Ankara iş dünyası, tanıtım ve yatırım atağı başlattı. Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci, 15 Temmuz darbe girişiminden en çok etkilenen kent olarak yaralarını hep birlikte saracaklarını vurguluyor. Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi’ni yeniden canlandıracaklarını söyleyen Bezci, “200 milyon TL yatırımla yeni cazibe merkezi kuracağız” diyor.
ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminin belki de en önemli merkezi olan başkent Ankara, yaralarını sararak ekonomide iddialı adımlar atmaya hazırlanıyor. Ankara iş dünyası, bu amaçla 15 Temmuz sonrasında bir dizi tanıtım ve yatırım faaliyetini hayata geçirmeye başladı. Ankara ekonomisinin 15 Temmuz’dan nasıl etkilendiğini ve kente ilişkin gelecek planlarını Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci ile konuştuk. Bezci’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Ankara sanayisinin ekonomiye katkısını son rakamlarla nasıl değerlendirebilirsiniz?
Ankara devlet organlarının, Meclis ve siyasetin, bürokrasinin merkezi olarak Cumhuriyet tarihinin ilk yıllarından beri ‘memur şehri’ olarak anıldı. Ama Ankara son yıllarda artık 5 milyonu aşan nüfusu ile bir ticaret ve sanayi şehri haline geldi. Ticaret odamızın 150 bin üyesi var. Ankara Sanayi Odası’nın ise 5 bin üyesi var.
Yani 5 bin sanayi işletmesine sahibiz. Türkiye’nin en çok ihracat yapan beşinci ili konumundayız. İzmir ve Mersin limanlarından yapılan ihracatı kattığınızda ilk üçteyiz. Türkiye vergi gelirlerinin yüzde 12’sini biz karşılıyoruz. Tüm bu rakamlar gösteriyor ki, Ankara artık sadece ‘memur şehri’ olarak tanımlanmayı hak etmiyor.
Darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar Ankara ekonomisini nasıl etkiledi?
Ankara, ticaret ve sanayi üretiminin yanı sıra İstanbul’dan sonraki en fazla AVM’ye sahip olan kent olarak da öne çıkıyor. Şu an Ankara’da 40’ı aşkın AVM var ve sayıları her geçen gün de
Kendi nüfusunun yanı sıra Eskişehir, Kayseri, Konya gibi şehirlerden de Ankara’ya alışverişe gelen toplamda 10 milyonluk bir müşteri kitlesi var. Özellikle hızlı trenden sonra Ankara, Orta Anadolu için her açıdan bir cazibe merkezi haline geldi. Son yıllarda Ankara’yı ziyaret edenler de kentimizin nasıl bir değişim geçirdiğini kendi gözleriyle görüyor. Maalesef kanlı darbe girişimi sonrasında AVM cirolarında, alışveriş iştahında büyük düşüş oldu. Bu sıkıntı hala tam olarak aşılabilmiş değil.
Öte yandan hükümetin aldığı tedbirler ve destekler, yavaş yavaş piyasayı olumlu etkilemeye başladı. Faizlerin düşüşü ticaret piyasasını giderek canlandırıyor. Unutulmamalı ki, darbe girişiminin en şiddetli yaşandığı yer Ankara oldu. Biz kısa zamanda hızla toparlanacağımızdan eminiz. 15 Temmuz’un yarasını ticaret ve turizm ile saracağız.
15 Temmuz’dan sonra Ankara’nın tanıtımı için neler yapıyorsunuz?
Ankara Ticaret Odası olarak bir süredir Ankara’nın merkezinde ve ilçelerinde bir dizi etkinlik düzenliyoruz. Amacımız son dönemde terör eylemleri ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimi nedeniyle yara alan kent ekonomimizi canlandırmak ve Ankara’nın tarihi-kültürel güzelliklerini hatırlatmak.
Bu kapsamda daha önce Beypazarı ilçesine bir gezi düzenledik. Yine Çamlıdere’deki fosil orman, ziyaretçilerin büyük ilgisinin çeken bir doğal güzellik. Son olarak da hem doğası hem de termal turizmindeki yüksek potansiyeli ile Kızılcaham’ı tanıtan bir organizasyon düzenledik.
