Maya Okulları, özgün ve yenilikçi modeliyle beş yerleşkede 3 binden fazla öğrenciye eğitim veriyor. Maya Okulları Genel Müdürü Oktay Selçuk, üç yılda İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa, Eskişehir, Samsun, Trabzon ve Gaziantep başta olmak üzere Maya felsefesine uygun yatırımcılarla çalışmayı planladıklarını söyledi.
Selçuk, "Aynı şehirlerde Maya Çocuk markamıza da yer vereceğiz" dedi. Prof. Dr. Ziya Selçuk tarafından 2002'de Ankara'da kurulan Maya Okulları, 'Türk eğitim sistemine maya olmak ve çiçek gibi çocuk yetiştirmek' felsefesiyle hareket eden yenilikçi bir eğitim kurumu.
Kuruluştan bugüne 10 binlerce çocuğun hayatına dokunan Maya Okulları, eğitim modeliyle ve öğrencilerine özel geliştirdiği uygulamalarıyla fark yaratıyor.
Maya Okulları Genel Müdürü Oktay Selçuk "Çocuklarımızın kişisel özelliklerini dikkate alarak sorun çözme becerilerini geliştiriyor, kendine ve başkalarına saygılı, özgüveni gelişmiş birer birey olmalarına katkı sağlıyoruz" diyor.
Başka şehirlerde de Maya açılması talepleri geldiğini kaydeden Oktay Selçuk, bunun için öncelikli şartı eğitim girişimcilerinin eğitimi gerçekten dert edinmesi diyerek özetliyor.
Maya Okulları'nın eğitimde yarattığı farkları ve öncü uygulamalarını anlatan Oktay Selçuk, yeni dönem yatırım planlarını ve hedeflerini anlattı.
Maya Okulları'nın geldiği noktayı anlatır mısınız?
Maya Okulları Türk eğitim sistemine maya olup tıpkı bir çiçek gibi çocuk yetiştirmek amacıyla, 2002'de Ankara'da Prof. Dr. Ziya Selçuk tarafından kuruldu. 30 yıllık birikim ve 17 yıllık deneyim ile Maya Okulları eğitim yolculuğuna 118 öğrenciyle başladı.
Geldiğimiz noktada 10 binlerce çocuğun hayatına dokunmanın, geleceğini mayalamanın gururunu taşıyoruz. Bu gururla ülkemize laboratuvar niteliğinde bir okul kurmanın hayalini gerçekleştirdik.
Nasıl bir eğitim modeliniz var?
Kurucumuzun benzetmesi ile çocuklar geleceğe fırlatılan füzeler gibidir. Ay'a fırlatılan füzeler fırlatma anında Ay'ın bulunduğu yere gönderilmez. Füze ulaştığında Ay nerede olacaksa oraya gönderilir. Biz, mek olduğunun bilincindeyiz. Amacımız; çocuklarımızı geleceğe şimdiden hazırlamak ve onların geleceğini mayalamak.
Çocuklarımızın kişisel özelliklerini dikkate alarak sorun çözme becerilerini geliştiriyor, kendine ve başkalarına saygılı, özgüveni gelişmiş birey olmalarına katkı sağlıyoruz. İnsan doğasının biliş, duygu ve duyum yönleri olduğu halde, eğitimi sadece biliş olarak değerlendiren anlayışa karşı çıkıyoruz.
Eğitim modelinizi ne gibi uygulamalarla hayata geçiriyorsunuz?
Çoklu zekâ kuramı ve öğrenme stilleri uygulamalarıyla zenginleştirilmiş doğrudan öğretim yöntemi, ana araçlarımız arasında yer alıyor. Çocuklarımız hakkında vereceğimiz kararların veriye dayalı olmasını önemsiyoruz. 'Parmak Kas Ölçümleri', 'Kondisyonel Ölçümler', 'Maya-DOKYA', 'Bilişim Garajı', 'Mizaç Çalışmaları' gibi uygulamalarla çocuklarımızın doğasına uygun hizmet etmeye devam ediyoruz.
Kaç öğrenciye eğitim veriyorsunuz?
İçinde bulunduğumuz eğitim öğretim yılında beş yerleşkede 3 bini aşkın öğrencimizi ilgi ve sevgiyle mayalamaktan gurur duyuyoruz.Ankara ile Konya'da da okul öncesi kurumlumuz olan 'Maya Çocuk'lar ile küçük yavrularımıza hizmet veriyoruz. Niceliğin niteliği değil, niteliğin niceliği doğurduğuna inanıyoruz. Sayılarla ifade etmenin sınırı niteliktir.
Franchise veriyor musunuz?
30 yıllık birikimimizi ülkenin önde gelen kuruluşlarıyla ve eğitim kurumlarıyla paylaştık, paylaşıyoruz. Maya'nın bu ülkede söyleyecek sözü, paylaşacak birikimi ve iddiası var. Bu nedenle uzun yıllardır başka şehirlerde de Maya açılması talepleri geliyor. Bu taleplere son yıllara kadar ihtiyatla yaklaştık.
Ama son üç yıldır eğitim sektörünün ve ihtiyaçlarının gelişimi nedeniyle, Maya felsefesinin yaygınlaşması için sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. İşin felsefesinden başlayan, teorik yapısını kuran, iddialı bir model geliştiren, sadece Maya'ya özgü onlarca öncü uygulaması olan bir kuruluşun kaliteli eğitimle ilgili söyleyecek çok sözü var. Bu kapsamda Manavgat ile Diyarbakır'da yol arkadaşlığı yaptığımız iki adet okul mevcut.
Franchise vermenin Maya'ya özel diyebileceğimiz tarafı nedir?
Eğitim kaba bir standart ya da sadece kitap paketi, kıyafet seti veya okul araç gereci temin etmek değildir. Sınıfın içindeki süreçler hangi felsefeyle nasıl yapılandırılacak, öğretmen eğitimi nasıl gerçekleştirilecek, bütüncül bir ölçme değerlendirme nasıl yapılacak, işin kalbi burasıdır.
Bu işi sadece tabela asmaktan öte gördüğümüz için franchise kelimesini yerel paydaş ifadesiyle değiştirmeyi uygun bulduk. Bilgi ve birikimimizi Maya Okulları'nın büyümesi ve ülkemizde kaliteli eğitimin yaygınlaşması yolunda harcamayı vazife addediyoruz. Öğretim kurumu açmanın yatırım ve eğitim politikası açısından tüm inceliklerini deneyimli ekibimizle birlikte eğitim dostlarıyla paylaşmaya hazırız.
Yerel paydaşlarınızda aradığınız özellikler neler?
Maya Okulları; liderliğiyle, birikimiyle bir öğretim yılı içinde geçen her dakikanın özgün uygulamalarla nasıl yapılandırılacağının bilirkişiliğini paylaşıyor.
Öncelikli şartımız, bizimle yola çıkacak eğitim girişimcilerinin eğitimi 'gerçekten' dert edinmesi ve çocukların gözündeki pırıltıya âşık olması. Bunun yanında işletme ve finans konularında da donanıma sahip olmak gerek ama yönetimsel konular iyi takip edildiğinde başarıyla yürütülecek konular. Önemli olan içerik ve donanımın dengesini sağlayabilmek. İçeriksiz donanımın ya da donanımsız içeriğin şansı yok.
Yatırım planlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
2018'in başlarında Maya Okulları'nın kimliğini ve marka imajını tespit etmek amacıyla bir araştırma ve strateji geliştirme şirketiyle marka konumlandırma araştırması yaptık. Özel okul potansiyelini tespit ettiğimiz bir çalışmayla da okulumuzun uyacağı öncelikli şehirlerimizi belirledik.
Önümüzdeki üç yılda; İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa, Eskişehir, Samsun, Trabzon ve Gaziantep başta olmak üzere Maya felsefesine uygun yatırımcılarla çalışmayı planlıyoruz. Aynı şehirlerde ön okul olarak hizmet verdiğimiz Maya Çocuk markamıza da yer vereceğiz.
“EĞİTİMİN İÇERİĞİNİN KATMA DEĞERİ OLMALI”
"Dünyada, geleceğin en büyük kuruluşlarının eğitim şirketleri olacağı konuşuluyor. Geleceğin en önemli konusu, eğitim ve nitelikli insan yetiştirme sorununu çözmek. Ülkemizin en büyük güçlerinden biri genç nüfusu ve Türkiye'nin 2050'ye kadar katlanarak yükselecek bir eğitim talebi söz konusu.
Burada özel okulların da önemli katkısı olacak. Ancak başka ülkelerin modellerini kopyalamak yerine ülkemizin ihtiyaç ile özellikleri göz önünde bulundurulmuş bize özgün modellerin oluşturulmasını önemsiyorum. Ürettiğimiz eğitim içeriğinin katma değeri olmalı.
Bu ilkeye dikkat etmek şartıyla Türkiye'de eğitim sektörünün önünün açık olmasını temenni ediyorum. Hem prestijli bir iş yapmak, hem geleceği olan bir alana yatırım yapmak hem de geleceğimize, çocuklarımıza, ülkemize hizmet vermek heyecan verici olsa gerek."
