Araştırmaya göre, böcek yetiştiriciliği ve tüketimi, geleneksel et tüketimine karşı daha yeşil bir alternatif olarak son yıllarda öne çıkarıldı. Bu fikri savunanlar hayvancılığın ormansızlaşmanın başlıca nedenlerinden olduğunu; su kirliliğinin yarısından fazlasından sorumlu olduğunu; sınırlandırılması gereken sera gazı emisyonlarının üçte birinden fazlasını tek başına oluşturabildiğini söylüyor.
Bu karşılık cırcır böceği, çekirge ve karınca gibi böcekleri yetiştirip yeme önerisi ise gerçeğe dönüşmüyor. Habere göre özellikle Batı ülkelerinde insanlar bu fikre yoğun biçimde tiksintiyle yaklaşıyor.
ABD ve Avrupa’da yapılan araştırmalar katılımcıların %91 kadarının bitki bazlı “alternatif" deneyebileceğini söylüyor. Ancak böcek yemeyi düşünenlerin oranı düşük.
Nature dergisinin npj Sustainable Agriculture bölümünde yayımlanan makalede şu ifadeye yer veriliyor:
“Bu zorluklar göz önüne alındığında, böcek bazlı gıdaların geleneksel et seçeneklerinin yerini alması pek mümkün görünmüyor.”
Araştırmanın ortak yazarı Dustin Crummett şöyle diyor: Kısıtlı kaynaklarımız var ve bunları en umut vadeden alternatiflere yönlendirmeliyiz. Ancak görünen o ki, çiftlik böcekleri tüm et ikameleri arasında en düşük puanı alıyor ve gerçek pazar payları – böcek yeme geleneği olan yerlerde bile – oldukça küçük.”
Crummett, böceklerin atıştırmalık barlar veya ekmek gibi ürünlere katılması yönünde bazı girişimler yapıldığını; ancak bunların et tüketimini gerçekten azaltacak türde ürünler olmadığını belirtiyor.
Crummett, “Böcek yeme üzerine yapılan konuşmalar pek bir fark yaratmadı. İnsanlar hâlâ böceklere karşı güçlü bir tiksinti duyuyor ve kültürel olarak böcek yeme geçmişi yok. Uzun süredir yerleşmiş mutfak geleneklerini ve tiksinti tepkilerini tepeden inme değiştirmek zordur. Eğer kolay olsaydı, daha fazla insan bitki bazlı gıdalar tüketiyor olurdu.” dedi.