Bernard H. Mayer saatlerinin beşinci nesil temsilcisi Jr. Mayer, lüks saatlere olan talebin hızlandığını söylüyor. Lüks saatlerin değer kazanmaları nedeniyle yatırım aracı olarak görüldüğünü kaydeden Mayer, sektörün güvenli finansal yatırımcının ilgi odağında olduğunu belirtiyor.
Q Net Genel Müdürü ve Bernard H. Mayer saatlerinin beşinci nesil temsilcisi Jr. Mayer, lüks saatlere olan talebin hızlanacağını ifade ediyor. Lüks saat sektöründe 150 yıllık bir geçmişe sahip olan Mayer ailesinin beşinci kuşak temsilcisi olan Jr. Mayer, lüks saat pazarına ilişkin öngörülerini paylaştı. Dünya pandeminin etkisinden kurtulurken, geleneksel ve İsviçre yapımı lüks saatlere olan talebin güçlü bir şekilde devam ettiğini aktaran Mayer, özellikle lüks saat sahipliğinin yatırım olarak görüldüğünü de sözlerine ekliyor.
Pandeminin dünya genelinde lüks ürünlere yönelik talebi yavaşlatmasına rağmen, saatlere olan talep aynı istikrarı koruduğunu belirten Mayer, birçok kişinin lüks saatleri güvenli finansal yatırımlar olarak gördüğünü de belirterek, “Bu durum, özellikle de insanların yatırım yapmak ve bir sonraki nesle aktarmak üzere kalıcı değere sahip nesneler aradığı bu zamanda gerçekliğini koruyor. Örneğin lüks bir mekanik saatin yeniden satış değeri, özellikle son derece nadir veya rağbet gören bir model ise, orijinal satış fiyatının çok ötesine geçebilir. Geçtiğimiz iki yıl içerisinde insanlar paralarını nereye yatıracakları konusunda daha tedbirli davranmaya başladılar ve saatler, hızlı bir şekilde değer kaybetmemeleri sayesinde daha güvenli bir yatırım aracı olarak öne çıktı” diyor.
Türkiye’de de kol saati sektörünün geliştiğini ve büyük saat markalarıyla mikro saat üreticilerinin horoloji alanında ses getiren çalışmalar yaptığını belirten Mayer, Türkiye pazarında yer almaktan mutlu olduklarını kaydediyor.
Mayer “Türkiye’deki müşterilerimizin diğer pazarlarımıza göre tamamen farklı bir demografik yapıya sahip olması sebebiyle, faaliyet gösterdiğimiz herhangi bir ülkeye benzediğini söyleyemem. Örneğin, Avrupalı müşterilerimize sunduğumuz saatler iklim, yaşam tarzı ve kültür benzeri faktörler sebebiyle Güneydoğu Asyalı müşterilerimize göre farklılık gösterebiliyor. Ancak Türkiye’de şu ana dek kol saatlerimizin sıcak bir biçimde karşılandığını söylemekten mutluluk duyuyorum” diye konuşuyor.
“Lüks saat piyasasına kayda değer bir diğer nokta ise genç neslin, özellikle de Y kuşağının saatlere duyduğu ilginin zirveye ulaşması. Bu nesil, an itibariyle ailelerini kuruyor ve kariyer basamaklarını tırmanıyor. Çocuklarının 18. yaş günü hediyesi olarak, geçtikleri sınavlar veya mezuniyet için, hatta düğünleri veya ilk çocuklarının doğumu için saat satın alma fikriyle daha sıcak bakmaya başladılar. Saatler, sonsuzluğun, bileğimize hapsettiğimiz zamanın sembolleridir ve bence gittikçe daha fazla genç, saatlerin değerli bir hatırayı veya anı saklamak için mükemmel bir nesne olduğunu fark ediyor. Bunun yanında, dünya genelinde daha uygun fiyatlı mikro markalar ve saat üreticileri de mevcut; yani yüksek kaliteli bir mekanik saate sahip olmak, mesela elli yıl önce Rolex ve Audemars Piguet’in horoloji dünyasına hakim olduğu zamana kıyasla artık daha kolay.”
Q Net Genel Müdürü ve Bernard H. Mayer saatlerinin beşinci nesil temsilcisi Jr. Mayer, lüks saatlere olan talebin hızlanacağını ifade ediyor. Lüks saat sektöründe 150 yıllık bir geçmişe sahip olan Mayer ailesinin beşinci kuşak temsilcisi olan Jr. Mayer, lüks saat pazarına ilişkin öngörülerini paylaştı. Dünya pandeminin etkisinden kurtulurken, geleneksel ve İsviçre yapımı lüks saatlere olan talebin güçlü bir şekilde devam ettiğini aktaran Mayer, özellikle lüks saat sahipliğinin yatırım olarak görüldüğünü de sözlerine ekliyor.
Pandeminin dünya genelinde lüks ürünlere yönelik talebi yavaşlatmasına rağmen, saatlere olan talep aynı istikrarı koruduğunu belirten Mayer, birçok kişinin lüks saatleri güvenli finansal yatırımlar olarak gördüğünü de belirterek, “Bu durum, özellikle de insanların yatırım yapmak ve bir sonraki nesle aktarmak üzere kalıcı değere sahip nesneler aradığı bu zamanda gerçekliğini koruyor. Örneğin lüks bir mekanik saatin yeniden satış değeri, özellikle son derece nadir veya rağbet gören bir model ise, orijinal satış fiyatının çok ötesine geçebilir. Geçtiğimiz iki yıl içerisinde insanlar paralarını nereye yatıracakları konusunda daha tedbirli davranmaya başladılar ve saatler, hızlı bir şekilde değer kaybetmemeleri sayesinde daha güvenli bir yatırım aracı olarak öne çıktı” diyor.
TÜRKİYE ÜRETİMDE HIZLANDI
Türkiye’de de kol saati sektörünün geliştiğini ve büyük saat markalarıyla mikro saat üreticilerinin horoloji alanında ses getiren çalışmalar yaptığını belirten Mayer, Türkiye pazarında yer almaktan mutlu olduklarını kaydediyor.
Mayer “Türkiye’deki müşterilerimizin diğer pazarlarımıza göre tamamen farklı bir demografik yapıya sahip olması sebebiyle, faaliyet gösterdiğimiz herhangi bir ülkeye benzediğini söyleyemem. Örneğin, Avrupalı müşterilerimize sunduğumuz saatler iklim, yaşam tarzı ve kültür benzeri faktörler sebebiyle Güneydoğu Asyalı müşterilerimize göre farklılık gösterebiliyor. Ancak Türkiye’de şu ana dek kol saatlerimizin sıcak bir biçimde karşılandığını söylemekten mutluluk duyuyorum” diye konuşuyor.
Y KUŞAĞININ LÜKS SAAT İLGİSİ ZİRVEDE
“Lüks saat piyasasına kayda değer bir diğer nokta ise genç neslin, özellikle de Y kuşağının saatlere duyduğu ilginin zirveye ulaşması. Bu nesil, an itibariyle ailelerini kuruyor ve kariyer basamaklarını tırmanıyor. Çocuklarının 18. yaş günü hediyesi olarak, geçtikleri sınavlar veya mezuniyet için, hatta düğünleri veya ilk çocuklarının doğumu için saat satın alma fikriyle daha sıcak bakmaya başladılar. Saatler, sonsuzluğun, bileğimize hapsettiğimiz zamanın sembolleridir ve bence gittikçe daha fazla genç, saatlerin değerli bir hatırayı veya anı saklamak için mükemmel bir nesne olduğunu fark ediyor. Bunun yanında, dünya genelinde daha uygun fiyatlı mikro markalar ve saat üreticileri de mevcut; yani yüksek kaliteli bir mekanik saate sahip olmak, mesela elli yıl önce Rolex ve Audemars Piguet’in horoloji dünyasına hakim olduğu zamana kıyasla artık daha kolay.”