Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, artan doğal gaz ile petrol fiyatları ve yenilenebilir enerji yanında başka bir sıfır emisyonlu enerji kaynağına ihtiyacın kavrandığını belirterek "Bu etkenlerle nükleerde rüzgar tersine döndü." dedi.
Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi tarafından "Dünyada Enerji ve İklim Trendleri ve Türkiye'ye Yansımaları" başlığıyla düzenlenen konferansta, Avrupa başta olmak üzere piyasalarda doğal gaz fiyatlarının yükseldiği ve petrol fiyatlarında da yukarı yönlü baskının sürdüğü bir dönemden geçildiğini söyledi.
Salgının etkilerinden toparlanmanın başlamasıyla fosil yakıtlara olan talebin büyümesinin fiyatlardaki artışta etkili olduğunu kaydeden Birol, "Dünya ekonomisi bu yıl yüzde 6 büyüyor. Bu son 50 yılda dünyanın gördüğü en büyük ekonomik büyüme." ifadesini kullandı.
Birol, fiyatlarda yaşanan artış ve iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yenilenebilir enerjinin yanında başka sıfır emisyonlu enerji kaynağına ihtiyaç olduğunun kavrandığına dikkati çekerek, "Bu etkenlerle birlikte nükleerde rüzgar tersine döndü. Fransa daha önce nükleerin payını düşüreceğini söylemişti ama bundan vazgeçiyor. İngiltere nükleerde son derece hızlı büyüyeceğine yönelik bir program açıkladı. Çin de hızlı bir büyüme var, Doğu Avrupa'da özellikle birçok ülke mini reaktör tarzında nükleer yatırımlarla bir değişim yaşıyor. Bu nedenle, nükleer enerjinin doğru partnerler ve teknolojilerle kullanıldığında enerji güvenliği açısından önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
İklim değişikliğine neden olan emisyonların yüzde 80'inin enerji sektöründen kaynaklandığını aktaran Birol, "Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için devasa bir dönüşüme ihtiyaç var ama ufukta yeni bir enerji sistemi doğuyor. Değişim başladı ve hızlı bir şekilde sürüyor." ifadelerini kullandı.
Birol, emisyonların azaltılması için kritik bir tarih olan 2030'a kadar şu anda piyasalardaki temiz enerji teknolojilerinin çok hızlı artması, Ar-Ge faaliyetleri olan yeni temiz enerji teknolojilerinin mümkün olan en kısa zamanda devreye alınması ve fosil yakıt tüketiminde büyük bir düşüş olması gerektiğini anlattı.
Elektrikli araçların bu dönüşümde önemli olduğunu söyleyen Birol, 2019'da satılan her 100 araçtan ikisi elektrikliyken, bugün her 100 aracın 7'sinin elektrikli olduğu bilgisini paylaştı.
Birol, son iki haftadır İskoçya'nın Glasgow kentinde devam eden COP26 zirvesinde verilen taahhütlerin hayata geçirilmesi durumunda, küresel sıcaklık artışının 1,8 dereceyle sınırlandırılmasının sağlanabileceğini belirtti.
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da daha sürdürülebilir bir geleceğin ancak enerji güvenliğini, rekabetçiliği ve temiz enerjiye geçişi destekleyen politikalar ve yenilikçi iş modelleriyle sağlanabileceğini kaydetti.
Sabancı, ayrıca üniversitesi kampüsünü net sıfır emisyonlu bir yapıya dönüştürmek için çalışmalara başladıklarını bildirdi.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği Başkanı Ayşem Sargın ise yeşil dönüşüm için finansman ihtiyacının büyüklüğüne dikkati çekti.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yeşil yatırımlara ihtiyaç olduğunu kaydeden Sargın, gelecek dönemde yeşil dönüşümün getirdiği yükümlülüklerin karlılık ve yatırım iştahını olumsuz etkileme ihtimalinin de söz konusu olduğunu aktardı.
Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi tarafından "Dünyada Enerji ve İklim Trendleri ve Türkiye'ye Yansımaları" başlığıyla düzenlenen konferansta, Avrupa başta olmak üzere piyasalarda doğal gaz fiyatlarının yükseldiği ve petrol fiyatlarında da yukarı yönlü baskının sürdüğü bir dönemden geçildiğini söyledi.
Salgının etkilerinden toparlanmanın başlamasıyla fosil yakıtlara olan talebin büyümesinin fiyatlardaki artışta etkili olduğunu kaydeden Birol, "Dünya ekonomisi bu yıl yüzde 6 büyüyor. Bu son 50 yılda dünyanın gördüğü en büyük ekonomik büyüme." ifadesini kullandı.
Birol, fiyatlarda yaşanan artış ve iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yenilenebilir enerjinin yanında başka sıfır emisyonlu enerji kaynağına ihtiyaç olduğunun kavrandığına dikkati çekerek, "Bu etkenlerle birlikte nükleerde rüzgar tersine döndü. Fransa daha önce nükleerin payını düşüreceğini söylemişti ama bundan vazgeçiyor. İngiltere nükleerde son derece hızlı büyüyeceğine yönelik bir program açıkladı. Çin de hızlı bir büyüme var, Doğu Avrupa'da özellikle birçok ülke mini reaktör tarzında nükleer yatırımlarla bir değişim yaşıyor. Bu nedenle, nükleer enerjinin doğru partnerler ve teknolojilerle kullanıldığında enerji güvenliği açısından önemli olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
İklim değişikliğine neden olan emisyonların yüzde 80'inin enerji sektöründen kaynaklandığını aktaran Birol, "Net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak için devasa bir dönüşüme ihtiyaç var ama ufukta yeni bir enerji sistemi doğuyor. Değişim başladı ve hızlı bir şekilde sürüyor." ifadelerini kullandı.
Birol, emisyonların azaltılması için kritik bir tarih olan 2030'a kadar şu anda piyasalardaki temiz enerji teknolojilerinin çok hızlı artması, Ar-Ge faaliyetleri olan yeni temiz enerji teknolojilerinin mümkün olan en kısa zamanda devreye alınması ve fosil yakıt tüketiminde büyük bir düşüş olması gerektiğini anlattı.
Elektrikli araçların bu dönüşümde önemli olduğunu söyleyen Birol, 2019'da satılan her 100 araçtan ikisi elektrikliyken, bugün her 100 aracın 7'sinin elektrikli olduğu bilgisini paylaştı.
Birol, son iki haftadır İskoçya'nın Glasgow kentinde devam eden COP26 zirvesinde verilen taahhütlerin hayata geçirilmesi durumunda, küresel sıcaklık artışının 1,8 dereceyle sınırlandırılmasının sağlanabileceğini belirtti.
Sabancı Üniversitesi, net sıfır emisyon kampüs olacak
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da daha sürdürülebilir bir geleceğin ancak enerji güvenliğini, rekabetçiliği ve temiz enerjiye geçişi destekleyen politikalar ve yenilikçi iş modelleriyle sağlanabileceğini kaydetti.
Sabancı, ayrıca üniversitesi kampüsünü net sıfır emisyonlu bir yapıya dönüştürmek için çalışmalara başladıklarını bildirdi.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği Başkanı Ayşem Sargın ise yeşil dönüşüm için finansman ihtiyacının büyüklüğüne dikkati çekti.
Özellikle gelişmekte olan ülkelerde yeşil yatırımlara ihtiyaç olduğunu kaydeden Sargın, gelecek dönemde yeşil dönüşümün getirdiği yükümlülüklerin karlılık ve yatırım iştahını olumsuz etkileme ihtimalinin de söz konusu olduğunu aktardı.