Türkiye'de yemek kartı sektörünün öncü markası olan Sodexo'nun akıllı telefonlardan 'mobil kart' hizmetine olan talep pandemi sürecinde 10 kat arttı. İlk önceliklerinin paydaşlarının sağlığını ve güvenliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı Eda Uluca Özcan, "20 bin işletme, 1 milyona yakın çalışan ve 45 bin üye iş yeri olmak üzere yaklaşık 1,5 milyon kişinin günlük hayatına dokunuyoruz" diyor.
Aram Ekin Duran
Küresel koronavirüs salgını ile birlikte iş dünyası adeta felce uğradı. Türkiye'de ilk vakanın tespit edildiği 11 Mart'tan normalleşmeye geçilen 1 Haziran arasında binlerce şirket faaliyetlerini ofislerden değil, evlerden sürdürdü.
Bu durum şirket çalışanlarına hizmet veren sektörlerin başında gelen yemek kartı sektörünü de derinden etkiledi. Türkiye'de yemek kartı sektörünün öncü markası olan Sodexo'nun Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı Eda Uluca Özcan ile pandemi döneminde değişen iş stratejilerini ve yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Kısaca Sodexo Türkiye'nin kuruluş sürecinden bahseder misiniz?
Yemek kartı sektörü işverenlerin çalışanlarına sosyal fayda sağlaması amacıyla ortaya çıkmış, devlet tarafından teşvik edilen, binlerce üye restoranın sürdürülebilir gelir kazanmasını sağlayan bir sektördür. Sodexo olarak bu sektörün Türkiye'de kurulmasına ve kurumsal hayatın bir standardı olmasına öncülük etmiş firma olarak yaklaşık 27 yıldır Türkiye'de faaliyet gösteren global bir firmayız.
'Yemek kartı' denilince akla gelen ilk markayız. Tamamen Türk çalışanlardan ve yönetim ekibinden kurulu yapımızla 20 bin işletme, 1 milyona yakın çalışan ve 45 bin üye iş yeri olmak üzere yaklaşık 1,5 milyon kişinin günlük hayatına dokunuyoruz.
Bir yandan devletimizin kayıt dışı ekonomi ile mücadelesi kapsamında KDV gelirlerinin artmasına katkıda bulunurken, diğer taraftan ülke ekonomimizin en önemli yapı taşı olarak gördüğümüz restoranlarımızın öngörülebilir gelir akışına sahip olmasını sağlıyoruz. Yemek kartı işimiz dışında firmaların çalışanlarına yönelik sundukları teşvik/ödüllendirme, harcama yönetimi, akaryakıt yönetimi gibi hak ve imkanlara yönelik de çözüm sunuyoruz.
Pandemi sürecine nasıl adapte oldunuz?
Bu dönemde ilk önceliğimiz paydaşlarımızın sağlığını ve güvenliğini sağlamak oldu. Bu bakış açısıyla hızlıca radikal aksiyonlar aldık ve sektörle özdeşleşmiş olan kağıt çek ve plastik kartların üretimini durdurarak müşterilerimize tamamen dijital çözümlerle hizmet vermeye başladık.
Örneğin, Mobil Kart çözümü ile müşterilerimiz çalışanlarına yemek faydasını akıllı telefonlardan dijital olarak anında sunabiliyor, tüketicilerimiz ise aynı gün bu yemek faydasından, temassız ödeme yaparak yararlanabiliyor.
Pandemi öncesinde geliştirdiğimiz bu çözüm, dönemin ihtiyaçları doğrultusunda daha fazla ön plana çıktı ve kullanımı 10 kat arttı. Yine Mobil Çek çözümü ile de çalışanlarına destek olmak isteyen işletmelere yönelik tamamen dijital, akıllı telefonlardan kullanılabilen, tek seferlik bir dijital araç sunduk.
