Bist 100
8718,11
-1,25%
Bist 100
Dolar/TL
32,3395
0,0947%
Dolar/TL
Euro/TL
35,2001
0,2147%
Euro/TL
Euro/Dolar
1,0872
-0,0023%
Euro/Dolar
Altın/Gram
2246,63
0,11%
Altın/Gram
Piyasaları
İncele
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Yeni dünyanın kazanan markaları kimler olacak?

26 Ekim 2020 | 10:00
Son Güncellenme: 27 Ekim 2022 | 17:26
Yeni dünyanın kazanan markaları kimler olacak?
Dünya sağlık tarihinde, marka bilinirliği en yüksek virüs olarak yerini alan Covid-19 ile birlikte markalar dünyası da büyük bir değişime girdi.

Sağlığı ön plana alan ve doğaya saygılı olan markalar, 'yeni normal' sürecine geçişle birlikte de tüketici eğilimlerine odaklandı.Yeni dünyada internete ve teknolojiye yatırım yapan, online satışlar konusunda çalışmalara hız veren ve ihtiyaçlara odaklanan markalar, önümüzdeki yılların kazananları olacak.

Özlem Bay Yılmaz
obay@ekonomist.com.tr

Fast Brands / Temmuz 2020 tarihli sayıdan

Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 yaşamın her yönünü etkilerken, tüketici davranışlarını da hızla değiştiriyor. Öngörülemeyen bu değişimle birlikte markalar, bir yandan tüketici eğilimlerini anlamaya diğer yandan da hızla yeni ortama uyum sağlamaya ve çözüm üretmeye çalışıyor.

Bu dönemde, uzun zamandır markaların gündeminde olan dijitalleşme çalışmaları da hız kazandı. Daha önce tüketicisine sadece fiziksel kanallarla ulaşan işletmeler, faaliyetlerini dijitale taşımaya yöneldi.

Çoklu kanal yönetimini benimseyerek faaliyetlerini hem fiziksel hem de sanal ortamında devam ettiren markalar e-ticaret varlıklarını güçlendirmeye, ürün gamını çeşitlendirmeye ve tedarik yönetimiyle operasyonel süreçlerini hızlandırmaya yoğunlaştılar.

İLETİŞİM STRATEJİSİ


Markalar, korona döneminde iletişim stratejilerine nasıl devam edecekleri ve hangi mesajları verilecekleri konusunda zorlandılar. Ancak kriz iletişiminde deneyimli olduğumuzdan olsa gerek, kriz iletişimde birçok Türk markası, dünya iletişim tarihine geçecek örnek hareketlere imza atıyor.

Bu süreçte markalar dünyasında pek çok değişim de yaşandı. Öyle ki son dönemde rakip markalar birbirine atıf yapar oldular. Tek bir farkla... Önce Covid-19, ardından ABD'de başlayan ve Avrupa'ya yayılan ırkçılık krizleri, global markaları reklamlarında sataşma durumunu 'dayanışmaya' bıraktı.

En başarılı örneklerden birini ise Nike ve Adidas gerçekleştirdi. Yaşanan olayların ardından dijital mecralarda paylaştığı bir içerikle ırkçılığa son verilmesi gerektiğini vurgulayan Nike, "Hepimiz bu değişimin bir parçası olalım" dedi ve "Just do it" (Sadece yap) sloganını "Bir kez olsun, yapma" ile değiştirdi.

Beklenen hareket, global rakibi Adidas'tan geldi. Adidas Nike'ın tweetini "Ancak birlikte ileri gidebiliriz. Ancak birlikte değişim yaratabiliriz" mesajını ekleyerek retweetledi. Globalde oluşan 'birlik, beraberlik' reklamları, Türkiye'yi de etkisi altına aldı. Bunun ilk örneği makarna pazarının iddialı markalarından Pastavilla'dan geldi.

Pastavilla bayramda, klasik bir ürün reklamı yapmak yerine, pandemi nedeniyle gece gündüz demeden çalışan ve tüketicilerin taleplerine yetişmeyi amaçlayan diğer makarna markalarının bayramını kutladı.

Diğer markaların da rekabet yerine birlik ve beraberlik mesajı veren bu reklama yanıt vermekte gecikmediğini söyleyen Pastavilla Genel Müdürü Dilara Arslan Ünlü, klasik bir reklam filmi yerine böyle bir reklamı tercih ettiklerini belirtti.

