Yatırımların meyvesini 2018'de toplayacağız

05 Kasım 2017
Yaşar Topluluğu, 2017’yi yüzde 15’lik büyüme ve 5,1 milyar TL’lik ciroyla kapatmaya hazırlanıyor. Yaşar Holding icra Başkanı Mehmet Aktaş, “Son beş yılda 800 milyon TL’lik yatırım yaptık. 2018’i yatırımlarımızla gelen kapasiteleri en yüksek verimlilikte kullanacağımız bir yıl olarak planlıyoruz” diyor. Aktaş, referandum sürecinde yaşanan gelişmeleri de “iletişim kazası” olarak yorumluyor.

ÖZLEM BAY YILMAZ
obay@ekonomist.com.tr

Yaşar Topluluğu, dördü Türkiye’nin ilk 500 büyüğü arasında yer alan 21 şirket ile 24 fabrika ve tesise sahip. 7 bin 500 kişiye iş imkanı sağlayan topluluğun 200 bin satış noktası ve bin 500 distribütörü bulunuyor. Yaşar Topluluğu, uzun soluklu sosyal sorumluluk projeleri de yürütüyor.

Yaşar Ailesi’nden Selim Yaşar’ın yönetim kurulu başkanlığını yaptığı, Feyhan Yaşar ve İdil Yiğitbaşı’nın ise yönetim kurulu başkan vekilliği görevini yürüttüğü toplulukta icra başkanlığını ise 10 yıldır Mehmet Aktaş üstleniyor. Yaşar Topluluğu’nun son beş yılda 800 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdiğini belirten Mehmet Aktaş, bu yıl yüzde 15 büyümeyle 5,1 milyar TL ciroya ulaşmayı hedeflediklerini söylüyor.

2018 yılında da devam eden yatırımları olacağını dile getiren Aktaş ile ihracat hedeflerinden sektördeki gelişmelere kadar pek çok konuyu konuştuk.

2017 yılını nasıl geçiriyorsunuz? İş hacminizin sektörel dağılımı nasıl?
2017, 2016’dan biraz daha iyi bir yıl oldu. Bu yılı hedeflerimize paralel olarak yüzde 15 büyümeyle 5,1 milyar TL ciroya ulaşarak kapatmayı bekliyoruz. Ciromuzun yüzde 70-75’i gıda, tarım ve içecek sektörlerinden geliyor. Yüzde 20-25 arasında değişen oranlarda boya var. Geri kalan yüzde 5-10’luk kısmı ise temizlik kağıtları, turizm, dış ticaret ve enerji olmak üzere diğer sektörlerimiz oluşturuyor. 21 şirketimiz var. Bunların altısı halka açık. 24 fabrika ve tesiste üretim yapıyoruz. Ana markalarımız Pınar ve Dyo, pek çok da alt markamız var. ‘Çamlı’ çatısı altında ise başta yem üretimi ve besicilik olmak üzere, organik süt, kültür balıkçılığı, bitki besleme ve organik gübre üretimi faaliyetleri sürdürüyoruz. Bünyemizde ayrıca iki vakıf bulunuyor.

İhracatın cironuzdaki payı nedir?
İhracatımız toplam ciromuzun yüzde 10’u seviyesinde. Uluslararası gelirimiz ise yüzde 12 civarında. Almanya’da faaliyet gösteren iki şirketimiz var. Almanya’daki şirketlerimiz hem dış ticaret fonksiyonunu yürütüyor hem de üretim yaptırarak Avrupa pazarına Pınar markalı et ve süt ürünleri sunuyor. Boya alanında Rusya ve Mısır’da, yerinde üretim yapan küçük operasyonlarımız var. Dubai’de ise bölgeyi yöneten bir dış ticaret şirketimiz bulunuyor. Bu yıl toplam ihracat ve dış ticaret gelirimizin 150 milyon dolar olacağını tahmin ediyoruz.

Nerelere ihracat yapıyorsunuz? Yeni hedef pazarlarınız var mı?
Yaşar Topluluğu olarak gıda ve içecek, boya ve temizlik kağıtları sektörlerinde yaklaşık 70 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Ortadoğu ve Körfez Bölgesi, AB ülkeleri, Orta Asya Cumhuriyetleri, Irak ve Rusya ana ihracat pazarlarımız olarak öne çıkıyor. Rusya yeni bir pazar bizim için. Rusya, 2014-2015’te süt ürünleri konusunda üç Türk şirketine izin verdi, bunlardan biri biziz. Henüz daha sınırlı olmakla beraber AB ülkelerine de ihracatımız var. AB’ye ihracat yapma izni alan ilk altı şirketten biriyiz.

Referandum sonrası yönetim kurulu başkanınız Selim Yaşar’ın sosyal medya hesaplarından paylaştığı mesajlar tepkiye neden olmuştu. Bu durum satışlarınızı nasıl etkiledi?
Bunun talihsiz bir iletişim kazası olduğunu düşünüyoruz. Köklü bir marka, yüksek bir tüketici tabanı olduğu için, doğru bir iletişimle bunu aştık. Bir olumsuzluk yaşamadık. Büyümelerimiz de ortada. Tüketici açısından değerlerimiz aynı. Türkiye değerlerinden farklı bir yapımız da yok. Onun için bizim için geride kalmış bir yanlış anlama diyelim.

Son beş yılda ne kadarlık yatırım gerçekleştirdiniz?
Son beş yılda 800 milyon TL’lik yatırım yaptık. Bunun yarıdan fazlasını son iki yılda gerçekleştirdik. 2018’i yatırımlarımızla gelen kapasiteleri en yüksek verimlilikte kullanacağımız bir yıl olarak planlıyoruz.

Yatırımların açılımını yapar mısınız?
İlk olarak organik süt çiftliği yatırımını yaptık. Sonrasında 2014 yılında toz boya fabrika yatırımımızı Manisa Turgutlu’da devreye aldık. Ardından Şanlıurfa’da süt fabrikası kurduk. Bu, Güneydoğu Anadolu’ya yaptığımız ilk yatırım oldu. Şanlıurfa’nın 6’ncı bölgede yer alması ve yatırım ihtiyacı olan bir bölge olması da yatırım kararımızı olumlu yönde etkiledi. 2015 yılında ise besi çiftliğimiz faaliyete geçti. Ardından Bursa Uludağ’da dördüncü su fabrikamızı kurduk. Bu tesisimiz endüstri 4.0’ın iyi uygulamalarından biri oldu. Kendi enerji ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik kurulan Desa Enerji şirketimizde de kapasite artışı yatırımlarımız oldu. Bunların yanı sıra hala devam eden yatırımlarımız da var. İstanbul’da modern bir lojistik ve depo merkezi kuruyoruz. Ayrıca Manisa Turgutlu’da modern bir yem fabrikası inşa ediyoruz.

2018’den neler bekliyorsunuz?
2018’in 2017’den daha iyi bir yıl olacağını öngörüyoruz. Orta Vadeli Program da Türkiye’nin yüzde 5,5 büyümesini öngörüyor. İhracat gelirleri büyümeye devam edebilir. Şirketlerimizde ise bütçe çalışmaları sürüyor. Temel hedefimiz, faaliyet gösterdiğimiz iş kollarında, ülke ve sektör büyümelerinin üzerinde, pazar ve inovasyon odaklı, sürdürülebilir ve kârlı büyümek. Geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirdiğimiz yatırımları en yüksek verimlilikte kullanmayı planlıyoruz. Şu anda gündemimizde farklı bir sektör veya satın alma yer almıyor.

AR-GE sizin işlerinizde önemli bir yer tutuyor? Bünyenizde kaç AR-GE merkezi var?
Dört AR-GE merkezimiz var. Bunlardan ikisi boya sektöründe. Boyadaki AR-GE merkezlerimizden ilkini
2009 yılında İzmir Çiğli’de kurduk. Sektöründeki ilk AR-GE merkezi olma özelliğine sahip, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından üç yıl üst üste kimya sektörünün en başarılı AR-GE merkezi seçildi. Yakında enerji verimliliğine yönelik yepyeni bir ürünümüzün de lansmanını yapacağız. Bu yıl Gebze’de boya sektörüne yönelik ikinci AR-GE merkezimizi de hayata geçirdik. İzmir’de et ve süt sektörüne yönelik iki AR-GE merkezimiz daha var. Onlar da bu yıl faaliyete geçti. Sektörler bazında farklılıklar göstermekle birlikte, şirketlerimizin AR-GE yatırımlarının cirolarının yüzde 1-3’ü seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz.

“İHRACAT 1 MİLYAR DOLARI BULABİLİR”
"Bugün Türkiye'nin süt üretimi 1819 milyon ton seviyesinde. Ancak sektörün dış ticaret tarafı çok sınırlı. Öyle ki Türkiye'nin 300 milyon dolar civarında bir sütlü ürünler ihracatı söz konusu. Bu konuda sektörün iyileştirmeye ihtiyacı var. Tüm iş süreçlerinde yapılacak iyileştirmelerle bu rakam 1 milyar dolara çıkarılabilir."

“KSS BÜTÇEMİZ 68 MİLYON TL”
"2016'da eğitim bursları, sponsorluk ve kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) projelerimizin bütçesi 68 milyon TL oldu. Yaşar Topluluğu bünyesinde iki vakıf bulunuyor. Birisi üniversiteyi kuran Selçuk Yaşar Spor ve Eğitim Vakfı, diğeri ise Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı. Okul, burs gibi çalışmalarımız oldu. Nysa, Erythrai ve eski Symrna olmak üzere üç kazıya destek veriyoruz.

Sanat ve spor alanında da yıllardır sürdürdüğümüz uzun soluklu projelerimiz var. Örneğin Dyo Sanat Ödülleri, 1967 yılından bugüne sürüyor. Pınar Süt de 'Sütümüzün Geleceği Bilinçli Ellerde' projesiyle bugüne kadar 6 binin üzerinde üreticiyle bir araya geldi!'