Küresel tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar, iklim krizinin etkileriyle birleşince gıda güvenliği tüm dünyada stratejik bir öncelik haline geldi. 2025 itibarıyla 1,5 Trilyon TL’yi aşan büyüklüğüyle sektörün en dinamik alanlarından biri olan organize gıda perakendesinin oyuncuları bu konuyu öncelikli gündemine almış durumda.
İklim değişikliği, küresel tedarik zincirindeki kırılganlıklar, artan maliyetler ve üretim planlamasındaki eksiklikler Türkiye’de gıda güvenliğini tehdit ettiğini söyleyen Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, tarım politikalarının önemine dikkat çekti. Türkiye gibi dört mevsimi yaşayan, zengin tarım potansiyeline sahip bir ülkede, bu potansiyelin ekonomiye yansıyabilmesinin ancak planlı üretim, teknoloji kullanımı ve sürdürülebilir destek politikalarıyla mümkün olduğunu söyleyen Özpamukçu, “Güçlü bir tarım, sadece kırsalda değil, şehirdeki market raflarında da istikrar yaratacaktır” dedi.
Organize gıda perakendesinin, üretimden tüketiciye uzanan sürecin her aşamasında önemli bir sorumluluk üstlendiğini belirten Özpamukçu sözlerine şu şekilde devam etti: “Gıda perakendeciliği, yalnızca ürün satmak değil; ürünü doğru üretmek, zamanında ulaştırmak ve süreci sürdürülebilir şekilde yönetmektir. Üyelerimiz bu anlayışla; üreticiden tüketiciye giden her adımda kalite, denetim ve şeffaflık ilkelerini gözetmektedir.”
'İSRAFI ÖNLEMEK GEREKLİ'
İsrafın yarattığı kayba dikkat çeken Özpamukçu, bugün dünya genelinde üretilen gıdanın yaklaşık üçte birinin yani yılda 1,3 milyar ton gıda çöpe gittiğini belirtti. Türkiye’de ise her yıl 18 milyon ton gıda israf ediliyor. Her yıl ortalama 43 milyar dolar değerinde gıda çöp oluyor.
Kişi başı israf edilen, çöpe atılan, gıdanın ekonomik değeri ekstra yaklaşık 580 dolar. Bu miktarın yalnızca ekonomik bir kayıp değil; aynı zamanda emeğin, suyun, enerjinin ve doğanın da israfı anlamına geldiğini vurgulayan Özpamukçu, “Üstelik bu kayıpların önemli bir kısmı, tedarik zincirinin üretimden tüketime uzanan her aşamasında yaşanıyor. Bu konuda atılacak her adım çok önemli. İsrafı önlemek için atacağımız adımlarla 15-20 milyar dolarlık tasarruf sağlayıp bunu tarım sektörünün gelişimi için kullanabiliriz” diye konuştu. Enflasyondaki artışın tüketicinin alışveriş alışkanlıklarını değiştirdiğine dikkat çeken Alp Önder Özpamukçu, “Alışveriş sepetlerinin harcama bütçesi aynı kaldı ancak ürün gamı değişti. Temel gıda ve indirimli ürünlere yönelim arttı” dedi.
ATILMASI GEREKEN ADIMLAR
- Planlı ve bölgesel üretim uygulamalarının etkin hale getirilmesi,
- Sözleşmeli tarımın yaygınlaştırılması,
- Çiftçiye girdi desteği (gübre, yem, tohum) ile maliyet kontrolü sağlanması,
- Kooperatiflerin güçlendirilmesi ve pazarlama süreçlerinde aktif hale getirilmesi,
- Dijital tarım teknolojilerinin kullanımıyla verimliliğin artırılması,
- Genç çiftçilerin sosyal ve ekonomik olarak teşvik edilmesi,
- Su ve toprak dostu üretim yöntemlerinin yaygınlaştırılması.
KONGRE İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI
GPD’nin bu yıl 11’incisini düzenleyeceği Ortak Gelişim Kongresi hakkında da bilgiler veren Özpamukçu, 18 Kasım Salı günü gerçekleştirilecek kongrede gıda güvenliği ve sürdürülebilir üretim konuları farklı açılardan ele alınacağını belirterek şunları söyledi:
"Sektörümüzün tüm paydaşlarını aynı masa etrafında buluşturan Ortak Gelişim Kongremizde, gıda güvenliğini çok boyutlu biçimde tartışacağız. Bu alanda atılacak adımların hem üreticilerimizin hem tüketicilerimizin geleceği için belirleyici olacağına inanıyoruz."