Bu tanıtım gezilerinden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Bir kere Ankara adına çok pozitif bir imaj oluşuyor. Örneğin Polatlı ilçesi yakınlarındaki Gordion antik kentinde 450 yabancı misyon şefini ağırladık. Burada kendilerine Kral Midas’ın döneminde yenilen yemekleri pişirip ikram ettik. Böylesi etkinlikler, sürekli siyasetle anılan Ankara’nın aslında ne kadar zengin ve keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve doğal zenginlikleri olduğunu da insanlara gösteriyor. Büyük Ankara’nın çok bilinmeyen ama keşfedildiğinde büyük ilgi gören bu tür özellikleri, giderek daha çok merak edilmeye başlıyor.
Yöre halkının bu bölgelere ilgisi ne durumda?
Zaten Ankaralılar kentlerine ve ilçelerine müthiş sahip çıkıyor. Unutulmamalı ki, Ankara halkı, 15 Temmuz gecesi darbecilerin en fazla yüklendiği kent olmasına rağmen geri adım atmayarak adeta ikinci bir Kurtuluş Savaşı destanı yazdı. Ekonomik boyut olarak da Ankaralılar kentlerindeki güzellikleri yaşamak ve tanıtmak için büyük gayret içinde.
Basit bir örnek vereyim: Kızılcahaman’daki Soğuksu Milli Parkı’na pazar günleri 11 bin araç girişi oluyor. Biz Kızılcahamam’da bölgeyi tanıtıcı bir organizasyon düzenlemek için 200 kişilik kontenjan aldık. Bu organizasyona katılmak için ise 17 bin vatandaşımız başvuru yaptı.
Önümüzdeki dönemde Ankara’da yapılması planlanan büyük yatırımlar var mı?
Elbette var. Hem siyasetin kalbi hem de Anadolu’nun ticaret merkezi olarak Ankara’nın önemi hiçbir zaman azalmayacaktır. Özel sektörün ilgisi yanında, biz de ATO olarak kentimize çok önemli bir yatırım kazandırmak için harekete geçtik. Son birkaç yıldır Ankara’nın merkezinde, Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi’ni canlandırarak yeni bir kent merkezi haline getirmek istiyoruz. 1940’larda Ulusal Mimarlık Akımı’na büyük etki eden Alman mimar Paul Bonatz tara-findan hayata geçirilen Saraçhane Mahallesi’ni günümüze kazandırmak istiyoruz. İki ay içinde imzaları atacağız ve başlayacağız.
Saraçoğlu Mahallesi projesi ne kadara mal olacak?
Kent merkezinde 100 bin metrekare alana yayılmış ve tarihi önemi olan bir alandan bahsediyoruz. Bura-
yı aslına uygun olarak restore ederek butik oteller, küçük mağazalar, restoranlar, yürüyüş yolları ve müzeler kuracağız. Uluslararası markaları mutlaka bu projeye dahil etmeyi amaçlıyoruz. Toplamda 200 milyon TL’lik yatırım yaparak beş yıl içinde projeyi tamamlamayı ve faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Bu proje, Ankara’nın merkezi sayılan Kızılay’ı da canlandıracak.
"BAŞKENTTEN AKTARMALI UÇUŞ YAKIŞMIYOR"
Ankara'ya olan ilgiyi artırmak için ilk etapta yapılması gereken nedir sizce?
En öncelikli sıkıntı Ankara'dan yurtdışına gidiş gelişlerde yaşanan aktarma sıkıntısı diyebilirim. Bu durumun yarattığı vakit kaybı, Ankara'ya gelmek isteyenler açısından da bizim açımızdan da ciddi bir sorun. Ankara'dan 3 saatlik uçuşla 15 başkente ulaşabiliyorsunuz.
Ancak aktarmalar dolayısıyla ticaret ve turizmde istediğimiz hızı sağlayamıyoruz. Başkentimizden dünyaya aktarmalı uçuşlarla bağlanmak yakışmıyor. Bu konuda Ulaştırma Bakanlığı ve THY nezdinde girişimlerimiz var. Yakında açılacak iki büyük şehir hastanemiz için de aynı sorun var. Toplamda 15 bin yatak kapasitesi olacak ve sağlık turizminde çığır açması planlanıyor. Ama hangi hasta aktarmalı tarifelerle gelebilir? Bu konunun kısa sürede çözülmesini umuyoruz.
