Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokat'ta düzenlenen "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni"ne Vahdettin Köşkü'nden canlı bağlantıyla katıldı.
Konuşmasının başında Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e Türkiye'nin kurulu gücünü sordu. Dönmez, Türkiye'nin 2002 sonu itibarıyla tüm kurulu gücünün 31 bin megavat olduğunu, şu anda 91 bin megavatı aştığı kaydetti. Erdoğan, bunun üzerine, "Bunun, özellikle milletim tarafından bilinmesi çok büyük önem arz ediyor. 31 bin megavattan 91 bin megavata 18 yılda hamdolsun kurulu gücümüzü yükselttik." diye konuştu.
Erdoğan, açılışı yapılan hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını diledi, yapımlarında emeği geçen kurumları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, mühendisleri, işçileri ve yüklenici firmaları tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İstanbul'da bir hastanenin ve Gelir İdaresi Başkanlığının hizmet binalarının, önceki gün Konya Ovası Projesi'nin 1-2-3 numaralı sulamalarının açılışlarının yapıldığını, önceki haftalarda Ergene Havzası Tüneli'nin, Kars Barajı'nın, Ilısu Barajı'nın, çeşitli hastanelerin, İstanbul Havalimanı'nın üçüncü pistinin ve diğer tesislerin hizmete girme törenlerinin yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü
"Önümüzde yapımını tamamladığımız eserlerle ilgili oldukça yoğun bir açılış programı var. Türkiye'nin her zaman ama özellikle de şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının işte bu eser siyaseti, hizmet siyaseti, inşa siyaseti olduğuna inanıyoruz. Bunun için tüm bakanlıklarımızdan, tüm kurumlarımızdan, özel sektörümüz dahil tüm kuruluşlarımızdan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Hamdolsun bu çağrımız karşılıksız kalmadı. Bakanlıklarımızın çalışmalarını zaten yakından takip ediyoruz. Özel sektörümüz de sadece organize sanayi bölgelerinde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi. Verilen yeni teşvik belgeleriyle 129 bin istihdamı öngören yatırımların önü açıldı. Diğer verilerin yanı sıra sanayide kullanılan elektrik tüketiminin yükselmeye başlaması üretim çarklarının hızlandığına işaret ediyor. İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir görüşme yaptığını görüyoruz."
Türkiye'nin hedeflediği seviyeye ulaşabilmesi için Türkiye'yle birlikte dünyanın geri kalanında da normalleşme sürecinin belli bir seviyeye gelmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, adeta söke söke alacağız. Esasen bu şekilde mücadeleyle mesafe katetmek ülkemizi kamu kuruluşları ve özel sektörüyle krizlere karşı daha güçlü, daha bağışık, daha esnek hale getiriyor. Biz, sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde hep birlikte gördük. Gücümüzün haklılığımızından geldiğini, sonunda mutlaka başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Bugünkü açılışlarımıza da işte bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yılda hayata geçirilen projeler hakkında şunları kaydetti:
"Sanayide KOBİ'leri ve organize sanayi bölgelerini destekleyerek, yüksek teknolojiye bağlı üretimi teşvik ederek, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde ihracatımızın gücünü artırdık. Savunma sanayisinde mevcut 62 savunma sanayisi projesinin üzerine bütçesi 60 milyar doları bulan 700 proje daha ekleyerek kendi kendimize yeterlilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 70'ler seviyesine çıkardık. TOKİ vasıtasıyla vatandaşlarımızın hesaplı, hızlı ve güvenilir şekilde ev sahibi olmasına öncülük ederken, millet bahçeleri ve millet kıraathaneleriyle şehirlerimizdeki hayat kalitesini yükselttik. Şu an itibarıyla bakınız bu yıl 120 bin TOKİ konutu hızla hayata geçirmenin gayreti içerisinde.
Otomobilde aynı şekilde şu an yoğun otomobil satışı var. Tarımda kapsamlı destekleme ödemeleriyle çiftçimizin alın terinin karşılığını almasını sağlarken bu sektördeki üretim ve ihracatımızın değerini yaklaşık 5 kat artırdık. Her alanda hamdolsun benzer başarı tablolarıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların katbekat üzerinde yatırımları eserleri hizmetleri ifade ediyor. Aynı zamanda bu çalışmalar, ülkemizin gelecek yarım asırda yapacağı atılımların da altyapısıdır. Bir başka ifadeyle evlatlarımız, 2053, 2071 vizyonlarını işte bu temel üzerinde inşa edecekler, yükselteceklerdir. Şayet biz 2002'de böyle bir Türkiye devralmış olsaydık bugün nerede bulunabileceğimizi tahayyül dahi edemiyoruz. İnşallah bizim bugüne kadar yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımız ve bizden sonra ülkenin yönetimini devredeceğimiz evlatlarımızın gayretleriyle milletimizi hak ettiği seviyeye çıkartacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük mücadeleler ve çabalar sonucunda sağlanan güven ortamının enerji yatırımlarına da olumlu yönde yansıdığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncelikle yerli ve uluslararası yatırımcının Türkiye'nin geleceğine, enerjisine ve hukukuna güvenmesini sağladık. Bu sayede son 18 yılda kamu ve özel sektör eliyle enerjiye 100 milyar doların üzerinde yatırım yapılmasını temin etik. Sıvılaştırılmış gaz, yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma terminali yanında yer altı doğalgaz depolama tesisleriyle arz istikrarı oluşturduk. Bölgemizin ilk ve tek doğalgaz satış piyasasını devreye aldık. Doğalgazı 81 ilimizin tamamına götürdük. TANAP ve TürkAkım gibi uluslararası boru hatlarıyla Türkiye'nin enerjide merkez ülke rolünü pekiştirdik."
Denizlerde Fatih ve Yavuz sondaj gemileriyle sondaj faaliyetlerine başlandığını anımsatan Erdoğan, "Türkiye'ye özellikle ülkemize karşı Doğu Akdeniz'de kurulmaya çalışılan oyunları ve tuzakları yerle bir ettik. Doğu Akdeniz'in ardından Karadeniz'de de arama ve sondaj çalışmaları için harekete geçtik. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızdan taviz vermeden bu çalışmaları sürdüreceğiz. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörünü inşallah, 2023'te devreye alıyoruz. Bu projeyle hem elektrik üretimimizi çeşitlendirmiş hem de enerji portföyümüzün daha dengeli bir yapıya kavuşmasını sağlamış olacağız." dedi.
Erdoğan, madenlerin gün yüzüne çıkarılması için yoğun çalışmalar içinde olduklarına dikkati çekerek, kömür üretiminde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak, 101,5 milyon tona kadar ulaşıldığı bilgisini verdi.
Bor cevheri başta olmak üzere diğer madenlerde de işlenmiş ürün dönemini başlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle yurt dışına ham madde olarak sattığımız madenlerimizi artık burada kendi teknolojimiz, kendi insan kaynağımızla işleyerek ihraç edeceğiz. Böylece madenlerimizin değeri yerine göre 1'e 8'e, 1'e 24'e, bu kadar artan oranlarda inşallah değer kazandıracağız. Enerji yatırımlarımızdan en büyük payı yenilenebilir enerji sektörümüz aldı. İşte bugün attığımız adımlarda yenilenebilir enerjiyi görüyoruz. Yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13'üncü, Avrupa'da 6'ncı sırada yer alıyoruz. Hidroelektrikte dünyada 9'uncu Avrupa'da 2'nci, rüzgarda dünyada 12'nci, Avrupa'da 7'nci, güneşte dünyada 14'üncü ve Avrupa'da 7'nci, jeotermalde ise dünyada 4'üncü ve Avrupa'da birinci sıradayız.
Tabii amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanlara bunları anlatmak mümkün değildir. Çevrecilik ve benzeri kisveler altında koparılan yaygaraların amacı bu yatırımları sekteye uğratarak Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılığa mahkum etmektir. Ülkemizin cebinden her yıl dışarıya giden 40-50 milyar dolardan nemalanan fırsatçıların bu yaygaralarını dikkate almadık, almayacağız. Çünkü yerli ve yenilenebilir enerjideki her bir puanlık artış cari açığımızın kapanmasına 100 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Yenilenebilir enerjide yerli AR-GE ve yerli teknolojinin gelişmesi için başlattığımız YE-KA modelinde önemli bir aşamaya geldik. Türkiye'nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikasının açılışını ağustos ayında gerçekleştireceğiz. Yıllık, 500 megavatlık güneş paneli üretecek fabrikamız, 1400 kişiyi de istihdam edecek."
Son 18 yılda devreye alınan 68 bin megavat kapasitenin yüzde 55,4'ünün yerli ve yüzde 49,3'ünün de yenilenebilir kaynaklardan oluştuğunu söyleyen Erdoğan, bu yatırımların karşılığı olarak 2019 yılında elektrik üretiminin yüzde 62'sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz yıl yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik enerjisi üretiminde Avrupa'da ikinci sırada yer aldık. 2020 yılının ilk 5 ayında yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimizi yüzde 66'ya yükselttik. Bugün toplam 1.439 megavat gücündeki 52 hidroelektrik santralimizin resmi açılışını gerçekleştirerek, dikkat edin 52 hidroelektrik santralinden bahsediyorum, bunların açılışını gerçekleştirirken bu alandaki sağlam adımlarımıza bir yenisini daha ekliyoruz. Bu kirli enerji değil, temiz enerji ve bu temiz enerji ile benim halkım rahatsız olmayacak."
"Bu fabrika sadece Türkiye'nin değil, bölgenin de ihtiyacını karşılayacak, özellikle böyle güçlü bir kapasitede üretim yapacak." diyen Erdoğan, Türkiye'nin son 18 yılda elektrikte ortalama yüzde 5 talep artışıyla OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldığını vurguladı.
Erdoğan, "Bu artışın yerli ve yenilenebilir kaynaklar öncelikli şekilde karşılanması için son 18 yılda yıllık ortalama yüzde 6,1'lik kurulu güç artışıyla OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldık." dedi.
Yatırım tutarı 11,3 milyar lira olan bu tesislerle suyun gücünü enerjiye dönüştüreceklerini belirten Erdoğan, son 18 yılda 16 bin 554 megavatlık hidroelektrik santralin kurulu gücünü devreye aldıklarını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Böylece aynı dönemde sadece sudan ürettiğimiz elektrikle 17 milyar dolarlık doğal gaz ithalatının önüne geçtik. Önümüzdeki haftalarda diğer yenilenebilir ve termik santrallerinin de açılışlarını gerçekleştireceğiz. Milletimiz adına hayata geçirdiğimiz bu tür yatırımlar gelecek nesillere bırakacağımız en büyük mirasları olacak."
Tokat'a canlı yayınla bağlanan Erdoğan, kurdele kesimi için talimat verdikten sonra sözlerini, "Enerji üretimine başladı, hayırlı olsun." diyerek sonlandırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bingöl Aşağı Kaleköy Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin açılışına da videokonferans yöntemiyle bağlandı.
Bakanlık ve yüklenici Cengiz ve Özaltın firmalarına katkılarından dolayı teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gerçekten böyle sıkıştırılmış bir anlayışla bu beton yapıların yapılmış olması ve böyle bir barajın burada, dağların arasında kurulmuş olması her türlü takdirin üzerindedir. Bu vesileyle şöyle 1.120 megavatlık bir güce sahip böyle bir temiz enerjinin üretileceği bu yerde hakikaten adeta bu dönem bir tarih yazılmış oldu. Allah yar yardımcımız olsun çünkü temiz enerji her yerde bir gurur abidesidir, bir gurur vesilesidir. Bu bir termik santrali değil, bir kömür santrali değil, burası bir hidroelektrik santrali olarak pırıl pırıl enerjiyi üretecek olan bir santraldir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada bugüne kadar çalışmış olan özellikle vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin buradan ekmek yemiş olmaları, bundan sonra da yine aynı şekilde çalışacak olanların buradan yiyecekleri helal lokma ile Bingöl böyle abide bir esere kavuşmuş oldu. Hayırlı olsun diyorum." ifadelerini kullandı.
Siirt'teki Çetin Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin açılış törenine de bağlanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Silindirle sıkıştırılmış böyle bir gövde yapımına sahip bu barajın hakikaten bizim o temel ilkemizi de burada tahakkuk ettiriyor olması ayrı bir bize sevinç vermiştir. Her zaman söylediğim gibi 'Su akar Türk bakar' yok. O artık tarih oldu. Şimdi 'Su akar Türk yapar' işte burada olduğu gibi. Hakikaten çok çok çetin bir yerde." diye konuştu.
Bu bölgelerde Limak ailesinin birçok projeye imzasını koyduğunu anlatan Erdoğan, "Sadece bu değil, buna benzer, bu bölgede yapılan birçok barajlarda Limak grubunun hamdolsun imzası var. Bundan dolayı ben kendilerini ayrıca kutluyorum. Nihat Bey zaten biliyor, kerimeleri bu işte çok büyük emek sahibi. Onu da tebrik ediyorum. Şu anda da bu atılacak adımla inşallah Limak, bu bölgede tarih yazmaya devam ediyor. Bu bölgenin de bir evladı olması hasebiyle bundan dolayı da tabii ki kendileri de gurur duyuyorlar." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, her zaman "su medeniyettir" dediklerine dikkati çekerek, "Enerji medeniyetin en önemli uzvudur. Enerji olmadan kalkınma olmuyor, enerji olmadan ülkeler ayağa kalkmıyor. İnşallah işte bu kalite, yenilenebilir enerji ile Türkiye'de ayağa kalkıyor." dedi.
Ardahan Köroğlu Barajı ve Kotanlı Hidroelektrik Santrali'nin açılış törenine de bağlanan Erdoğan, bağlantı kurduğu illerde sosyal mesafeye dikkat edilmesi uyarısına bulundu.
Konuşmasının başında Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e Türkiye'nin kurulu gücünü sordu. Dönmez, Türkiye'nin 2002 sonu itibarıyla tüm kurulu gücünün 31 bin megavat olduğunu, şu anda 91 bin megavatı aştığı kaydetti. Erdoğan, bunun üzerine, "Bunun, özellikle milletim tarafından bilinmesi çok büyük önem arz ediyor. 31 bin megavattan 91 bin megavata 18 yılda hamdolsun kurulu gücümüzü yükselttik." diye konuştu.
Erdoğan, açılışı yapılan hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını diledi, yapımlarında emeği geçen kurumları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, mühendisleri, işçileri ve yüklenici firmaları tebrik etti.
KİMLERİN ZAFİYETİ OLDUĞUNU SALGIN DÖNEMİNDE GÖRDÜK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İstanbul'da bir hastanenin ve Gelir İdaresi Başkanlığının hizmet binalarının, önceki gün Konya Ovası Projesi'nin 1-2-3 numaralı sulamalarının açılışlarının yapıldığını, önceki haftalarda Ergene Havzası Tüneli'nin, Kars Barajı'nın, Ilısu Barajı'nın, çeşitli hastanelerin, İstanbul Havalimanı'nın üçüncü pistinin ve diğer tesislerin hizmete girme törenlerinin yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü
"Önümüzde yapımını tamamladığımız eserlerle ilgili oldukça yoğun bir açılış programı var. Türkiye'nin her zaman ama özellikle de şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının işte bu eser siyaseti, hizmet siyaseti, inşa siyaseti olduğuna inanıyoruz. Bunun için tüm bakanlıklarımızdan, tüm kurumlarımızdan, özel sektörümüz dahil tüm kuruluşlarımızdan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Hamdolsun bu çağrımız karşılıksız kalmadı. Bakanlıklarımızın çalışmalarını zaten yakından takip ediyoruz. Özel sektörümüz de sadece organize sanayi bölgelerinde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi. Verilen yeni teşvik belgeleriyle 129 bin istihdamı öngören yatırımların önü açıldı. Diğer verilerin yanı sıra sanayide kullanılan elektrik tüketiminin yükselmeye başlaması üretim çarklarının hızlandığına işaret ediyor. İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir görüşme yaptığını görüyoruz."
'AVRUPA BİRLİĞİ'NİN ÇİFTE STANDARDI'
Türkiye'nin hedeflediği seviyeye ulaşabilmesi için Türkiye'yle birlikte dünyanın geri kalanında da normalleşme sürecinin belli bir seviyeye gelmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, adeta söke söke alacağız. Esasen bu şekilde mücadeleyle mesafe katetmek ülkemizi kamu kuruluşları ve özel sektörüyle krizlere karşı daha güçlü, daha bağışık, daha esnek hale getiriyor. Biz, sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde hep birlikte gördük. Gücümüzün haklılığımızından geldiğini, sonunda mutlaka başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Bugünkü açılışlarımıza da işte bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yılda hayata geçirilen projeler hakkında şunları kaydetti:
"Sanayide KOBİ'leri ve organize sanayi bölgelerini destekleyerek, yüksek teknolojiye bağlı üretimi teşvik ederek, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde ihracatımızın gücünü artırdık. Savunma sanayisinde mevcut 62 savunma sanayisi projesinin üzerine bütçesi 60 milyar doları bulan 700 proje daha ekleyerek kendi kendimize yeterlilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 70'ler seviyesine çıkardık. TOKİ vasıtasıyla vatandaşlarımızın hesaplı, hızlı ve güvenilir şekilde ev sahibi olmasına öncülük ederken, millet bahçeleri ve millet kıraathaneleriyle şehirlerimizdeki hayat kalitesini yükselttik. Şu an itibarıyla bakınız bu yıl 120 bin TOKİ konutu hızla hayata geçirmenin gayreti içerisinde.
Otomobilde aynı şekilde şu an yoğun otomobil satışı var. Tarımda kapsamlı destekleme ödemeleriyle çiftçimizin alın terinin karşılığını almasını sağlarken bu sektördeki üretim ve ihracatımızın değerini yaklaşık 5 kat artırdık. Her alanda hamdolsun benzer başarı tablolarıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların katbekat üzerinde yatırımları eserleri hizmetleri ifade ediyor. Aynı zamanda bu çalışmalar, ülkemizin gelecek yarım asırda yapacağı atılımların da altyapısıdır. Bir başka ifadeyle evlatlarımız, 2053, 2071 vizyonlarını işte bu temel üzerinde inşa edecekler, yükselteceklerdir. Şayet biz 2002'de böyle bir Türkiye devralmış olsaydık bugün nerede bulunabileceğimizi tahayyül dahi edemiyoruz. İnşallah bizim bugüne kadar yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımız ve bizden sonra ülkenin yönetimini devredeceğimiz evlatlarımızın gayretleriyle milletimizi hak ettiği seviyeye çıkartacaktır."
DOĞU AKDENİZ'DE KURULMAYA ÇALIŞILAN OYUNLARI YERLE BİR ETTİK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük mücadeleler ve çabalar sonucunda sağlanan güven ortamının enerji yatırımlarına da olumlu yönde yansıdığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncelikle yerli ve uluslararası yatırımcının Türkiye'nin geleceğine, enerjisine ve hukukuna güvenmesini sağladık. Bu sayede son 18 yılda kamu ve özel sektör eliyle enerjiye 100 milyar doların üzerinde yatırım yapılmasını temin etik. Sıvılaştırılmış gaz, yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma terminali yanında yer altı doğalgaz depolama tesisleriyle arz istikrarı oluşturduk. Bölgemizin ilk ve tek doğalgaz satış piyasasını devreye aldık. Doğalgazı 81 ilimizin tamamına götürdük. TANAP ve TürkAkım gibi uluslararası boru hatlarıyla Türkiye'nin enerjide merkez ülke rolünü pekiştirdik."
Denizlerde Fatih ve Yavuz sondaj gemileriyle sondaj faaliyetlerine başlandığını anımsatan Erdoğan, "Türkiye'ye özellikle ülkemize karşı Doğu Akdeniz'de kurulmaya çalışılan oyunları ve tuzakları yerle bir ettik. Doğu Akdeniz'in ardından Karadeniz'de de arama ve sondaj çalışmaları için harekete geçtik. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızdan taviz vermeden bu çalışmaları sürdüreceğiz. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörünü inşallah, 2023'te devreye alıyoruz. Bu projeyle hem elektrik üretimimizi çeşitlendirmiş hem de enerji portföyümüzün daha dengeli bir yapıya kavuşmasını sağlamış olacağız." dedi.
MADENLERİN GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMASI İÇİN...
Erdoğan, madenlerin gün yüzüne çıkarılması için yoğun çalışmalar içinde olduklarına dikkati çekerek, kömür üretiminde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak, 101,5 milyon tona kadar ulaşıldığı bilgisini verdi.
Bor cevheri başta olmak üzere diğer madenlerde de işlenmiş ürün dönemini başlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle yurt dışına ham madde olarak sattığımız madenlerimizi artık burada kendi teknolojimiz, kendi insan kaynağımızla işleyerek ihraç edeceğiz. Böylece madenlerimizin değeri yerine göre 1'e 8'e, 1'e 24'e, bu kadar artan oranlarda inşallah değer kazandıracağız. Enerji yatırımlarımızdan en büyük payı yenilenebilir enerji sektörümüz aldı. İşte bugün attığımız adımlarda yenilenebilir enerjiyi görüyoruz. Yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13'üncü, Avrupa'da 6'ncı sırada yer alıyoruz. Hidroelektrikte dünyada 9'uncu Avrupa'da 2'nci, rüzgarda dünyada 12'nci, Avrupa'da 7'nci, güneşte dünyada 14'üncü ve Avrupa'da 7'nci, jeotermalde ise dünyada 4'üncü ve Avrupa'da birinci sıradayız.
Tabii amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanlara bunları anlatmak mümkün değildir. Çevrecilik ve benzeri kisveler altında koparılan yaygaraların amacı bu yatırımları sekteye uğratarak Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılığa mahkum etmektir. Ülkemizin cebinden her yıl dışarıya giden 40-50 milyar dolardan nemalanan fırsatçıların bu yaygaralarını dikkate almadık, almayacağız. Çünkü yerli ve yenilenebilir enerjideki her bir puanlık artış cari açığımızın kapanmasına 100 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Yenilenebilir enerjide yerli AR-GE ve yerli teknolojinin gelişmesi için başlattığımız YE-KA modelinde önemli bir aşamaya geldik. Türkiye'nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikasının açılışını ağustos ayında gerçekleştireceğiz. Yıllık, 500 megavatlık güneş paneli üretecek fabrikamız, 1400 kişiyi de istihdam edecek."
SAĞLAM ADIMLARIMIZA BİR YENİSİNİ EKLİYORUZ
Son 18 yılda devreye alınan 68 bin megavat kapasitenin yüzde 55,4'ünün yerli ve yüzde 49,3'ünün de yenilenebilir kaynaklardan oluştuğunu söyleyen Erdoğan, bu yatırımların karşılığı olarak 2019 yılında elektrik üretiminin yüzde 62'sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz yıl yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik enerjisi üretiminde Avrupa'da ikinci sırada yer aldık. 2020 yılının ilk 5 ayında yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimizi yüzde 66'ya yükselttik. Bugün toplam 1.439 megavat gücündeki 52 hidroelektrik santralimizin resmi açılışını gerçekleştirerek, dikkat edin 52 hidroelektrik santralinden bahsediyorum, bunların açılışını gerçekleştirirken bu alandaki sağlam adımlarımıza bir yenisini daha ekliyoruz. Bu kirli enerji değil, temiz enerji ve bu temiz enerji ile benim halkım rahatsız olmayacak."
"Bu fabrika sadece Türkiye'nin değil, bölgenin de ihtiyacını karşılayacak, özellikle böyle güçlü bir kapasitede üretim yapacak." diyen Erdoğan, Türkiye'nin son 18 yılda elektrikte ortalama yüzde 5 talep artışıyla OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldığını vurguladı.
Erdoğan, "Bu artışın yerli ve yenilenebilir kaynaklar öncelikli şekilde karşılanması için son 18 yılda yıllık ortalama yüzde 6,1'lik kurulu güç artışıyla OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldık." dedi.
SUYUN GÜCÜNÜ ENERJİYE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ
Yatırım tutarı 11,3 milyar lira olan bu tesislerle suyun gücünü enerjiye dönüştüreceklerini belirten Erdoğan, son 18 yılda 16 bin 554 megavatlık hidroelektrik santralin kurulu gücünü devreye aldıklarını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: "Böylece aynı dönemde sadece sudan ürettiğimiz elektrikle 17 milyar dolarlık doğal gaz ithalatının önüne geçtik. Önümüzdeki haftalarda diğer yenilenebilir ve termik santrallerinin de açılışlarını gerçekleştireceğiz. Milletimiz adına hayata geçirdiğimiz bu tür yatırımlar gelecek nesillere bırakacağımız en büyük mirasları olacak."
Tokat'a canlı yayınla bağlanan Erdoğan, kurdele kesimi için talimat verdikten sonra sözlerini, "Enerji üretimine başladı, hayırlı olsun." diyerek sonlandırdı.
BİNGÖL ABİDE BİR ESERE KAVUŞMUŞ OLDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bingöl Aşağı Kaleköy Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin açılışına da videokonferans yöntemiyle bağlandı.
Bakanlık ve yüklenici Cengiz ve Özaltın firmalarına katkılarından dolayı teşekkür eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gerçekten böyle sıkıştırılmış bir anlayışla bu beton yapıların yapılmış olması ve böyle bir barajın burada, dağların arasında kurulmuş olması her türlü takdirin üzerindedir. Bu vesileyle şöyle 1.120 megavatlık bir güce sahip böyle bir temiz enerjinin üretileceği bu yerde hakikaten adeta bu dönem bir tarih yazılmış oldu. Allah yar yardımcımız olsun çünkü temiz enerji her yerde bir gurur abidesidir, bir gurur vesilesidir. Bu bir termik santrali değil, bir kömür santrali değil, burası bir hidroelektrik santrali olarak pırıl pırıl enerjiyi üretecek olan bir santraldir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada bugüne kadar çalışmış olan özellikle vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin buradan ekmek yemiş olmaları, bundan sonra da yine aynı şekilde çalışacak olanların buradan yiyecekleri helal lokma ile Bingöl böyle abide bir esere kavuşmuş oldu. Hayırlı olsun diyorum." ifadelerini kullandı.
ENERJİ OLMADAN ÜLKELER AYAĞA KALKAMIYOR
Siirt'teki Çetin Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin açılış törenine de bağlanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Silindirle sıkıştırılmış böyle bir gövde yapımına sahip bu barajın hakikaten bizim o temel ilkemizi de burada tahakkuk ettiriyor olması ayrı bir bize sevinç vermiştir. Her zaman söylediğim gibi 'Su akar Türk bakar' yok. O artık tarih oldu. Şimdi 'Su akar Türk yapar' işte burada olduğu gibi. Hakikaten çok çok çetin bir yerde." diye konuştu.
Bu bölgelerde Limak ailesinin birçok projeye imzasını koyduğunu anlatan Erdoğan, "Sadece bu değil, buna benzer, bu bölgede yapılan birçok barajlarda Limak grubunun hamdolsun imzası var. Bundan dolayı ben kendilerini ayrıca kutluyorum. Nihat Bey zaten biliyor, kerimeleri bu işte çok büyük emek sahibi. Onu da tebrik ediyorum. Şu anda da bu atılacak adımla inşallah Limak, bu bölgede tarih yazmaya devam ediyor. Bu bölgenin de bir evladı olması hasebiyle bundan dolayı da tabii ki kendileri de gurur duyuyorlar." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, her zaman "su medeniyettir" dediklerine dikkati çekerek, "Enerji medeniyetin en önemli uzvudur. Enerji olmadan kalkınma olmuyor, enerji olmadan ülkeler ayağa kalkmıyor. İnşallah işte bu kalite, yenilenebilir enerji ile Türkiye'de ayağa kalkıyor." dedi.
Ardahan Köroğlu Barajı ve Kotanlı Hidroelektrik Santrali'nin açılış törenine de bağlanan Erdoğan, bağlantı kurduğu illerde sosyal mesafeye dikkat edilmesi uyarısına bulundu.