesaplara aktarılmasını İzmir Ağır Ceza Mahkemeleri 'nitelikli dolandırıcılık' olarak kabul etti. Hem bunları yapan kişiler hakkında hüküm kurdular hem de olayın nasıl geliştiğine, nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin önemli bir karar verdiler." dedi.