Türkiye’nin en kapsamlı sürdürülebilirlik buluşmalarından biri olan 8. ÇEDBİK Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi, 9 Aralık 2025’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın destekleriyle İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
Bu yıl “Sıfırın İnşası: Riskten Fırsata” ana temasıyla düzenlenecek zirvede; ‘Riskten Fırsata: Ufukta Ne Var?’, ‘Gayrimenkulün Yeşil Vizyonu’, ‘İklim Finansmanında Riskler ve Fırsatlar’, ‘Sürdürülebilirlik için Akıllı Çözümler, ‘Mimar Gözü ile Sürdürülebilirlik’ olmak üzere 5 kritik başlıkta konular masaya yatırılacak.
Yaklaşık 40 uzman konuşmacı, 100’e yakın kurum ve 450’ye yakın katılımcıyla gerçekleştirilecek zirve; ulusal ve uluslararası ölçekte yeşil dönüşümün öncelikleri, riskleri ve fırsatlarını değerlendiren en önemli platformlardan biri olmayı hedefliyor. ÇEDBİK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) Başkanı Dr. Emre Ilıcalı ile, zirvenin önemini iklim finansmanı ve yeşil dönüşüm stratejilerini konuştuk.
Aralık ayında düzenleyeceğiniz Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi hakkında bilgi alabilir miyiz?
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın destekleriyle gerçekleştireceğimiz 8. ÇEDBİK Uluslararası Yeşil Binalar ve Şehirler Zirvesi’ni 9 Aralık 2025 tarihinde düzenleyeceğiz. Zirvemizi daha bilimsel odaklı konumlandırmak istediğimiz için bu yıl mekan olarak İstanbul Teknik Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’ni seçtik. ÇEDBİK olarak gelenekselleşen zirvemizin bu yılki ana teması ise “Riskten Fırsata / Sıfırın İnşası”. Türkiye ve dünyadan önemli isimlerin katılacağı panellerde alanlarında uzman yaklaşık 40 konuşmacı, 100’e yakın kurum ve kuruluşun yanında 600’e yakın katılımcıyla birlikte ses getirecek bir organizasyon gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Sürdürülebilirlik alanında uzman 40’a yakın konuşmacıyı bir araya getirerek, dünya gündemini kapsayan 5 konuyu tartışmak üzere önemli bir platform sunacağız. Uluslararası platformdan da birçok katılımcı bekliyoruz. Katılımcı sayısının her yıl olduğu gibi 450'den fazla olmasını bekliyoruz. Bunun yanında 100’e yakın kurum ve kuruluş da zirvemize destek verecek. Bu anlamda her yıl olduğu gibi yine ses getirecek bir organizasyon hayata geçirmeyi hedefliyoruz.
Gerçekleştireceğiniz zirvede hangi konulardan bahsedeceksiniz?
‘Sıfırın İnşası: Riskten Fırsata temasıyla düzenleyeceğimiz zirvemizde ‘Riskten Fırsata Ufukta Ne Var?, ‘Gayrimenkulün Yeşil Vizyonu’, ‘İklim Finansmanında Riskler ve Fırsatlar’, ‘Sürdürülebilirlik için Akıllı Çözümler’ ve ‘Mimar Gözüyle Sürdürülebilirlik’ başlıklarında 5 kritik konu masaya yatırılacak. Yapı sektöründeki karbonsuzlaşma ve sıfır karbon yaklaşımlarını daha çok ön plana çıkarmayı hedefliyoruz. Çünkü maalesef son yıllarda gerek jeopolitik gerekse ağır sosyoekonomik sorunlar nedeniyle sürdürülebilirlik ve karbonsuzlaşma hedeflerine ulaşma açısından ciddi riskler doğdu. Biz de söz konusu risklerin fırsata çevrilmesi için neler yapılabileceğine odaklanmayı planlıyoruz. Bu kapsamda tasarım, gayrimenkul, inovasyon, finans ve diğer başlıkları ele alacağız. Kapanış oturumunu ise yine geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi sürpriz konu ve konuklarla renklendirmeyi düşünüyoruz.
Konuşmacılar ve paneller hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?
Çevresel risklerin beraberinde getirdiği fırsatları yönetimsel bakış açısıyla ele alacağımız ‘’Riskten Fırsata Ufukta Ne Var?’’ adlı açılış oturumumuzda, sektörün gelecekte hangi hedeflere yöneldiği ve bu hedeflere nasıl ulaşılacağı tartışılacak. Kamu politikaları ve uluslararası yaklaşımların sektöre yön verici etkilerinin masaya yatırılacağı oturumda T.C Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Banu Aslan, T.C Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı - İklim Değişikliği Başkanı Prof. Dr. Halil Hasar, Türkiye Çevre Ajansı Başkanı Nurullah Öztürk, İstanbul Proje Koordinasyon Birimi (İPKB) Direktörü Yalçın Kaya konuşmacı olacak. Moderatörlüğü ise ben üstleneceğim.
Gayrimenkulün Yeşil Vizyonu adlı ikinci oturumumuzda; sürdürülebilirlik çerçevesinde gayrimenkul sektöründeki risklerin, yeni iş modelleri ve fırsatlara nasıl dönüştüğü ele alınacak. Yeşil dönüşümün gayrimenkul projelerine etkisi Ziraat GYO Genel Müdürü Peyami Ömer Özdilek, GYODER Başkanı Neşecan Çekici, İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu tarafından değerlendirilecek. Panel moderatörü ise ÇEDBİK Başkan Vekili Mehmet Sami Kılıç olacak. Yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşmada finansal araçların öneminin ele alınacağı ‘’İklim Finansmanında Riskler ve Fırsatlar’’ adlı üçüncü oturumumuz TSKB Gayrimenkul Değerlendirme Şirketi Genel Müdürü Makbule Yönel Maya moderatörlüğünde gerçekleşecek. Oturumda; T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı Dış Kaynaklı Yatırım Daire Başkanı Esra Turan Tombak, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, Garanti BBVA Konut Finansmanı Direktörü Songül Yeşilçimenli konuşmacı olarak yer alacak. Panelde yeni fırsatların nasıl fonlanacağı, sürdürülebilir yatırımların nasıl destekleneceği ve iklim finansmanının geleceği değerlendirecek.
Bina ölçeğinden mahallelere ve şehir düzeyine uzanan akıllı & çevreci çözümlerin tartışılacağı ‘’Sürdürülebilirlik için Akıllı Çözümler’’ oturumumuzda akademi ve uygulayıcıların bakış açısından, tasarımdan uygulamaya uzanan örnekler üzerinden pratik ve yenilikçi yaklaşımlar paylaşılacak. ARUP Direktörü Timurhan Timur moderatörlüğünde gerçekleşecek oturumda; İTÜ Sürdürülebilirlik Kalkınma Uzmanı ve Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Hatice Ayataç, SP Mimarlık Kurucu Ortağı Sabri Paşayiğit, YES-TR Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Özlem Özçevik ve Formula International Genel Müdür Yardımcısı Cevahir Sevimli konuşmacı olarak yer alacak. ÇEDBİK Yönetim Kurulu Üyesi Buğrahan Şirin moderatörlüğünde gerçekleşecek kapanış oturumumuz olan ‘’Mimar Gözüyle Sürdürülebilirlik’’ te ise Mimar Murat Tabanlıoğlu ve Felsefeci Dücane Cündioğlu, zirveyi hem mimari hem de felsefi perspektiften özetleyecekler. Artan çevresel riskler karşısında mimarinin dönüştürücü gücü, sürdürülebilir tasarım ilkeleri ve geleceğe yön veren kültürel sürdürülebilir yaşam felsefisi üzerine ilham verici bir sohbetle zirvemiz son bulacak.
Sürdürülebilirlik ve karbon azaltımı konusunda ciddi risklerin var. Bu konudaki riskler ve bu risklerin oluşturabileceği tehditler neler?
Bu sene her açıdan hem dünya hem Türkiye için çok zor bir yıl oldu. Ekonomik ve jeopolitik sorunlar ağırlaştı ve yaygınlaştı. Bu ortamda karar vericilerin gündeminde kısa vadeli baskılar öne çıkarken, sürdürülebilirlik ve karbon azaltımı gibi konuların çoğu zaman geri plana itildiğine şahit oluyoruz. Oysa iklim krizi, diğer tüm sorunlardan bağımsız olarak ilerleyen, gecikmenin etkilerini büyüttüğü bir risk alanı. Sürdürülebilirliğin geri plana itilmesinin en önemli tehdidi, gecikmenin maliyeti artırması. Bugün ertelenen her adım, yarın daha büyük bir uyum ve dönüşüm zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Uluslararası politika ve finans çevreleri, iklim risklerini artık ekonomik değerlendirmelerin ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor. Bu nedenle sürdürülebilirlik yalnızca çevresel bir gündem değil, aynı zamanda ekonomik dayanıklılık meselesi. Özellikle şehirleşmenin yoğun olduğu ülkelerde iklim etkileri; altyapı, enerji talebi, su yönetimi ve kent güvenliği üzerinde ilave baskı oluşturuyor.
Özellikle yapı sektörü bu dönüşümün neresinde yer alıyor?
Yapı sektörü bu resmin en kritik unsurlarından biri. Uluslararası analizler, binaların ve inşaat süreçlerinin küresel enerji tüketimi ve emisyonlar içinde önemli bir paya sahip olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla sektörün her projesinde gecikme, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal risklerin büyümesi anlamına geliyor. Bu nedenle “bir sonraki projede başlarız” yaklaşımı, mevcut risk dinamikleriyle uyumlu değil. Gereken adımların bugünden atılması, hem ülkenin rekabet gücü hem de şehirlerin dayanıklılığı açısından zorunlu. Dünyanın diğer sorunları ne olursa olsun iklim krizi bambaşka bir ilgi ve öncelik isteyen bir sorun. Mücadelenin beş sene ertelenmesi, bir kenara konulması tüm yeryüzünü tehdit altında bırakır. Bu kapsamda mücadeleyi ertelemek en büyük hata olur. Yapı sektörü de bu mücadelenin önemli aktörlerinden biri. Mesela sürdürülebilir bir bina yapılacaksa hemen, ilk gerçekleştirecek projelerde yapılmalı. “Şu proje bitsin, bir sonrakini sürdürülebilir yapalım” yaklaşımı çok yanlış. Ne yapılacaksa hemen şimdi yapılmalı.