Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin yapılmasına sayılı günler kaldı. 14 Mayıs'ta sandıklar kurulacak ve seçim sonucunda ortaya çıkan tablo, yalnızca siyasetin değil Türkiye ekonomisinin de yakın geleceğine yön verecek.
Bu noktada gerek AKP, MHP, BBP, Yeniden Refah ve HÜDA-PAR'ın oluşturduğu Cumhur İttifakı, gerekse CHP, İYİ Parti, Gelecek, DEVA, Saadet ve Demokrat Parti'den oluşan Millet İttifakı'nın seçim vaatlerine 'ekonomi' damgasını vurmuş durumda.
Son 1,5 yıldır yaşadığımız yüksek enflasyon ortamı, pandemi sonrası yatırım ortamındaki durgunluk ve 6 Şubat depremi nedeni ile ekonomide çarklar yavaşlarken, hayat pahalılığı nedeni ile toplumda rahatsızlık had safhada dersek yanlış olmaz.
Bu nedenledir ki 14 Mayıs seçimlerinin en önemli gündemini ekonomi alanında verilen vaatler oluşturuyor. Özellikle makro ekonomi alanında, yani enflasyon, büyüme ve işsizlik gibi alanlarda ne gibi hedefler konulduğu ve bu hedeflere nasıl ulaşılacağına dair vaatlere işaret etmek gerekiyor.
İTTİFAKLAR NE VAAT EDİYOR?
30 Ocak tarihinde Millet İttifakı tarafından açıklanan Ortak Politikalar Mutabakat Metni'nde dokuz ana başlıkta 2 bin 300'ün üzerinde vaat yer aldı. Metnin yarıya yakın kısmını ekonomi alanındaki hedefler oluşturdu.
Metnin ekonomi başlığı altında kaleme alınan hedef ve vaatler içerisinde enflasyonun iki yıl içinde kalıcı biçimde tek haneye indirileceği, TL'ye yeniden itibar ve istikrar kazandırılacağı, ortalama büyüme hızının yüzde 5'in üzerine çıkarılacağı, beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirin en az iki katına çıkarılacağı, beş yılda işsizliğin tek haneye indirileceği ve ihracatın 600 milyar dolar seviyesine yükseltileceği gibi vaatler öne çıkıyor.
Bu hedeflere ulaşmak için öncelikle ekonomi bürokrasisinde liyakata dayalı ve güven verici adımlar atılacağı, TCMB gibi kurumların bağımsızlığının güvence altına alınacağı, uluslararası yatırımların yeniden Türkiye'ye çekilebilmesi için demokrasi ve adalet alanında önemli reformlar yapılacağı vaat ediliyor.
OVPTE PARALEL HEDEFLER
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 13 Nisan'da açıklanan AK Parti Seçim Beyannamesi'nde de ekonomi başlığı altında dikkat çekici vaatler yer aldı.
Bu vaatler arasında yüzde 50 civarındaki enflasyonun ve yüzde 10 düzeyindeki işsizliğin tek haneye düşürülmesi, kişi başına düşen milli gelirin 10 bin 600 dolardan 16 bin dolara çıkarılması ve 'gelir tamamlayıcı aile destek sistemi' kurulması gibi vaatler öne çıktı.
Ayrıca 2024-2028 arasında ortalama yüzde 5,5'lik büyüme yakalanacağı, 2028'de 1,5 trilyon dolar milli gelire ve 16 bin dolar kişi başı gelire ulaşılacağı vaat edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vaatleri arasında para politikası ya da mevcut düşük faiz politikasına yönelik herhangi bir madde yer almazken, 14 Mayıs vaatleri ile Eylül 2022'de açıklanan son Orta Vadeli Program arasındaki benzerlikler dikkat çekiyor.
Zira OVP'ye göre 2023 yılı büyüme hedefi yüzde 5, 2024 ve 2025 yılı için büyüme yüzde 5,5 olarak belirlenmiş, enflasyonda 2023 yılında yüzde 24,9, 2024 yılında yüzde 13,8 ve 2025 yılı içinse yüzde 9,9 hedefi konulmuştu. İşsizlik içinse 2023'te 10,4, 2024'te 9,9, 2025'te ise yüzde 9,6 hedefi açıklanmıştı.
Programda 2023 sonunda ihracatta 305 milyar dolar, ithalatta 384 milyar dolar ile toplam 690 milyon dolarlık dış ticaret hacmi öngörülmüştü. 14 Mayıs akşamı, hangi ittifakın vaatlerinin toplum tarafından teveccüh göreceğini hep beraber göreceğiz.
