USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Enflasyonda kaygı veren yükseliş

2025 yılının bitimine üç ay kala, enflasyonla mücadelede moralleri bozan bir gelişme yaşadık.


Enflasyonda kaygı veren yükseliş

Eylül enflasyonu yüzde 2,5 civarındaki beklentileri hayli aşarak yüzde 3,23 oldu. Bu sonuçla birlikte, tüketici enflasyonu son bir yılda yüzde 50 seviyesinden yüzde 33,3’e gerilemiş olsa da hala dünyanın en yüksek enflasyonlarından birini yaşamaya devam ediyoruz. Üstelik 16 ay aradan sonra gelen bu aylık artış oranı hükümetin ve Merkez Bankası’nın yürüttüğü enflasyonla mücadele programının aradan geçen iki yıla rağmen hala tam işlemediğini bize göstermiş oldu. TÜFE-ÜFE verilerinin ayrıntılarına geçmeden şu tespiti yapmak önemli: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz politikası ve söylem tutarlılığına rağmen, Türkiye’de fiyat artışlarının kontrol altına alınamamasının temelinde kamuda tasarruf ve mali disiplindeki eksiklikler yatıyor. Bununla birlikte hem tüketiciler hem de şirketler Türkiye ekonomisinde ve siyasetinde yakın geleceğe dair güvensizliği aşamıyor.

Enflasyonda kaygı veren yükseliş-1

HİZMET FİYATLARINDAKİ KATILIK ÇÖZÜLMÜYOR

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Eylül 2025 döneminde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık yüzde 3,23 ranında artış gösterirken, yıllık enflasyon yüzde 33,29 oldu. En yüksek ağırlığa sahip üç ana harcama grubunun yıllık değişimleri; gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 36,06 artış, ulaştırmada yüzde 25,30 artış ve konutta yüzde 51,36 artış olarak gerçekleşti. Okulların açıldığı eylül ayında eğitim harcamalarındaki yıllık artış ise yüzde 66,1 oldu. TCMB’nin ‘Fiyat Gelişmeleri Raporu’nda da bu gelişmelere işaret edildi ve “Aylık enflasyonun ana eğilimi bir önceki aya kıyasla yükseldi” denildi.

Enflasyonda kaygı veren yükseliş-2

TCMB: AYLIK EĞİLİM YÜKSELİŞTE

Rapora göre, aylık bazda gıda ve hizmet fiyat artışları ile öne çıkan ana gruplar olurken, gıda fiyatları zirai don ve kuraklık nedeniyle olumsuz seyretmeye devam etti. Ayrıca, hizmet enflasyonunun yükselmesinde okula dönüş etkisi de belirleyici oldu. Tüm bu gelişmeler sonucunda, TCMB’in yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 24, yılın bitimine üç ay kala yakalandı. Henüz bir ay önce açıklanan yeni OVP’de ortaya konulan yüzde 28,5’lik tahminin gerçekleşmesi için ise geriye kalan ekim-kasım-aralık aylarındaki toplam enflasyonun yüzde 2,45’i geçmemesi gerekiyor. Sözün kısası, hedefler yine şaşacak. Görünen o ki yıl sonunda enflasyon yüzde 30’un üzerinde kalacak.

Enflasyonda kaygı veren yükseliş-3

PROF. DR. ERHAN ASLANOĞLU / İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ BÖLÜMÜ

“Faiz indiriminde sert fren olabilir”
“Eylül ve ekim aylarında enflasyon her zaman yüksek gelir. Ama bu kez beklentileri aşan bir yükseliş olduğunu gördük. Uzun vadeli baktığımızda, enflasyonda bir düşüş var. Ancak vatandaşın hissettiği enflasyon hala 12 ay sonrası için yüzde 50’lerde seyrediyor. Bu oran şirketler için yüzde 40, piyasa oyuncuları için yüzde 25’ler seviyesinde. Dolayısıyla enflasyonda bir düşüş olsa da hizmet ve gıda sektörüne ilişkin beklentiler hala yüksek. Yıl sonu enflasyonu için piyasaların beklentisi yüzde 29-30’du. Buna göre de faizin yüzde 35-36’ya inmesi bekleniyordu. Ancak son verilerden sonra, yıl sonu enflasyonunun yüzde 31-32 seviyesinde olacağı, dolayısıyla faizin de en fazla yüzde 37-38 civarında olması beklenmeli. Dolayısıyla Merkez Bankası, yıl sonuna kadar faiz indirimleri devam edecek ancak piyasa beklentisinden daha az bir indirim olacak. Özellikle ekim ayı toplantısında faiz indiriminde sert bir fren görebiliriz.”

Enflasyonda kaygı veren yükseliş-4

SANAYİCİ DAHA NE SÖYLESİN?

