USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

“Tarımda büyümek için yatırım yapacağız”

Bilfen Şirketler Topluluğu, eğitimden sonra en büyük adımını tarımda atıyor. 75 milyon dolarlık yatırımla 6 bin dönümlük arazide üretim yaptıklarını söyleyen Bilfen Şirketler Topluluğu Başkan Vekili Fatih Öztürk, “Narenciye, çeltik ve çiçek üretimi ile birlikte mandıra işine de gireceğiz” diyor.


“Tarımda büyümek için yatırım yapacağız”

Geçen yılı 15,1 milyar TL ciro ile kapatan Bilfen Şirketler Topluluğu’nun gündeminde yeni yatırım alanları var. Bu alanların başında ise tarım geliyor. Grup, ‘BESİBİL Besicilik ve Tarımcılık’ adı altında kurduğu şirket ile son iki yılda Balıkesir Manyas ve çevre bölgelerde toplam 6 bin dönüm arazide faaliyet gösteriyor.

Ekonomist’in 12 - 25 Ekim 2025 tarihli sayısından

“Arazinin işletme maliyetleri, yapımı devam eden teknolojik seralar, hidrofonik ve örtü altı seralar, GPS destekli traktörler, damla sulama sistemleri ve diğer ekipmanlar dahil olmak üzere bugüne kadar 75 milyon dolarlık yatırım yaptık” diyen Bilfen Şirketler Topluluğu Başkan Vekili Fatih Öztürk ile grubun yeni dönem ajandasını konuştuk.

16 şirkette 8 bini aşkın çalışanı var
Bilfen Şirketler Topluluğu’nun temelleri, kurucusu A. Osman Öztürk’ün 1977 yılında Ortaköy’de bulunan Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’ni devralmasıyla atılıyor. 1988 yılında eğitim hizmetlerini ‘Bilfen’ markası adı altında yürütme kararı alan şirket, markalaşma adına ilk çalışmalarına da o dönem başlıyor. İlerleyen yıllarda öncelikle kendi öğrencilerinin ve okullarının ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere başta toplu yemek üretimi, basım ve yayın gibi alanlara da giren kurum, bugün farklı sektörlerde faaliyet gösteren 16 şirketinde 8 bin 200’ü aşkın kişiye istihdam sağlıyor.

Grup olarak 2025 yılını nasıl geçiriyorsunuz?
Bilfen ve Bilnet okullarımızda başarılı şekilde devam ediyoruz. Eğitim tarafında bizim açımızdan sorun yok ancak Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntılar sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Devlete geçişler arttı, daha uygun fiyatlı özel okullara yönelim oldu. Yurt dışına taşınma eğilimi de son 3-4 yılda katlandı. Basım ve ambalaj tarafında ise dövizin stabil kalması ihracatı zorlaştırıyor. Dünya ile rekabet etmekte güçlük çekiyoruz. Toplu yemek sektöründe ise işlerimiz iyi gidiyor. İki yıl önce bu alana yönelik ihtiyaçlarımızı karşılamak için önemli bir atılım yaptık.

Nedir bu atılım?
Dünyanın önümüzdeki 5-10 yıl içinde karşı karşıya kalacağı en büyük sorun gıda krizi olacak. Biz de bu bilinçle tarıma yatırım yapmaya başladık. Balıkesir’in ve Bursa’nın bazı bölgelerinde meyve, sebze ve bakliyat üretimi gerçekleştiriyoruz. Bu amaçla ‘Besibil Tarım İşletmeleri’ni kurduk. Bu alana bugüne kadar 75 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yakında bölgede bir jeotermal yatırımımız devreye girecek. Türkiye’nin farklı noktalarında jeotermal su arıyoruz; şu anda 35 ruhsatımız var. Bulacağımız suyun debisi ve sıcaklığına göre enerji ya da sera yatırımları yapmayı planlıyoruz.

Tarıma ne amaçla yatırım yapmaya başladınız?
Son iki yıldır toprak toplamaya başladık. Arazi alımlarımız devam ediyor. Araştırmalarımızı özellikle yeraltı suları üzerine yoğunlaştırıyoruz. Balıkesir ve Bursa toprakları hem verimli hem de su kaynakları güçlü. Ayrıca buralar bizim memleketimiz. Babam Osman Bey de “Bu toprağa borcumu ödemem lazım” derdi. Biz de bu anlayışla yatırımlarımızı memleketimizde yoğunlaştırdık. Şu anda 150-200 kişiye istihdam sağlıyoruz. Sadece makineye değil, teknolojiye de yatırım yapıyoruz. Yemek işimizin henüz yüzde 20’sini karşılıyoruz; 10 – 15 yıl sonra tamamını karşılayabiliriz.

