İhracatta ilk kez 2011’de 1 milyar doları aşan savunma sanayi sektörü, geçen süre zarfında bu rakamı sekize katladı. Geçen yıl Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayii ihracatı, NATO ve hizmet ihracatları dahil olmak üzere yüzde 29’luk bir artışla 7 milyar 154 milyon dolara ulaşarak yeni bir rekora imza atmıştı. Bu rakam, 2024 hedefi olan 6,5 milyar doların üzerinde gerçekleşmişti.
Ekonomist’in 23 Kasım - 6 Aralık 2025 tarihli sayısından
2024’te 180 farklı ülkeye ihracat yapılan sektörde, 2025 yılının ekim ayında ise 708 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Yılın 10 ayında ise toplam ihracat, geçtiğimiz yıla göre yüzde 31 artışla 6,7 milyar dolara ulaştı. Bu performans, Türkiye’nin genel ihracatında sektörün payını yüzde 3,5’e yükseltti. Sektörün 2025 sonunda ihracatını 10 milyar dolara çıkarması beklenirken, büyük projelerin devreye girmesiyle savunma sanayi sektörünün beş yıl içinde otomotiv ve kimya gibi dev sektörleri geride bırakıp ihracatta liderliğe oturması bekleniyor.

YERLİLİK ORANI YÜZDE 80
Elde edilen başarı, dünyanın dört bir yanında yürütülen savunma sanayii iş birliği faaliyetlerinin bir sonucu. Yüksek teknoloji ve katma değerli üretimle küresel arenada Türkiye’nin gücünü artıran sektör, 3 bin 500’ü aşkın firmasıyla, yürütülen bin 100’ü aşkın projesiyle, yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla ve 100 milyar doları aşkın toplam proje hacmiyle çalışmalarına devam ediyor. Türkiye bugün dünyanın 11’inci en büyük savunma ihracatçısı konumunda. Özellikle insansız hava araçları (İHA) kategorisine tablo çok daha çarpıcı. Öyle ki dünya İHA piyasasının yüzde 65’i Türkiye’ye ait.
Savunma sanayii ürünlerinin son yıllarda artan ihracat performansı, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri de yukarı çekiyor. Sektörün en güçlü alanlarından biri olan insansız hava araçlarının yanı sıra helikopterler, kara ve deniz araçları, füze sistemleri, silah-mühimmat ve radar-elektronik çözümler sunan şirketler, son iki yılda 20 milyar doları aşkın sözleşme büyüklüğüne ulaşmış durumda. Yerli ve milli ürünler, hem Türkiye’nin operasyonlarında etkin rol oynuyor hem de dost ve müttefik ülkelerin envanterlerinde kendine yer buluyor.

2025 YILI DA VERİMLİ GEÇİYOR
Türkiye savunma sanayiinde faaliyet gösteren yerli şirketler hem yeni yatırımlar hem de ihracat odaklı büyüme stratejileriyle bu yılı da verimli geçiriyor. Altınay Savunma Teknolojileri de onlardan biri. Yılın başında Kocaeli Dilovası’nda resmi açılışı yapılan 25 milyon dolarlık ‘üretim teknolojileri merkezi’ tam kapasite üretime geçmiş bulunuyor.
Şirket, artan talep sayesinde satışlarını yüzde 30 artırırken, 2024’teki 55 milyon dolarlık cirosunu bu yıl 70 milyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyor. Altınay Savunma Genel Müdürü Burak Mercan, şirketin 450 milyon dolarlık açık teklif havuzu ve 200 milyon doların üzerindeki iş stoku sayesinde önümüzdeki üç yılda bu projelerin önemli bölümünün hayata geçeceğini belirtiyor.
ADİL BAKTIR / METEKSAN GENEL MÜDÜRÜ
25’TEN FAZLA ÜLKEYE İHRACAT
Bilkent Holding bünyesinde kurulan Meteksan Savunma da yüksek teknoloji sistemleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik birimlerine çözüm sunarken, 25’in üzerinde ülkeye ihracat da gerçekleştiriyor. Şirket, özellikle son yıllarda dron savunma, yeni nesil radar, akustik sistemler, elektronik harp ve simülatör teknolojilerine yoğun yatırım yapıyor.
Meteksan Genel Müdürü Adil Baktır, 2025 içinde imza atılan kritik projeleri şöyle özetliyor: “Bir Asya ülkesinin dron savunma sistemi ihalesini kazandık; bir Ortadoğu ülkesi ile MILSAR SAR/MTI Radarı projesini imzaladık ve teslimatı gerçekleştirdik. Ayrıca denizaltı sonarları için yeni sözleşmelere ve pek çok ülkeye GNSS sistemleri ve Radar Altimetre ihracatlarına devam ediyoruz.”

SELMAN DÖNMEZ / PASİFİK TEKNOLOJİ YKÜ.
İNSANSIZ SİSTEMLERDE GLOBAL AÇILIM
Pasifik Teknoloji’nin savunma şirketi TİTRA ise döner kanatlı, sabit kanatlı ve çok rotorlu İHA’larda inovatif çözümler üretiyor. 2024’te aldığı yatırımla büyümesini hızlandıran şirket, 2024 yılında 1 milyar 190 milyon TL olarak gerçekleşen cirosunu 2025 sonunda 5 milyar TL’ye çıkarmayı hedefliyor. Cirosunun yüzde 50’sinin ihracattan gelmesini hedefleyen TİTRA, ALPİN 2, MERKÜT, DELİ ve DUMRUL gibi yerli platformlarıyla dikkat çekiyor.
Pasifik Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Selman Dönmez, “İnsansız helikopterimiz ALPİN 2, MERKÜT ve DELİ gibi ürünlerimizle birçok ülkeyle ortak üretim ve sözleşme görüşmelerimiz sürüyor. Geçtiğimiz aylarda NATO standartlarında üretim yapan Arsenal 2000 ile imzaladığımız anlaşma, Avrupa savunma ekosistemine stratejik bir giriş oldu” diye anlatıyor. ALPİN 2 insansız helikopter, SEYYAH görsel seyrüsefer sistemi ve PARS VTOL İHA sistemlerini yakın geçmişte tanıttıklarını söyleyen Dönmez, şöyle devam ediyor: “ALPİN 2’nin yerlilik oranı yüzde 80’e çıkarıldı. SEYYAH, GPS sinyallerinin kısıtlandığı veya tamamen devre dışı bırakıldığı ortamlarda hava araçlarına otopilotun ihtiyaç duyduğu verileri yüksek doğrulukta sağlayan bütünleşik bir navigasyon çözümü sunuyor. PARS VTOL ise sabit kanatlı insansız hava aracının dikey kalkış-iniş yeteneği kazandırılarak tasarlanmış hibrit İHA sistemi olarak üretildi. Bu üçlü hem yerlilik oranı hem de sahadaki kabiliyetleriyle öne çıkıyor.”
40 YILDIR SEKTÖRDE
Kale Grubu, 40 yıla yaklaşan savunma sanayi tecrübesiyle Türkiye’nin stratejik teknoloji dönüşümünün öncüleri arasında yer alıyor. Grubun savunma teknolojileri alanındaki en büyük yatırımlarından biri, Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından 2012’de başlatılan Türkiye’nin ilk turbojet motoru geliştirme projesi. SOM ve Atmaca füzelerine güç veren KTJ-3200 ile Çakır ve Kara Atmaca gibi platformlarda kullanılan KTJ-1750 ve KTJ-3700 motorları bu yatırımların ürünü.
2024’te ise tarihi bir adım atan Kale Grubu, Brezilya merkezli SIATT firmasıyla imzaladığı anlaşmayla Türkiye’nin ilk jet motoru ihracatını gerçekleştirmiş bulunuyor. Motorun, Brezilya Deniz Kuvvetleri’nin MANSUP-ER seyir füzesinde kullanılacağını söyleyen Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Osman Okyay, “Bu proje Türkiye’yi bu teknolojiye sahip dünyadaki sayılı ülkeler arasına sokuyor” diyor.
Uçak motoru ve gövde parçaları, hafif silahlar ve bombaatarlar ile turbojet motorlarına odaklanan grubun en güncel hamlelerinden biri, savunma ve havacılıkta elektromekanik çözümler geliştiren Andar ile imzaladığı stratejik ortaklık. “Bu ortaklık, motor alanındaki kabiliyetlerimizi geleceğin savaş konseptlerinin kritik komponentleriyle birleştiriyor” diyen Okyay, grubun uluslararası pazarda havacılık platformları için kritik parçalar ve özgün savunma ürünleri olmak üzere iki ana kulvarda rekabet ettiğini vurguluyor. Kale Kalıp tarafından geliştirilen hafif silahlar da Türkiye’nin yanı sıra dost ve müttefik ülkelere ihraç ediliyor.
YERLİ SİMÜLASYON VE STABİLİZASYON
DOF Robotics’in savunma sanayinde öne çıkan ürünlerin başında ise uçak gemilerinde kullanılan altı eksenli Stewart platform stabilizatörü geliyor. Bunun yanı sıra kara, hava ve deniz platformlarına yönelik aktif eğitim simülatörleri; yakın mesafe çatışma ve şehir içi operasyon gibi zorlu görevleri gerçekçi şekilde kurgulayan taktik simülatörler ve tüm sistem bileşenlerinin tek merkezden yönetilmesini sağlayan entegre yazılım-donanım altyapıları şirketin portföyündeki önemli çözümler arasında yer alıyor. DOF Robotics Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan’ın aktardığına göre şirketin en kritik savunma yatırımlarının başında çok eksenli yerli stabilizatör teknolojisi geliyor.
Savunma alanındaki faaliyetlerine 1990’lı yıllarda başlayan Netaş da kara, hava ve deniz platformlarında kullanılan haberleşme, dost-düşman tanıma, navigasyon ve aviyonik kontrol çözümleriyle Türkiye’nin yerli ve milli savunma kabiliyetlerini güçlendirmeyi hedefliyor.

ERSİN ÖZTÜRK / NETAŞ AR-GE GENEL MÜDÜRÜ
Son dönemde özellikle aviyonik kontrol sistemleri, navigasyon çözümleri ve demiryolu sinyalizasyonu gibi tamamen yerli ve milli projelere yatırım yaptıklarını belirten Netaş AR-GE Genel Müdürü Ersin Öztürk, bunun yanı sıra 5G altyapısı, yerli sunucu teknolojileri, veri merkezi projeleri ve akıllı enerji sistemleriyle savunma sektörünün farklı ihtiyaçlarına cevap verdiklerini ifade ediyor. Şirket, savunma sanayinde Türkiye’nin ihraç ettiği pek çok deniz ve hava platformuna haberleşme ve tanıma-tanıtma sistemleri sağlıyor. Yurt dışındaki ofisleri aracılığıyla da Kazakistan, Cezayir ve yakın coğrafyalarda yerli ve milli ürünlerini konumlandırıyor.
GELİRLERİNİN YÜZDE 63’Ü İHRACATTAN
Bugün askeri deniz platformları, taktik mini İHA sistemleri, komuta kontrol ve karar destek sistemleri, siber güvenlik ve bilişim teknolojileri gibi birçok alanda faaliyet gösteren STM de sektörün öncülerinden.

ÖZGÜR GÜLERYÜZ / STM GENEL MÜDÜRÜ
“İnsansız Otonom Sualtı aracımız STM NETA deniz testleri aşamasında. Türkiye’de öncüsü olduğumuz taktik İHA sistemlerinde yeni ürünler geliştirdik. Kısa süre önce KarguFPV, çoklu mühimmat bırakabilen BOYGA-B, TUNGA Akıllı Mühimmat ve VTOL konseptimizi tanıttık” diye konuşan STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, bu projelerin teknolojik üretim kabiliyetini artırarak ülke ekonomisine katma değer sağladığına ve ihracat potansiyeli yüksek ürünler olduğu için cari açığın azaltılmasına katkı sunduğuna vurgu yapıyor. Güleryüz, şirketin askeri gemi inşa mühendisliği çözümleriyle küresel pazarda güçlü bir konumda olduğunu belirtiyor. STM’nin Portekiz’e, Türkiye’nin NATO ve AB üyesi bir ülkeye, gerçekleştirdiği ilk askeri gemi ihracatını yaptığına dikkat çeken Güleryüz, şöyle devam ediyor: “İki denizde ikmal ve lojistik destek gemisini teslim edeceğiz. Malezya Kraliyet Donanması’na üç ADA sınıfı korvet satışı yaptık. Ukrayna donanması korvet projelerinde iki geminin inşası sürüyor.”
Taktik mini İHA sistemlerinin bugüne kadar üç farklı kıtada 15’e yakın ülkeye ihraç edildiğini de anlatan Güleryüz, NATO için yürütülen ileri seviye yazılım projelerinin STM’ye emanet olduğunu söylüyor. 2024 yılında STM’nin net satışları yaklaşık 420 milyon dolar olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Şirketin gelirlerinin yüzde 63’ünün ihracattan geldiğini belirten Güleryüz, “İhracat odaklı büyümeye devam edeceğiz. Özellikle insansız sistemlerde yenilikçi teknolojilere odaklanacağız” diye ekliyor.

