USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla
Ayşegül Sakarya Pehlivan
Ayşegül Sakarya Pehlivan

Diğer Yazıları

Hazır giyimde krizi çözecek 10 talep

İhracattaki düşüş ve ithalattaki artışla yıl sonuna kadar 2 milyar dolarlık üretim kaybı yaşaması beklenen hazır giyim sektörü ‘yaşam savaşı’ veriyor.


Hazır giyimde krizi çözecek 10 talep

Yüksek faiz-baskılanmış kur politikası sonucu artan maliyetler nedeniyle rekabetçiliğini kaybeden sektör temsilcileri, krizden çıkış için 10 adımlık paket öneriyor.

Ekonomist’in 12 - 25 Ekim 2025 tarihli sayısından

Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden hazır giyim ve tekstil son iki yıldır zor bir süreçten geçiyor. Son yıllardaki ekonomi politikaları nedeniyle dünya pazarlarında rekabet edemez hale gelen Türkiye hazır giyim sektörünün dünya hazır giyim ticaretinden aldığı pay 35 yıl sonra ilk kez yüzde 3’ün altına, ana pazarı Avrupa Birliği’nden aldığı pay ise 30 yıl sonra yüzde 5’in altına düştü. Dünyanın en büyük tedarik zincirlerinden biri olmasına rağmen 2025’in ilk yarısında dünya ticareti büyürken ihracatı daralan tek ülke Türkiye oldu. Özellikle enflasyonla mücadele için uygulanan yüksek faiz-baskılanmış kur politikası sonucu artan maliyetler, Türkiye’nin diğer ülkeler karşısında rekabetçiliğini kaybetmesine yol açarken bir de savaş bölgelerindeki yüksek kayıplar eklenince Türk hazır giyim sektörü kan kaybetmeye devam etti. Bu yılın ilk yarısında dünya hazır giyim ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarken; Bangladeş, Vietnam gibi rakip ülkelerin payı yüzde 10’un üzerinde yükselirken Türkiye’nin ihracatı yüzde 6,5 azaldı.

TÜRKİYE KAN KAYBEDİYOR

İhracatı düşen tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanları Toygar Narbay, “Türk hazır giyim sektörünün dünya hazır giyim ticaretinden aldığı pay, ilk kez 1990 yılında yüzde 3’ün üzerine çıkmıştı. Tam 35 yıl sonra, Haziran 2025 itibarıyla bu oranın altına düşerek 2,96’ya geriledik”. Diğer taraftan Türkiye’nin en büyük pazarı olan AB’deki payı da 30 yıl sonra yüzde 5’in altına inerek yüzde 4,65’e düştü” diye konuşuyor. Uzmanlar hazır giyim ticaretinden alınan payın 35 yıl sonra yüzde 3’ün altına düşmesiyle birlikte sektörde bir kırılma yaşandığına dikkat çekiyor. Önümüzdeki dönemde şirketlerin yeni alternatiflere yönelmek zorunda kalacağını belirten Narbay, üreticilerin rekabet koşullarının daha uygun olduğu ülkelere yatırıma yöneleceğini belirtiyor.

100 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM KAYBI BEKLENİYOR

Azalan iç satışlar ve bunun yanında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 25 artan hazır giyim ithalatı da üretim kapasitesine darbe vurmaya devam ediyor. 2022’den sonra azalmaya başlayan hazır giyim ihracatında bu yıl da 1 milyar dolarlık kayıp bekliyor, yılı 16,9 milyar dolar ihracatla kapatması bekleniyor. Bununla birlikte ithalattaki artışın da 1 milyar doları bulması bekleniyor. Çünkü yüksek vergilere rağmen ithalatın içeride üretmekten daha ucuz hale geldiğini belirten Narbay, ihracattaki düşüş ve ithalattaki artışın 2025 yıl sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık üretim kaybı anlamına geldiğine dikkat çekiyor. İhracattaki sorunlara iç pazar da eklenince sektördeki kayıp hızlandı. İç pazardaki dezenflasyon programı, hazır giyim yurt içi harcamalarını da vurdu.

