İdlib'den gelen şehit haberleri ve koronavirüs ile ilgili gelişmeler geçen hafta dolar kurunu 6,25 TL'ye kadar taşıdı. TCMB'nin kurlara müdahaleye dönük hamleleri ise döviz rezervlerini hızla azaltıyor. Dolar kuru için ilk yarıyılda 6,50 TL seviyeleri telaffuz ediliyor.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
08-14 Mart 2020 tarihli sayıdan
in'den dünyaya yayılmaya devam eden koronavirüs tehdidi ile İdlib ve Libya'da yaşanan çatışmalar, Türkiye'de piyasaları etkilemeye devam ediyor. Dolar kuru İdlib'deki saldırının şok etkisiyle 6,25 TL seviyelerini test ederek son 1,5 yılın en yüksek düzeyini gördü.
Şubat 2019'da 5,32 TL seviyelerine kadar gerileyen dolar kuru, aradan geçen bir yılda yaklaşık yüzde 18 değer kazanmış oldu. Saldırı sonrasında Türkiye'nin beş yıllık CDS'leri 300 puandan 375 puana kadar çıktı.
Geçen yıl mayıs ayında 521 puana kadar çıkan Türkiye'nin risk primi, ocak ayında ise global piyasalarda artan risk iştahıyla birlikte 237 baz puana kadar düşmüştü.
Piyasalarda bu kadar yüksek hareketlilik en son 2013'teki Gezi eylemlerinde, 15 Temmuz darbe girişiminde ve Ağustos 2018'de patlak veren krizde görülmüştü. Uzmanlar, yeni süreçte dolar/TL'de 6,00 seviyesinin altında hareket beklemezken yılın ilk yarısında olası kırılganlıklarda 6,40-6,50 seviyelerinin görülebileceği yorumlarını yapıyor.
Yaşanan saldırı olayının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) operasyonları devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya lideri Putin'in görüşmeleri yakından takip edildi, uluslararası temaslar izlendi.
MERKEZ'İN DÖVİZ REZERVİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kura müdahaleye dönük hamleleri ise rezervlerin azalmasına neden oluyor. Haftalık para ve banka istatistiklerine göre, yılbaşında 81,2 milyar doları döviz ve 25,1 milyar doları altın olmak üzere toplam 106,3 milyar dolarlık rezerv bulunuyordu.
21 Şubat'ta ise TCMB'nin brüt döviz rezervleri 73,2 milyar dolara indi. Söz konusu dönemde altın rezervleri ise 29,7 milyar dolara yükseldi. Böylece toplam rezervler 102,7 milyar dolar oldu. Bankanın altın rezervi miktarı 4,6 milyar dolar artarken, döviz rezervleri 8,2 milyar dolar eridi.
YENİ DALGALANMALAR OLABİLİR
Özellikle koronavirüse dair olumsuz haberlerin küresel ekonomide yaratacağı etkiler, başta Çin olmak üzere dünya çapında üretim ve ihracatta ciddi azalmalara neden olabilir.
Bürümcekçi Danışmanlık'ın kurucusu ekonomist Haluk Bürümcekçi'ye göre, koronavirüs nedeniyle ekonomide yaşanan sıkıntıların kısa vadede düzeleceğine dair beklentiler zayıf durumda.
Türkiye'nin bölgesinde bir salgın hastalığın yaratacağı ekonomik dalgalanmaya karşı hazırlıksız olduğuna da işaret eden Bürümcekçi, "Merkez Bankası'nın dolar kurunu aşağı çekmek için rezervlerini sürekli azaltıyor olması piyasalarda tedirginliği artırıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Ayrıca Önümüzdeki birkaç ay içerisinde, Merkez Bankası faiz indirimi politikasından vazgeçmedikçe, ekonomideki olumsuzlukların artabileceği uyarısında da bulunuyor. Bürümcekçi, "Önümüzdeki günlerde borsa, döviz ve altın cephesinde yeni dalgalanmalar görebiliriz" diyor.
