Gözde Yeniova Saylak [email protected]
Merkez Bankası'nın bir süredir elindeki araçları döviz oynaklığına ve sürekli artışına karşı nasıl kullanacağı sorgulanmaya başlamıştı. Ana politikasının gevşeme doğrultusunda olması ise bu sürede TL'yi rekor düşük seviyelere çekti. Doğrudan müdahale konusunda, net döviz rezervlerinin kuvvetli olmaması itibarıyla bu ihtimal zayıf görünüyordu. Aynı zamanda 2014'ten beri de bu tarz bir satış müdahalesi söz konusu olmamıştı. Ancak bugün TCMB, yedi yıl aradan sonra ilk kez döviz satarak piyasalara müdahale etti.
Para otoritesinden yapılan açıklamada, müdahalenin piyasadaki "sağlıksız fiyat oluşumlarından" kaynaklandığı belirtildi. Merkez bankası, "döviz kurlarındaki sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle" Borsa İstanbul Vadeli İşlemler Piyasası'nda da işlem yapmaya başladı.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan bu müdahaleyle ilgili sorularımı yanıtladı.
"2014'ten beri de bu tarz bir satış müdahalesi söz konusu olmamıştı. Dolayısıyla, ne kadarlık bir doğrudan satış söz konusu; kur etkisine o açıdan bakmak lazım. Merkez Bankası'nın piyasaya girmiş olması ve döviz arzı sağlaması bakımından da bunu söylem ve eylem etkisiyle desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle kur konusundaki beklentilerin revize edilmesi noktasında, bunun politika desteğiyle yapılması gerektiğinin önemli olduğunu belirtiriz. Döviz müdahalesi muhtemelen satılabilir yükümlülüklerden yapılıyor. Şirketlerin döviz talebi veya bankacılık sisteminden ekstra oluşan talebi karşılamaya yönelik olarak günlük bazda kur hareketinde geri çekilmeler sağlayacaktır. Ancak politika doğrultusu belli olduğu için ve Merkez Bankası'nın faizleri indirmeye yönelik doğrultusu bilindiği için bunun kurda sürekli bir düşüş sağlama noktasında yetersiz kalabileceğini düşünürüz.
Bankalarla yapılan swapları da hesaba katacak olursak, Merkez Bankası'nın açık pozisyonu itibarıyla yeterli bir rezerv etkisi sağlama noktasından uzak olması söz konusu olabilir. Aynı zamanda kuru yukarıya gönderen sözlü veya politika doğrultusundaki aksiyonlar, kur volatilitesinin durmamasına neden olabilir. Yani, şu aşamada döviz talebi doğrudan müdahalelerle günlük olarak sürdürülür ancak piyasa talep karşılandıktan sonra benzer eğilimine devam edebilir. Banka hazinelerinden gelen bilgilerin ve Merkez Bankası'nın işlem dökümünün konuya ilişkin daha sağlıklı bilgi vereceğini düşünüyoruz. Stratejinin sürdürülebilirliği, döviz müdahalesinin boyutu ve VİOP işlem pozisyonlarının durumuna bakacağız. Yarın Merkez Bankası'nın ekonomistlerle toplantısı olacağını da hatırlatmak isteriz.
Kurun artış noktasında FED'in varlık alımlarını azaltması, faiz artışını düşünmesi gibi dış politika baskılarına ek olarak TCMB'nin gevşeme politikası dahilinde yıl sonuna doğru faiz indirmeye devam etmesi beklentisi temel nedenler olarak duruyor. Dün TV yayınında konuşan Cumhurbaşkanı Sn.
Recep Tayyip Erdoğan da büyümeyi hızlandırma ve istihdam yaratmayı amaçlayan yeni ekonomi perspektifi doğrultusunda seçim öncesine kadar faizlerin inebileceği değerlendirmesinde bulunmuştu. Merkez Bankası'nın da bu doğrultuda 16 Aralık toplantısında faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor."
Merkez Bankası'nın bir süredir elindeki araçları döviz oynaklığına ve sürekli artışına karşı nasıl kullanacağı sorgulanmaya başlamıştı. Ana politikasının gevşeme doğrultusunda olması ise bu sürede TL'yi rekor düşük seviyelere çekti. Doğrudan müdahale konusunda, net döviz rezervlerinin kuvvetli olmaması itibarıyla bu ihtimal zayıf görünüyordu. Aynı zamanda 2014'ten beri de bu tarz bir satış müdahalesi söz konusu olmamıştı. Ancak bugün TCMB, yedi yıl aradan sonra ilk kez döviz satarak piyasalara müdahale etti.
Para otoritesinden yapılan açıklamada, müdahalenin piyasadaki "sağlıksız fiyat oluşumlarından" kaynaklandığı belirtildi. Merkez bankası, "döviz kurlarındaki sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle" Borsa İstanbul Vadeli İşlemler Piyasası'nda da işlem yapmaya başladı.
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan bu müdahaleyle ilgili sorularımı yanıtladı.
"2014'ten beri de bu tarz bir satış müdahalesi söz konusu olmamıştı. Dolayısıyla, ne kadarlık bir doğrudan satış söz konusu; kur etkisine o açıdan bakmak lazım. Merkez Bankası'nın piyasaya girmiş olması ve döviz arzı sağlaması bakımından da bunu söylem ve eylem etkisiyle desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle kur konusundaki beklentilerin revize edilmesi noktasında, bunun politika desteğiyle yapılması gerektiğinin önemli olduğunu belirtiriz. Döviz müdahalesi muhtemelen satılabilir yükümlülüklerden yapılıyor. Şirketlerin döviz talebi veya bankacılık sisteminden ekstra oluşan talebi karşılamaya yönelik olarak günlük bazda kur hareketinde geri çekilmeler sağlayacaktır. Ancak politika doğrultusu belli olduğu için ve Merkez Bankası'nın faizleri indirmeye yönelik doğrultusu bilindiği için bunun kurda sürekli bir düşüş sağlama noktasında yetersiz kalabileceğini düşünürüz.
Bankalarla yapılan swapları da hesaba katacak olursak, Merkez Bankası'nın açık pozisyonu itibarıyla yeterli bir rezerv etkisi sağlama noktasından uzak olması söz konusu olabilir. Aynı zamanda kuru yukarıya gönderen sözlü veya politika doğrultusundaki aksiyonlar, kur volatilitesinin durmamasına neden olabilir. Yani, şu aşamada döviz talebi doğrudan müdahalelerle günlük olarak sürdürülür ancak piyasa talep karşılandıktan sonra benzer eğilimine devam edebilir. Banka hazinelerinden gelen bilgilerin ve Merkez Bankası'nın işlem dökümünün konuya ilişkin daha sağlıklı bilgi vereceğini düşünüyoruz. Stratejinin sürdürülebilirliği, döviz müdahalesinin boyutu ve VİOP işlem pozisyonlarının durumuna bakacağız. Yarın Merkez Bankası'nın ekonomistlerle toplantısı olacağını da hatırlatmak isteriz.
Kurun artış noktasında FED'in varlık alımlarını azaltması, faiz artışını düşünmesi gibi dış politika baskılarına ek olarak TCMB'nin gevşeme politikası dahilinde yıl sonuna doğru faiz indirmeye devam etmesi beklentisi temel nedenler olarak duruyor. Dün TV yayınında konuşan Cumhurbaşkanı Sn.
Recep Tayyip Erdoğan da büyümeyi hızlandırma ve istihdam yaratmayı amaçlayan yeni ekonomi perspektifi doğrultusunda seçim öncesine kadar faizlerin inebileceği değerlendirmesinde bulunmuştu. Merkez Bankası'nın da bu doğrultuda 16 Aralık toplantısında faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor."