Dr. Mithat Bülent Özmen
Nitekim Sağlık Bakanlığı kaynaklarına göre, dünyada tıp turizminin yarattığı hacim yıllık 100 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. Burada bizi ilgilendiren husus, Türkiye’nin uluslararası hasta sayısı bakımından en büyük payı alan ülkeler arasında ABD, Almanya, Tayland ve Hindistan’dan sonra beşinci sırada yer alıyor olması.
Nitekim Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Türkiye Uluslararası Hasta Raporu’na (TUHR) göre, 2008 yılında Türkiye’ye gelen uluslararası hasta sayısı 74 binken, bu rakam 2014 yılında neredeyse 500 bine çıkmış; ancak 2015 ve 2016’da düşüş kaydederek önce 400 bin sonra 350 bin seviyelerine gerilemiştir. Düşüşe rağmen bu seviyeler yine de umut verici.
Keza, yıllık ortalama 25-30 milyar dolar turizm geliri elde eden ve 30 milyar dolar üzerinde bir seviyenin normal kabul edildiği ülkemizde, sağlık amaçlı harcama tutarı 1 milyar doları zorlayacak bir seviyeye ulaşmış durumda.
Nitekim, uluslararası hastaların konaklama, ulaşım, gıda ve diğer harcamaları dışında, sadece sağlık harcamalarının toplam turizm geliri içindeki payının yüzde 1’lerden (2002) yüzde 3’leri aşan (2017) bir seviyeye yükseldiği, yine TÜİK verileriyle sabit.
Öte taraftan, TUHR’ye göre, son 2 yılda en çok uluslararası hastayı Almanya, Azerbaycan, Irak, Libya, Suriye, Türkmenistan, İngiltere, Hollanda, Rusya, Suudi Arabistan ve Afganistan’dan almışız. Yine, İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Muğla, Bursa, Konya, Edirne, Eskişehir, Trabzon, Adana, Kayseri, Diyarbakır ve Erzurum en çok tercih edilen iller olarak öne çıkıyor.
Burada da coğrafi yakınlık, marka şehir olma ve sağlık turizmi altyapısı gibi etkenler önemli hale geliyor. Ama her şeyden önce bize, ülkenin bütün sathında tıp turizminin mümkün olabileceğini gösteriyor.
Tıp turizminde, makul fiyat ve medikal teknoloji seviyesinin yanı sıra, deneyimli tıp insanlarıyla da öne çıktığı anlaşılan Türkiye’nin; coğrafik konumu da dikkate alındığında, özellikle termal turizm, medikal SPA, yaşlı ve engelli turizminde bir çekim merkezi olması, böylece hem turizm gelirlerine hem istihdama 12 ay boyunca katkı yapması mümkün görünüyor. Unumuz var, yağımız var, şekerimiz var. Helva yapmak bize kalmış.