Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Birol, "Dünya ekonomisi birkaç yıl içinde toparlansa bile enerjideki yara izlerinin 10 yıllar boyunca devam edeceğini düşünüyorum" dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından dijital ortamda düzenlenen "Küresel Enerji Görünümü 2020 ve Türkiye" başlıklı toplantıda, Türkiye'nin enerji verimliliğinde büyük potansiyeli olduğunu ifade etti.
Enerji verimliliğindeki en büyük teşvikin faturanın azalması olduğunu dile getiren Birol, "Tüketici enerji verimliliğiyle kendi enerji faturasını azaltıyor ama bunu yaparken ülkenin cari açıkla olan mücadelesine de katkı sunacak. Bu kapsamda, Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyeli kadar enerji verimliliği potansiyeli var." diye konuştu.
Birol, mevzuattaki önerileri yerine getirerek enerjinin verimli kullanılabileceğine dikkati çekerek, "Özellikle sanayide motorların daha verimli hale getirilmesi büyük bir fark yaratacaktır. Bir sanayi şirketi, hiçbir şeyi düşünmeyip sadece kendi cebini dahi düşünse enerji verimliliğini bir numaralı gündem maddesi haline getirmeli." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektöründe attığı adımların önemine işaret eden Birol, yenilenebilir enerji teknolojilerinde Orta Doğu, Afrika ve Kafkas ülkelerine ihracat yapılabileceğini anlattı.
Birol, Türkiye'nin elektrik talebinin gelecek yıllarda artmasının beklendiğini belirterek, "Yenilenebilir enerjinin yanı sıra kesintisiz elektrik tedariki için nükleer enerji olmazsa olmaz bir teknoloji. Güvenilir partnerler ve doğru bir ekonomik çerçeve içinde anlaşarak Türkiye'nin nükleer enerjiyi mutlaka hayata geçirmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Türkiye'nin Karadeniz'deki doğal gaz keşfine de değinen Birol, Sakarya Gaz Sahası'nın "dev gaz sahaları" kategorisinde yer aldığını ve en kısa sürede ekonomiye kazandırılması gerektiğini vurguladı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünya enerji sektöründe büyük tahribat yarattığını aktaran Birol, "Dünya ekonomisi birkaç yıl içinde toparlansa bile enerjideki yara izlerinin 10 yıllar boyunca devam edeceğini düşünüyorum." dedi.
Birol, bu yıl enerji talebinde ciddi düşüş yaşanacağını ve bunun içinde en büyük darbeyi petrolün alacağını dile getirdi.
Dünyadaki enerji yatırımlarının bu yıl yüzde 20 seviyesinde düşüş göstereceğini ifade eden Birol, salgında sadece yenilenebilir enerji kaynaklarının büyüme gösterdiğini, güneş ve rüzgar enerjisinin büyümeye devam edeceğini sözlerine ekledi.
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da geçen yıl küresel enerjinin yüzde 2,1'ini temin eden yenilenebilir enerji kaynakları payının 2045'te yüzde 8,7'ye çıkmasının beklendiğini, Türkiye'nin bu alanda yapılan yatırımlarla söz konusu artışta önemli bir aktör olması için çalıştıklarını söyledi.
Türkiye’nin gelişmekte olan bir ekonomi olmasının da etkisiyle dünya ortalamasından daha hızlı büyüdüğünü vurgulayan Kaan, şöyle devam etti:
"Türkiye’nin enerji tüketimi düzenli şekilde artıyor. Enerji tüketimindeki yıllık değişimlere bakıldığında 2000-2018 döneminde ortalama yüzde 4,4'lük bir büyüme göze çarpıyor. Bu hızlı büyüme, Türkiye'nin toplam küresel enerji tüketiminden aldığı payın da artmasına sebep oluyor. Enerji, dış ticaret kalemlerindeki en büyük yüklerin başında geliyor. Birincil enerji tüketimin yaklaşık yüzde 75'inin ithal olduğu Türkiye için büyüme demek, enerji talebi demek. Enerji talebi de dış ticaret ve cari işlemler açığı demek. Bu sebeple küresel enerji fiyatlarını etkileyen ya da etkileme ihtimali bulunan riskler ülkenin finansal varlıkları ve genel kırılganlığı üzerinde de önemli etkiye sahip."
Kaan, Türkiye'nin doğal gaza yıllık 12-13 milyar dolar ödediğini anımsatarak, "Yıllık tüketim miktarı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'nin 9-10 yıllık doğal gaz tüketimini karşılayacak büyüklükte olan Sakarya Gaz Sahası'ndaki keşfin, cari açığın finansmanında çok önemli rol oynamasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından dijital ortamda düzenlenen "Küresel Enerji Görünümü 2020 ve Türkiye" başlıklı toplantıda, Türkiye'nin enerji verimliliğinde büyük potansiyeli olduğunu ifade etti.
Enerji verimliliğindeki en büyük teşvikin faturanın azalması olduğunu dile getiren Birol, "Tüketici enerji verimliliğiyle kendi enerji faturasını azaltıyor ama bunu yaparken ülkenin cari açıkla olan mücadelesine de katkı sunacak. Bu kapsamda, Türkiye'nin yenilenebilir enerji potansiyeli kadar enerji verimliliği potansiyeli var." diye konuştu.
Birol, mevzuattaki önerileri yerine getirerek enerjinin verimli kullanılabileceğine dikkati çekerek, "Özellikle sanayide motorların daha verimli hale getirilmesi büyük bir fark yaratacaktır. Bir sanayi şirketi, hiçbir şeyi düşünmeyip sadece kendi cebini dahi düşünse enerji verimliliğini bir numaralı gündem maddesi haline getirmeli." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji sektöründe attığı adımların önemine işaret eden Birol, yenilenebilir enerji teknolojilerinde Orta Doğu, Afrika ve Kafkas ülkelerine ihracat yapılabileceğini anlattı.
Birol, Türkiye'nin elektrik talebinin gelecek yıllarda artmasının beklendiğini belirterek, "Yenilenebilir enerjinin yanı sıra kesintisiz elektrik tedariki için nükleer enerji olmazsa olmaz bir teknoloji. Güvenilir partnerler ve doğru bir ekonomik çerçeve içinde anlaşarak Türkiye'nin nükleer enerjiyi mutlaka hayata geçirmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Türkiye'nin Karadeniz'deki doğal gaz keşfine de değinen Birol, Sakarya Gaz Sahası'nın "dev gaz sahaları" kategorisinde yer aldığını ve en kısa sürede ekonomiye kazandırılması gerektiğini vurguladı.
"Salgının yaralarını sarmak 10 yıllar alacak"
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünya enerji sektöründe büyük tahribat yarattığını aktaran Birol, "Dünya ekonomisi birkaç yıl içinde toparlansa bile enerjideki yara izlerinin 10 yıllar boyunca devam edeceğini düşünüyorum." dedi.
Birol, bu yıl enerji talebinde ciddi düşüş yaşanacağını ve bunun içinde en büyük darbeyi petrolün alacağını dile getirdi.
Dünyadaki enerji yatırımlarının bu yıl yüzde 20 seviyesinde düşüş göstereceğini ifade eden Birol, salgında sadece yenilenebilir enerji kaynaklarının büyüme gösterdiğini, güneş ve rüzgar enerjisinin büyümeye devam edeceğini sözlerine ekledi.
İş dünyasından yenilenebilir enerji yatırımlarına destek
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da geçen yıl küresel enerjinin yüzde 2,1'ini temin eden yenilenebilir enerji kaynakları payının 2045'te yüzde 8,7'ye çıkmasının beklendiğini, Türkiye'nin bu alanda yapılan yatırımlarla söz konusu artışta önemli bir aktör olması için çalıştıklarını söyledi.
Türkiye’nin gelişmekte olan bir ekonomi olmasının da etkisiyle dünya ortalamasından daha hızlı büyüdüğünü vurgulayan Kaan, şöyle devam etti:
"Türkiye’nin enerji tüketimi düzenli şekilde artıyor. Enerji tüketimindeki yıllık değişimlere bakıldığında 2000-2018 döneminde ortalama yüzde 4,4'lük bir büyüme göze çarpıyor. Bu hızlı büyüme, Türkiye'nin toplam küresel enerji tüketiminden aldığı payın da artmasına sebep oluyor. Enerji, dış ticaret kalemlerindeki en büyük yüklerin başında geliyor. Birincil enerji tüketimin yaklaşık yüzde 75'inin ithal olduğu Türkiye için büyüme demek, enerji talebi demek. Enerji talebi de dış ticaret ve cari işlemler açığı demek. Bu sebeple küresel enerji fiyatlarını etkileyen ya da etkileme ihtimali bulunan riskler ülkenin finansal varlıkları ve genel kırılganlığı üzerinde de önemli etkiye sahip."
Kaan, Türkiye'nin doğal gaza yıllık 12-13 milyar dolar ödediğini anımsatarak, "Yıllık tüketim miktarı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'nin 9-10 yıllık doğal gaz tüketimini karşılayacak büyüklükte olan Sakarya Gaz Sahası'ndaki keşfin, cari açığın finansmanında çok önemli rol oynamasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.