CCN Holding Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Çeçen Şenol, “Otelcilikte yurt dışına açılacağız. Yunanistan’da yatırım yapabiliriz” diyor.
İbrahim Çeçen’in oğlu Murat Çeçen tarafından 2007 yılında kurulan CCN Holding, geçen süreçte Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan başta olmak üzere inşaat sektöründe önemli projelere imza attı. Azerbaycan’da Zaha Hadid’in tasarladığı Bakü Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Alev Kuleleri gibi önemli projeleri hayata geçiren şirket, Türkiye’de ise Avrupa’nın en büyük hastanesi Ankara Bilkent Şehir Hastanesi ve Mersin Şehir Hastanesi gibi önemli projelere imza attı. Grubun yeni rotasında ise turizm var.
Ekonomist’in 31 Ağustos - 13 Eylül 2025 tarihli sayısından
İbrahim Çeçen’in en büyük torunu olan ve üçüncü köprünün inşası sırasında IC Holding’de projede çalışan, ardından babası Murat Çeçen’in davetiyle CCN Holding’de icranın tepe noktasında yerini alan CCN Holding Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Çeçen Şenol, ailenin yeni dönemde yatırım rotasını ve büyüme stratejisini anlattı.
“Girişimcilik DNA’mızda var”
“Bu yıl girişimcilik ekosistemine yönelik önemli adımlar attık. CCN Holding’in sosyal yatırım vizyonuyla, CIFE Avrupa Enstitüsü, İbrahim Çeçen Vakfı ve Katalist iş birliği ile Weshape Girişimcilik Programını hayata geçirdik. Dijital dönüşüm, sağlık, eğitim, toplumsal fayda, tarım gibi farklı alanlara odaklanan yaklaşık 400 iş fikrinin değerlendirildiği Weshape Girişimcilik Programı’nın finalistleri de geçtiğimiz ay belli oldu. Burada Anadolu kentlerindeki üniversite öğrencilerine fırsat tanımak istedik. Girişimcilik kültürü, CCN Holding’in DNA’sını oluşturuyor. Girişimcilik ekosistemine kalıcı katkılar sağlamak, bu alandaki iddiamızı sürdürülebilir projelerle pekiştirmek bizim için stratejik bir öncelik olmaya devam edecek.”
CCN Holding’de ikinci kuşak temsilci olarak göreve geldiniz. Hazırlık süreciniz ve holdingdeki görevinizden söz eder misiniz?
Ben Ankara’da büyüdüm. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirip daha sonra Londra Queen Mary Üniversitesi’nde ticaret ve şirketler hukuku üzerine yüksek lisansımı tamamladım. Ardından pandemi süreci patlak verince İstanbul’a dönme kararı aldım. İstanbul’a döndükten sonra sanat hukuku üzerine yoğunlaştım fakat çok niş bir alan olduğu için Türkiye’de bu alanda çok fırsat olmadığını gördüm. IC Holding’de hukuk departmanında çalıştım. Grubun önemli projesi Yavuz Sultan Selim köprüsünün yapım aşamasında da çalıştım. Benim için önemli bir deneyim oldu. Zaten küçük yaşlarımdan beri hep dedem ve babamla çalıştım. Ailemiz de çocukluk yaşlarından itibaren işin içinde yer alma geleneği var. Fakat profesyonel olarak 2020’de Türkiye’ye döndüğümde çalışmaya başladım diyebilirim. Büyük babam İbrahim Çeçen, IC Holding’de çalışmamı istedi. Bu ailemle ilk profesyonel çalışma deneyimim oldu. Oradan aldığım iş kültürü ve çalışma disipliniyle babam CCN Holding’de yer alabileceğini söyledi. Burada da hukuk departmanıyla başladım. Deneyim kazanınca babam yönetim kuruluna girmemi istedi. Burada direkt icrada yer alıyorum.
Holdingin ulaştığı büyüklük nedir?
6 bin çalışanlı holdingimiz Türkiye ve yurt dışında yatırımlarını sürdürüyor. Azerbaycan’ın ardından Romanya’da Bükreş’te hastane inşaat işini üstlendik. İnşaat, teknoloji, turizm, hastane tarafında tesis yönetimi, güvenlik, klinik hizmetler gibi alanlarda faaliyet gösteriyoruz. Teknoloji alanında Infera şirketimizle önemli adımlar attık. Sahip olduğumuz Mersin ve Ankara Şehir Hastanelerinin teknik ve yazılım altyapısına da hizmet veriyor. Bir yazılım çıkardık ve pazarda karşılık bulabileceğine inandığımız tesis yönetim ve operasyonel verimlilik yazılım hizmetini dışarıya da sunduk. Otel, fabrika, şirketler, hastaneler kullanabiliyor.
