Dördüncü çeyrekte büyüme kaç çıkar?

25 Şubat 2020
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019'un dördüncü ve son çeyrek dönemi ile yılın tamamına ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerini 28 Şubat'ta açıklayacak.

DR. ORHAN KARACA
okaraca@ekonomist.com.tr


2018'in son çeyrek dönemi ile 2019'un ilk iki çeyrek döneminde küçülen Türkiye ekonomisi, 2019'un üçüncü çeyreğinde ise yüzde 0,9 büyüyerek bu resesyondan çıkmıştı.

Tahminimize göre 28 Şubat'ta açıklanacak veriler dördüncü çeyrekte ekonomik büyümenin hızlandığını gösterecek. Ekonomik büyüme ile yakından ilişkisi olan bazı öncü göstergelerdeki son duruma bakarak, dördüncü çeyrekteki büyümenin yüzde 5-6 arasında çıkmasını bekliyoruz.

Dördüncü çeyrek dönemdeki büyüme gerçekten bu aralıkta çıkarsa, 2019'un tamamındaki büyüme ise yüzde 0,6-0,9 arasında olacak. Bir nokta tahmin yapmak gerekirse, dördüncü çeyrekteki büyümenin yüzde 5,5 dolayında ve 2019'un tamamındaki büyümenin ise yüzde 0,8 dolayında çıkmasını beklediğimizi söyleyebiliriz.

Bu tahminimizin gerekçelerini ise şöyle açıklayabiliriz:

  • Türkiye'de ekonomik büyüme ile en yakın ilişkisi olan gösterge sanayi üretimindeki yıllık değişimdir. Bu ilişkinin iki nedeni var. Birincisi, sanayi sektöründe yaratılan katma değerin GSYH içindeki payının yüzde 20 dolayında olmasından kaynaklanan direkt etki. İkincisi ise sanayi sektöründeki faaliyet hacminin başta ulaştırma ve ticaret olmak üzere diğer birçok sektördeki faaliyet hacmini de etkilemesi. Sanayi üretimindeki değişim ekonominin üretim cephesindeki durum hakkında bilgi verir. 2019'un üçüncü çeyrek döneminde yüzde 0,8 olan sanayi üretimindeki yıllık değişim dördüncü çeyrek dönemde yüzde 5,5'e yükseldi. Tek başına bu gösterge bile üçüncü çeyrekte yüzde 0,9 olan ekonomik büyüme oranının dördüncü çeyrekte hızlandığını anlamaya yetiyor.




İÇ TALEPTE CANLANMA VAR

  • Türkiye'de ekonomik büyüme ile yakından ilişkisi olan ikinci göstergeyi reel perakende satışlardaki yıllık değişim oluşturuyor. Bu gösterge iç talebin en önemli parçası olan özel tüketim harcamalarındaki durum hakkında bilgi edinmemizi sağlıyor. Reel perakende satışlarda üçüncü çeyrekte önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,3 düşüş vardı. Dördüncü çeyrek dönemde ise yıllık bazda yüzde 9,9 yükseliş yaşandı. Bu da dördüncü çeyrekte özel tüketim harcamalarında ciddi bir canlanma olduğu anlamına geliyor.

  • Resesyon sırasında iç pazarda talep daralmasıyla karşılaşan işletmelerin ihracata yüklenmesi dış talebin büyümeye katkısını yükseltmiş ve bu da ekonomideki küçülmenin derinleşmesini engellemişti. Fakat dördüncü çeyrekte dış talebin büyümeye katkısı zayıflamış gibi görünüyor. Çünkü üçüncü çeyrekte yüzde 7,1 olan ihracat miktar endeksindeki yıllık artış dördüncü çeyrekte yüzde 4'e inmiş bulunuyor.

  • Resesyon sırasında düşüş gösteren ithalat miktar endeksi üçüncü çeyrekte yüzde 2,3 yükselmişti. Bu yükseliş dördüncü çeyrekte iyice hızlandı ve yüzde 18,6'yı buldu. İthalat miktar endeksinin alt kalemleri bu artışın büyük ölçüde üretimde kullanılan ara mallarının dış alımının artmasından kaynaklandığını ama tüketimdeki canlanmanın ve uzun süredir düşüşte olan yatırımların bir miktar toparlanmasının da buna katkısının olduğunu gösteriyor. Yani ithalatta yaşanan artış iç talepte canlanma olduğunu doğruluyor. Fakat yurtdışında üretilen ürünlere yapılan harcamaları ifade eden ithalat GSYH hesabına negatif işaretli olarak girdiği için, büyümeyi aşağı çekecek bir faktörü oluşturuyor.


İşte bu öncü göstergelerdeki gelişmeleri değerlendirdiğimizde, dördüncü çeyrekte büyümenin yüzde 5,5 dolayında çıkacağı sonucuna varıyoruz.