'8. kıta' adı verilen proje okyanus plastiğini geri dönüştürmeyi hedefleyen ödüllü bir tasarım. Beş parçalı yapısı, seralardan ve atık toplayıcılara kadar farklı modülleri içeriyor. Yüzen istasyonda atık toplama, enerji üretme, atık ayrıştırma, geri dönüştürme ve depolama, suyu incelemek için Araştırma ve Eğitim Merkezi, bitki yetiştirilen ve suyun tuzdan arındırıldığı seralar, destek tesisleri olan yaşam alanları tasarlanmış.
Londra'daki Zaha Hadid Architects'te kıdemli tasarımcı Lenka Petráková, birkaç yıl önce okyanus kirliliğine ilişkin yüksek lisans tezi geliştirmiş.
“Okyanusların ne kadar tahrip olduğunu ve kaç türün neslinin tükendiğini, orada ne kadar kirlilik olduğunu ve belki de hiç insan görmemiş kısımların faaliyetlerimizin etkilerini hissettiğini anladım” diyor.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'ne (IUCN) göre, her yıl en az 8 milyon ton plastik denizlere karışıyor. Ve bu plastiğin büyük bir kısmı yemeklerde, insan vücudunda son buluyor. Bunun da ötesinde, yılda 100.000 deniz memelisi ve kaplumbağası ile 1 milyon deniz kuşu plastik kirliliği yüzünden ölüyor.
Petráková'ın konsepti geçen yıl Foundation Jacques Rougerie tarafından başlatılan yarışmada ona 2020 Grand Prix mimarlık ve deniz inovasyonu ödülünü kazandırmış.
Tasarımcı, projesini geliştirirken deniz yaşamından ilham almış. Yüzen istasyonu "tamamen kendi kendine sürdürülebilir bir canlı organizma" fikrinden hareket etmiş.
"Deniz türlerini, hayvanları ve bitkileri araştırıyordum. Ve su ortamlarıyla gerçekten nasıl etkileşime girdiklerini, enerjiyi nasıl hasat edebileceklerini ve örneğin besinlerle nasıl çalıştıklarını araştırıyordum."
Onun fikri sadece okyanusu temizleyen bir konsept tasarlamak değil, aynı zamanda sağlığına da kavuşturmaktı.
İşletime alındığında istasyonun kendi enerjisini üretmesi, suyu tuzdan arındırma merkezleriyle donatılması hedefleniyor.
Petráková geçtiğimiz günlerde bir röportajda , "Teknolojiyi ilerletme konusundaki enerjisi ve heyecanı göz önüne alındığında, Elon Musk'ın projenin büyük bir hamisi olacağına inanıyorum." diyor.
Londra'daki Zaha Hadid Architects'te kıdemli tasarımcı Lenka Petráková, birkaç yıl önce okyanus kirliliğine ilişkin yüksek lisans tezi geliştirmiş.
Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'ne (IUCN) göre, her yıl en az 8 milyon ton plastik denizlere karışıyor. Ve bu plastiğin büyük bir kısmı yemeklerde, insan vücudunda son buluyor. Bunun da ötesinde, yılda 100.000 deniz memelisi ve kaplumbağası ile 1 milyon deniz kuşu plastik kirliliği yüzünden ölüyor.
Petráková'ın konsepti geçen yıl Foundation Jacques Rougerie tarafından başlatılan yarışmada ona 2020 Grand Prix mimarlık ve deniz inovasyonu ödülünü kazandırmış.
Tasarımcı, projesini geliştirirken deniz yaşamından ilham almış. Yüzen istasyonu "tamamen kendi kendine sürdürülebilir bir canlı organizma" fikrinden hareket etmiş.
"Deniz türlerini, hayvanları ve bitkileri araştırıyordum. Ve su ortamlarıyla gerçekten nasıl etkileşime girdiklerini, enerjiyi nasıl hasat edebileceklerini ve örneğin besinlerle nasıl çalıştıklarını araştırıyordum."
Onun fikri sadece okyanusu temizleyen bir konsept tasarlamak değil, aynı zamanda sağlığına da kavuşturmaktı.
İşletime alındığında istasyonun kendi enerjisini üretmesi, suyu tuzdan arındırma merkezleriyle donatılması hedefleniyor.
Petráková geçtiğimiz günlerde bir röportajda , "Teknolojiyi ilerletme konusundaki enerjisi ve heyecanı göz önüne alındığında, Elon Musk'ın projenin büyük bir hamisi olacağına inanıyorum." diyor.