Capital, Ekonomist, Start Up ve CeoLife dergileri tarafından düzenlenen Uluslararası Ekonomi Zirvesi (UEZ 2025), bu yıl 14’üncü kez Türkiye ve dünyanın saygın siyasetçilerini, iş dünyası liderlerini ve akademisyenlerini ağırladı.
Bu yıl “Değişen Küresel Gerçekler ve Gelecek 5.0” temasıyla düzenlenen zirvenin ana sponsorluğunu Rönesans Holding üstleniyor.
UEZ 2025’in ikinci günündeki dördüncü panelin konusu “Liderlerin Gelecek Senaryoları: Yeni Dünya, Yeni Şirket, Yenilikçi Yatırım ve Stratejiler” olurken, panelin sponsoru Gürok Grup oldu.

Panelin moderatörlüğünü Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı / 2017-2018 Dönemi TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik yaptı. Bilecik, “2 tane büyük değişim var. Jeopolitik ve ekolojik değişimler. Bu iki değişimin avantajlar da getiriyor, çok büyük dezavantajları da var. Dönüşümlere yeteri kadar ayak uyduramazsanız dezavantajlara sürükleyebiliyor. Şirketlerini bu değişim ve dönüşümde nasıl bir çizgide tutuyorlar. Olan biteni kendi açılarından nasıl yorumluyorlar ona bakacağız. Geleceğe hazırlanırken ‘yeter’ demek ‘biter’ demek anlamına gelir. Yeter ve biter kelimelerini, madalyonun birbirini tamamlayan sözleri olarak tanımlarız. Bu dönüşümlerden ortaya çıkan muazzam dalgalara karşı kendi rotalarını nasıl muazzam şekilde devam ettirdiklerini dinleyeceğiz.” dedi.
‘DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM İÇİN FIRSAT’
Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, jeopolitik dalgalanmaların, enerjideki dalgalanmaların, insan kaynağındaki profillerin ve ihtiyaçların değişiminin, baş döndüren teknolojik değişimlerin olağanüstü bir baskı oluşturduğunu söyledi. Argat, şu ifadeleri kullandı:

“Biz farklı birçok sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Her sektörün kendi içinde farklı dinamiği olmakla birlikte, bunları yatayda kesen ortaklaşan konular var. Bunlar dijitalleşme, teknoloji, insan kaynağı gibi konular. Bütün bunları biz bir baskı unsuru olarak görmüyoruz aslında. Biz değişim ve dönüşüm için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Bu perspektifte 2022 yılında oturduk bu değişen dünya düzeninde ve özellikle son yıllarda pandeminin tetiklediği ve burada sürdürülebilir olarak büyümeyi yönetmek, sürdürülebilir olarak yenilikçiliği yönetmek gibi konuları irdelemeye başladık. Ve gelecek için dönüşüm programını başlattık. 25 milyon dolarlık bir bütçe ayırdık ve 2025 yılında zaten sürecimiz hâlâ devam ediyor bu programda. Üç ana başlığa böldük bu programımızı. Bunlardan bir tanesi dijital dönüşüm ve veri odaklı karar alma kültürünün oluşması. Bir diğer konu başlığımız enerji ve sürdürülebilir büyüme ve sürdürülebilirlik. Bir diğer konu başlığımız da insan kaynağı olmak üzere kurgulandı.
Bu stratejileri oluştururken biz mevcut yetkinliklerimiz, mevcut kaslarımız, mevcut iş modellerimizi baştan aşağı tüm süreçlerimizi gözden geçirdik ve burada ihtiyacımız olan ve hem verimliliğimizi artıracak hem de bizi geleceğe taşıyacak tüm süreçlerimizi yeniden yapılandırdık. Özellikle bundan teknolojik altyapıları gözden geçirdik ve bir dijital dönüşüm programını başlattık. Tabi dijital dönüşüm dediğimizde sadece teknolojiyi kullanmak demek olmuyor. Aslında o bir kültürel dönüşüm ve bunu bir kültür haline getirmeniz gerekiyor. Biz şunu görüyoruz ve biliyoruz ki değişim ve dönüşüm sadece bir kerelik yapılması gereken bir konu değil. Bu yeni dünya düzeninde değişimi dönüşümü yönetmek zorunlu hale gelmiştir. Bugünün dünyasında ve geleceğin dünyasında var olmak şirketlerin veri dünyasına geçmesi gerekiyor.”
‘OLUŞAN VERİNİN DEPOLANMASI VE DEĞERE DÖNÜŞMESİ GEREKİYOR’
Türkiye uluslararası alanda da temsil ettiklerini ifade eden Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, şöyle konuştu:

“Turkcell’in geleceğinde bir tane daha Turkcell var. Günümüzde telekomünikasyon denilince insanları birbirine bağlama alt yapısından, connecting people’dan her şeyi bağlayabilen bir evrenimiz var. Bağlantıdan bütünsel bağlantıya doğru bir dönüşüm var. Bu dönüşümde gerekli altyapıları yapıyoruz. Öncelikle bağlantıyı sağlamamız gerekiyor. ‘Sağlam bağlar, güçlü ağlarla oluşur’ diye bahsediyoruz hep. Şirketlerin müşterileriyle bağını kurmak için biz de güçlü ağlarımız kuruyoruz, kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bu bağlantıların sayısı arttıkça da veri ortaya çıkıyor. Makinenin ürettiği en önemli şey veri. Bu oluşan veriyi depolanması ve değere dönüşmesi gerekiyor. Biz de veri merkezi yatırımlarımızın sayısını artırdık. Şu anda da veri merkezi anlamında da 1 numara bir operatörüz. Bu kadar veriyi işledikten sonra da değere dönüşmesi gerekiyor. Bunu yapay zeka teknolojisiyle değere dönüştürmemiz gerekiyor. Yoksa başkası bunu değere dönüştürüp, bize tekrar satabilirler. Turkcell bağlantıyı sağlayıp, veri merkezi sunuyor ve uçtan uca bağlantıyı sağlayarak değer katarak yoluna devam ediyor. Turkcell’in 35 binin üzerinde 7/24 çalışan baz istasyonları var. Büyük elektrik tüketimi var. 240 milyon dolarlık yatırımla kendi enerjimizi üretir hale geldik. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 65’ini kendimiz üretmeyi hedefliyoruz. Yatırımlarımız da devam ediyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarımız devam edecek. Turkcell olarak; altyapıda mükemmellik, veri sahipliğinde liderlik, dijital teknolojilerde de öncülük diyoruz.”
‘GELECEĞİ ÖNGÖREREK STRATEJİ OLUŞTURULMALI’
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, şöyle konuştu:
“Stratejiyi bugünkü konjonktüre yaparsanız çok geç kalmış olursunuz. Geleceği öngörebilmek mümkün. Çünkü geleceği dizayn edenler aramızda yaşıyorlar. Geleceğin dünyası hakkında ipuçları alıyoruz. Önemli olan ipuçlarını birleştirmek ve strateji belirlemek. Ülker olarak Türkiye bizim ana üssümüz ama dünya ticareti regüle edilmeye çalışılıyor. Ülkeler arasında ticaret savaşları var. Global bir yatırım ağımızla değer zincirimizi devam ettirebiliyoruz.”

‘ODAĞINIZI ÇOK DAĞITMAYIN’
Diğer maddemiz ise odaklanma. Odağınızı çok dağıtmayın. Çocuk mamasından diyet ürünlerine kadar işi ilerletiyorduk. 52 kategorimiz vardı. Kategorimizi biraz daha sınırlandırdık. Fiziki ve cirosal büyüme olarak 5 sene içinde yüzde 40’lık bir büyüme geldi. Stratejinin çalıştığını gösteriyor bu.
Biz mutluluk dağıtıyoruz. Mutlu edelim ki mutlu olalım. Servislerimizle mutluluğu hedefledik. 80 bin kişi sizin için çalışıyorsa onların katkılarını yadsımamak ve onların katkılarından istifade etmek lazım. Bizim stratejik önceliklerimize gelecek olursak; değişen tüketici beklentilerini karşılamak, online platformlarda satış bakımından büyümek, dijital datayı yapay zeka sayesinde gerçek bir değere dönüştürebilmek hedeflerimiz arasında. Bunlar için yatırımlarımız mevcut. Şirket için kültürü aşabilmek için farklı bir stratejiye gitmek istiyoruz. Farklı bir boyuta gitmek istiyoruz. Bunun için çok iyi bir aracımız var. Ödüllendirme. Globalde yarıştığımız senenin yıldızları diye bir yarışmamız var. Maddi olarak büyük bir ödül değil ama 80 bin kişinin önünde sahneye çıkmak güzel bir şey olsa gerek. Bir düşünün kaçınızda mutluluk ödülü var? İK anlamında da insana yatırım ödülümüz var. Yönetim kurulu başkanının farklı ödülleri var. Global ödülümüz de sinerji ve kolaborasyon ödülümüz var. Pazarlama, fabrika, memnuniyet ödüllerimiz de var. Bunlar bizim kültürümüzü, yapıyı şekillendiren ödüller. Sosyal içerikli ödüllere önem veriyoruz. Gelecekle ilgili yepyeni farklı ve dijital bir dünya oluşuyor. Yapay zekanın hükmedeceği bir dünya oluşuyor. Biz de bundan nasıl yararlanırız ona odaklıyız, yatırımlarımızı da bu doğrultuda şekillendiriyoruz.”
‘ÇALKANTILAR, KRİZLER DEVAM EDECEK’
TAV İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı & TAV Havalimanları Kurucu Ortağı Mustafa Sani Şener ise 1980’lerde iş hayatına atıldığını o tarihten bu yana birçok ekonomik kriz ve siyasi çalkantıların tecrübe edildiğini anlattı. Çok zor dönemlerden geçildiğini anlatan Şener, şöyle devam etti:

“Bundan sonra kolay mı geçecek? Hayır. Hep aynı gidecek bu işler. Geleceğin önemi çok fazla. Bugün şirketiniz değeri ülke ekonomisini değeri nedir, geleceği dair hikâyeye göre şekillenecek bu. Biz o hikâyeye bilmiyoruz. Bugünün rakamlarını biliyoruz ama geleceği dair hikâyeyi bilmiyoruz. Gelecekte ne olacağını bile tahmin edemiyoruz. Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Teknolojinin bu gelişimine ayak uyduranlar ve uyduramayanlar olacaktır.
‘SOKAĞI BİLMEZSENİZ GELECEĞİ GÖREMEZSİNİZ’
Ne değişmeyecek ona bakalım. Değişmeyecek olan şey insan. Bunun yanında teknoloji çok ciddi şekilde gelişmeye devam edecek. Neden devam edecek? Yani bilimin her çözülen probleminin yarattığı teknoloji ve o teknolojinin yarattığı ürünler bundan sonraki iktisadi sisteme damgasını vuracak. Şimdi bundan sonra nasıl olacak? Bilimin her çözüm yarattığı teknoloji ve o teknolojilik ürünler bundan sonraki iktisadi sisteme damgasını vuracak. Bundan sonra hele Türkiye gibi ülkelerde, bütün dünyada ya yöneticilerin akademik olması, kurumsal olması lazım ama bunun yanında Türkiye gibi ülkelerde de sokağı da bilmek lazım. Sokağı bilmezseniz geleceği göremezsiniz.”