3 MİLYON YENİ KULLANICI


Covid-19 etkisiyle ortaya çıkan yeni düzende, karşımızda geçmiş alışkanlıklarını bir yana bırakan yeni bir tüketici kitlesi de oluştu. Salgınla birlikte ülkemizde en çok iş yapan girişimlerden Getir'in kurucusu Nazım Salur'un "18-45 yaş arası olan ortalama kullanıcı yaşı, 70'e kadar çıktı" açıklaması bile değişimin tek başına kanıtı.

Öyle ki korona sürecinde, daha önce kredi kartı kullanıcısı olmayan 3 milyon yeni kullanıcı da kredi kartı sahibi oldu. 50 yaş üstü bu kesim, kredi kartıyla e-ticaretten alışveriş yapmaya da başladı. Bu durumun pek çok markanın geleceğini olumlu yönde etkileyeceği öngörülüyor.

Yemeksepeti'nden Banabi'ye, Hepsiburada'dan Trendyol'a kadar pek çok marka, yakın zamanda Türkiye'nin 'kazananlar kulübü'nü oluşturacağa benziyor. Anlaşılacağı üzere, internete ve teknolojiye yatırım yapan, online satışlar konusunda çalışmalara hız veren ve ihtiyaçlara odaklanan markalar, önümüzdeki yılların kazananları olacak.

İşte bu şirketlerden biri de Kiğılı. Korona öncesinde de e-ticaret kanalının en yüksek satış rakamlarına ve ciroya ulaşan satış kanalına dönüştüğünü söyleyen Kiğılı CEO'su Hilal Suerdem, korona sürecinde online hizmetlerini artıran markaların başında geldiklerini belirtiyor.

Bunda bugüne kadar elde ettikleri lojistik güçlerinin de katkısı olduğunu ifade eden Hilal Suerdem, "Hatta Anadolu'da tüketicilerimiz mağdur olmasın; lojistik gücümüzden tüm tüketiciler, farklı alanlarda da faydalansın diyerek, evde ihtiyaç duyulan tüm ürünlere bu süreçte e-ticaret sitemizde yer verdik" diyor.

ÜRETİM KABİLİYETİ


Dünya sağlık tarihinde, marka bilinirliği en yüksek virüs olarak da yerini alan Covid-19 ile birlikte markalar eşi benzeri görülmemiş bir mücadele ve işbirliğine de soyundu. 'Paylaşma' kavramı, Türkiye'ye yön veren markaların virüsün çıktığı ilk günden bu yana gündemlerinde yer aldı.

Sadece yapılan toplumsal çalışmalardan ve maddi bağışlardan bahsetmiyoruz. Türkiye ekonomisinin lider markaları, üretime nefes almadan devam ettiler. Ancak bu kez üretim, pandemiyle mücadele için yürütüldü.

Bunun öncülüğünü şüphesiz Koç şirketlerinden Arçelik yaptı. Şirket, üretim gücü ve teknolojik bilgisini, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın öncülüğünde, Sağlık Bakanlığı'nın liderliğinde, Aselsan ve Baykar işbirliği ile yerli ventilatör üretimine açtığını açıkladı. Arkası da geldi. Tofaş siperlikli maske, Eyüp Sabri Tuncer dezenfektan, Mercedes-Benz Türk ise medikal kabin üretmeye başladı.

Sabancı ise Kordsa ve Sabancı Üniversitesi işbirliğinde faaliyet gösteren Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi'nin tüm altyapısını Sağlık Bakanlığı'nın kullanımına açtı. Böylece Covid-19 tedavisinde kullanılan medikal cihazların ve parçaları ile sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ürünlerinin tasarım, analiz ve prototiplerinin üretilmesine destek verdi.

PERAKENDENİN DESTEĞİ


Derken perakende dünyası da elini taşın altına koydu. Türk perakende ve moda markaları, global rakipleri gibi, maske üretimi için kolları sıvadı. Vakko, İpekyol ve LC Waikiki üretim tesislerinin kapılarını maske üretimi için açarken, üretilen milyonlarca maske devlet hastaneleri ile Sağlık Bakanlığı'na teslim edildi.

Yeni normal sürecinde de korona virüs markaların gündeminin başına oturdu. Örneğin, artık tekstil markaları, dijital moda haftalarına katılıp, hazırladıkları koleksiyonlarda yer alan parçalara antibakterıyellık başta olmak üzere pek çok özellik ekliyor.

Hatta kıyafet denemekten çekinen tüketiciler için kabinlerin önünü yerleştirilen cihazlarla ürünler dezenfekte edildikten sonra denenebiliyor. Renkli kozmetik markaları ise farklı mobil uygulamalarla sanal ortamda tüketicilerin ürünlerin yüzlerinde nasıl durduğunu görmelerine imkan sunuyor.

BULUŞ REKABETİ


Küresel çapta insanlık yeni normallerini deneyimlerken hükümetler ise inovasyon arenasında kıyasıya rekabet içerisine girmiş durumda. Söz konusu rekabet bilim adamlarını hastalıkla onlarca cephede savaşmaya itse de, inovasyon alanında güzel gelişmeler oluyor ve aşı çalışmaları dünya patent trendlerine yön veriyor.

Söz konusu ekonomi çarklarının dönmesi olunca aşı prosedürleri bir anda ortadan kaldı. Öyle ki henüz doğruluğu kanıtlanmamış aşı için İtalya, Almanya, Hollanda ve Fransa, henüz kanıtlanmasa da aşının mucidi AstraZeneca ilaç şirketine potansiyel COVID-19 aşısının 300 milyon dozu için 750 milyon Euro ödemeye hazırlanıyor.

Aynı aşı sayısıyla ABD'de şirketin üretilmeyen aşısı için sıraya girdi. Bir yandan Çin Ulusal Biyotek Grubu (CNBG), corona virüsü tedavisi için bulduğu ve klinik deneylerde kullanılan aşının vücutta antikor üretimini tetiklediğini duyurdu.

Corona'nın başında ABD'nin astronomik bir fiyat teklifi ile satın almak istediği çalışmaları tam gaz devam eden CureVac şirketine Almanya 300 milyon Euro ödeyerek yüzde 23'lük ortak oldu. Deyim yerindeyse Almanya inovasyonla ortaklık yaptı.

Aşı örneğinde de görüldüğü gibi sadece geliştirilen bir buluş hem milyon dolarlık gelirler hem de madalyonun diğer yüzünden baktığımızda da büyük bir gider kaleminin bütçede kalmasını çok rahatlıkla sağlayabilir. Aşı örneğinde de gördüğümüz gibi yapabileceğimiz her yeni buluş, hangi sektörde olursa olsun ülkemizin kalkınması açısından çok ciddi yararlar sağlayacak."

ÖZLEM ARSLAN KART ÜSTÜN PATENT KURUCUSU

54 MARKA BAŞVURUSU YAPILDI


PATENT SAVAŞLARI
Corona dünyada başladığı andan itibaren gözler bu konu ile ilgili bulunacak aşı ve ilaca çevrildi. Ülkeler arasında panzehiri bulabilmek için adeta kıyasıya bir mücadele var.

Henüz gizlilik koşulu nedeniyle göremediğimiz binlerce patentte sırada bekliyor. Ülkeler ekonomilerini sağlama almak için aşıya, ilaca ve bulacakları panzehire patent alarak gelir kapısı haline getirip diğer ülkelere pazarlamak istiyor. Öte yandan virüs yakın tarihte patent savaşlarının da başrol oyuncusu olacak. Krizi fırsata çevirmek için patent almaya çalışan ülkeler kıyasıya zamanla ve başka ülkelerle yarışa dursun bizim üreticilerimiz de hastalığı duyduğu an itibariyle marka başvuruları için kolları sıvadı.

CORONA MARKASI
Türk Patent ve Marka Kurumu raporlarına göre 2020 yılında ülkemizde 'corona', 'korona', 'covid' ve 'covid 19' için toplam 54 marka başvurusunda bulunulmuş durumda. Bu başvuruların sektör bazlı ağırlığı ilaç, tıbbi laboratuvar ve koruyucu malzemelerle ilgili olsa da çok ilginç başvurular da var. Ateşli ve ağır silahlarda ve roketlerde Corona markası için TPE'nin kapısına koşandan sigorta hizmetlerinde adını Korona olarak değiştirmek isteyenlere kadar birçok kişi, bu markaya talip. Ancak bu bir hastalık adıdır ve kamuya mal olmuştur. Dolayısıyla özellikle ilgili sektörlerde markanın tescili söz konusu değil.

NAGİHAN ÜNÜVAR MARKAMSEN KURUCUSU

"MARKALAR İÇİN PROAKTİF ÇAĞDAYIZ"


MÜŞTERİ AYAK İZİ
Artık marka yönetiminde proaktif bir çağdayız. Yapay zeka yardımıyla müşterinin ayak izini takip ediyor, veri analizi yapabiliyor, ölçüyor ve ileriye dönük tahminlerde bulunabiliyoruz. Yapay zekanın da yardımıyla müşteri deneyimini ne kadar artırır ve alternatif sunabilirsek o kadar güçlü oluruz.

YAPAY ZEKA
Yapay zekayı kullanarak faydalanılan sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, chatbot ve sanal asistanların özellikle perakende sektöründe faaliyet gösteren markalar için önemli yardımcılar. Markaların ürün ve hizmetlerini tüketicisine ulaştırmak için kullandığı pazarlama tarafında da değişim söz konusu. Bu konuda kısa vadede karar vermeyi yönlendirecek olan, değişen tüketici davranışlarının etkisi ve tedarikten satış noktasına kadar değişen sektörel dinamikleri göz önünde bulundurularak yapılacak pazarlama planlaması, reklam çalışmalarının etkin olmasını sağlayacaktır.

EMİNE ÇUBUKÇU OGILVY İSTANBUL CEO'SU

YENİ KRİTERLER NELER?


TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
WARC'ın Mart 2020 verileri ise, her 5 tüketiciden 4'ünün (yüzde 86) Covid-19'dan korunmak için davranışlarını değiştirdiğini gösteriyor. Sadece geride bıraktığımız üç ayda hayatımızın odağına girenleri baktığımızda hijyen bir numaralı önceliğimiz haline geldi. Sosyal mesafeye göre tasarlanmış yeni bir hayat şekillendi. Alışveriş alışkanlıkları e-ticaret odağında dönüştü.

Sorumlu tüketim anlayışı artıyor. Randevulu ve kişiye özel hizmetler yaygınlaşıyor. Uzaktan çalışma ve telekonferans yöntemleri iş gücünün bir bölümü için rutin haline geliyor. Görüyoruz ki, bizi bekleyen yeni bir dünya var. Bu dünyada tüketicilerin kişisel güvenlik farkındalığı çok yüksek olacak. O halde markalar da kendilerini bu yeni dünyaya adapte etmeli. Ürün ve hizmetleri bu bakış açısıyla gözden geçirmeleri, yeni kriterleri nasıl karşılayacakları üzerine kafa yormaları gerekecek.

İYİ YAŞAM MİSYONU
Global veriler bu yeni dönemin ipuçlarını veriyor. Tüketicilerin üçte ikisi, iyi yaşam kavramını markaların temel misyonları içinde görmek istiyor. Aynı tüketiciler, gelecekte sadece bunu başarabilen markaların ayakta kalacağına inanıyor. Konuya sorgulayarak yaklaşanlar çoğunlukta. Günümüzde markaların mevcut vaatlerini inandırıcı bulanların oranı yalnızca yüzde 41.

Dolayısıyla sağlık ve iyi yaşamın, ev aletlerinden otomotive, lojistikten hızlı tüketim ürünlerine her sektörde öncelik haline geldiği bir dönemin eşiğindeyiz. Böyle bir dönüm noktasında bulunmak aynı zamanda büyük fırsatlar anlamına geliyor. Her marka bu konuda güçlü vaat ve davranışları olan bir markaya evrilebilir. Hedef kitlesini akıl, beden ve ruh sağlığına hizmet edecek çözümlerle buluşturarak fark yaratabilir.
0

  • ALTIN GRAM - TL 2246,63 0,11%
  • ALTIN ONS 2160,7 0,01%
  • BIST 100 8718,11 -1,25%
  • DOLAR/JAPON YENI 149,751 0,401%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,35458 0,10013%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 91,7195 -0,8706%
  • DOLAR/TURK LIRASI 32,3395 0,0947%
  • EURO/DOLAR 1,0872 -0,0023%
  • EURO/TURK LIRASI 35,2001 0,2147%
  • STERLIN/DOLAR 1,27207 -0,0809%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL