Sakarya'da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde mobilya dükkanının uzun süre kapalı kalmasını Kızılderili kanoları üreterek fırsata çeviren Serkan Batur'un ahşap kanoları, Türkiye'nin yanı sıra yurt dışından da talep görüyor.
Mobilya imalatıyla uğraşan, aynı zamanda doğa sporuyla ilgilenen Batur, Kovid-19 tedbirleri kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasında dükkanı kapalı kalınca kendisine Kızılderili kanosu yapmaya karar verdi.
İmalathanesinin önündeki kaldırımda yapımını tamamladığı ahşap kanosu ilgi çeken ve talep gören Batur, mobilya imalathanesinin bir odasını kano yapımı için ayırdı. Burada aylarca el emeğiyle uğraştığı numune kanoları arkadaşlarının aracılığıyla yurt dışına da yollayan Batur, yabancı firmaların dikkatini çekti.
"Kızılderili kanoları" sosyal medyada ilgi gören Batur, yurt içi ve dışına satış yapıyor.
Eski kürekçi Serkan Batur, AA muhabirine, tamamen el işçiliğiyle ahşaptan ürettiği kanolar için yurt dışından beklemediği şekilde talep aldığını, bunları karşılamaya çalıştığını anlattı.
İşlerini mobilyadan kano yapımına kaydırmaya başladığını aktaran Batur, "Bu yıl sonunda İstanbul'daki fuara hazırlık yapıyorum. Fuardan sonra taleplerin daha da artmasını bekliyorum." dedi.
El işçiliğinin yurt dışında daha çok ilgi gördüğünü vurgulayan Batur, "Özellikle Amerika'dan, Kanada'dan yoğun talep var. Akarsu ve göl çok olduğu için Finlandiya, Norveç tarafında bu tür kanolar çok kullanılıyor. Oradan da talep geliyor. Sakarya bölgesinde de göl, longoz ve akarsularımız çok. Biraz da o düşünceyle bu işe başladım." ifadelerini kullandı.
Batur, kano yapımının ciddi emek gerektirdiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"Pandemide dükkanımız kapalıydı. Kendime küçük mutfak ve oda yaptım, kısıtlama günlerinde burada kaldım. Ciddi emek verdim. Sonuçta ahşapla uğraşıyorsun. Bu kanonun plastiğini, polyesterini Türkiye'de çok fazla yapan var ama ahşapla yapanı duymadım. İşçiliği çok uzun sürdüğü için insanlar çok fazla bu işe girmiyor. Ben de işin bir ucundan tuttum, inşallah ülkemizdeki gençlere de bu sporu sevdirebiliriz.
Şu anda tek başıma yapıyorum, yetiştirip yetiştiremeyeceğimi bilmiyorum ama geceli gündüzlü çalışıyorum. İlk yaptığım kanoyu 4-5 ayda tamamladım, şu anda 2 aya kadar indirdim. Daha da hızlanırsam 1,5 aya indirebilirim belki ama ahşapla uğraşıyorsun, çıtalar tek tek işlenerek yapılıyor. Kendime buhar kazanı yaptım, orada çıtaları ısıtıp esnetiyorum, ciddi efor sarf ediyorum. Şu anda sıfır denge problemiyle gidiyor. O nedenle talep artmaya başladı."
Batur, kanoların ağırlığını 40 kilogramdan 30'a düşürmek istediğini belirterek, "Bu, 'Kızılderili kanosu' diye geçiyor. Özellikle yurt dışında o şekilde biliniyor. Kızılderililer, burnu sivri formda yapıyorlarmış, Kanada'da bu şekilde kanolar kullanılıyor. Dengesinin iyi olması çok önemli, polyesterlerde bu kadar denge olmuyor. Burnu ince ve biraz yukarı doğru olduğu için sazlıklarda ilerlemesi daha rahat oluyor. Sazlıkları açarak ilerleyebiliyorsun, çok daha hızlı yol alınabiliyor." diye konuştu.
İmalathanesinin önündeki kaldırımda yapımını tamamladığı ahşap kanosu ilgi çeken ve talep gören Batur, mobilya imalathanesinin bir odasını kano yapımı için ayırdı. Burada aylarca el emeğiyle uğraştığı numune kanoları arkadaşlarının aracılığıyla yurt dışına da yollayan Batur, yabancı firmaların dikkatini çekti.
"Kızılderili kanoları" sosyal medyada ilgi gören Batur, yurt içi ve dışına satış yapıyor.
- "Yurt dışından yoğun talep var"
Eski kürekçi Serkan Batur, AA muhabirine, tamamen el işçiliğiyle ahşaptan ürettiği kanolar için yurt dışından beklemediği şekilde talep aldığını, bunları karşılamaya çalıştığını anlattı.
İşlerini mobilyadan kano yapımına kaydırmaya başladığını aktaran Batur, "Bu yıl sonunda İstanbul'daki fuara hazırlık yapıyorum. Fuardan sonra taleplerin daha da artmasını bekliyorum." dedi.
El işçiliğinin yurt dışında daha çok ilgi gördüğünü vurgulayan Batur, "Özellikle Amerika'dan, Kanada'dan yoğun talep var. Akarsu ve göl çok olduğu için Finlandiya, Norveç tarafında bu tür kanolar çok kullanılıyor. Oradan da talep geliyor. Sakarya bölgesinde de göl, longoz ve akarsularımız çok. Biraz da o düşünceyle bu işe başladım." ifadelerini kullandı.
Batur, kano yapımının ciddi emek gerektirdiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"Pandemide dükkanımız kapalıydı. Kendime küçük mutfak ve oda yaptım, kısıtlama günlerinde burada kaldım. Ciddi emek verdim. Sonuçta ahşapla uğraşıyorsun. Bu kanonun plastiğini, polyesterini Türkiye'de çok fazla yapan var ama ahşapla yapanı duymadım. İşçiliği çok uzun sürdüğü için insanlar çok fazla bu işe girmiyor. Ben de işin bir ucundan tuttum, inşallah ülkemizdeki gençlere de bu sporu sevdirebiliriz.
Şu anda tek başıma yapıyorum, yetiştirip yetiştiremeyeceğimi bilmiyorum ama geceli gündüzlü çalışıyorum. İlk yaptığım kanoyu 4-5 ayda tamamladım, şu anda 2 aya kadar indirdim. Daha da hızlanırsam 1,5 aya indirebilirim belki ama ahşapla uğraşıyorsun, çıtalar tek tek işlenerek yapılıyor. Kendime buhar kazanı yaptım, orada çıtaları ısıtıp esnetiyorum, ciddi efor sarf ediyorum. Şu anda sıfır denge problemiyle gidiyor. O nedenle talep artmaya başladı."
- "Dengesinin iyi olması çok önemli"
Batur, kanoların ağırlığını 40 kilogramdan 30'a düşürmek istediğini belirterek, "Bu, 'Kızılderili kanosu' diye geçiyor. Özellikle yurt dışında o şekilde biliniyor. Kızılderililer, burnu sivri formda yapıyorlarmış, Kanada'da bu şekilde kanolar kullanılıyor. Dengesinin iyi olması çok önemli, polyesterlerde bu kadar denge olmuyor. Burnu ince ve biraz yukarı doğru olduğu için sazlıklarda ilerlemesi daha rahat oluyor. Sazlıkları açarak ilerleyebiliyorsun, çok daha hızlı yol alınabiliyor." diye konuştu.