Sosyal medya uzmanlarına göre, sosyal medyada giderek daha fazla içerik oluşturucu, geleneksel 'influencer' kültürünü reddediyor ve bunun yerine "deinfluencer" akımı trend haline geliyor. 'Deinfluencer'lar aşırı pahalı trendlerin artık moda olmadığını söylüyorlar. Tüketiciler enflasyonist dönemde harcamalarına dikkat ederken, sosyal medya kullanıcılarından oluşan bu yeni grup, insanları örneğin 185 dolarlık bir battaniyeye gerçekten ihtiyaçları olup olmadığını değerlendirmeye çağırıyor.
Mesajları ise özetle şöyle: Bu ürünler fazla abartılıyor, onlara ihtiyacınız yok ve işte nedeni. Deinfluencer'ların popülaritesi giderek artıyor. Örneğin TikTok'un Mayıs ayında yaptığı açıklamaya göre, #deinfluencing hashtag'i için toplam 584 milyon toplam görüntülemenin 582 milyonu 12 ay içinde gerçekleşti.
Guardian'a konuşan sosyal medya pazarlama ajansı Goat'ın strateji başkanı Jago Sherman'a göre, trendin popülaritesi insanların, sürekli bir şeyler satın almaları gerektiğinin söylenmesinden bıkmalarından kaynaklanıyor. "Tüketici konusuna gelince kritik bir noktaya ulaştık. İnsanlar sosyal medyaya girip 'Şuna ve buna ihtiyacın var' denilmesinden bıkmış durumda, özellikle de yaşam maliyeti söz konusu olduğunda" diyor.
DEINFLUENCING NEDİR?
Peki, deinfluencing nedir?
Deinfluencing’ etkisizleştirme anlamına geliyor. CNN'e konuşan Sosyal medya analisti ve Ruby Media Group'un başkanı Kris Ruby, 'deinfluencing'in tüketicileri şımartıcı, etkisiz veya paraya değmez bulduğu belirli ürünleri satın almaktan caydıran yeni bir sosyal medya trendi olduğunu söylüyor.
Sosyal medya, özellikle genç tüketicilere ürün ve hizmet pazarlamak için çok önemli hale geldi. Özellikle Instagram ve TikTok gibi platformlar ürün tanıtımı için önemli mecralar. Markalar ve şirketler, takipçilerine ürün, deneyim ve hizmet tanıtmaları için 'influencer'lara ödeme yapıyor. Buradaki etkileme sosyal medya kullanıcılarını belirli ürünleri satın almaya ikna etmeye çalışmak. Deinfluencing ise bunun tam tersi.
Bununla beraber Ruby'ye göre aslında bu da bir etkileme. Çünkü, "Bunu satın alın demek yerine, bunu almayın diyorlar. Her ikisi de etkileme biçimidir. 'Bu adaya oy verin' demekle 'İşte bu yüzden bu adaya oy vermemelisiniz' demek arasında bir fark yok" diyor.
'ALMADAN ÖNCE DEĞERLENDİR'
Ancak Ruby, 'deinfluencing' kavramı ve aşırı tüketime karşı tepkinin minimalizme doğru giden bir eğilimi yansıttığını da söylüyor. Bir sosyal medya figürü tarafından lanse edilen "olmazsa olmazlar" yığınını satın almak yerine, bu eğilim tüketicileri bir ürüne para harcamadan önce ona ihtiyaçları olup olmadığını değerlendirmeye teşvik ediyor.
Kanadalı bir deinfluencer olan Michelle Skidelsky da yakın tarihli bir paylaşımında 173.000 TikTok takipçisine her sezon başında yeni bir gardıroba ihtiyaç duymadıklarını söylüyor ve "Her şeyden önce yeni kıyafetler bugünlerde çok pahalı. Eğer bir seyahate çıkacaksanız ya da bir konsere gidecekseniz, muhtemelen her ikisi için de tamamen yeni bir gardıroba ihtiyacınız yoktur. Elinizdekilerle idare edin ve imkanlarınız dahilinde yaşayın" diyor.
PAYLAŞIM ÖRNEĞİ
Skidelsky daha sonra insanları güneş gözlüğü, çanta, kemer ve kılıf gibi yaz aksesuarlarında aşırıya kaçmaktan vazgeçiriyor ve "Kesinlikle birden fazla yeni güneş gözlüğüne ihtiyacınız yok. Bakın, güneş gözlüklerinizi kıyafetinizle uyumlu hale getirmenin ve onları aksesuar olarak kullanmanın gerçekten eğlenceli olduğunu biliyorum. Ama banka hesabınız sürekli yeni güneş gözlükleri almanız konusunda ne durumda? Muhtemelen pek iyi değil" diyor.
'Deinfluencing' ve eleştirel görüş
CNN'nin haberine göre herkes 'deinfluencer'lık konusunda ikna olmuş değil. Sosyal medyada yaşam tarzı içerikleri üreten 36 yaşındaki Aria Connor, bazı deinfluencer'ların bu işi doğru nedenlerle yapmadığını söylüyor. Connor, "Deinfluencing trendine katılan pek çok kişi, paralarını 'deinfluencer'ın değerlerine uymayan bir şekilde harcadıkları için insanların kendilerini kötü hissetmelerini sağlamakla daha çok ilgili" diyor. Diğerlerinin ise insanları başka bir ürün almaya ikna etmeye çalıştığını söylüyor: İzleyicilerine 'Bunu satın almayın' diyen çok fazla deinfluencer var. Bunu satın alın' diyorlar.
Bazı 'deinfluencer'lar takipçilerine belirli ürünlerden kaçınmalarını önerirken, diğerleri daha genel olarak insanların gerçekten ihtiyaç duymadıkları ürünlere para harcamamaları konusunda konuşuyor. Ruby, bazı 'deinfluencer'ların ürünleri kötülemek için rakip markalardan para alıp almadıklarının net olmadığını söylüyor.
'TAVSİYELERİ KULAĞA DAHA DÜRÜST GELEBİLİR'
Ancak Ruby, takipçilerine nelerden kaçınmaları gerektiğini söyleyenlerin, yalnızca ne satın alacaklarına dair tavsiyeler paylaşanlara kıyasla daha fazla güvenilirliğe sahip olabileceğini söylüyor. Ruby, deinfluencer'ların tavsiyeleri kulağa dürüst geldiği için takipçilerine daha fazla güven aşılayabileceğini de düşünüyor.
'DENGE GETİREBİLİR'
TikTok'ta 13.000 takipçisi olan Mains ise 'deinfluencer'ların aşırı tüketimi teşvik eden ve ergenler arasında ruh sağlığı sorunlarının artmasından sorumlu tutulan sosyal platformlara çok ihtiyaç duyulan dengeyi getirebileceği fikrinde. Ancak sosyal medyada ne alınıp ne alınmayacağına dair tavsiyelerin o kadar da anlamlı olmadığını düşünüyor. "Bunun yerine deinfluencer'lar insanlara "nasıl tükettiğimizi, neyi tükettiğimizi ve neden tükettiğimizi sorgulatmalı" diyor.