AYKUT ÖZÜNER / OTOKAR GENEL MÜDÜRÜ
33 BİN ARAÇ ENVANTERLERDE
Sektörün önde gelen oyuncularından Otokar ise 4x4, 6x6, 8x8 zırhlı araçlardan paletli platformlara, insansız kara araçlarından kule sistemlerine uzanan geniş bir ürün gamına sahip. “Bugün Otokar markalı 33 binden fazla askeri araç, beş kıtada 40’tan fazla dost ve müttefik ülkenin envanterinde görev yapıyor. NATO ve Birleşmiş Milletler’in uzun yıllardır tedarikçisiyiz” diye konuşan Otokar Genel Müdürü Aykut Özüner, Türkiye’nin ilk taktik tekerlekli zırhlı aracını da ilk elektrikli zırhlı aracını da Otokar’ın geliştirdiğini söylüyor.
Şimdilerde ise Türkiye’nin ilk ağır sınıf insansız kara aracı ALPAR ile otonom görev icrası ve uzaktan komuta teknolojilerini milli olarak geliştirdiklerini ifade eden Özüner, şöyle devam ediyor: “Yurt dışında teknoloji transferi ve yerel üretim kabiliyetlerimizle öne çıkıyoruz. Estonya’dan aldığımız ARMA 6x6 siparişlerinin ardından, Kasım 2024’te Romanya ile bin 059 adet COBRA II zırhlı aracını kapsayan bir anlaşma imzaladık. 857 milyon Euro tutarındaki bu proje, Türkiye’nin bugüne kadar tek kalemde gerçekleştirdiği en büyük zırhlı araç ihracatı olma özelliğini taşıyor.” Romanya, Kazakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki iştirak şirketleriyle birlikte fark yaratmaya odaklanan Otokar, 2024 yılında savunma ve ticari araçlar dahil 33,9 milyar TL ciro elde etti. Özüner, “İhracatımız 619 milyon dolar oldu ve toplam cironun yüzde 64’ünü oluşturdu. Geçen yıl altı ülkeye askeri araç ihracatı gerçekleştirdik. Bu yıl ise savunma projelerimizin teslimatlarına odaklanıyoruz” diye ekliyor.
GEMİ İNŞA VE MODERNİZASYON
Desan Tersanesi bugün hem Türkiye’nin hem de dünyanın stratejik projelerinde aktif rol alıyor. Özellikle askeri gemi modernizasyonu ve özel amaçlı deniz platformları konusunda yurt dışında rekabet güçlerinin her geçen gün arttığını vurgulayan DESAN Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Kaptanoğlu, şirketin en önemli yatırımlarından birinin, Malezya’nın Malaka Bölgesi’nde kurulacak yeni tersane projesi olduğunu söylüyor.
Askeri ve sivil deniz platformlarının inşa ve modernizasyonuna ev sahipliği yapacak olan tesis, bölgesel bir merkez olarak konumlandırılıyor. Desan’ın bir diğer hamlesi ise geçen yıl gerçekleştirilen Atlas Tersanesi’nin satın alımı oldu. Bu birleşmenin şirketin kapasitesi ve teknik gücünü ciddi ölçüde artırmış durumda. “Uluslararası projelerimiz arasında öne çıkan çalışmalardan biri de Slovenya Deniz Kuvvetleri’ne ait Triglav savaş gemisinin modernizasyonu oldu. Türkiye’de NATO üyesi bir ülkenin savaş gemisini modernize eden ilk özel tersane olduk” diye konuşan Kaptanoğlu, Güneydoğu Asya’da ilk kez bir gemi inşa projesi üstlenerek Malezya Sahil Güvenlik Komutanlığı için 99 metrelik çok maksatlı sahil güvenlik gemisi inşasına başladıklarını da söylüyor. Ayrıca Türk Deniz Kuvvetleri için inşası süren Hisar Sınıfı Açık Deniz Karakol Gemisi, DESAN’ın küresel ölçekte tanınırlığını artıran projeler arasında yer alıyor.