Bu süreçte yürüttüğünüz projelerden ve yatırım gündeminden söz eder misiniz?
Azerbaycan’da Zaha Hadid’in tasarladığı Bakü Haydar Aliyev Kültür Merkezi, Alev Kuleleri gibi önemli projelerin inşaatlarını üstlendik. Türkiye’de ise Avrupa’nın en büyük hastanesi Ankara Bilkent Şehir Hastanesi ve Türkiye’de kamu-özel iş birliği modelinde finansman anlaşması imzalanan ilk proje olma özelliği taşıyan Mersin Şehir Hastanesi gibi önemli projelere imza attık. Şimdilerde ise Altunizade’de 238 odalı olarak hayata geçirilen Curio Collection by Hilton otelini açtık. Holdingin merkezi ve otel inşaatının pandemi ve projedeki değişiklikler nedeniyle beş yıl süren inşaat aşaması nihayetinde kısa bir süre önce tamamlandı ve açılışı gerçekleşti. Otelimiz 65 milyon Euro yatırımla hayata geçti.
Hilton ile yola çıktığınız otelcilikte hedef nedir?
Turizm ağırlıklı yatırımlarla ilerlemek istiyoruz. Hem sevdiğimiz bir iş hem de burada bir vizyon ortaya koymak hoşumuza gidiyor. Turizmde yurt dışı da planlarımız dahilinde. Tasarım odaklı mimari, gastronomi ve sanatın bir arada olduğu kusursuz deneyim sunacağımız bir otelcilik anlayışıyla ilerleyeceğiz. İnsanların seyahat ve tatil istekleri bitmez. O nedenle biz burada farklı, deneyim odaklı otel konseptiyle ilerlemek istiyoruz. Kalıcı eserler yaratmak istiyoruz.
Yurt dışında nerede yatırım planlıyorsunuz?
Yunanistan’a bakıyoruz ilk etapta. Otelcilik ve turizm alanındaki bilgimizi yurt dışına taşımak istiyoruz. Güçlü tasarımlı bir şehir oteli yapmak istiyoruz. Bu konu yedi aydır gündemimizde ve henüz adım atmadık. Fakat odağımıza aldık ve ilk olarak Avrupa’da ilerleyeceğiz. Yunanistan’da Türkler çok fazla yatırım yapıyor. Güzel bir ülke, komşumuz olarak oraya hizmet anlayışımızı taşıyacağız. Dünyanın her yerini görüyorum ve Türkiye’deki turizm potansiyeli dünyada birçok ülkede yok. Doğası, tarihi mirası, gastronomisi, bölgesel olarak çok farklı kültürlere ev sahipliği yapmasıyla ve hizmet anlayışıyla turizmde potansiyelimiz yüksek.
Romanya’daki hastane projesinde hangi aşamadasınız?
Romanya Bükreş’te yaklaşık 93 bin metrekare kapalı inşaat alanına inşa edilecek 450 yatak kapasiteli Dimitrie Gerota Hastanesi projesi şehre değer katacak bir yapı olacak. 29 ayda inşa edilmesi planlanan hastane için geçen yıl imzalar atıldı, proje devam ediyor. Romanya’daki hastane, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği fonlarıyla net sıfır enerjili standartlarda hayata geçirilecek.
“Dedemden çok şey öğrendim”
“Dedem İbrahim Çeçen, yaptığı işi en iyi şekilde yapmak ister. Sözünün eridir ve para öncelikli değildir. Başarıyı verdiği sözleri tutmak ve güven kurmak olarak tarif eder. Saygı, doğulu ailelerde hep hissettirilir. Bizlere sevgisini de çok iyi yansıtır. Aile ilişkilerimiz çok yakındır. Artık aile çok büyüdü ve yurt dışında okuyanlar, seyahatler nedeniyle her pazar olmasa da özel günlerde mutlaka bir arada olmaya dikkat ediyoruz.”
