Bir fikri dünyayı dönüştürecek kıvama getirmek... Belki de inovasyonun özü bu. Kastamonu Entegre Global AR-GE ve İnovasyon Direktörü Hüseyin Güler, bu bakış açısını “Eğer dünyanın zekasına teslim olursak ağaçlar gibi köklü bir şekilde yükselebiliriz” sözüyle özetliyor. Rainer Maria Rilke’den ilhamla aktardığı bu düşünce, yalnızca şiirsel bir metafor değil; şirketin AR-GE vizyonunun pusulası.
Ekonomist’in 22 Haziran - 5 Temmuz 2025 tarihli sayısından
55 yılı aşkın geçmişiyle orman ürünleri sektörünün lider oyuncularından biri olan Kastamonu Entegre, bugünün iş dünyasında klasik sanayi mantığının çok ötesine geçiyor. Güler’in de ifade ettiği gibi, amaç artık yalnızca ürün üretmek değil; müşterilere değer katan, dünyaya iyi gelen çözümler yaratmak.
TEKNOLOJİ İLE DOĞA ARASINDA KÖPRÜ
İnovasyonun bugünkü ruhunu iki kelimeyle özetliyor Güler: Yapay zeka ve sürdürülebilirlik... Biri teknolojinin sınırlarını zorlarken, diğeri insanlığın doğayla kurduğu bağın yeniden tanımlanması. Kastamonu Entegre’nin AR-GE odağının tam da bu ikilinin kesişiminde şekillendiğini söyleyen Güler, “Ya teknolojiyi insanlığın yararına kullanacağız ya da doğaya uyumlu çözümler geliştireceğiz. İdeali bu ikisini birlikte yapmak” diyor. Bu yaklaşımın somut karşılığı ise ‘Pureboard’ adlı ürün. Türkiye’de tamamen fosil bazlı kimyasallar yerine biyobazlı içeriklerle sunta üretimi gerçekleştiren ilk firma olan Kastamonu Entegre, bu alanda Avrupa’da da sayılı şirketlerden biri. Ürünün geliştirilme süreci 2017’de başlamış. TÜBİTAK ve Avrupa Birliği destekli AR-GE projeleriyle ilerleyen süreç sonucunda ürün bugün; verimli, çevre dostu ve uluslararası pazarlarda rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşmuş durumda. Ürün, AB’nin yeni Eko Tasarım Yönetmeliği’ne de birebir yanıt veriyor.
KAHVE VE KENEVİR ATIKLARIYLA ÜRETİM
Şirketin AR-GE vizyonunun yaratıcı potansiyelini ortaya koyan bir diğer örnek ise ofiste kahve demlerken doğan bir fikir. İki genç kadın AR-GE çalışanı, kahve atıklarını panellere dönüştürme fikriyle yola çıkıyor. Şirket, kahvenin ardından kenevirin odunsu kısmı da ürünleştirmiş bulunuyor. Amaç açık: Sektörel atıkları girdi haline getirmek, kaynakları israf etmeden değerlendirmek. Bu yaklaşımın sürdürülebilirlik açısından iki kritik boyutu olduğunu söyleyen Güler, “Birincisi, kaynakları daha verimli kullanmak. İkincisi ise yerine ne koyabileceğimize bakmak” diyor.
Gıda sanayi başta olmak üzere birçok alandaki organik atığı değerlendirmek için AR-GE projeleri yürüten Kastamonu Entegre’nin gündeminde bu tarz malzemelerin bir koleksiyon haline getirilmesi de var.
EKOSİSTEM VE YETENEK
Şirketin AR-GE merkezi 29 kişilik bir ekipten oluşuyor. Yaş ortalaması 40’ın altında ve ekipte kadın oranı yüzde 60’larda. İstanbul Teknopark’ta konumlanan merkez, sadece iç kaynaklara değil; akademisyenlerden start up’lara, TÜBİTAK’tan Avrupa Birliği projelerine kadar geniş bir açık inovasyon ekosistemiyle çalışıyor. Güler bu yaklaşımı, “Kendinizi aşan bir kitlesel amacınız olması gerekir. Yoksa üretkenlik kısıtlı kalır” şeklinde açıklıyor. Bu vizyonun en güçlü örneklerinden biri de İnovasyon Okulu… Pandemide temelleri atılan bu program, çalışanlara bir yıl süren yenilikçilik eğitimleri sunuyor. Katılımcılar yıl sonunda üst yönetime gerçek bir iş problemini tanımlayıp, çözüm önerilerini sunuyor. Şirketin inovasyon projelerinin önemli bir bölümü bu okulun mezunlarının geliştirdiği fikirlerle şekilleniyor.
KARBON DEPOLAYAN SEKTÖR
Kastamonu Entegre, döngüsel ekonomi alanında da öncü adımlar atıyor. Türkiye’de Gebze, Balıkesir ve yurt dışında Romanya’da başlatılan geri dönüşüm yatırımları sayesinde, belediyelerden ve mobilya üreticilerinden toplanan atıklar yeniden ham maddeye dönüştürülüyor. Hedeflerinin, atıkları yakmak yerine karbonu üründe tutmak olduğunu ifade eden Güler, “Biz karbon depolayan bir sektörüz ve ürünlerimizin yakılmasına karşıyız” diye ekliyor. Öte yandan şirket, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile TEMA Vakfı öncülüğünde kurulan ENAT’ın sürdürdüğü endüstriyel ağaçlandırma çalışmalarına katılıyor. Türkiye dışında Bulgaristan’da da ağaçlandırma gerçekleştiriliyor.