SATIŞLARININ YÜZDE 35’İ YURT DIŞINA
Karel Savunma da bugün; Bangladeş, Azerbaycan, Türkmenistan, Pakistan ve Katar gibi dost ülkelerin kara, deniz ve hava platformlarına ürün sağlıyor. Özellikle Bangladeş pazarında bu yıl dünya çapında rekabete açık son üç büyük ihalenin tamamını Karel’in aldığını belirten Karel Savunma Teknolojileri Grup Başkanı Yavuz Bayız, aviyonik alanda Yedek Uçuş Göstergesi (BFI), Karşı Tedbir Atım Sistemi (KTAS) ve motor kontrol ünitesi (FADEC) gibi kritik ürünlerde dünyada sınırlı sayıda firmanın sahip olduğu yetkinlikleri Türkiye’ye kazandırdıklarının altını çiziyor. Bu yıl HAVELSAN ile stratejik iş birliği protokolü, TUSAŞ ile de sabit kanatlı hava araçlarına yönelik BFI geliştirme mutabakatı imzaladıklarını ifade eden Bayız, şirketin ürün geliştirme kimliğinden sistem sağlayıcısı kimliğine doğru evrildiğini belirterek son yatırımların merkezinde 5G Özel Mobil Ağ, Araç İçi İletişim Ağ Geçidi ve Operasyonel Başlık Takımı MOBAT olduğunu kaydediyor.
Karel’in savunma segmentinin hasılatının 2024’te 602 milyon TL, savunma ihracat gelirlerinin ise 2024’te 7 milyon dolar olduğunu söyleyen Bayız, “2024 itibarıyla satışlarımızın yaklaşık yüzde 35’i doğrudan veya dolaylı ihracat kanalından geliyor” diye ekliyor.
SAVUNMA SEKTÖRÜNDEKİ DÖRT TREND
- Havacılık projeleri savunma sanayisinin lokomotifi haline geldi. Bu alanda büyük ve teknolojik projeler var. Çünkü çatışmalar artık önce havada başlıyor. Hava üstünlüğünü sağlayan taraf, kara hakimiyetini de eline geçiriyor.
- Kaan projesi, insansız hava araçları, helikopter platformları ve mühimmat teknolojileriyle birlikte havacılığın, ihracatta beş yıl içinde birinci alan olabileceği öngörülüyor.
- Savunma teknolojilerinde artık klasik silah üretiminin ötesine geçilmiş durumda. Dünyada silahların kapasitesi artık topun namlusunu büyüterek değil, mühimmat üzerinde yapılan inovasyonlarla artırılıyor. Akıllı mühimmatlar, yüksek tahribat gücüne sahip özel mühimmatlar pazarı şekillendiriyor.
- Artık büyük savaşlar yerine mikro çatışmalar yaşanıyor. Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar ülkeler, doğrudan çatışmaya girmeseler bile caydırıcılık için savunma yatırımlarını artırıyor. Bu tablo, Türkiye savunma sanayisi için çok büyük bir fırsat.

CAHİT UTKU ARAL / SYS GRUP GENEL MÜDÜRÜ
70 ülkeye silah satıyor
SYS Grup ise ‘Canik’ markasıyla dünya çapında tanınan bir silah ve teknoloji üreticisi. Türkiye ve ABD’de yıllık 500 bin tabanca, 5 bin uçaksavar, 250 orta kalibre top ve 250 atış kontrol sistemi üretim kapasitesine sahip olan şirket, Türkiye’deki üretimin yüzde 95’ini 70 ülkeye ihraç ediyor. Yakın zamanda Pakistan, Bangladeş ve Azerbaycan ile anlaşma imzalayan SYS, dünyada 30x113 mm kalibre silahı üretebilen üç firmadan biri, hafif silah alanında ise dünyada beşinci büyük firması. Türkiye’nin tabanca ihracatında da yüzde 75’lik paya sahip olduklarını belirten SYS Grup Genel Müdürü Cahit Utku Aral, ürünlerinin radar entegrasyonu sayesinde dronlara, insansız su üstü platformlara ve hafif zırhlı araçlara karşı etkili olduğunu vurguluyor. “2025 yılında 250 milyon dolar satış hacmine ulaşmayı ve kısa sürede bunu 350 milyon dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz” diye konuşan Aral, markalarının dünyanın 24 ülkesinin ilgili kurumlarınca ‘devlet ihalesi kapsamında’ resmi silah olarak tercih edildiğinin altını çiziyor.