FAİZ İNDİRİMLERİ ETKİLEDİ
Ahlatcı Yatırım Genel Müdürü Tuncay Kara-han'a göre, arka arkaya gelen faiz indirimleriyle TL'nin reel anlamda negatif faize geçmesi ekonomide bir miktar kırılganlık yaratmış durumda.
Karahan, koronavirüs tehdidinin küresel ticareti etkileyecek olması nedeniyle doların "güvenli para birimi" olarak talep görmesinin ve Suriye merkezli jeopolitik risklerin kurda yukarı yönlü hareketleri desteklediğini dile getiriyor.
Önümüzdeki süreçte Suriye ve Libya'daki çatışmaların artabileceğine dair endişeler ve koronavirüs vakalarının Türkiye'de de görülmesi ihtimali kur üzerindeki baskıyı destekleyen gelişmeler olarak görülüyor.
GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz'e göre, bu gelişmeler ışığında döviz kurlarında beklenen enflasyon kadar yükseliş yaşanması mümkün.
Global ortamda özellikle son dönemde ABD verilerinin güçlü gerçekleşmesi ile Dolar Endeksi'nde kuvvetli bir duruş söz konusu. Son olarak ABD'nin 2019 dördüncü çeyrek büyümesinin beklentilere paralel olarak yüzde 2,1 gelmesi de doları güçlendiren bir etken oldu.
Garanti BBVA Yatırım Araştırma Birim Müdürü Özgür Yurtdaşseven, TL'nin ay başından beri dolar karşısında değer kaybetmeye devam ettiğini söylüyor. Yurtdaşseven, "Bu gelişme, temelde doların güçlü olması ve jeopolitik risk algısı gibi bazı kırılganlıklara bağlanabilir.
Bu paralelde TL'nin döviz karşısında kontrollü şekilde değer kaybı yılın ilk yarısında kısmen gündemde olabilir" değerlendirmesinde bulunuyor. Özgür Yurtdaşseven, TCMB Başkanı Murat Uysal'ın son açıklamalarında TL'nin rekabetçi kur politikası ile yönetilmeye devam edeceğini söylediğini de hatırlatıyor.
Yurtdaşseven, "Bu durum, yıl sonu için planlanan makro ekonomi politikası tarafındaki hedeflerin gerçekleştirilmesi konusunda çok büyük bir engel teşkil etmeyecektir" diyor.
DAHA REKABETÇİ KUR İSTEĞİ
Ziraat Yatırım Genel Müdürü Uğur Boğday da jeopolitik risklerin yanı sıra Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam etmesi, büyüme hikayesiyle birlikte yeniden cari açığa geçilecek olması nedeniyle kurda yükseliş eğiliminin sürebileceğini kaydediyor.
Boğday, kur artışlarının piyasalarda rahatsızlık yaratmayacak şekilde gerçekleşebileceği kanaatinde ve kur için ilk yarıda 6,25-6,50 TL bandında hareket beklentisini ifade ediyor.
PROF. DR. SİNAN ALÇIN İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ
“KURA MÜDAHALE KIRILGANLIĞI ARTIRIYOR”
“Yılbaşından beri küresel çapta yaşanan gelişmeler, 2020 yılının kur riski yüksek bir yıl olarak geçeceğini gösteriyor. Merkez Bankası da Haziran 2019’dan beri fiyat istikrarı ile birlikte finansal istikrarı da korumak üzere adım atıyor.
Bu durum da kamu bankaları aracılığıyla kura müdahale olarak kendisini gösteriyor. Ancak Merkez’in bu yöntemi kur üzerindeki kırılganlığı artırıyor. Yıl sonu için dolarda öngördüğümüz 6,40 TL seviyesini ilk çeyrekte görebiliriz.
Hükümet 2020 için hedeflediği yüzde 5 büyümeyi yakalamak için yine kamu harcamalarına yüklenirse Hazine’nin borçlanma gereği artacak. Bu da daha yüksek faizden borçlanmak demek. Böylelikle Merkez Bankası bir yandan faiz indirimine devam ederken, diğer yandan piyasadaki faizi doğal olarak artırmış oluyor.”
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
08-14 Mart 2020 tarihli sayıdan
in'den dünyaya yayılmaya devam eden koronavirüs tehdidi ile İdlib ve Libya'da yaşanan çatışmalar, Türkiye'de piyasaları etkilemeye devam ediyor. Dolar kuru İdlib'deki saldırının şok etkisiyle 6,25 TL seviyelerini test ederek son 1,5 yılın en yüksek düzeyini gördü.
Şubat 2019'da 5,32 TL seviyelerine kadar gerileyen dolar kuru, aradan geçen bir yılda yaklaşık yüzde 18 değer kazanmış oldu. Saldırı sonrasında Türkiye'nin beş yıllık CDS'leri 300 puandan 375 puana kadar çıktı.
Geçen yıl mayıs ayında 521 puana kadar çıkan Türkiye'nin risk primi, ocak ayında ise global piyasalarda artan risk iştahıyla birlikte 237 baz puana kadar düşmüştü.
Piyasalarda bu kadar yüksek hareketlilik en son 2013'teki Gezi eylemlerinde, 15 Temmuz darbe girişiminde ve Ağustos 2018'de patlak veren krizde görülmüştü. Uzmanlar, yeni süreçte dolar/TL'de 6,00 seviyesinin altında hareket beklemezken yılın ilk yarısında olası kırılganlıklarda 6,40-6,50 seviyelerinin görülebileceği yorumlarını yapıyor.
Yaşanan saldırı olayının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) operasyonları devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya lideri Putin'in görüşmeleri yakından takip edildi, uluslararası temaslar izlendi.
MERKEZ'İN DÖVİZ REZERVİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) kura müdahaleye dönük hamleleri ise rezervlerin azalmasına neden oluyor. Haftalık para ve banka istatistiklerine göre, yılbaşında 81,2 milyar doları döviz ve 25,1 milyar doları altın olmak üzere toplam 106,3 milyar dolarlık rezerv bulunuyordu.
21 Şubat'ta ise TCMB'nin brüt döviz rezervleri 73,2 milyar dolara indi. Söz konusu dönemde altın rezervleri ise 29,7 milyar dolara yükseldi. Böylece toplam rezervler 102,7 milyar dolar oldu. Bankanın altın rezervi miktarı 4,6 milyar dolar artarken, döviz rezervleri 8,2 milyar dolar eridi.
YENİ DALGALANMALAR OLABİLİR
Özellikle koronavirüse dair olumsuz haberlerin küresel ekonomide yaratacağı etkiler, başta Çin olmak üzere dünya çapında üretim ve ihracatta ciddi azalmalara neden olabilir.
Bürümcekçi Danışmanlık'ın kurucusu ekonomist Haluk Bürümcekçi'ye göre, koronavirüs nedeniyle ekonomide yaşanan sıkıntıların kısa vadede düzeleceğine dair beklentiler zayıf durumda.
Türkiye'nin bölgesinde bir salgın hastalığın yaratacağı ekonomik dalgalanmaya karşı hazırlıksız olduğuna da işaret eden Bürümcekçi, "Merkez Bankası'nın dolar kurunu aşağı çekmek için rezervlerini sürekli azaltıyor olması piyasalarda tedirginliği artırıyor" değerlendirmesinde bulunuyor.
Ayrıca Önümüzdeki birkaç ay içerisinde, Merkez Bankası faiz indirimi politikasından vazgeçmedikçe, ekonomideki olumsuzlukların artabileceği uyarısında da bulunuyor. Bürümcekçi, "Önümüzdeki günlerde borsa, döviz ve altın cephesinde yeni dalgalanmalar görebiliriz" diyor.
FAİZ İNDİRİMLERİ ETKİLEDİ
Ahlatcı Yatırım Genel Müdürü Tuncay Kara-han'a göre, arka arkaya gelen faiz indirimleriyle TL'nin reel anlamda negatif faize geçmesi ekonomide bir miktar kırılganlık yaratmış durumda.
Karahan, koronavirüs tehdidinin küresel ticareti etkileyecek olması nedeniyle doların "güvenli para birimi" olarak talep görmesinin ve Suriye merkezli jeopolitik risklerin kurda yukarı yönlü hareketleri desteklediğini dile getiriyor.
Önümüzdeki süreçte Suriye ve Libya'daki çatışmaların artabileceğine dair endişeler ve koronavirüs vakalarının Türkiye'de de görülmesi ihtimali kur üzerindeki baskıyı destekleyen gelişmeler olarak görülüyor.
GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz'e göre, bu gelişmeler ışığında döviz kurlarında beklenen enflasyon kadar yükseliş yaşanması mümkün.
Global ortamda özellikle son dönemde ABD verilerinin güçlü gerçekleşmesi ile Dolar Endeksi'nde kuvvetli bir duruş söz konusu. Son olarak ABD'nin 2019 dördüncü çeyrek büyümesinin beklentilere paralel olarak yüzde 2,1 gelmesi de doları güçlendiren bir etken oldu.
Garanti BBVA Yatırım Araştırma Birim Müdürü Özgür Yurtdaşseven, TL'nin ay başından beri dolar karşısında değer kaybetmeye devam ettiğini söylüyor. Yurtdaşseven, "Bu gelişme, temelde doların güçlü olması ve jeopolitik risk algısı gibi bazı kırılganlıklara bağlanabilir.
Bu paralelde TL'nin döviz karşısında kontrollü şekilde değer kaybı yılın ilk yarısında kısmen gündemde olabilir" değerlendirmesinde bulunuyor. Özgür Yurtdaşseven, TCMB Başkanı Murat Uysal'ın son açıklamalarında TL'nin rekabetçi kur politikası ile yönetilmeye devam edeceğini söylediğini de hatırlatıyor.
Yurtdaşseven, "Bu durum, yıl sonu için planlanan makro ekonomi politikası tarafındaki hedeflerin gerçekleştirilmesi konusunda çok büyük bir engel teşkil etmeyecektir" diyor.
DAHA REKABETÇİ KUR İSTEĞİ
Ziraat Yatırım Genel Müdürü Uğur Boğday da jeopolitik risklerin yanı sıra Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine devam etmesi, büyüme hikayesiyle birlikte yeniden cari açığa geçilecek olması nedeniyle kurda yükseliş eğiliminin sürebileceğini kaydediyor.
Boğday, kur artışlarının piyasalarda rahatsızlık yaratmayacak şekilde gerçekleşebileceği kanaatinde ve kur için ilk yarıda 6,25-6,50 TL bandında hareket beklentisini ifade ediyor.
PROF. DR. SİNAN ALÇIN İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ
“KURA MÜDAHALE KIRILGANLIĞI ARTIRIYOR”
“Yılbaşından beri küresel çapta yaşanan gelişmeler, 2020 yılının kur riski yüksek bir yıl olarak geçeceğini gösteriyor. Merkez Bankası da Haziran 2019’dan beri fiyat istikrarı ile birlikte finansal istikrarı da korumak üzere adım atıyor.
Bu durum da kamu bankaları aracılığıyla kura müdahale olarak kendisini gösteriyor. Ancak Merkez’in bu yöntemi kur üzerindeki kırılganlığı artırıyor. Yıl sonu için dolarda öngördüğümüz 6,40 TL seviyesini ilk çeyrekte görebiliriz.
Hükümet 2020 için hedeflediği yüzde 5 büyümeyi yakalamak için yine kamu harcamalarına yüklenirse Hazine’nin borçlanma gereği artacak. Bu da daha yüksek faizden borçlanmak demek. Böylelikle Merkez Bankası bir yandan faiz indirimine devam ederken, diğer yandan piyasadaki faizi doğal olarak artırmış oluyor.”