Neler üretiyorsunuz?
Domates, biber, karpuz, elma, buğday, arpa, lahana, marul, ceviz, badem gibi pek çok ürüne yönelik üretimimiz var. Seraların devreye girmesiyle narenciye üretimine de başlayacağız. Türkiye’de çeltik üretiminde yeni bir adım atıyoruz. Tarım Bakanlığı’nın dört yıl önce pilot olarak başlattığı ‘damlama çeltik’ yöntemini hayata geçiriyoruz. Geleneksel yöntemle karşılaştırıldığında üçte bir oranında su kullanarak yüzde 92 verim elde ediyoruz. Ayrıca çiçek yetiştiriciliğine de gireceğiz. Orkide gibi masa çiçeklerini jeotermal seralarda üreteceğiz. Öncelikli hedefimiz ihracat olacak. İstanbul, Ankara ve İzmir’de depolar kuracağız. Hollanda ile ihracat görüşmelerimize başladık bile.

Hayvancılık yatırımı da düşünüyor musunuz?
Evet, ikinci etapta hayvancılık yatırımı planlıyoruz. Catering sektöründe Türkiye’nin önde gelen oyuncularından biriyiz; günde 220 bin öğün yemek veriyoruz. Tarım yatırımlarımız sayesinde kendi ürünlerimizi catering işimizde kullanarak maliyetlerimizi düşürmeyi hedefliyoruz. Mandıra yatırımı da gündemimizde. Şu anda günlük 60 ton süt ürünü tüketimimiz var. Küçük bir mandıra günde 20-30 ton süt işliyor. Başlangıçta hayvanları kendi bünyemizde değil, köylüler üzerinden destekleyeceğiz. Özellikle Simental ve manda sütü üzerine odaklanmak istiyoruz.

Amiral geminiz eğitim sektörü. Bu alanda yol haritanızda neler var?
Bilfen çatısı altında toplam 86 okulumuz ve 25 bine yakın öğrencimiz; Bilnet bünyesinde ise 63 okulumuz ve 9 bini aşkın öğrencimiz var. Son 10-15 yılda özel okul zincirleri hızla çoğaldı ve kalite düştü. Bilfen her zaman farklı bir yerde durdu. Ancak artan maliyetler özel okullar için büyük yük oluşturuyor. Eskiden biz gider kalemi olarak bütçenin içerisinde elektrik, su, internet, doğal gaz gibi giderlere yüzde 1 koyardık. Artık sadece elektrik yüzde 6’lara geldi. Mesela bu yıl internette yüzde 300’lük bir artış konuşuluyor. Dolayısıyla her şeyin fiyatı yükselince, artık kiralık binalarda özel okulculuk dönemi de sona erdi. Bizim de buna yönelik bir adımımız oldu. Kiralık okul binalarımızı kendi mülkümüze taşımaya başladık. Çünkü artık 5-6 milyon TL’lere varan okul kiraları var. Şu anda Ankara’da iki, İstanbul’da iki, İzmir’de bir okul inşaatımız var. Bunlar yeni okul açmak için değil, mevcut okullarımızı kira yükünden kurtarmak için yapılıyor. Kırtasiye tarafında ise yeni bir gelişme var. İspanya’nın en büyük kırtasiye firması Main Paper’ın Türkiye distribütörlüğünü aldık. Üretimini Çin’e kaydırmamış, İspanya’da üretim yapan, geniş ürün gamına sahip üst segment bir marka. Türkiye çapındaki bayi ağımız üzerinden bu markayı büyütüyoruz.

En büyük insan kaynağınız öğretmenler. Onlara yönelik bir projeniz var mı?
Kaliteli eğitim için kaliteli öğretmen şart. Biz de bu konuda ciddi adımlar atıyoruz. Öğretmenlerimizin maddi kaygı yaşamaması için lojman projesi geliştirdik. Toplu alım yoluyla markalı projelerden daireler satın alıyor, öğretmenlerimize uygun fiyatlarla kiralıyoruz. Bugün 300-350 lojmanımız var; iki yıl içinde 500’ü geçecek. Bu girişimimizin de etkisiyle kendimiz inşaat sektörüne de girdik. Çalışanlarımızın barınma ihtiyacını karşılamak ve günlük yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla İstanbul ve Ankara’da aileleriyle beraber ikamet edebilecekleri lojman inşaatlarına başlıyoruz.

“Üçüncü nesil yönetime hazırlanıyor” “Dört kız babasıyım. Üçüncü kuşak yavaş yavaş şirket yönetiminde görev almaya başladı. İkiz kızlarım Pelin ve Selin eğitimlerini tamamlayıp şirkette çalışmaya başladı. Biri eğitim yönetimi ve sanat tarihi çift dalı yaptı, diğeri İngiltere’de işletme okudu. Şu anda genel merkezde farklı departmanlarda oryantasyon sürecindeler. Bu süreç üç yıl sürecek. İki yıl içinde üçüncü kızım da üniversitesini bitirecek. En küçük kızım ise henüz eğitim hayatının başında.”

“Özel okul payı azalacak”
“Milli Eğitim Bakanlığı son dönemde özel okulları daha fazla denetlemeye başladı. Sadece eğitim ücretleri değil; servis, kırtasiye ve yemek gibi tüm kalemler denetime girdi. Sektör tarafından olumsuz görülse de ben bu süreci destekliyorum. Bu şekilde sadece işini kaliteli yapanlar ayakta kalacak. Türkiye’de özel okul oranı şu an yüzde 8-9. Ancak bana göre ideal oran yüzde 3-4. Zamanla bu seviyelere geleceğini düşünüyorum.”

0

EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL