DR. ORHAN KARACA
[email protected]
Çünkü Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015’in son çeyrek dönemine ve yılın tamamına ilişkin milli gelir verilerini 31 Mart’ta açıklayacak. Buna da biraz daha zaman var.
Fakat ekonomik büyümeye ilişkin temel öncü göstergelerin 2015’in son çeyrek dönemine ait verileri çoktan belli oldu. Bu verilere dayanarak söz konusu dönemdeki ve 2015’in tamamındaki büyümeye ilişkin sağlıklı tahminlerde bulunma imkanımız var.
Öncü göstergelere bakılırsa, 2015’in son çeyreğindeki büyüme üçüncü çeyrektekinden daha yüksek çıkacak gibi görünüyor. Ekonomi üçüncü çeyrekte önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4 büyümüştü.
Dördüncü çeyrekteki yıllık bazdaki büyüme yüzde 5’i aşmış olabilir. Dördüncü çeyrekte büyümenin biraz hızlanması sayesinde 2015’in tamamındaki büyüme ise yüzde 4 dolayında çıkabileceğe benziyor.
ÖNCÜLER NE DİYOR?
Türkiye’de ekonomik büyümeye ilişkin öncü göstergelerin en önemlisini sanayi üretimi oluşturuyor. Geçici faktörler nedeniyle zaman zaman önemli farklılıklar yaşansa da, sanayi üretimindeki değişim ile reel gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYİH) büyüme genelde paralel seyrediyor.
2015’in son çeyreği için en önemli toparlanma sinyali de sanayi üretiminden geliyor. Önceki çeyrekte sadece yüzde 0,2 olan sanayi üretimindeki yıllık değişimin, dördüncü çeyrekte yüzde 7,5’i bulduğu görülüyor.
Bu ölçüde olmasa da dış ticarete ilişkin veriler de 2015’in son çeyreğinde bir toparlanmaya işaret ediyor. Önceki üç çeyrekte gerileyen altın hariç reel ihracat dördüncü çeyrekte yüzde 3,4 yükseldi. Üçüncü çeyrekte düşüş gösteren altın hariç reel ithalat da dördüncü çeyrekte yüzde 2,3 gibi düşük bir oranda da olsa yükselmiş durumda.
Temel öncü göstergeler içinde sadece perakende satışlarda toparlanma sinyali yok. Perakende satışlardaki yıllık artış dördüncü çeyrekte yüzde 3,8 oldu. Perakende satışlardaki yıllık artış önceki üç çeyrekte de yüzde 3-4 arasındaydı.
TAKVİM ETKİSİNE DİKKAT!
Öncü göstergelerdeki bu gelişmeler ekonomideki büyümenin 2015’in son çeyreğinde biraz hızlandığını gösteriyor. Ancak bu hızlanmada “takvim etkisi”nin önemli bir rolü olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Takvim etkisi, iş günü sayısındaki farklılıkların etkisini ifade ediyor. 2014’te ekim ayına denk gelen Kurban Bayramı tatili, 2015’te eylül ayına kaymıştı.
Bu da ekim ayındaki işgünü sayısını önceki yıla göre arttırırken, eylül ayındaki işgünü sayısını ise önceki yıla göre azaltmıştı. Türkiye’de sanayi üretimi ve dış ticaret göstergeleri iş günü farklılıklarından çok fazla etkileniyor. Eylül ayında iş günü sayısının önceki yıla göre düşmesi, sanayi üretimi, altın hariç ihracat ve altın hariç ithalatta yıllık bazda büyük bir düşüşe yol açmıştı.
Ekim ayında iş günü sayısının önceki yıla göre artması ise bu göstergelerde yıllık bazda büyük artış getirdi. Üçüncü çeyreğin son ayı olan eylül ile dördüncü çeyreğin ilk ayı olan ekimdeki bu gelişmeler, üçüncü ve dördüncü çeyrek dönemlere de yansıdı.
Sanayi üretimi ile dış ticaretteki takvim etkisi kaynaklı zayıflama üçüncü çeyrekte ekonomideki büyümeye pek fazla yansımamıştı. Bunun en önemli nedeni ise tarımsal üretimde önemli bir artış yaşanması ve bu artışın da birçok üründe hasat mevsimine denk gelen üçüncü çeyrekte büyümeye daha çok katkı sağlamasıydı.
Üçüncü çeyrekteki olumsuz takvim etkisi ekonomideki büyümeye pek fazla yansımadı ama dördüncü çeyrekteki olumlu takvim etkisi yansımış gibi görünüyor. Ancak takvim etkisi kaynaklı bu büyüme geçici olacağa benziyor. Bu takvim etkisinin ortadan kalkmasıyla ekonomideki büyüme bu yılın ilk çeyreğinde yeniden zayıflayabilir. Yılın ilk aylarına ilişkin öncü göstergeler de maalesef bu yönde sinyal veriyor.