Mobil ödeme özelliğimiz uzun zamandır kullanılıyordu. Ancak hijyen kaygısının ve temassız, dijital ödeme yöntemlerine ilişkin bilincin artmasıyla, mobil ödeme oranlarımızda Covid-19 öncesi döneme kıyasla yaklaşık 3 kat artış yaşadık. Ofiste kalan çalışanlara yönelik olarak da, alanında uzman iş ortaklarımızla birlikte yemek kartları üzerinden çok avantajlı fiyatlarla hijyenik bir şekilde toplu günlük sıcak yemek aboneliği imkanı oluşturduk.
Salgın dönemi sektörünüzde nasıl bir değişim yarattı?
Bu dönemin önemli bir sonucu, tüketicilerin gıda alışverişinde de online kanallara daha fazla yönelmesi oldu. Biz de kullanıcılarımızın yemek kartlarındaki bakiyeleri harcayabilmesi için üye işyerlerimizle sanal POS iş birliğine gittik. Bu sayede kart kullanıcılarımız online gıda alışverişi yapabilir hale geldiler.
Biliyorsunuz alınan önlemler doğrultusunda restoranların yaklaşık yüzde 80'i kapanmak durumunda kaldı. Faaliyet gösteren noktalar ise paket servise yöneldiler. Biz de restoranların bu süreçlerini etkin olarak yönetmelerini sağlayan akıllı kurye takip çözümümüz 'Hemen Yolda'yı hizmet bedeli olmaksızın sunduk.
Paralel olarak her akıllı telefonu bir POS cihazına dönüştüren Cep POS ürünümüzü yaygınlaştırdık; kullanım oranlarının 2 kat arttığını gözledik. Çok yakın zamanda da üye restoranlarımızın e-faturaya geçişini hızlandırmak için bu alandaki öncü şirketlerden Uyumsoft ile bir işbirliği gerçekleştirdik. Üyelerimiz Sodexo kanalıyla Uyumsoft'un e-fatura çözümlerinden çok avantajlı fiyatlarla faydalanabilecekler.
Sizce kendi alanında lider bir marka olarak en güçlü olduğunuz yönleriniz neler?
Bizim en güçlü özelliğimiz iş hayatıyla özdeşleşmiş, onun vazgeçilemez bir parçası olarak görülen bir marka olmamız. Çalışanların gözünde yemek faydası bizim markamızla var oluyor, 1 milyona yakın kart kullanıcısının her gün hayatının içindeyiz.
Türkiye'de yemek kartı ile özdeşleşmiş olsak da, dünyada çalışanların hayatının her alanına dokunacak, onların yaşamını kolaylaştıracak çözümlerimiz bulunuyor. İşverenlerin çalışanlarına sağladıkları spor, sağlık, kreş gibi yan haklarda Türkiye'de de sorumluluk üstlenebiliriz, gerekli mevzuat altyapısı hazır olduğunda biz hazırız. Gurur duyduğumuz bir diğer unsur da çalışanlarımız. Gecesini gündüzüne katarak
paydaşlarımıza hizmet veren genç, dinamik ve şirket değerlerini içselleştiren bir ekibimiz var. Pandeminin başlangıcında çok kısa bir sürede paydaşlarımızı tamamen dijital bir altyapıya taşıyabilmemiz çalışanlarımızın büyük özverisi ile gerçekleşti. Çalışanlarımızı bütün projelerimizin başrolünde konumlandırıyoruz. 2019'daki çalışan bağlılığı skorlarımızla almaya hak kazandığımız AON Best Employer ödülüne önümüzdeki dönemde de hak kazanmayı hedefliyoruz.
Pandemi nedeniyle büyüme hedefleriniz revize ettiniz mi?
Bizim mali yılımız Eylül aylarında başlıyor. Geçen seneyi hedeflediğimiz büyüme rakamlarının üzerinde kapatmayı başardık. Bu sene pandemi öncesinde de hedeflerimizi aşan bir performans sergiledik. KOB olan talebini canlı tutmayı başardık. Yemek dışı işlerimizde de, özellikle işverenlerin çalışanlarını, ekosistemlerini teşvik ve ödüllendirmek için kullandıkları Gift çözümlerimizde de her sene düzenli bir büyüme ortaya koyuyoruz.