Üretim kaybı istihdama da olumsuz yansıyor. Yılın ilk yarısında hazır giyimde 33 bin 724 kişi, tekstilde 22 bin 116 kişi olmak üzere toplamda 55 bin 840 kişilik istihdam kaybı yaşandı. Yine aynı dönemde hazır giyimde 2 bin 527, tekstilde 496 olmak üzere toplamda 3 bin 23 şirket kapandı. Bu yılın başında, devlet destekleri verilmediği takdirde 63 bini hazır giyimden olmak üzere tekstil ile beraber toplamda 100 bin kişilik istihdam kaybı yaşanacağını öngördüklerini belirten Narbay, “İlk yarı rakamları, maalesef bu öngörümüzü teyit ediyor. Yıl sonunda hazır giyim istihdamının 520 binli seviyelere kadar düşeceğini tahmin ediyoruz. 2022-2025 yılları arasında yüzde -21,8 olan üretimdeki daralmanın da üzerinde olan istihdam kaybı, sadece üretim değil, beyaz yaka tarafında da işten çıkarmaların olduğunu gösteriyor” diyor.

TÜRKİYE YÜZDE 60-65 DAHA PAHALI

Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründeki ihracat gerilemesinin son iki yılda yüksek faiz düşük kur politikasından kaynakladığını belirten İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, “Türkiye’nin rakiplerine göre pahalı hale gelmesi nedeniyle rekabetçiliğimiz zayıfladı. Aynı sorun halen devam ediyor. Bugün üretim maliyetlerinde Asya’daki rakiplerimize göre dolar bazında yüzde 60-65 daha pahalıyız. Avrupa’daki birçok ülkeye göre de yüzde 15-20 pahalı kalıyoruz. Dolayısıyla fiyat tutturamıyoruz ve müşteri kaybediyoruz. Daha fazla zaman kaybetmeden rekabetçiliğimizi güçlendirecek adımların atılması halinde 2026’da ihracatımızda yeniden artış trendine girebiliriz” değerlendirmesinde bulunuyor.

Sektörün dar boğazdan çıkabilmesi için rekabetçiliğini yeniden kazanması gerektiğini belirten Paşahan, bunun için atılması gereken adımları şu şekilde sıralıyor: “Kurla enflasyon arasındaki dengenin sağlanması çok önemli. Diğer taraftan çıkışın yolu; girdi maliyetlerinin düşürülmesinden, istihdam desteklerinin ayrım yapılmaksızın tüm firmalara verilmesinden, emek yoğun sektörlere prim desteğinden ve firmalara en az iki yılı geri ödemesiz uygun koşullarda finansman desteği sağlanmasından geçiyor.”

YEŞİL DÖNÜŞÜM HIZLANMALI

Moda endüstrisinin küresel pazarlarda rekabetçiliğini koruyabilmesi için dijital ve yeşil dönüşüm sürecini hızlandırması gerekiyor. Bu bilinçle Avrupa Birliği (AB) fonlarını etkili bir şekilde kullandıklarını belirten Paşahan, pek çok proje hayata geçirdiklerini vurguluyor. Toplam hazır giyim ihracatının yüzde 60’ını AB ülkelerine gerçekleştiren sektörde bu oran diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte yüzde 70’in de üzerine çıkıyor. Dolayısıyla moda endüstrisi için Avrupa için bir alternatiften söz edilemeyeceğini belirten Paşahan, “Üçüncü büyük tedarikçi olduğumuz AB pazarında kaliteli üretim, sosyal uygunluk ve yakından tedarik gibi avantajlarımıza ikiz dönüşümü de eklemek istiyoruz.

Gururla söyleyebilirim ki sektörümüz bugün geri dönüşüm, karbon ayak izinin azaltılması ve dijitalleşme gibi başlıklarda AB standartlarını yakalamış, hatta geçmiş bulunuyor” diyor. Sektör, dünyanın en büyük hazır giyim ithalatçısı olan ABD başta olmak üzere diğer pazarlardaki payını artırmak için de yoğun bir çalışma yürütüyor. Heyet ve fuar çalışmalarıyla yurt dışında aktif tanıtım çalışmaları yaptıklarına dikkat çeken Paşahan, bu çalışmaların etki gücünü artırabilmek için ticaret diplomasisinin imkânlarını da kullanmak gerektiğini vurguluyor. Bu kapsamda AB ile Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi ve ABD ile karşılıklı kazanım sağlayan iş birliği modellerinin hayata geçirilmesi sektörün beklediği adımlar arasında yer alıyor.

KRİZDEN ÇIKIŞ İÇİN ATILMASI GEREKEN 10 ADIM

  1. Döviz kuru, enflasyonla paralel hareket etmeli ve ekim ayında sona erecek olan yüzde 3 oranındaki döviz dönüşüm desteğinin yüzde 7,5 seviyesine yükseltilmesi gerekiyor.
  2. Eriyen işletme sermayeleri, referans faizin yarısı kadar değişken faiz oranıyla ve uzun vadeli kredilerle tamamlanmalı, reeskont kredilerinde faizin tahsilatı dönem sonunda yapılmalı.
  3. Emek yoğun sektörlerdeki KOBİ’lere verilen çalışan başı 2 bin 500 TL destek, ölçek gözetmeksizin tüm firmalara verilmeli.
  4. Bölgesel asgari ücret için çalışma yapılmalı ya da asgari ücret için verilen 1.000 TL destek, bölgesel gelişmişliğe göre kademeli olarak artırılmalı.
  5. Eximbank kredi destekleri 2018’de olduğu gibi toplam ihracat değerinin yüzde 16’sı seviyesine çıkarılmalı, vadeler uzatılmalı.
  6. Eximbank tarafından talep edilen banka teminat mektupları yüzde 75 oranında KGF ile tamamlanmalı.
  7. Konkordato süreçlerinde ticari alacakların korunmasına yönelik yapısal adımların hızla atılması gerekli.
  8. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumun sağlanması için sanayicilerin yapacakları GES yatırımlarına ruhsat almalarının önündeki sorunlar çözülmeli.
  9. İşletmelerin ölçeklerini büyütmelerini sağlayacak yeni teşvik mekanizmaları oluşturulmalı. Mikro ihracat ve KDV iade süreçleri kolaylaştırılmalı.
  10. EYT ile kaybedilen tecrübe ve bilgiye sahip iş gücünün işletmelere dönüşünü sağlayacak destekler verilmeli, kayıt dışılığı önlemek için emekli çalışanlardan SGK primi alınmamalı.
Hazır giyimde krizi çözecek 10 talep-1

FİKRET KİLECİ / TİM TEKSTİL VE HAMMADELERİ SEKTÖR KURULU BAŞKANI
“İhracatçının nefes alması sağlanmalı”

“İstihdam kaybı maalesef sadece rakamlarla ifade edilen bir mesele değil; her birinin arkasında bir aile, bir hayat var. 300 bini aşkın iş kaybından söz ediyoruz. Bu, ülkemizin üretim gücü açısından alarm verici bir durum. Bu gidişatı durdurabilmek için öncelikle ihracatçının nefes almasını sağlayacak bir ortam yaratılmalı. Kur politikasında rekabetçiliği koruyan adımlar atılmalı, enerji ve işçilik maliyetlerinde üreticiyi destekleyecek çözümler bulunmalı. Bunun yanı sıra artık sadece fiyatla rekabet edemeyeceğimizin farkına varmalıyız. Katma değerli üretim, moda tasarımı, teknik tekstiller, markalaşma gibi alanlarda güçlü bir yol haritasına ihtiyacımız var. Öte yandan sektörümüzün yeşil ve dijital dönüşümü de kritik. Avrupa’nın Yeşil Mutabakat süreci önümüzde bir engel değil, aksine fırsat. Eğer karbon ayak izimizi küçültür, dijitalleşmeye yatırım yapar ve sürdürülebilir üretim modellerine geçersek sadece pazar kaybetmeyeceğiz, aynı zamanda yeni kapılar açacağız.”

Hazır giyimde krizi çözecek 10 talep-2

AHMET ÖKSÜZ / İTHİB BAŞKANI
“Üç öncelikli eylem planı hayata geçmeli”

“Türk tekstil sektörü olarak 2024 yılında 11,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. 2025 yıl için beklentimiz ise yaklaşık 12 milyar dolarlık ihracat seviyesiyle yılı kapatmak. Tekstil sektörü ayakta olmadan hazır giyim, hazır giyim olmadan ise tekstil güçlü kalamaz. Dolayısıyla konkordato ilanlarındaki yükseliş, yalnızca bugünkü tabloyu değil, uzun vadede ihracat potansiyelimizi ve sektördeki istihdam gücümüzü de tehdit ediyor. Sektörün toparlanması için üç öncelikli eylemin; döviz dönüşüm desteğinin artırılması, kredi vadelerinin uzatılması ve konkordato süreçlerine ilişkin reformların gerçekleştirilmesi konularının hayata geçirilmesi için sektör olarak desteğe ihtiyaç duyuyoruz.”

Hazır giyimde krizi çözecek 10 talep-3

ŞEREF FAYAT / TOBB HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖR MECLİS BAŞK.
“Sektör küçüldüğü yerden yola devam edecek"

“Yakın coğrafyadaki rakiplerimizden yüzde 40, uzak coğrafyalardaki rakiplerimizden ise yüzde 50-60 pahalı hale geldik. Bu süre zarfında tekstil ve hazır giyim sektöründe 322 bin kişi işini kaybetti. 2025 sonu itibarıyla ihracat kaybımız da yıllık 4-5 miyar doları bulacak. Bu hızlı pahalanma süreci, sektörü küçülttü, şirketler kapandı, iş yapamaz hale geldi. Bu yıl sonunda artık sektördeki küçülmenin durmasını öngörüyorum. Kaybettiğimiz 300 binin üzerinde istihdam kaybını tekrar kazanmamız mümkün görünmüyor. Sektör küçüldüğü yerden yola devam edecek. Türkiye hazır giyim ve tekstil sektörü, şu anda Mısır’ı bir üretim üssü gibi kullanıyor. Büyük adetli üretimler ABD ve AB pazarında gümrüksüz satış yapılabilen Mısır’a kayarken, düşük adetli ama yüksek kaliteli üretim Türkiye’de kalacak.”

Hazır giyimde krizi çözecek 10 talep-4

GİYASETTİN EYYÜPKOCA / LALELİ ESNAF VE SANAYİCİLER DERNEĞİ (LASİAD) BAŞK.
“Acilen beşinci ve altıncı bölge teşvikleri artırılmalı”

“Rakiplerimizin hem ham madde giderleri hem işçilik maliyeleri bize göre çok daha düşük. Bu makas kapanmadan, sektöre bir tedavi uygulamak çok kolay olmayacak. Yaklaşık 2,5 yıldır döviz kurunun baskılanıyor olması, iş gücü maliyetlerindeki artış gibi nedenlerle rekabet gücümüzü kaybettik. Bu süreçte beşinci ve altıncı teşvik bölgelerimizde üretimde devlet desteklerinin artırılması gerekiyor. Belki bu sayede şirketlerimizi bir nebze koruyabiliriz. Bölgesel yatırım teşvikleri ve SGK prim destekleri bir miktar artırılabilirse, biz de kârlarımızı kısarak bu fiyat makasını kapatabiliriz. Ancak bu da şu an pek mümkün görünmüyor. Bu da bize ‘Acaba bizim sektörümüz gözden mi çıkarıldı, sektörümüz ölüyor mu?’ sorusunu sorduruyor. Şu an en acil atılması gereken iki adım var: Kurların mutlaka bir miktar artması ve beşinci ile altıncı bölgedeki teşviklerin büyütülmesi gerekiyor.”

0