Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Mart 2025’te yüzde 42,5’e kadar düşürdüğü politika faizini, CHP’li belediyelere yönelik operasyonun piyasalarda yarattığı dalgalanma sonrasında, nisanda yüzde 46’ya çıkarmış ve üç ay boyunca bu seviyede tutmuştu. Temmuz 2025 Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında ise beklentilere paralel şekilde 300 baz puanlık indirime giderek politika faizini yüzde 43’e çekmişti.

EN YÜKSEK ARTIŞ KONUTTA
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı temmuz ayı enflasyon verilerine göre, enflasyon temmuz ayında beklentilerin altında gelerek yüzde 2,06 oranında artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 33,52 olarak hesaplandı. ÜFE ise yıllık bazda yüzde 24,19 artarken, aylık bazda yüzde 1,73 yükseldi. TÜFE, haziranda piyasa beklentilerinin altında gerçekleşmiş, enflasyon aylık bazda yüzde 1,37 oranında artış gösterirken; yıllık enflasyon ise yüzde 35,05 olarak hesaplanmıştı.
En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 27,95 artış, ulaştırmada yüzde 26,57 artış ve konutta yüzde 62,01 artış olarak gerçekleşti. İlgili ana grupların yıllık değişime olan etkileri ise gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 6,94, ulaştırmada yüzde 4,35 ve konutta yüzde 9,03 oldu. En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun aylık değişimleri ise; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,07 artış, ulaştırmada yüzde 2,89 artış ve konutta yüzde 5,78 artış olarak gerçekleşti.

BEKLENTİ HALA ÇOK YÜKSEK
Türkiye’de hayat pahalılığı deyince ilk akla gelen harcama kalemlerinden biri elbette gıda ürünleri oluyor. Ne yazık ki gıda enflasyonu konusunda Türkiye, dünya ortalamalarının çok üzerinde seyrediyor. Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü’nün (OECD) haziran ayına ilişkin gıda enflasyonu endeksinde çift haneli tek ülke yüzde 30,2’yle Türkiye oldu. OECD verilerine göre 2025 Haziran’da yıllık enflasyon oranı yüzde 4,2’ye yükselirken, Türkiye yüzde 35’le açık ara en yüksek enflasyona sahip ülke konumunu devam ettirdi. Türkiye dışında hiçbir OECD ülkesinde enflasyon oranı yüzde 5’i aşmıyor. G7 ülkelerinde yıllık enflasyon haziranda yüzde 2,6 olurken, Euro Bölgesi’ndeki yıllık enflasyon ise yüzde 2 olarak ölçüldü.
Enflasyonun uzun vadede istikrarlı bir geri çekilme yaşaması için algı yönetimi ve hane halkı beklentilerinin olumluya çevrilmesinin önemini her seferinde vurguluyoruz. Ancak bu konuda henüz arzu edilen başarı elde edilebilmiş değil. Koç Üniversitesi Konda Hanehalkı Enflasyon Beklenti Anketi’ne göre haneler mevcut enflasyonun yüzde 71, yıl sonu enflasyonunun yüzde 65, 12 ay sonra enflasyonun ise yüzde 61 olacağını öngörüyor. TÜİK verilerine göre de hane halkının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi hala yüzde 54,5 gibi çok yüksek bir düzeyde seyrediyor.

PMI VERİLERİ 'ALARM ZİLLERİ' ÇALDIRIYOR
Son yıllarda sanayiciler, yüksek enflasyon ile birlikte artan maliyetler, iç talepte zayıflama ve küresel pazarlardaki durgunluk gibi nedenlerle zor bir dönemden geçiyor. Gösterge niteliğindeki bazı veriler de bu zor dönemin giderek daha da ağırlaştığına işaret ediyor. Örneğin, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) temmuzda üst üste üçüncü ay gerileyerek 45,9 düzeyinde gerçekleşti. Endeks, sektörde Ekim 2024’ten bu yana en belirgin yavaşlamanın yaşandığını gösterirken, temmuz ayıyla birlikte sektörün faaliyet koşullarında kesintisiz bozulma eğilimi 16’ncı aya ulaştı.
SİPARİŞLER 25 AYDIR YAVAŞLIYOR
Rapora göre takip edilen 10 sektörün tamamında yeni siparişler ivme kaybederken, üretim ise sadece elektrikli ve elektronik ürünler sektöründe artış gösterdi. İstihdam sektörlerin büyük bir kısmında, satın alma faaliyetleri ise imalat sanayi genelinde azaldı. Girdi maliyetlerinde süren keskin artışın etkisiyle, tekstil ürünleri hariç tüm sektörlerde satış fiyatları yükselmeye devam etti. Temmuz anketinin öne çıkan gelişmelerinden biri, müşteri talebindeki durgunluk oldu. Bu durum, yeni siparişlerin üst üste 25’inci ay yavaşlamasına yol açarken, temmuzda yaşanan düşüş mart ayından bu yana en yüksek oranda ölçüldü.
İSO BAŞKANI UYARDI
İSO Bakanı Erdal Bahçıvan’ın İmalat PMI verileri üzerine yaptığı açıklama, sanayicilerin nasıl bir darboğaz içinde olduğunu gösteriyor. “Sanayimiz için alarm zilleri çok güçlü bir biçimde çalıyor” diyen İSO Başkanı Bahçıvan, şunları söylüyor: “Temmuz PMI verisi bu zorlu sürecin 16’ıncı aya uzanarak sanayi sektörümüzün içinde bulunduğu faaliyet koşullarının ciddiyetini ve vahametini bir kez daha ortaya koymuştur. Durum çok ciddi. Hiç kimse bu duruma kayıtsız kalamaz. Sanayicilerimizin sesine kulak verilmeli, çözümler için ivedilikle harekete geçilmeli.”

DIŞ AÇIKTA SON DURUM NE?
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre dış ticaret dengesi, önemli iyileşme kaydetti ve 2021 yılı son çeyreğinden bu yana en düşük değerini aldı. Aylık bazdaki iyileşme, altın ithalatındaki belirgin yavaşlama ve enerji ithalatında uluslararası fiyatlardaki geri çekilmenin olumlu etkisi dışlandığında dahi korundu. Ancak çekirdek göstergeler manşetin aksine son bir yılın en düşük seviyesinde bulunuyor.
Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı geçici verilere göre, temmuz ayında ihracat yıllık bazda yüzde 11 artışla 25 milyar dolar, ithalat ise yıllık yüzde 5,4 artışla 31,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Böylece temmuz ayında dış ticaret açığı bir önceki yıla göre 0,9 milyar dolar azalışla 6,4 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığı yılın ilk yedi ayında 55,9 milyar dolar olurken, 12 aylık birikimli olarak 89,2 milyar dolardan 88,3 milyar dolara geriledi. İhracat temmuzda aylık bazda yüzde 4,6 arttı. Altın ihracatı temmuzda aylık 443 milyon dolar ile son üç aylık ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Haziran ayında petrol fiyatlarındaki artışın etkisiyle aylık yüzde 14,5 artış gösteren enerji ihracatı, fiyatlardaki geri çekilmenin etkisiyle temmuzda yüzde 5,3 azaldı. Böylelikle altın ve enerji hariç ihracattaki aylık artış yüzde 3,9 oldu. İthalat ise aylık bazda yüzde 4,7 geriledi. Altın ithalatı 943 milyon dolar ile Mayıs 2022’den bu yana en düşük seviyede, 12 aylık birikimli olarak 20,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Enerji ithalatı jeopolitik gelişmelerin petrol fiyatları üzerindeki olumsuz etkisinin sönümlenmesiyle aylık bazda yüzde 4,4 azaldı. Altın ve enerjideki düşüşü dışladığımızda çekirdek ithalattaki aylık düşüş yüzde 2,6 ile daha sınırlı oldu.