Yüksek enflasyon nedeniyle son iki yıldır maliyet krizi içerisinde olan sanayici şirketlerin çarkları, son 1,5 yıldır yavaşlıyor. Türkiye sanayisinin çatı kuruluşları neredeyse her hafta, ekonomi yönetimine yaşadıkları sıkıntılara çare bulunması çağrısı yapıyorlar. Ancak bugüne kadar tatmin edici bir yanıt aldıklarını söylemek güç.

Ekonomik işleyiş açısından önemli bir veri olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI raporunun eylül ayı sonuçları, sanayicilerin feryadını gözler önüne seriyor. İmalat PMI Endeksi eylülde 46,7’ye geriledi ve imalat sektörünün yavaşlamaya devam ettiğini gösterdi. Böylece faaliyet koşullarındaki bozulma eğilimi bir buçuk yıla ulaştı.

YENİ SİPARİŞTE ZORLANIYORLAR

Eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde iyileşmeye işaret ettiği İSO Türkiye Sektörel PMI Eylül 2025 raporu, aynı zamanda gıda ürünleri dışındaki tüm faaliyet alanlarında firmaların yeni sipariş almakta zorlandığını gösterdi. Bu nedenle sektörlerin büyük bölümü üretim ve istihdam hacmini azalttı.

Anket kapsamında izlenen 10 sektörün sadece ikisi; gıda ürünleri ile ağaç ve kağıt ürünleri üretim hacmini artırdı. En sert üretim düşüşü ise ağustos ayına göre hafiflemekle birlikte, yine tekstil ürünlerinde gerçekleşti. Çalışan sayıları yalnızca gıda ürünleri ile elektrikli ve elektronik ürünler sektörlerinde artış gösterdi ancak her ikisinde de bu artış oldukça ılımlı düzeyde gerçekleşti.

Anket katılımcılarının geri dönüşleri, firmalar açısından zorlayıcı talep koşullarının sürdüğüne işaret ediyor. Bu durum, yeni siparişler ile ihracatın daha da yavaşlamasına yol açarak imalat sanayi üretiminde belirgin düşüşle sonuçlandı. Yeni siparişlerdeki zayıflama, imalatçıların birikmiş iş yüklerini azaltabilmelerine olanak tanıdı ve bu azalış yaklaşık bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Firmalar satılamayan nihai ürünlerini stoklarına ekledi ve böylece üretim sonrası stoklar son üç ayın ilk artışını kaydetti. Öte yandan anket kapsamında takip edilen 10 sektörün sekizinde girdi maliyetleri enflasyonu bir önceki aya göre yükseldi. En yüksek oran, enflasyonun son 11 ayın en keskin düzeyine ulaştığı gıda ürünlerinde ölçüldü. Tekstil sektörü ise talebi canlandırmak amacıyla nihai ürün fiyatlarında üst üste yedinci kez aylık bazda indirime gitti. Böylece satış fiyatlarını düşüren tek sektör tekstil ürünleri oldu.

Enflasyonda kaygı veren yükseliş-5

DIŞ AÇIK 90 MİLYAR DOLARA DAYANDI

Türkiye ekonomisinin ‘yumuşak karnı’ sayılan dış ticaret dengesi, son 12 ayda yaklaşık 90 milyar dolar açık verdi. TÜİK verilerine göre Ekim 2024-Eylül 2025 arasındaki dış ticaret açığı 89,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Öte yandan yıllıklandırılmış ihracat yüzde 3,2 oranında artışla 269 milyar 742 milyon dolar seviyesine erişerek tarihsel olarak en yüksek ihracat rakamını kaydetti. Verilere göre, 2025 yılı Eylül ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla ihracat yüzde 3 oranında artarak 22 milyar 607 milyon dolara, ithalat ise yüzde 8,8 oranında artışla 29 milyar 492 milyon dolara ulaştı. Bu dönemde dış ticaret hacmi yüzde 6,2 oranında artarak 52 milyar 99 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yılın dokuz ayını kapsayan ocak-eylül döneminde ise ihracat yüzde 4,1 oranında yükselerek 200 milyar 625 milyon dolar, ithalat ise yüzde 5,9 oranında artışla 267 milyar 651 milyon dolar oldu. Dönem sonunda dış ticaret hacmi yüzde 5,2 oranında artışla 468 milyar 276 milyon dolara ulaştı.

Eylül ayında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla; Almanya (1 milyar 904 milyon dolar), İngiltere (1 milyar 361 milyon dolar) ve ABD (1 milyar 344 milyon dolar) oldu. Eylül ayında ihracatta en çok paya sahip ilk 10 ülkenin toplam ihracat çerisindeki payı yüzde 47,5 oldu.

0
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL