Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017’nin ikinci çeyrek dönemine ilişkin milli gelir verilerini geçen hafta yayınladı. Bu verilere göre ikinci çeyrekte reel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 5,1 büyüdü.
DR. ORHAN KARACA
[email protected]
Revize edilmiş son verilere göre, ekonomi ilk çeyrekte ise yüzde 5,2 büyümüştü. Böylece yılın ilk yarısı yüzde 5’in hafif üzerinde bir büyüme performansıyla kapatılmış oldu.
İNŞAATLA BÜYÜDÜK
TÜİK’in verilerinin ayrıntılarına bakıldığında, ikinci çeyrekteki büyümenin büyük ölçüde inşaat yatırımlarından kaynaklandığı görülüyor. İkinci çeyrekte yatırım harcamaları yıllık bazda yüzde 9,5 artış gösterdi ve bu da büyümeye 2,9 puanlık katkı yaptı.
Aynı dönemde yatırım harcamalarını arttıran ise inşaat yatırımları oldu. Makine ve teçhizat yatırımlarında geçen yılın üçüncü çeyreğinde başlayan düşüş bu dönemde de sürerken, bu yılın ilk çeyreğinde hızlanmaya başlayan inşaat yatırımları ise bu kez adeta patladı.
İkinci çeyrekte makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8,6 düşerken, inşaat yatırımları yüzde 25 arttı. Bu arada yatırım harcamaları içindeki payı pek fazla olmayan diğer aktifler kaleminde de yüzde 9’luk düşüş yaşandığını belirtelim. Kısacası, ikinci çeyrekte inşaat yatırımları yatırım harcamalarını yükseltmiş ve bu da aksi takdirde yüzde 2 dolayında çıkacak olan büyümeyi yüzde 5’in üzerine çıkartmış bulunuyor.
İkinci çeyrekte büyümeye katkı yapan diğer kalemleri ise 2,2 puan ile ihracat ve 1,9 puan ile hanehalkı tüketimi oluşturuyor. Buna karşılık büyümeden kamu tüketimi 0,6 puan, ithalat 0,6 puan ve stok değişmeleri de 0,8 puan götürmüş bulunuyor.
İki hafta önce bu sayfalarda yaptığımız değerlendirmede ikinci çeyrekte büyümenin yüzde 4-5 arasında çıkmasını beklediğimizi yazmıştık. Gerçekleşme tahminimizin çok az üzerinde oldu. Bu sapma da büyük ölçüde inşaat yatırımlarından kaynaklandı. Biz inşaat yatırımlarıyla korelasyonu yüksek olan iskana açılan daire sayısındaki yavaşlamaya bakarak ikinci çeyrekte inşaat yatırımlarının yavaşlamış olabileceği değerlendirmesini yapmıştık.
Oysa gerçekleşme tam tersi oldu. Gerçi ikinci çeyrekte inşaatına başlanan daire sayısında patlama vardı ama inşaat yatırımlarıyla korelasyonu çok düşük olduğu için bunu dikkate almamıştık. TÜİK’in inşaat yatırımlarını nasıl hesapladığını bilmediğimiz için bu uyumsuzluğun nedenini de bilemiyoruz. Açıkçası TÜİK’in ikinci çeyrekte inşaat yatırımlarının nasıl olup da yüzde 25 arttığını açıklamasında fayda var.
Esasında TÜİK’in sadece bu konuda değil yeni milli gelir serisiyle ilgili başka konularda da açıklama yapması gerekiyor. Geçen aralık ayında yayınlanmaya başlayan bu seri bizi sürekli sürprizlerle karşı karşıya bırakıyor.
Mesela ikinci çeyrek dönemin milli gelir verileri yayınlanırken önceki çeyrek dönemlere ilişkin yapılan revizyonlar şaşkınlık verici. Özellikle bazı alt kalemlere ilişkin revizyonlar kabul edilebilir sınırın ötesinde gibi görünüyor.
Örneğin geçen yılın üçüncü çeyreğindeki hanehalkı tüketimi değişimi yüzde 1,7 düşüşten yüzde 0,5 artışa, son çeyrekteki kamu tüketimi artışı yüzde 0,8’den yüzde 6,1’e yükseltilmiş durumda. Bu ölçüde bir revizyon yapılan hesapların güvenilirliği konusunda kuşku yaratıyor.
ŞEFFAFLIK ŞART
İşin kötüsü yavaş yavaş yurtdışında da bu konuda kuşkular dile getirilmeye başladı. Mesela geçen hafta milli gelir verilerinin yayınlanmasından sonra Financial Times’ın internet sitesinde Türkiye’deki verilerin güvenilirliğini sorgulayan bir yazı yayınlandı.
Böyle giderse bir müddet sonra verilerine güvenilmeyen ülkeler arasına girebiliriz. Bu da hızlı büyümek için ihtiyaç duyduğumuz yabancı sermaye girişleri açısından hiç iyi olmaz. Bu nedenle TÜİK’in hem milli gelir hesaplarını daha az revizyona yol açacak ölçüde sağlam yapması hem de bu hesapları daha şeffaf hale getirmesi şart görünüyor.