ARAM EKİN DURAN
eduran@ekonomist.com.tr
15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminin belki de en önemli merkezi olan başkent Ankara, yaralarını sararak ekonomide iddialı adımlar atmaya hazırlanıyor. Ankara iş dünyası, bu amaçla 15 Temmuz sonrasında bir dizi tanıtım ve yatırım faaliyetini hayata geçirmeye başladı. Ankara ekonomisinin 15 Temmuz’dan nasıl etkilendiğini ve kente ilişkin gelecek planlarını Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci ile konuştuk. Bezci’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Ankara sanayisinin ekonomiye katkısını son rakamlarla nasıl değerlendirebilirsiniz?
Ankara devlet organlarının, Meclis ve siyasetin, bürokrasinin merkezi olarak Cumhuriyet tarihinin ilk yıllarından beri ‘memur şehri’ olarak anıldı. Ama Ankara son yıllarda artık 5 milyonu aşan nüfusu ile bir ticaret ve sanayi şehri haline geldi. Ticaret odamızın 150 bin üyesi var. Ankara Sanayi Odası’nın ise 5 bin üyesi var.
Yani 5 bin sanayi işletmesine sahibiz. Türkiye’nin en çok ihracat yapan beşinci ili konumundayız. İzmir ve Mersin limanlarından yapılan ihracatı kattığınızda ilk üçteyiz. Türkiye vergi gelirlerinin yüzde 12’sini biz karşılıyoruz. Tüm bu rakamlar gösteriyor ki, Ankara artık sadece ‘memur şehri’ olarak tanımlanmayı hak etmiyor.
Darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar Ankara ekonomisini nasıl etkiledi?
Ankara, ticaret ve sanayi üretiminin yanı sıra İstanbul’dan sonraki en fazla AVM’ye sahip olan kent olarak da öne çıkıyor. Şu an Ankara’da 40’ı aşkın AVM var ve sayıları her geçen gün de
Kendi nüfusunun yanı sıra Eskişehir, Kayseri, Konya gibi şehirlerden de Ankara’ya alışverişe gelen toplamda 10 milyonluk bir müşteri kitlesi var. Özellikle hızlı trenden sonra Ankara, Orta Anadolu için her açıdan bir cazibe merkezi haline geldi. Son yıllarda Ankara’yı ziyaret edenler de kentimizin nasıl bir değişim geçirdiğini kendi gözleriyle görüyor. Maalesef kanlı darbe girişimi sonrasında AVM cirolarında, alışveriş iştahında büyük düşüş oldu. Bu sıkıntı hala tam olarak aşılabilmiş değil.
Öte yandan hükümetin aldığı tedbirler ve destekler, yavaş yavaş piyasayı olumlu etkilemeye başladı. Faizlerin düşüşü ticaret piyasasını giderek canlandırıyor. Unutulmamalı ki, darbe girişiminin en şiddetli yaşandığı yer Ankara oldu. Biz kısa zamanda hızla toparlanacağımızdan eminiz. 15 Temmuz’un yarasını ticaret ve turizm ile saracağız.
15 Temmuz’dan sonra Ankara’nın tanıtımı için neler yapıyorsunuz?
Ankara Ticaret Odası olarak bir süredir Ankara’nın merkezinde ve ilçelerinde bir dizi etkinlik düzenliyoruz. Amacımız son dönemde terör eylemleri ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimi nedeniyle yara alan kent ekonomimizi canlandırmak ve Ankara’nın tarihi-kültürel güzelliklerini hatırlatmak.
Bu kapsamda daha önce Beypazarı ilçesine bir gezi düzenledik. Yine Çamlıdere’deki fosil orman, ziyaretçilerin büyük ilgisinin çeken bir doğal güzellik. Son olarak da hem doğası hem de termal turizmindeki yüksek potansiyeli ile Kızılcaham’ı tanıtan bir organizasyon düzenledik.
Bu tanıtım gezilerinden nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Bir kere Ankara adına çok pozitif bir imaj oluşuyor. Örneğin Polatlı ilçesi yakınlarındaki Gordion antik kentinde 450 yabancı misyon şefini ağırladık. Burada kendilerine Kral Midas’ın döneminde yenilen yemekleri pişirip ikram ettik. Böylesi etkinlikler, sürekli siyasetle anılan Ankara’nın aslında ne kadar zengin ve keşfedilmeyi bekleyen tarihi ve doğal zenginlikleri olduğunu da insanlara gösteriyor. Büyük Ankara’nın çok bilinmeyen ama keşfedildiğinde büyük ilgi gören bu tür özellikleri, giderek daha çok merak edilmeye başlıyor.
Yöre halkının bu bölgelere ilgisi ne durumda?
Zaten Ankaralılar kentlerine ve ilçelerine müthiş sahip çıkıyor. Unutulmamalı ki, Ankara halkı, 15 Temmuz gecesi darbecilerin en fazla yüklendiği kent olmasına rağmen geri adım atmayarak adeta ikinci bir Kurtuluş Savaşı destanı yazdı. Ekonomik boyut olarak da Ankaralılar kentlerindeki güzellikleri yaşamak ve tanıtmak için büyük gayret içinde.
Basit bir örnek vereyim: Kızılcahaman’daki Soğuksu Milli Parkı’na pazar günleri 11 bin araç girişi oluyor. Biz Kızılcahamam’da bölgeyi tanıtıcı bir organizasyon düzenlemek için 200 kişilik kontenjan aldık. Bu organizasyona katılmak için ise 17 bin vatandaşımız başvuru yaptı.
Önümüzdeki dönemde Ankara’da yapılması planlanan büyük yatırımlar var mı?
Elbette var. Hem siyasetin kalbi hem de Anadolu’nun ticaret merkezi olarak Ankara’nın önemi hiçbir zaman azalmayacaktır. Özel sektörün ilgisi yanında, biz de ATO olarak kentimize çok önemli bir yatırım kazandırmak için harekete geçtik. Son birkaç yıldır Ankara’nın merkezinde, Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi’ni canlandırarak yeni bir kent merkezi haline getirmek istiyoruz. 1940’larda Ulusal Mimarlık Akımı’na büyük etki eden Alman mimar Paul Bonatz tara-findan hayata geçirilen Saraçhane Mahallesi’ni günümüze kazandırmak istiyoruz. İki ay içinde imzaları atacağız ve başlayacağız.
Saraçoğlu Mahallesi projesi ne kadara mal olacak?
Kent merkezinde 100 bin metrekare alana yayılmış ve tarihi önemi olan bir alandan bahsediyoruz. Bura-
yı aslına uygun olarak restore ederek butik oteller, küçük mağazalar, restoranlar, yürüyüş yolları ve müzeler kuracağız. Uluslararası markaları mutlaka bu projeye dahil etmeyi amaçlıyoruz. Toplamda 200 milyon TL’lik yatırım yaparak beş yıl içinde projeyi tamamlamayı ve faaliyete geçirmeyi hedefliyoruz. Bu proje, Ankara’nın merkezi sayılan Kızılay’ı da canlandıracak.
"BAŞKENTTEN AKTARMALI UÇUŞ YAKIŞMIYOR"
Ankara'ya olan ilgiyi artırmak için ilk etapta yapılması gereken nedir sizce?
En öncelikli sıkıntı Ankara'dan yurtdışına gidiş gelişlerde yaşanan aktarma sıkıntısı diyebilirim. Bu durumun yarattığı vakit kaybı, Ankara'ya gelmek isteyenler açısından da bizim açımızdan da ciddi bir sorun. Ankara'dan 3 saatlik uçuşla 15 başkente ulaşabiliyorsunuz.
Ancak aktarmalar dolayısıyla ticaret ve turizmde istediğimiz hızı sağlayamıyoruz. Başkentimizden dünyaya aktarmalı uçuşlarla bağlanmak yakışmıyor. Bu konuda Ulaştırma Bakanlığı ve THY nezdinde girişimlerimiz var. Yakında açılacak iki büyük şehir hastanemiz için de aynı sorun var. Toplamda 15 bin yatak kapasitesi olacak ve sağlık turizminde çığır açması planlanıyor. Ama hangi hasta aktarmalı tarifelerle gelebilir? Bu konunun kısa sürede çözülmesini umuyoruz.