İş hayatında bu kadar makro bir değişiklik elbette bizi de etkiledi. Özellikle Nisan ve Mayıs aylarında ücretsiz izin ya da kısa dönemli çalışma uygulamaları nedeniyle yemek faydası alabilecek çalışan sayısı geçici olarak azaldı. Konumumuz gereği hem iş dünyasındaki hem de restoranlardaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz.
1 Haziranda başlayan normalleşme sürecinin sektöre yönelik olumlu etkilerini ilk haftalardan itibaren görmeye başladık. Örneğin, Haziran ayının ilk haftalarında yemek kartı ile yapılan işlem adedinin Mayıs ayına göre 2,5 kat artış gösterdiğini görüyoruz.
Sosyal medya markalaşmak için önemli araçlardan birir haline geldi. Nasıl kullanıyorsunuz bu mecraları?
Sosyal medyayı hedef kitlemize ulaşmak için son derece önemli bir araç olarak görüyoruz. Sektörde takipçi sayısı en fazla olan markayız. Gündemi yakından takip ederek, farklı personalara yönelik farklı içerikler oluşturmaya çalışıyoruz.
Örneğin mobil karta geçişimiz ile birlikte kullanıcılarımızın fiziki kartlarını nasıl değerlendirebileceklerine ilişkin alternatif kullanım alanları sunduğumuz eğlenceli videomuz çok ilgi gördü. Kullanıcılarımızdan da bu alanda içerik oluşturmalarını istedik, çok güzel dönüşler aldık.
Marka başarınızla aldığınız ödüller neler?
Sodexo olarak her sene birçok müşterimizden yılın tedarikçisi ödülünü alıyoruz. Son 2 seferdir AON'un best employer ödülüne hak kazandık. Yine 2019 yılı içerisinde Sodexo Plus projemizle online ödeme ve sipariş alanında PSM Awards Altın Ödül'e layık görüldük.
Son olarak Sodexo Türkiye olarak, Sodexo Global dünyasında en iyi dönüşüm yönetimi ödülü olan 'Change Awards'un sahibi olduk. Dijital dönüşüm sürecimizde attığımız başarılı adımlar ve çalışanlarımızın bir Sodexo çalışanı olarak kendilerini çok daha ayrıcalıklı hissetmelerini sağlayan, iç iletişimimize yönelik 'Sen Varsan Dahası Var' adlı inisiyatifimizle bu ödülü almaya hak kazandık.
Markanızı geleceğe güçlü taşımak adına bundan sonra yapmayı planladığınız çalışma ve yatırımlar neler?
Kişiselleşme buradaki anahtar kelime olacak. Günümüzde pazarlama otomasyonu çok kritik bir noktada duruyor. Biz de zengin veri tabanımızdan faydalanıp tüketicilerimiz için en doğru bildirimleri ve kampanyaları en doğru zamanda onlara iletmiş olacağız.
Örneğin tüketicilerimizin tüketim trendini yapay zeka yetkinlikleri ile analiz edip kendilerine en uygun restoranları önereceğiz. Verilerdeki trendleri analiz ederek gündeme yön veren iletişimleri planlayacağız, gerek firmalar gerekse çalışanlar için çeşitli alanlarda içerikler üreteceğiz.
"YERLİ YAZILIMIMIZI DÜNYAYA AÇACAĞIZ"
"Sodexo olarak yemek kartı haricinde birçok çözümümüz var. Esnek fayda platformlarından, kreş desteklerine, ulaşım ve yol yardımlarından, seyahat faydalarına kadar birçok alanda Sodexo'nun çözümü olduğunu görmek mümkün. Türkiye'de de bu çözümlerin bazılarını gelecek yıl içerisinde lanse etmeyi hedefliyoruz.
Geçtiğimiz yıl restoranların kurye ve sipariş yönetimini optimize eden bir yazılım olan 'Hemen Yolda'ya yatırım yaptık. Tamamen Türk mühendislerinin eseri olan bu yazılımı önce Türkiye'deki sonra da dünyadaki üye iş yerlerimize sunmak istiyoruz. Kendi uzmanlık alanımız dışındaki çözümlerini paydaşlarımıza ulaştırmak için de alanlarında uzman olan iş ortaklarımızla iş birliği imkanlarını da rutin bir disiplin içerisinde inceliyoruz."
Aram Ekin Duran
eduran@ekonomist.com.tr
Küresel koronavirüs salgını ile birlikte iş dünyası adeta felce uğradı. Türkiye'de ilk vakanın tespit edildiği 11 Mart'tan normalleşmeye geçilen 1 Haziran arasında binlerce şirket faaliyetlerini ofislerden değil, evlerden sürdürdü.
Bu durum şirket çalışanlarına hizmet veren sektörlerin başında gelen yemek kartı sektörünü de derinden etkiledi. Türkiye'de yemek kartı sektörünün öncü markası olan Sodexo'nun Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri İcra Kurulu Başkanı Eda Uluca Özcan ile pandemi döneminde değişen iş stratejilerini ve yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Kısaca Sodexo Türkiye'nin kuruluş sürecinden bahseder misiniz?
Yemek kartı sektörü işverenlerin çalışanlarına sosyal fayda sağlaması amacıyla ortaya çıkmış, devlet tarafından teşvik edilen, binlerce üye restoranın sürdürülebilir gelir kazanmasını sağlayan bir sektördür. Sodexo olarak bu sektörün Türkiye'de kurulmasına ve kurumsal hayatın bir standardı olmasına öncülük etmiş firma olarak yaklaşık 27 yıldır Türkiye'de faaliyet gösteren global bir firmayız.
'Yemek kartı' denilince akla gelen ilk markayız. Tamamen Türk çalışanlardan ve yönetim ekibinden kurulu yapımızla 20 bin işletme, 1 milyona yakın çalışan ve 45 bin üye iş yeri olmak üzere yaklaşık 1,5 milyon kişinin günlük hayatına dokunuyoruz.
Bir yandan devletimizin kayıt dışı ekonomi ile mücadelesi kapsamında KDV gelirlerinin artmasına katkıda bulunurken, diğer taraftan ülke ekonomimizin en önemli yapı taşı olarak gördüğümüz restoranlarımızın öngörülebilir gelir akışına sahip olmasını sağlıyoruz. Yemek kartı işimiz dışında firmaların çalışanlarına yönelik sundukları teşvik/ödüllendirme, harcama yönetimi, akaryakıt yönetimi gibi hak ve imkanlara yönelik de çözüm sunuyoruz.
Pandemi sürecine nasıl adapte oldunuz?
Bu dönemde ilk önceliğimiz paydaşlarımızın sağlığını ve güvenliğini sağlamak oldu. Bu bakış açısıyla hızlıca radikal aksiyonlar aldık ve sektörle özdeşleşmiş olan kağıt çek ve plastik kartların üretimini durdurarak müşterilerimize tamamen dijital çözümlerle hizmet vermeye başladık.
Örneğin, Mobil Kart çözümü ile müşterilerimiz çalışanlarına yemek faydasını akıllı telefonlardan dijital olarak anında sunabiliyor, tüketicilerimiz ise aynı gün bu yemek faydasından, temassız ödeme yaparak yararlanabiliyor.
Pandemi öncesinde geliştirdiğimiz bu çözüm, dönemin ihtiyaçları doğrultusunda daha fazla ön plana çıktı ve kullanımı 10 kat arttı. Yine Mobil Çek çözümü ile de çalışanlarına destek olmak isteyen işletmelere yönelik tamamen dijital, akıllı telefonlardan kullanılabilen, tek seferlik bir dijital araç sunduk.
Mobil ödeme özelliğimiz uzun zamandır kullanılıyordu. Ancak hijyen kaygısının ve temassız, dijital ödeme yöntemlerine ilişkin bilincin artmasıyla, mobil ödeme oranlarımızda Covid-19 öncesi döneme kıyasla yaklaşık 3 kat artış yaşadık. Ofiste kalan çalışanlara yönelik olarak da, alanında uzman iş ortaklarımızla birlikte yemek kartları üzerinden çok avantajlı fiyatlarla hijyenik bir şekilde toplu günlük sıcak yemek aboneliği imkanı oluşturduk.
Salgın dönemi sektörünüzde nasıl bir değişim yarattı?
Bu dönemin önemli bir sonucu, tüketicilerin gıda alışverişinde de online kanallara daha fazla yönelmesi oldu. Biz de kullanıcılarımızın yemek kartlarındaki bakiyeleri harcayabilmesi için üye işyerlerimizle sanal POS iş birliğine gittik. Bu sayede kart kullanıcılarımız online gıda alışverişi yapabilir hale geldiler.
Biliyorsunuz alınan önlemler doğrultusunda restoranların yaklaşık yüzde 80'i kapanmak durumunda kaldı. Faaliyet gösteren noktalar ise paket servise yöneldiler. Biz de restoranların bu süreçlerini etkin olarak yönetmelerini sağlayan akıllı kurye takip çözümümüz 'Hemen Yolda'yı hizmet bedeli olmaksızın sunduk.
Paralel olarak her akıllı telefonu bir POS cihazına dönüştüren Cep POS ürünümüzü yaygınlaştırdık; kullanım oranlarının 2 kat arttığını gözledik. Çok yakın zamanda da üye restoranlarımızın e-faturaya geçişini hızlandırmak için bu alandaki öncü şirketlerden Uyumsoft ile bir işbirliği gerçekleştirdik. Üyelerimiz Sodexo kanalıyla Uyumsoft'un e-fatura çözümlerinden çok avantajlı fiyatlarla faydalanabilecekler.
Sizce kendi alanında lider bir marka olarak en güçlü olduğunuz yönleriniz neler?
Bizim en güçlü özelliğimiz iş hayatıyla özdeşleşmiş, onun vazgeçilemez bir parçası olarak görülen bir marka olmamız. Çalışanların gözünde yemek faydası bizim markamızla var oluyor, 1 milyona yakın kart kullanıcısının her gün hayatının içindeyiz.
Türkiye'de yemek kartı ile özdeşleşmiş olsak da, dünyada çalışanların hayatının her alanına dokunacak, onların yaşamını kolaylaştıracak çözümlerimiz bulunuyor. İşverenlerin çalışanlarına sağladıkları spor, sağlık, kreş gibi yan haklarda Türkiye'de de sorumluluk üstlenebiliriz, gerekli mevzuat altyapısı hazır olduğunda biz hazırız. Gurur duyduğumuz bir diğer unsur da çalışanlarımız. Gecesini gündüzüne katarak
paydaşlarımıza hizmet veren genç, dinamik ve şirket değerlerini içselleştiren bir ekibimiz var. Pandeminin başlangıcında çok kısa bir sürede paydaşlarımızı tamamen dijital bir altyapıya taşıyabilmemiz çalışanlarımızın büyük özverisi ile gerçekleşti. Çalışanlarımızı bütün projelerimizin başrolünde konumlandırıyoruz. 2019'daki çalışan bağlılığı skorlarımızla almaya hak kazandığımız AON Best Employer ödülüne önümüzdeki dönemde de hak kazanmayı hedefliyoruz.
Pandemi nedeniyle büyüme hedefleriniz revize ettiniz mi?
Bizim mali yılımız Eylül aylarında başlıyor. Geçen seneyi hedeflediğimiz büyüme rakamlarının üzerinde kapatmayı başardık. Bu sene pandemi öncesinde de hedeflerimizi aşan bir performans sergiledik. KOB olan talebini canlı tutmayı başardık. Yemek dışı işlerimizde de, özellikle işverenlerin çalışanlarını, ekosistemlerini teşvik ve ödüllendirmek için kullandıkları Gift çözümlerimizde de her sene düzenli bir büyüme ortaya koyuyoruz.
İş hayatında bu kadar makro bir değişiklik elbette bizi de etkiledi. Özellikle Nisan ve Mayıs aylarında ücretsiz izin ya da kısa dönemli çalışma uygulamaları nedeniyle yemek faydası alabilecek çalışan sayısı geçici olarak azaldı. Konumumuz gereği hem iş dünyasındaki hem de restoranlardaki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz.
1 Haziranda başlayan normalleşme sürecinin sektöre yönelik olumlu etkilerini ilk haftalardan itibaren görmeye başladık. Örneğin, Haziran ayının ilk haftalarında yemek kartı ile yapılan işlem adedinin Mayıs ayına göre 2,5 kat artış gösterdiğini görüyoruz.
Sosyal medya markalaşmak için önemli araçlardan birir haline geldi. Nasıl kullanıyorsunuz bu mecraları?
Sosyal medyayı hedef kitlemize ulaşmak için son derece önemli bir araç olarak görüyoruz. Sektörde takipçi sayısı en fazla olan markayız. Gündemi yakından takip ederek, farklı personalara yönelik farklı içerikler oluşturmaya çalışıyoruz.
Örneğin mobil karta geçişimiz ile birlikte kullanıcılarımızın fiziki kartlarını nasıl değerlendirebileceklerine ilişkin alternatif kullanım alanları sunduğumuz eğlenceli videomuz çok ilgi gördü. Kullanıcılarımızdan da bu alanda içerik oluşturmalarını istedik, çok güzel dönüşler aldık.
Marka başarınızla aldığınız ödüller neler?
Sodexo olarak her sene birçok müşterimizden yılın tedarikçisi ödülünü alıyoruz. Son 2 seferdir AON'un best employer ödülüne hak kazandık. Yine 2019 yılı içerisinde Sodexo Plus projemizle online ödeme ve sipariş alanında PSM Awards Altın Ödül'e layık görüldük.
Son olarak Sodexo Türkiye olarak, Sodexo Global dünyasında en iyi dönüşüm yönetimi ödülü olan 'Change Awards'un sahibi olduk. Dijital dönüşüm sürecimizde attığımız başarılı adımlar ve çalışanlarımızın bir Sodexo çalışanı olarak kendilerini çok daha ayrıcalıklı hissetmelerini sağlayan, iç iletişimimize yönelik 'Sen Varsan Dahası Var' adlı inisiyatifimizle bu ödülü almaya hak kazandık.
Markanızı geleceğe güçlü taşımak adına bundan sonra yapmayı planladığınız çalışma ve yatırımlar neler?
Kişiselleşme buradaki anahtar kelime olacak. Günümüzde pazarlama otomasyonu çok kritik bir noktada duruyor. Biz de zengin veri tabanımızdan faydalanıp tüketicilerimiz için en doğru bildirimleri ve kampanyaları en doğru zamanda onlara iletmiş olacağız.
Örneğin tüketicilerimizin tüketim trendini yapay zeka yetkinlikleri ile analiz edip kendilerine en uygun restoranları önereceğiz. Verilerdeki trendleri analiz ederek gündeme yön veren iletişimleri planlayacağız, gerek firmalar gerekse çalışanlar için çeşitli alanlarda içerikler üreteceğiz.
"YERLİ YAZILIMIMIZI DÜNYAYA AÇACAĞIZ"
"Sodexo olarak yemek kartı haricinde birçok çözümümüz var. Esnek fayda platformlarından, kreş desteklerine, ulaşım ve yol yardımlarından, seyahat faydalarına kadar birçok alanda Sodexo'nun çözümü olduğunu görmek mümkün. Türkiye'de de bu çözümlerin bazılarını gelecek yıl içerisinde lanse etmeyi hedefliyoruz.
Geçtiğimiz yıl restoranların kurye ve sipariş yönetimini optimize eden bir yazılım olan 'Hemen Yolda'ya yatırım yaptık. Tamamen Türk mühendislerinin eseri olan bu yazılımı önce Türkiye'deki sonra da dünyadaki üye iş yerlerimize sunmak istiyoruz. Kendi uzmanlık alanımız dışındaki çözümlerini paydaşlarımıza ulaştırmak için de alanlarında uzman olan iş ortaklarımızla iş birliği imkanlarını da rutin bir disiplin içerisinde inceliyoruz."